ANKARA (İHA) -Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Müdürü ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüsnü Can, İHA'ya Elazığ'da bu sabah meydana gelen depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Can, depremler konusunda yapılacak çok şeyin olduğunu ancak depremle yaşamanın halen öğrenilemediğini söyledi. Doğu Anadolu fayının halen aktif olduğunu belirten Can, "Bu aktifliğinin nedenini belirlemek de mümkün değil. Tarihsel verilerine bakıldığında Doğu Anadolu fayında 1905 yılında 6.8, 13 Temmuz 2003 yılında
5.7, 11 Ağustos 2004'te 5.3, 26 Kasım 2005'de 5.2, 9 Şubat 2007 yılında da 5.0 büyüklüğünde depremler meydana gelmiştir. Doğu Anadolu fayında bir hareketin olduğu görünüyor. Bugünde 6.0 şiddetinde bir deprem olmuştur. Bu fay Kuzey Anadolu fayı ile önemli faylarımızdan birisidir. Her an hareketli olma olasılığı mümkündür. Kuzey Anadolu Fayında da olabilir ancak ne zaman olacağını tahmin etmek mümkün değildir" dedi.
Türkiye'nin yüzde 98'inin deprem bölgesi içinde yer aldığını kaydeden Can, depremden kaçınmanın mümkün olmadığını ancak tedbirlerin mutlaka alınması gerektiğini vurguladı. Can, bugüne kadar yaptıkları araştırmalarda Türkiye'deki bütün depremlerde Erzincan depreminden 1999 yılındaki Marmara depremine kadar oluşan büyük depremlerde üç önemli konunun gerçekleşmediğini söyledi. Bölgedeki yapı koşullarına bakıldığında hiçbirisinin mühendislik hizmeti görmeyen yapılar olduğunu belirten Can, "Köylülerin ve
kazada bulunanların ekonomik güçlerine bağlı olarak kendilerinin barınak haline getirdiği mekanlar. Taş ve kiremitten oluşmuş üzerinde yağmuru geçirmemesi için bir metre ağırlığında bir toprakla kapatılmış ve bunun altında barınan insanlar. Bunlar çok eski yıllarda mağaralarda yaşayan insanların kullandığı yapılardır. Bu tür yapılardan kurtulmadığımız takdirde böyle depremlerde daha çok insanımızı kaybedeceğimiz aşikardır. Siyasilerin ülkemizdeki yapı stoğu hakkında çok ciddi araştırma yapması ve buna
öncelik sağlamaları gerekir. Bunu yapmak için çok ciddi bir bilimselliğe de ihtiyaç yoktur. Mühendislik hizmeti görmüş bir ve iki katlı yapıların hasar görmesi mümkün değildir. Burada yapılacak yapılar tek katlı yapılar mühendislik hizmeti alarak yapılsaydı bugün 41 vatandaşımızı kaybetmezdik" dedi.
Yapıların hiçbirinde yürürlükte olan yönetmeliklere uyulmadığını belirten Can, "Türkiye'nin her yerindeki yapı stoğunda bu mevcuttur. Tasarım aşamasında deprem riski göz önünde bulundurulmamış ve yapım aşamasında denetim mekanizmasına da çok uyulmamıştır" diye konuştu.
Doğu Anadolu Fay hattında son dönemde bir hareketlilik olduğunu belirten Can, "Fay enerjisini boşalttı. Şimdi tüm faylarda birtakım hareketlilikler var. Bunların mekanik olarak belirlenmesi de oldukça zor. Çok küçük de olsa bazı kırıklar izlenebilir. Her fayda her türlü hareket olabilir" dedi.
Öncelikli olarak depreme dayanıklı yapı projelerinin yapılmasını gerektiğine işaret eden Can, Türkiye'deki bilim adamlarının bunu yapabilecek düzeyde olduğunu ve mevcut yapı stoğunun depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini söyledi. Elazığ'daki depremlerin bundan sonra ne olacağına ilişkin olarak ise Can şunları söyledi:
"Çok fazla artçı depremler olacaktır. Bugünün koşullarında aldığımız bilgilere göre ilk şiddetin sonra aynı fayda bundan daha büyük bir depreme daha az rastlanmaktadır."
Can, depremlerin sabaha karşı olmasının bilimsel bir tarifinin söz konusu olmadığını sadece tesadüf olduğunu söyledi. Kuzey Anadolu Fayının çok etkin bir fay olduğunu belirten Can, "7 şiddetinde daha önce o bölgede oldu. Ama ne zaman olacağını söylemek mümkün değil" dedi.
Bölgedeki vatandaşlara da birtakım tavsiyelerde bulunan Can, hasar görmüş evlerine girmemesi uyarısında bulundu. Can, daha sonra Gazi Üniversitesi bünyesinde kurulan Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezinde yapılan ölçümlere ilişkin bilgi verdi.