Trakya Meme Hastalıkları Derneği Başkanı da olan Prof. Dr. Sezer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'ne göre her 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığını söyledi.
Sezer, bu kanser türünün tamamıyla kalıtımsal olmayabileceğini ancak yakın akrabalarda diğer türlerinin görülmesinin, kadındaki meme kanseri riskini artırdığını vurguladı.
Aşırı kiloların insan sağlığına verdiği zarara değinen Sezer, şöyle devam etti: "Obezite, çağımızın vebası haline geldi. Meme kanseri riskini artıran en önemli faktör kilodur. Ortalama vücut kitle endeksindeki her 5 birim artış bir kadın için yüzde 7-12 oranında riski artırıyor. Kadınlara söyleyeceğimiz en önemli şey; lütfen kilo almayın. 30 yaşından menepoza kadar kilo verildiği zaman risk yüzde 40 azaltıyor. Akdeniz usulü beslenen kadınların meme kanserine yakalanma oranları daha azdır. Balık, zeytinyağı ve sebze tüketmek meme kanseri riskini azaltıyor."
Spor yapmanın sağlıklı yaşam için en iyi ilaç olduğunu dile getiren Sezer, "Pasif yaşanmayacak, yani egzersiz yapılacak. Günlük 20 dakika, haftada 140 dakika eder. 20 dakika yürüyüş, yüzme, bisiklete binmek gibi hafif sporlar yapmak ya da aerobik, kardiyo ve pilates gibi dinamik kas gücü gerektiren sporları da 10 dakika yapmak, meme kanseri riskini yüzde 25 azaltıyor" diye konuştu.
Sezer, kadınların 20-40 yaş arasında 3 yılda bir doktor kontrolü yaptırması gerektiğine işaret etti. 40 yaşından sonra da her kadın yılda bir kez meme cerrahı tarafından kontrol edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Sezer, şunları kaydetti: "En çok sorulan soru '70 yaşına kadar her yıl momografi çektireceğim, bu benim kanser riskimi artırmaz mı?' Bugüne kadar momografi nedeniyle meme kanserine yakalanıldığını gösteren çalışma yok. Momografide alınan doz çok cüzi bir dozdur. 5 bin kilometre uçak yolculuğu yapan veya bir ay boyunca sokakta dolaşan kişinin dış faktörlerden aldığı doz aynıdır. Momografi çekerek yılda bin 300 kadının hayatını kurtarıyoruz. Ama momografiye bağlı kaybettiğimiz hiçbir kadın yok."
(AA)