İZMİR (İHA) - AK Parti Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof Dr. Nükhet Hotar Göksel, Avrupa Birliği'nde ayrımcılıkla mücadelenin kadın boyutu konusunda kaygıları olduğunu ifade etti.
Ayrımcılıkla mücadele konusunda AB yöneticilerine önerilerde bulunan Hotar Göksel, "AB mevzuatının eksiklikleri, uygulamada karşılaştığı sorunlar, ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Dolayısıyla AB'nin bize yönelik önerileri karşısında bizim de AB'li dostlarımıza yönelik önerilerimiz ve ayrımcılık konusunda kaygılarımız vardır" dedi.
AB'deki kadın ayrımcılığı konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nükhet Hotar Göksel, "Artık katılım müzakereleri için tarih almış bireyler olarak, AB mevzuatı bizim için sahiplendiğimiz, ulusal mevzuatımızın bir parçası olarak gördüğümüz bir metin konumundadır" diyerek, Avrupa Birliği yöneticilerine üç önemli soru yöneltti.
"Sorularımızın doğrudan muhatabı AB'li dostlarımızdır" diyen Hotar Göksel, ilk sorusunu şöyle yöneltti:
"AB'nin kadınlara yönelik kültürel ayrımcılık konusunda başı çeken Fransa'ya karşı tutumu nedir? Bu yüzden Fransa bir yaptırımla karşılaşmış mıdır? Fransa'yı özellikle örnek gösteriyorum; Fransa kadınlara yönelik kültürel ayrımcılığı kalıcı hale getirme uğruna Laiklik ilkesinin önemli çıkış noktalarından biri olan 'Devletin dinler karşısında tarafsızlığı' ilkesini ihlal etmiştir. Buradan Fransa'ya Laikliğe geri dönmesi çağrısında bulunuyorum. Laik zeminin oluşturacağı demokrasinin Fransa için yararlı olacağına inanıyorum, eminim Fransız halkı da benim gibi düşünüyordur. Fransa en azından 02.03.2005 tarihinde İngiltere temyiz mahkemesinin eğitim alanında kadınlara yönelik kültürel ayrımcılığın önlenmesine ilişkin kararını kendisine örnek alabilir."
AB mevzuatının eksiklikleri ve uygulamada karşılaştığı sorunların Türkiye'yi yakından ilgilendirdiğini söyleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel, diğer sorularını şöyle dile getirdi:
"İkinci sorum; AB kadınlara yönelik kültürel ayrımcılığın giderilmesinde asimilasyon ile entegrasyon arasında bir ayrım yapabilmiş midir? Yaptıysa bunun kriteri nedir? Üçüncü sorum; AB kimliği ile çok kültürlülük çatışmalı alanlar mıdır? Eğer bu çatışma çözülemiyorsa, AB adaylık sürecindeki ülkelerden talep ettiği demokrasiyi kendi sınırları içinde nasıl inşa edecektir?"
Hotar Göksel, "Sorularımı AB vatandaşı olmaya hazırlanan, dolayısıyla kendimi ait hissedeceğim topluluğun yapısının daha iyi ve makul olmasını arzulayan bir kadın olarak soruyorum" diyerek, "Artık katılım müzakereleri için tarihi almış bireyler olarak, AB mevzuatı bizim için sahiplendiğimiz ulusal mevzuatımızın bir parçası olarak gördüğümüz bir metin konumundadır. Bu yüzden, vatandaşlarımızın zihinlerinde oluşan bu sorulara mutlaka bir cevap bulunmalı ve açılımlar sağlanmalıdır" dedi.