ANKARA (İHA) - CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, bu ülkede hiç kimsenin soyağacıyla etnik kimliğini ispat edemeyeceğini belirterek, "Bugün etnik aidiyetin bilimsel ve hukuki tek geçerliliği DNA bilgileridir. Ben kimsenin DNA raporlarının peşinde değilim. Ülkemdeki her yurttaşın inandığı, ait olduğunu hissettiği etnik kökenini iftiharla söyleyebilmesini, bundan gocunmamasını istiyorum. Ama kendini Türk olarak hisseden bir yurttaş olarak kendi vatanımda ayrımcılığa uğradığımı, başka etnik kökenlerin üste çıkarıldığını algılıyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün hakkında 1 YTL'lik manevi tazminat davası açtığı CHP İzmir Milletvekili Arıtman, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Cumhuriyetin 85. yılındayken bile Türkiye'nin bazı bölgelerinde hala her iki kız çocuğundan birinin nüfusa kayıtlı olmadığını kaydeden Arıtman, ailesindeki ölmüş çocukların nüfus kağıtlarıyla yaşamını sürdüren çok sayıda vatandaşın bulunduğunu belirtti. Osmanlı döneminde tamamen beyana dayanılarak, hatta çoğu kez sonradan Müslüman olan gayrimüslimlere yeni nüfus kaydı çıkartıldığını belirten Arıtman, "Bizzat devlet tarafından bu kişilerin baba adı olarak Müslüman isimlerinin yazıldığı bir ülkede hiç birimiz soyağacıyla etnik kimliğimizi ispat edemeyiz. Bugün soy bağı, etnik aidiyetin bilimsel ve hukuki tek geçerliliği DNA bilgileridir. Ben kimsenin DNA raporlarının peşinde değilim. Ülkemdeki her yurttaşın inandığı, ait olduğunu hissettiği etnik kökenini iftiharla söyleyebilmesini, bundan gocunmamasını istiyor, kökeninden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmamasını diliyorum. Kendini Türk olarak hisseden, algılayan bir yurttaş olarak kendi vatanımda ayrımcılığa uğradığımı, ikincilleştirildiğimi, başka etnik kökenlerin üste çıkarıldığını algılıyorum. Ne de olsa Türk'üm demenin ayıp olduğu, Atatürk'ü sevmenin gericilikle eş tutulduğu bir ülkede yaşıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Emperyalistlerin Türkiye'deki işbirlikçileri ile Türk milletine dayattıkları geleceği kabul etmediğini ifade eden Arıtman, şunları kaydetti:
"Ülkemin etnik ve dinsel temelde bölünüp parçalanmasına, toprak kaybetmesine, emperyalistlerce sömürülmesine gücümün yettiğince karşı duracağım. Cumhurbaşkanı'ndan başlayarak sade vatandaşımıza kadar 'Uyan ey milletim, uyan ve diren' diyorum. Cumhurbaşkanı'ndan tek bir dileğim var. Çıkıp dimdik desin ki, 'Türk milleti hiçbir soykırım suçu işlememiştir. Yüce milletimize pek çok milletin özür borcu vardır, ama bizim kimseye özür borcumuz yoktur. Türk vatandaşı kimliğini kullanarak özür dilemeye kalkan diasporanın imzacıları, yaptığınız iş yanlıştır, bu ülkenin geleceğine benzin dökmektir, yapmayın'. Zor bir şey istediğimi sanmıyorum. Bu cumhurbaşkanının Anayasal görevidir. Bu görev yapılmazsa Anayasa suçu işlemiş olur ve istifa etmesi gerekir."
Arıtman, bazı bilgi, belge ve tanık ifadelerinin mahkeme tutanaklarıyla devletin arşivlerine geçmesinden üzüntü duyacağını ama Cumhurbaşkanı'nın kendisine dava açmasının da kendi takdiri olduğunu belirtti. İyi bir sosyal demokrat olarak aynı zamanda Kemalist olduğunu ifade eden Arıtman, partisinin ilkeleri olan altı oka sımsıkı bağlı olduğunu vurguladı. Arıtman, "Bu oklardan birini oluşturan Atatürk milliyetçisiyim. Atatürk milliyetçiliğinin ne anlama geldiğini bilmeyenler, öncelikle bunun anlamını
öğrensinler ki kafatasçı, ırkçı olmadığımı, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' anlayışında olduğumu algılayabilsinler. Numaracı cumhuriyetçilerin, liboşların, dönek solcuların, diasporanın köşelerdeki kalemşorlarının saldırısına uğrayacağımı, tezgahlarına çomak soktuğumu, nasırlarına basılmış gibi feveran edeceklerini biliyordum. Atatürk'ün anasına hakaret edenlere ses çıkarmayanların Ermeni diasporasına destek vermeleri beklenen tutumdur" dedi.
İmza kampanyasının bir siyasi proje olduğunu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin resmi politikasına tamamen zıt ve Ermeni ırkçılarının savunduğu politikayla aynı olduğunu kaydeden Arıtman, sadece Türk milletine ve Cumhurbaşkanı'na bunu hatırlatma gereği duyduğunu bildirdi. Ellerindeki medya vasıtasıyla haksız bir şekilde kendisine 'ırkçı, kafatasçı, Nazi' gibi nitelemelerle hakaret ve iftira atanlara dava açacağını açıklayan Arıtman, şu ifadeleri kullandı:
"Beni bu şekilde yıldıramazlar. Dimdik ayaktayım, arkamda duran, beni destekleyen yüce milletime minnettarım. Sadece TBMM'de ettiğim yemin gereği vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü korumaya çalışıyorum. Hiç kimsenin, bana ettiğim yeminin anlamını ve haddimin sınırlarını hatırlatmaya kalkması haddi değildir. Atatürk'ün Nutuk'taki öğüdünü, vasiyetini hatırlamakta, hatırlatmakta fayda var: 'Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadarçıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın'. Buradaki kanındaki ve vicdanındaki öz cevherin ırkçılık anlamına gelmediğini belirterek Atatürk'ün ileriyi çok iyi görebilen bir lider olduğunu ve işaret ettiği yoldan ayrılmamamız gerektiğini bir kez daha yineliyorum."