Ankara'yı karıştıran iddia

ANKARA (İHA) - "Beni tanıyan herkes karanlık işlerin içinde olmayacağımı bilir" diyen Ersin, gizli tanığın kendisine ailevi problemlerinden bahsettiğini ve iş bulması için yardım istediğini söyledi.

[

****](https://www.mynet.com/gizli-tanikla-pazarlik-iddiasi-110100499948)

[

****](https://www.mynet.com/ersinin-gorusmesi-davaya-zarar-verdi-110100499992 )

CHP Milletvekili Ahmet Ersin'in, Erzincan'daki Ergenekon yapılanmasını deşifre eden gizli tanıkla yaptığı görüşmenin görüntüleri dün bazı internet sitelerinde yayınlanmış ve bugünkü bazı gazetelerde ise Ersin'in gizli tanığa içinde 80 bin lira olan bir çanta verdiği öne sürülmüştü. Ersin, iddialara Meclis'te cevap verdi. İddiaların tümüyle gerçek dışı olduğunu belirten Ersin, iftira atmanın koskoca bir gazeteye yakışan bir tavır olmadığını ifade etti. Ersin, "Para işlerinin içinde, karanlık işlerin içinde olamayacağımı bilmeleri lazımdı. Çok yanlış yaptılar. Çok üzdüler beni. Olmaması lazımdı" diye konuştu.

Görüntülerin nerede çekildiği sorusu üzerine Ersin, görüşmenin gerçekleştiği yerin otelin restoranı olduğunu belirtti. Otelde bazı milletvekilleri ve iki gazeteciyle bir gece kaldıklarını anlatan Ersin, şunları kaydetti:

"Sabah otelle ilişkimizi kestik. Kahvaltı yapıyoruz restoranda. Ben elimde çanta, palto geliyorum. Kahvaltımı yapıyorum. Ben kahvaltıdayken bu şahsın görüşmek istediği bilgisi geldi. Kahvaltı bittikten sonra elimde çantayla, paltoyla geliyorum adamın yanına. Merhabalaşıyoruz, el sıkışıyoruz doğal olarak. İnsani bir durum. Onu da 'elini sıktı' falan diye yazdılar. Bana ailevi sorunlarını anlattı. Eşiyle problemleri var. Erzincan'da yaşamak istemediğini söyledi. İzmir'de veya İstanbul'da iş bulabilip

bulamayacağımı sordu. Ben de bu kriz ortamında bunun mümkün olmayacağını söyledim kendisine. 'Can güvenliği sorunum var' dedi. Doğuda ailevi sorunlar nedeniyle can güvenliği sorunu zaman zaman çıkabilir. Öyle bir şey zannettim. 'Nedir can güvenliği sorunun?' diye sordum. 'Ben televizyonlara konuşurum, başka kimseye güvenmiyorum' deyince ilgilenmedim. Psikolojisini de çok uygun görmedim. Psikolojisi çok yerinde değil, ama ben ailevi sorunları nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu düşündüm. Orada, 'savcıya git, emniyete git, jandarmaya git derdini anlat' dedim. Orada ayrıldık."

Ersin, 'Size bir komplo mu kuruldu?' sorusu üzerine, "Bana niye komplo yapsınlar. Ben kimim ki? Komplo değil de bir yanlış bilgilenme olduğunu düşünüyorum. Komplo olacak bir şey yok. Atılan manşetlere çok üzüldüm. Beni tanıyan herkes böyle karanlık işler içinde olmayacağımı bilir. Benim Ziraat Bankası'na 20 bin lira tüketici kredisi borcum var, 80 bin lirayı nereden bulup da getireyim ona vereyim. Ayrıca adam değiştirmiş mi ifadesini, ne yapmış yani?" diye konuştu.

Ersin, bu olay üzerinden partisine eleştiriler yapılmasının hiç hoş olmadığını da belirterek, buna üzüldüğünü söyledi.

BOZDAĞ: CHP'LİLER DOKUNULMAZLIĞA HAİZ

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, Erzincan'da gizli tanıkla yaptığı esrarengiz 'çantalı' görüşme videosunun ortaya çıkmasını değerlendiren AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, görüntüleri skandal olarak niteledi. CHP'nin suçüstü yakalandığını ifade eden Bozdağ, görüşmenin TCK'ya göre açıkça suç olduğunu ifade ederek, savcıları göreve çağırdı.

[**

**](http://video.mynet.com/habervideo/Bozdag-savcilar-harekete-gecmeli/482004/)

TBMM'de konuya ilişkin konuşan Bozdağ, CHP'ye sert tepki gösterdi. CHP'nin yaptıklarının sadece bununla sınırlı olmadığını, dolayısıyla görüntülerin kendisine sürpriz gelmediğini kaydeden Bozdağ, "Tabii ki CHP'ye, sadece Ahmet Ersin'in bu davranışıyla bakmamak lazım. Ben hiç de yadırgamadım. Neden, çünkü Genel Başkan adeta her salı grup konuşmasını veya partinin başka yerlerdeki konuşmalarında, toplantılarında, her yeri bir duruşma salonuna döndürüyor. Orada devam eden soruşturma ve kovuşturmaların içindeki deliller, dosya içerisinde olanlar olmayanlar, nasıl vakıf, nasıl bilgi ediniyor bilmiyoruz ama bilmediği dosyalarla ilgili içindeki her şeyi biliyormuş gibi birtakım hukuki değerlendirmeler, savunmalar yapmaktadırlar."

"SAVCILAR SORUŞTURMA AÇMALI"

Bozdağ, her seferinde yargının bağımsızlığını savunan CHP'nin yargıya en büyük baskıyı yaptığını söyledi. CHP'nin memleketin her yerini duruşma salonuna çevirdiğini ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü;

"Tabi bu oldukça manidardır. Bunların Meclis çatısı altında da başka yerlerde de olmaması lazım. Devam eden davalar ve soruşturmalarla ilgili siyasiler dahil hiç kimsenin yargılamayı, soruşturmayı etkileyecek eylem veya söylemlerde bulunamaz. Ama CHP, hem devam eden davaların, soruşturmaların hakimleriyle, savcılarıyla görüşme yollarını arayarak, bir kısmıyla görüşerek, tanıklarıyla görüşüp ifadelerini değiştirmeye zorlayarak, her duruşmada milletvekillerini görevlendirip, orada görev yapan hakim ve savcılar üzerinde nüfuz ve baskı kurmak suretiyle soruşturma ve kovuşturmalara bizzat müdahil olmaktadırlar."

Bozdağ, görüntülerle ilgili cumhuriyet savcılarını harekete geçme çağrısında bulundu. Bugüne kadar bir davanın açılmamasına da tepki gösteren Bozdağ, "Bunların hepsi TCK anlamında suçtur, ama ben bugüne kadar cumhuriyet savcılarının açık açık ceza hukuku ihlal edildiği ve suçlar işlendiği halde bu konularla ilgili bir soruşturma açtığını duymadım. Devam eden davalar ve soruşturmaların esasını etkilemek ve yargı görevini yapanları etkilemek, adli soruşturmayı etkilemek için kim ne beyanda bulunuyorsa bulunsun bunlar resen takibi gerekli suçlardır. Savcılar bunlarla ilgili soruşturmaları başlatmak zorundadırlar. Burada bir tercih hakları yoktur. Ama bugüne kadar da böyle bir şey olmadı." ifadelerini kullandı.

"YÜKSEK YARGI VE HSYK ÇİFTE STANDART UYGULUYOR"

Bozdağ, CHP'nin açıkça yargıyı baskı altına almasına rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve HSYK'nın harekete geçmemesinin ise çifte standart olduğunu ifade etti.

Bozdağ, şunları söyledi: "Öte yandan, her defasında yargının bağımsızlığından bahseden yüksek yargının üyeleri, özellikle Yargıtay Başkanı, HSYK'nın değerli üyeleri, ben şimdi merak ediyorum bu çıkan görüntüler karşısında da bir bildiri yayınlarlar mı bir açıklama yaparlar mı? Gördüğüm kadarıyla CHP'nin Sayın Genel Başkanı, milletvekilleri ve partilileri, kimi yüksek yargı görevlileri nezdinde bir dokunulmazlığa haiz. Onlar ne yaparsa yapsınlar en ufak bir açıklama yok. Bu dokunulmazlık nereden kaynaklanıyor, onu da merak ediyorum."