Beşir Atalay, Kıbrıs Türklerine, devlet yönetimini, ekonomiyi ve sosyal yapıyı güçlendirerek yola devam etmenin zorunluluk olduğu mesajını vererek, güçlü bir yapının çözüm olduğunda da çözüm süreci uzadığında da Kıbrıs Türkünü güçlü kılacağını vurguladı.
"Asrın Projesi" diye nitelenen Türkiye'den KKTC'ye deniz altından borularla su getirilmesi projesinin ikinci adımı olan Geçitköy Barajı'nın temeli törenle atıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan ve halk oyunları ekibinin gösteri sunduğu Geçitköy'deki temel atma töreninde konuşan Başbakan Yardımcısı Atalay, Kıbrıs Türkünün özgürlük mücadelesinin önemli bir aşamadan geçtiği bu günlerde böyle bir yatırımın temelini atıyor olmaktan onur duyduğunu belirtti.
Yarım asırdır devam eden Kıbrıs sorununda adil ve kalıcı çözüm hedefine ulaşılması için son derece kritik bir aşamaya gelindiğine işaret eden Atalay, şöyle konuştu:
"1 Temmuz 2012 tarihine kadar bir çözüme ulaşılması ve Avrupa Birliği dönem başkanlığının Kıbrıslı Türklerin ortak olduğu bir devlet tarafından devralınması beklentimizi korumaktayız. Ancak yapılan açıklamalar Rum kesiminin 'bir takvim dayatılmaması' söylemi altında kısa vadede çözüme hazır olmadığını göstermektedir. Türk kesimi ise Birleşmiş Milletler parametreleri bazında iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı Federal Kıbrıs Devleti çözümünü kabul ettiğini Annan Planında da göstermiştir. Bugün yürütülen görüşmelerde de bu tutumunu sürdürmektedir."
"Daha çok beklerler"
Beşir Atalay, Kıbrıs Rum kesiminin, Kıbrıs Türklerinin uygulanan izolasyonlar sonucu pes ederek azınlık statüsünü kabul edeceklerini bekliyorsa daha çok bekleyeceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Kıbrıs Rum kesimi bilmelidir ki Kıbrıs Türkleri için yaşam devam etmektedir. Yaşamın gereği olarak da güçlü bir ekonomi, etkin bir yönetim ve sağlam bir sosyal yapı için gereken her şey yapılmaktadır ve yapılmaya devam edecektir. Bu bağlamda Anavatan olarak Türkiye Cumhuriyeti her türlü siyasi ve ekonomik desteği vermeye hazırdır. Bugün Anavatandan yavru vatana denizden boru ile su getirme projesinin Kuzey Kıbrıs tarafında yapılacak tesislerinin temelini atmak üzere burada toplanmamız da bunun en önemli göstergesidir."
Rum tarafına mesajlar
Bu projenin Türkiye ile Kıbrıs Türkü arasındaki bağı perçinlediğine, diğer yandan da Kıbrıs Rum kesimine önemli mesajlar verdiğine işaret eden Atalay, şöyle konuştu:
"Bu proje, bir yandan Kıbrıs Adası'nın Türkiye'nin coğrafi ve ekonomik hinterlandında olduğunu gösterirken diğer yandan da Kıbrıslı Türkler ile Anavatan arasında var olan bağı perçinlemektedir. Buradan Kıbrıs Rum kesimine de önemli mesajlar çıkmaktadır.
Kıbrıs Rum kesimi her ne kadar kendini Türkiye'den uzak görse de doğal komşusunun Türkiye olduğu bu proje tarafından bir kez daha hatırlatılmaktadır. Kıbrıs Rum kesimi artık adada Kıbrıs Türkünün varlığını ortadan kaldırarak bir gelecek tasarlamak yerine, ayaklarını yere basarak Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirmiş Kıbrıs Türkleri ile ortak yönettikleri bir federal devletin kendilerinin çıkarına olacağını da görmeliler. O zaman adanın etrafındaki doğal imkanlardan da daha etkin bir şekilde yararlanacaklardır."
Kıbrıs Türklerine mesaj
Kıbrıs Türklerine de seslenen Atalay, şunları söyledi:
"Yıllardır hayalini kurduğunuz asrın projesi diye nitelendirilen Türkiye'den boru ile su getirme projesi önemli bir aşamaya gelmiştir. Bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs'ın her türlü eksikliğini gidermeye, yetişemediğiniz noktalarda sizlere destek olmaya çalışmaktadır. Bu işbirliği gerek uluslararası platformlarda Kıbrıs Türkünün haklı davasını savunma konusunda gerekse yaşam kalitesini daha da artırmak yönünde içeride sürmektedir. Bugün temelini atmakta olduğumuz proje 1974 Barış Harekatı'ndan sonra yapılan en önemli adımdır. Suyun adaya gelmesi ile Kuzey Kıbrıs'ın toprağının değeri başta olmak üzere üretim ve refah seviyesi daha da artacaktır. Sizlere sunulan bu kaynağın verimli yönetileceğinden ve kullanılacağından eminiz."
"Hayat beklemez"
Kıbrıs sorunu ile ilgili yürütülen görüşmelerin sonuçlanmasını beklemenin, geleceğe ilişkin birçok planı buna endekslemenin doğal bir davranış olduğunu, ancak hayatın beklemediğini kaydeden Atalay, "Allah'ın verdiği ömür sürelidir. Çocuklarımız çocuk olarak kalmaz büyürler. Çözümü beklerken hayatı ihmal edemeyiz, devlet yönetimini, ekonomiyi ve sosyal yapıyı güçlendirerek yola devam etmek bir zorunluluktur" dedi.
Güçlü bir yapının çözüm olduğunda da Kıbrıs Türkünü güçlü kılacağını vurgulayan Atalay, "Çözümün uzaması durumunda da sizi güçlü kılacaktır. Başka çözümlerin ortaya çıkması durumunda da sizi güçlü kılacaktır. Bu bilinçle hareket ederek daha güçlü, daha refah içinde ve daha mutlu olursunuz. Sizin mutlu olmanız ise bizi de mutlu eder" diye konuştu.
"KKTC iyi bir noktaya geldi"
KKTC'nin tüm belirsizliklere ve uygulanan ambargolara rağmen başlangıçla kıyaslandığında iyi bir noktaya geldiğini, ortalama 16 bin dolar kişi başı milli geliriyle orta gelir grubundaki ülkelerin üst sıralarında yer aldığını anlatan Beşir Atalay, şöyle devam etti:
"Satın alma gücüne göre ise bu rakam kişi başı 20 bin doların üzerine çıkmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kendini kanıtlamış işleyen bir demokratik yönetim hüküm sürmektedir.
Bu gelişmişlik seviyesine rağmen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin var olan potansiyelini tam olarak kullandığı söylenemez. Potansiyelin tam olarak kullanılabilmesi için kamu yönetiminde, ekonomide ve sosyal alanda ilave adımların atılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu adımların atılabilmesi için ise daha yüksek hedeflere odaklanılarak bazı değişimlerin başarılması gerekir.
Öncelikle korumacı bir kültürün ada halkı olmanın getirdiği bir sonuç olduğunu bilmekle beraber, bu kültürün evrenseli yakalama konusunda engel teşkil etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Dünyada hiçbir ülke sadece kendi sermaye ve kurumsal birikimi ile bir yere gelemez. Daha ileri gitmek için dünyada birikim oluşturmuş sermayeden ve iş yapma yöntemlerinden de yararlanması gerekir. Bunu yapmadığı veya yapamadığı takdirde gelişmenin hızı düşük kalır ve göreceli olarak geride kalır. Dünyada oluşmuş birikim ve tecrübelerden yararlanmak bir eksiklik değildir. Bugün dünya küçülmüş ve birçok birikim ortak kullanılır hale gelmiştir.
İkinci olarak söylemek istediğim, dünyada artık kamu yönetimleri payını zaman içinde azaltmakta ve temel düzenleme denetleme alanlarına çekilmektedir. Bugün artık dünyada kamunun özel sektörden daha iyi ticari mal ve hizmet üretemediği genel kabul görmektedir. Kamunun rolü konusunda çağdaş dünya ile ayrı düşülür ise ülkenin rekabet gücü geri kalır. Bu konuda tüm dünya ülkeleri mal ve hizmetleri en kaliteli ve en ucuza üreterek ekonomik avantaj sağlamanın yarışı içerisindedirler. Yaratılan iç engeller dolayısıyla dünyanın bu gerçeğinin dışında kalmak kendi varlığını ve gücünü sürdürebilmeyi zora sokmaktadır."
Ekonomik program
Türkiye ile KKTC arasında yürütülen ekonomik programlara de değinen Beşir Atalay, "Türkiye tarafı olarak Kuzey Kıbrıs'ın kalkınması için mali kaynağa ihtiyacı olduğunun farkındayız. Özellikle büyük projelerin yapılması için kaynak ihtiyacı doğal bir olgudur. Türkiye sizlere belli miktarda desteği vermeyi sürdürmeye hazırdır. Bu kaynağın daha verimli kullanılması için daha net hedefler oluşturarak daha iyi planlamalar yapmak fırsatı her zaman için vardır" dedi.
Bu kapsamda, 2013-2015 yıllarını kapsayacak, yeni üç yıllık programı bir fırsat olarak değerlendirmek gerektiğini ifade eden Atalay, "Toplumun tüm kesimleri ile ortak hedefler belirleyerek bu hedefleri gerçekleştirmek için hazırlık yapmanız, Türkiye'den sağlanan destekleri de bu amaç doğrultusunda kullanmanız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni daha iyi bir yere getirecektir" diye konuştu.
Gençlere seslendi
KKTC'li gençlere de seslenen Atalay, şöyle devam etti:
"Değerli gençler asla umutsuzluğa kapılmayın. Daha güçlü bir değişim isteğiyle vatanınıza sahip çıkın. Kendinizi eğitin, yarına hazır olun. Bu ülkenin rekabet gücüne güç katın. Kıbrıs Türkünün girişimcilik yeteneğine inanın. Anneler babalar, iyi eğitimli rekabetçi evlatlarınızın istikbaline ilişkin kaygıda bulunmayın. İyi yetiştirilen gençler kendi geleceklerini daha iyi kurdukları gibi ülkenin geleceğini de garantiye alacaklardır."
Atalay, kısa süre önce özelleştirme yasasını kabul eden KKTC Meclisi'ne de teşekkür etti.
Konuşmaların ardından, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Meclis Başkanı Hasan Bozer, Başbakan İrsen Küçük, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça ve DSİ Genel Müdürü Akif Özkaldı butona basarak barajın temelini attı.