Sarah Grainger
BBC, eski Caracas muhabiri
Cumhurbaşkanı Hugo Chavez'in politikalarının her bir Venezuelalının hayatını değiştirdiğini söylersek pek yanlış olmaz.
Bazılarının yaşamını iyiye, bazılarınınkini ise kötüye doğru.
Celia Ramos'u alalım. Tekerlekli iskemleyle yaşayan ve beş yaşındaki torununa bakan Ramos, bir kaç yıl önce Caracas'daki toprak kaymaları sırasında evsiz kalmış.
Hükümet derhal müdahele ederek kendisine başkentin yeni gelişen bir mahallesinde bir apartman katı vermiş.
"Otobüs de var, metro istasyonu da var burda. Okullar var, herşey var. Daha önce hiç böyle bir yerde yaşamadım. Muhteşem" diyor.
Hükümet bununla da kalmamış, Celia'ya, devlet tarafından ve ülkede çok yaygın olan mısır gözlemesi satan "areperas socialistas" namlı kafelerden birinde iş vermiş.
13 yılı aşan iktidarı döneminde Hugo CHavez ülkedeki yoksulların hayatlarını iyileştirmeyi hedefleyen çok sayıda projeyi hayata geçirdi.
"Barrio Adentro" adını verdiği proje ile yüzlerce Kübalı doktoru Venezuela'ya getirerek, ülkenin en yoksul mahallelerinde yeni sağlık ocakları açtı.
Çokuluslu şirketlerden el konan onbinlerce hektarlık toprağı tarım yapmaları için Venezuelalı yoksul köylülere dağıttı.
Kurduğu tramvay sistemiyle, başkentin çevresindeki tepelere kurulmuş yoksul gecekondulardaki halkın kent merkezine kolay erişimini sağladı.
Bütün bu projeler, belirtilen hedeflerine erişmenin ötesinde, hep birlikte, ülkede o zamana kadar neredeyse yok sayılmış bir toplumsal kesimi, görünür hale getirdi.
Muhalefeti destekleyenler bile Chavez'in sosyal adaletsizlikle mücadele konusunda attığı adımların önemini kabul ediyor.
Hali vakti yerinde bir avukat olan Ana, "Chavez'in iktidara geldiği 1999'da toplumda adaletsizlik çok büyüktü. Onun için bir Chavez'e ihtiyaç vardı" diyor.
Chavez yoksullara bir ses ve bir kimlik verdi. Sadece ülkesinde de değil, aynı zamanda uluslararası alanda.
Güney-güney diyalogunun kararlı bir savunucusu olan Chavez, Latin Amerika'nın benzer siyasi programları olan yönetimleriyle yakın ilişkiler kurdu.
ABD'ye karşı bir dış politika izleyen herkes ile ilişkilerini geliştirerek, Venezuela'yı uluslararası bir aktör haline getirdi.
Venezuelalı siyasi yorumcu Carlos Romero, "Chavez yoksul insanlara hayatlarında asla başka bir şekilde karşılarına çıkması mümkün olmayan fırsatlar sundu" diyor.
Ama Chavez'in bunu yaparken izlediği yöntemler toplumun bazı kesimlerini de rahatsız etti.
Romero "Sınıflar arasındaki ayrılıklar hiç bu kadar belirginleşmemişti" diye ifade ediyor bunu.
Chavez'in yoksulların yaşamını geliştirmek için yaptığı yatırımların bedelini "esqualidos" ya da zayıflar diye tanımladığı orta sınıflar ödedi.
Söylemi, Venezuela'nın farklı ekonomik sınıflarını birbiriyle çatışmaya yönlendiren, toplumu kamplara ayıran bir söylem olarak eleştirildi.
Chavez'e yöneltilen bir başka eleştiri de ekonominin yönetimi ile ilgiliydi.
Örneğin yabancı sermaye tarafından işletilen madenlerin millileştirilmesinin, güvensizlik yarattığı ve yabancı sermayenin kaçışına sebep olduğu söylendi.
El konulan topraklar işlenmeden kalınca, Venezuela ekonomisinin gıda için dışalıma muhtaç oluşu, ekonominin ayrı bir handikapı haline geldi.
Enflasyon oranını, fiyatları dondurmak suretiyle düşük tutma çabası, temel ihtiyaç maddeleri sıkıntısına yol açtı. Süpermarketlerde süt, yağ ve şeker bulunamaz oldu.
Ama Chavez, siyasi muhaliflerinin bütün eleştirilerine rağmen, 2002 yılında artık geri dönüşsüz sanılan bir darbe girişiminden geri dönmeyi başardığı gibi, sonuncusu geçen yıl yapılan seçimlerde de defalarca halkının desteğini kazandı.
Çok merkeziyetçi bir yönetim tarzı benimsemişti, bütün kurumlar ona bağlı çalışıyordu.
Geride, bıraktığı boşluğu doldurmakta zorlanacak bir Venezuela bıraktı.