HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Astım tanısı yeni teknikler ve sonuçları

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, astımın tanısı için yapılan incelemelerin başında solunum fonksiyon testlerinin geldiğini vurguladı. Prof. Küçükusta, "bunlar için eğitimli personel ve pahalı aletler gerektiği gibi, bu testlerin özellikle de küçük çocuklarda uygulanması ve tekrarlanması çok zordur" diye bilgi verdi.

Astım tanısı yeni teknikler ve sonuçları

Astım çocuklarda ve erişkinlerde en sık rastlanan solunum yolları hastalığıdır. Astım tanısını gösterecek tek bir laboratuvar testi olmadığı için hastalığın tanısı çoğu zaman gecikmekte ve bu da astımın tedavisi daha zor kronik bir hastalığa dönüşmesine neden olmaktadır. Hiç bir test ile kesin astım tanısı koymak mümkün değildir.

Astım tanısında ve astım krizlerinin erkenden saptanmasında uygulanabilecek kolay bir tanı yöntemi üzerinde çalışan uzmanlar, astımın neden olduğu allerjik inflamasyonun kan, idrar ve diğer vücut sıvılarındaki bulgularından umut veren sonuçlara ulaştılar.

Astımdaki allerjik iltihabın en önemli hücresi eozinofil hücrelerdir. Bu hücrelerden kısaca eozinofil granül proteinleri ismiyle bilinen ECP, EPO, EPX isimli maddeler salgılanmaktadır. Hastalık aktivitesinin arttığı dönemlerde eozinofiller ve bunlardan salgılanan proteinler de artmaktadır.

Avusturya'da yapılan bir araştırmada eozinofil proteinlerinin, kan, burun salgısı ve idrardaki miktarlarının astımlı çocuklarda arttığı belirlenmiştir. Özellikle de ECP ve EPX'in kan ve idrardaki düzeyleri ile solunum fonksiyon testleri arasında sıkı bir ilişki olduğu, şikayeti olmayan astımlılarda ve normal çocuklarda bu maddelerin kan ve idrarda çok daha az bulunduğu saptanmıştır.

Almanya'da yapılan bir başka çalışmada ise egzemalı (atopik dermatit) erişkinlerde hastalık aktivitesinin idrarda EPX ölçülerek anlaşılabileceği kanıtlanmıştır.

Bu sonuçlar, kan ve idrarda eozinofil proteinleri miktarlarının ölçümlerinin astım ve egzema gibi allerjik hastalıkların hem tanısında ve hem de bunların aktivitelerinin belirlenmesinde çok yararlı olabileceğini göstermektedir. Kan ve idrardaki EPC ve EPX düzeyleri aynı zamanda kortizon tedavisinin izlenmesinde de çok önemlidir. Bu maddeler ölçülerek hastalık aktivitesinin ve buna göre kortizon tedavisinin süresi ve dozunun daha doğru olarak belirlenebilmesi mümkün olabilecektir.

Uzmanlar, idrarda EPX ölçümlerininin, özellikle solunum fonksiyon testleri yapılamayan ve kan almanın zor olduğu çocuklarda astımın ve diğer allerjik hastalıkların tanı ve tedavisinde büyük kolaylıklar sağlayacağını ileri sürmektedirler.

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler