HABER

"Anne-babalık profesyonel bir meslektir"

SAMSUN (İHA) - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Abacı, anne babalığın profesyonel meslek olduğunu belirterek, "Çocuğunuzun nasıl olmasını istiyorsanız, o öyle olur" dedi.

Sevgi eksiği ile büyüyen çocukların, büyüyünce çevresindeki insanları hep kendisine rakip olarak göreceğini ve onların başarısına tahammül edemeyeceğini vurgulayan Doç. Dr. Abacı, "Babalar çocuklarına kızdığı zaman, 'bana kendini dövdürtme', 'Beni yerimden kaldırtma' anneler ise, 'Ay üzerime gelme bayılırım', 'Beni verem ettin' derler. Bu anne babalar tuşuna basarsanız hareket ederler, basmazsanız dururlar. Bu sizin vicdanınıza kalmış bir şey. Sorunların çözümünü istiyorsanız her iki tarafta da problem olacağını gözardı etmeyelim. Başına bir olay geldiği zaman karşı tarafı suçlu olarak bir parmakla gösterirken, diğer üç parmağın size baktığı gerçeğini unutmayalım" diye konuştu.

"KÖTÜ MODEL OLMAYIN" Çocuklarda 6 ve 11 yaşın kişiliğin geliştiği çok önemli dönemler olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Abacı, "4 yaşında merdiven inen çocuklar son merdiveni basmaz atlarlar. 2.5 yaşındaki çocuğa evet dediğiniz zaman hayır, hayır dediğiniz zaman evet der. Çocuklarda 6 yaş ve 11 yaş kişiliğin geliştiği çok önemli dönemlerdir. Bunların kaç anne-baba farkında, kaç anne-baba çocuklarına bu dönemde nasıl davranacağını biliyor? Anne-babalık profesyonel bir meslektir. Çocuğunuzun nasıl olmasını istiyorsanız, o öyle olur. Çocuklarımızın büyüdüğü zaman dürüst olmasını istiyorsak, davranışlarımıza dikkat etmemiz lazım. Çünkü; sizden gördükleri gibi yaşayacaklar. Çocuğunuza kötü model olmayınız. İnsanlar bildiklerine göre değil, gördüklerine göre hareket ederler. İnsanların, ağaç görünce kesesi, çocuk gördü mü yalan söyleyesi geliyor" dedi. Doç. Dr. Abacı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"ÇOCUKLARIMIZA GÜVENMİYORUZ" "Yaptığımız bir araştırmada 3 tür fare öldürme tekniği olduğunu belirledik. Bunlar fiziksel, biyolojik ve psikolojik. İnsana verilebilecek en büyük ceza da psikolojik, yani onu yok saymaktır. Çoğu zaman özellikle aile içinde çocukların kişilikleri oluşmaya başladığı dönemde inanın binlerce kez 'Sen yoksun, benim için önemli değilsin' mesajı veriyoruz. Çocuğumuza merdiven çıkarken, ilkokulda ödevlerinde, üniversite sınavlarında tercih yaparken, iş bulmasında yardım ederiz. Çocuk, 30 yaşına geldiğinde yalnız başına iş yapmaya kalkıştığında döner arkasında anne babasını arar. Biz, çocuklarımıza yalnız başına iş yapamayacağını öğretiyoruz. Biz, çocuklarımıza güvenmiyoruz. Ondan dolayı çocukların hareket alanlarını sınırladık. 'O yapamaz, ben yaparım, dokunma' deriz, o da üniversite kütüphanesinde kitaplara dokunmaz."

"SEVGİYİ GÖSTERİN"
Doç. Dr. Abacı, karşıdaki insanın yerine her zaman kendimizi koymak gerektiğini ifade ederek, "Karşımızdaki insana sözümüzün, nazımızın geçmesini istiyorsak, o zaman yapmamız gereken karşıdaki insanda duygusal banka hesabımızı doldurmaktır. Karşıdakinin yerine kendimizi koymalıyız. Duygusal banka hesabına atılan en önemli kredi sevgidir. Paylaşılmayan, gösterilmeyen, hissettirilmeyen sevgi, sevgi değildir. Bununla ilgili sorunumuz var. Bazı anneler, 'Ben içimden seviyorum' der. Olmaz. Gösterilmeyen sevgi, sevgi değildir."

En Çok Aranan Haberler