Hastalarımız bu soruyu bize çok sık sorarlar: ‘’Doktor bey, hastalığım astım mı, bronşit mi?"
Gerçekten de bu ikisi birbirine benzeyen ve birbiriyle karıştırılan hastalıklardır. Bronşit dersek çoğu hasta sevinir, ama astım dediğimiz zaman pek çok hasta karamsarlığa kapılır, üzülür. Zira halk arasında astımın kötü bir adı vardır. Astım, tamamen geçmeyen, belki hemen öldürmeyen, ama süründüren bir hastalık olarak bilinir.
Astım, tamamen geçmez sözü doğrudur, çünkü astım genetik yani kalıtsal bir özelliktir ve bugünkü tedaviler astım belirtilerini ortadan kaldırabilse de, astımın tamamen geçmesi mümkün değildir.
Ancak, astım tamamen geçmez derken, hastalığın sürekli olarak belirti vereceği de sanılmamalıdır. Tedavi gören hastaların hemen hemen tamamında ve hatta tedavi de görmeseler de bazı hastalarda astım belirtilerinin aylarca, yıllarca ortaya çıkmaması mümkündür.
**GENETİK YATKINLIK ŞART
**
Astım, genetik bir hastalıktır. Yani, astım olup olmamak kimsenin elinde değildir. Sanıldığı gibi, şiddetli bir üşütme, iyi tedavi edilmeyen bronşit astıma neden olmaz. Astım olmak için mutlaka genetik bir yatkınlık olması gerekir.
Ama, astım tıpkı diyabet gibi, hipertansiyon gibi multi-genetik bir hastalıktır, yani astımın ortaya çıkmasında birden fazla genin etkisi vardır. Ancak, genetik yapısı uygun olsa da herkes astım olmaz.
Astımın bir hastalık olarak ortaya çıkması için, çevresel faktörlerin de çok önemli rolü vardır. Bunların bazıları uygun genetik özellikler sahip bir kişide astım oluşumunu kolaylaştırır. Meselâ, annenin gebe iken sigara içmesi ya da çocuk dünyaya geldikten sonra ev ortamında sigara içilmesi, küçük çocukluk çağında geçirilen RSV bronşioliti, hava kirliliği, vitaminler ve antioksidanlardan fakir diyet, fazla antibiyotik kullanımı, şişmanlık gibi.
Buna karşılık, bazı çevresel faktörler ise astımın gelişimini önler ya da geciktirebilir. Meselâ, alerjenlerden arınmış ortamda yaşama, küçük yaşlarda geçirilen kızamık, kabakulak, suçiçeği, nezle… gibi bazı çocukluk dönemi enfeksiyonları, A, C, E vitaminlerinden ve omega-3 yağ asitlerinden zengin diyet gibi.
**ASTIMIN İYLEŞME DÖNEMLERİ
**
Biz astımdaki bu iyileşme dönemlerine tıp dilinde ‘remisyon dönemi’ diyoruz. Astım, zaman zaman remisyona girer. Bu, en çok buluğ çağında görülür. Geçmiş yıllarda yapılan araştırmalardan birine göre, çocukluğunda astımı olanların %55’ inde 14 yaş civarında belirtilerin tamamen ortadan kalktığı saptanmıştır. Bir başka araştırmada ise, 28 yaşlarında, 7 yaşından önce astım belirtisi gösterenlerin %55’inin düzeldiği belirlenmiştir.
Benim kişisel gözlemlerime göre de, çocukluğunda astımı olanların ortalama %50'sinde buluğ çağında hastalık belirtileri kaybolmaktadır. Ancak, bunların %50 kadarında 20 yaşından sonra astım tekrar belirti vermeye başlamaktadır.
**Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
**
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi