HABER

Atabeyler Soruşturması İddianamesi

Atabeyler Soruşturması İddianamesi

ANKARA (İHA) - Kamuoyunda "Atabeyler" olarak bilinen soruşturma kapsamında sorgulanan, aralarında 2 emniyet müdürü, 2 yüzbaşı ve 2 astsubayın da bulunduğu 10 sanık hakkında, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevlerini yapmasını engelledikleri" iddiasıyla 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci tarafından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın iddianamesinde, soruşturmanın Ankara Emniyet Müdürlüğü Haber Merkezi'ne 18 Mayıs 2006 tarihinde ulaşan bir ihbar mesajıyla başladığı belirtilerek, ihbarı yapan kişinin Danıştay olayına atıfta bulunduktan sonra yeni hedefin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Danışmanı Cüneyt Zapsu olduğunun belirtildiği kaydedildi. İddianamede, suç tarihinde pilot yüzbaşı olan Murat Eren'in Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasal ortamın iyi olmadığını düşündüğü, ülkenin yönetim biçimi itibariyle felakete götürüldüğü hissine kapıldığı, ülkenin felaketten kurtulması için mutlaka bir şeyler yapılması gerektiğine inanarak, bir şeyler yapmaya karar verdiği belirtildi.

Eren'in, aynı yerde görev yapan şüpheli Astsubay Üstçavuş Erkut Taş'ın durumu anlatarak seslerini duyurmaları gerektiğini söylediği belirtilen iddianamede, Taş'ın Eren'e olumlu yanıt verdiği ve kendisiyle birlikte hareket etmeye razı olduğu, oluşturulacakları grup içinde tasarladıkları eylemlerde kullanılacak patlayıcı maddeleri ve diğer malzemeleri kendisinin temin edebileceğini söylediği ifade edildi.

Şüpheli Pilot Yüzbaşı Mustafa Eren'in daha sonra birlikte uçuş yaptığı Kara Pilot Üsteğmen Yakup Yayla'ya Erkut Taş ile birlikteliklerinden söz ederek düşüncelerini açıkladığı, Yayla'nın da Eren'in düşüncelerini paylaşarak oluşturulan grup içerisinde yer aldığı belirtilen iddianamede, Eren'in Taş ve Yayla ile birlikte gerçekleştirmeyi düşündükleri eylemler için finansman ihtiyaçlarını karşılayacak kişi aramaya başladığı kaydedildi. Kurulan grubun finansörü olarak Eren'in 2000 yılından beri tanıdığı şüpheli Yunus Akkaya ile görüştüğü, Akkaya'ya Türkiye'nin iyi yönetilmediği, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden şehit cenazelerinin sıkça gelmeye başladığından bahsederek ülke için bir şeyler yapılması gerektiği yolunda düşüncelerini aktardığı ve Akkaya'nın Eren'in düşüncelerine katılarak bu oluşum içinde yer aldığı belirtildi.

Taş'ın patlayıcı maddeler konusunda uzmanlık eğitimi gördüğü, görevi gereği kendisine teslim edilen patlayıcı maddelerden bir kısmını kendine ayırdığı kaydedilen iddianamede ayrıca, Eren'in temin ettiği 3 adet 225 gramlık TNT kalıbını Taş'a teslim ettiği, şüpheli Yasin Yaman'ın da Eren ve Taş'ın talebi doğrultusunda dinamik lokumlarını ve MKE yapımı fünyeleri Taş'a teslim ettiği ifade edildi. Taş'ın temin edilen patlayıcı madde, mühimmat ve malzemelerin evinde saklanmasının sakıncalı olduğu kanaatine vararak malzemeleri Yasin Yaman'ın babasına ait Hasanoğlan Beldesi'nde bulunan eve taşımaya karar verdiği belirtilen iddianamede, Taş'ın malzemeleri iki valiz içerisinde 2006 yılının Mart ayı başlarında Yasin Yaman'ın babasının evine götürerek burada bir müddet sakladığı kaydedildi. İddianamede Eren ve Taş'ın Ankara'da yapılan operasyonlardan şüphelenerek mühimmat ve malzemelerin yerlerinin değiştirilmesine karar verdikleri ve Akkaya'nın Eryaman evlerinden Özgür İpek Sitesi'nde bulunan eve yerleştirdikleri belirtildi.

BİM MAGAZALARINDA EYLEM AMAÇLI KEŞİF

Eren, Taş, Yayla, Yaman ve Akkaya'nın Başbakan'ın Başdanışmanı olan Cüneyd Zapsu'nun Kürt asıllı bir kişi olduğu, Kürt milliyetçisi olduğu ve ABD'deki Şahinler Grubu diye adlandırılan devlet yöneticileriyle irtibatta olduğu, Türkiye aleyhinde çalışmalarda bulunduğu kanaatinde oldukları belirtilen iddianamede, bu nedenle Zapsu'nun ortak olduğu Ankara Kızılay, Çiftlik, Elvankent ve Etimesgut semtlerinde bulunan BİM mağazalarına uzaktan kumandalı patlayıcı madde yerleştirerek zarar vermeyi düşündükleri kaydedildi. Çiftlik kavşağında bulunan BİM mağazasına Akkaya'nın, Kurtuluş semtindeki BİM mağazasına Eren'in, Elvankent semtinde bulunan BİM mağazasına ise Taş'ın keşif amaçlı incelemelerde bulundukları, bu mağazalarda kamera olup olmadığını tespit ettikleri ve patlayıcı madde yerleştirilecek yerlerin keşfini yaptıkları belirtilen iddianamede, Eren'in daha sonra Ankara'nın çeşitli yerlerinde 10-15 adet BİM mağazalarına patlayıcı maddeler yerleştirmeye karar verdiği, bu eylemleri gerçekleştirecek elemana ihtiyaç olduğunun anlaşılması üzerine Akkaya ile eleman temini için görüştüğü kaydedildi. Akkaya'nın daha önce tanıdığı Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nda görevli İsmail Binici ile Gümrük Müsteşarlığı'nda görevi Mehmet Karatepe'yi Eren ile tanıştırdığı, Eren'in bu 2 kişiye niyetini açıkladığı ve bu 2 kişinin de Eren'in düşüncelerine katılarak grup içerisinde yer aldığı ifade edildi.

Akkaya ve Eren'in olay tarihinde Merzifon İlçe Emniyet Müdürü olan Mustafa Raşit Çavdar ile Eren'in tasarladıkları eylemlerden bahsederek Çavdar'ın görüşünü aldığı, İsmail Binici ve Karatepe hakkında referansta bulunup bulunamayacağı sorduğu belirtilen iddianamede, Çavdar'ın Binici ve Karatepe'nin iyi insanlar olduğunu söylediği, Eren'in bu 2 kişiyi gruba dahil ettiği kaydedildi.

Çavdar'ın tavsiyesi üzerine Eren'in fikir alışverişinde bulunmak için Çorum İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Cemal Hasan Özdeş'in de fikir ve düşüncesini aldığı kaydedilen iddianamede, böylelikle her 2 Emniyet Müdürü'nün gruba dahil olduğu kaydedildi.
İddianamede Savcı, sanıkların Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde yer alan "suç işlemek için örgüt oluşturmak" suçu kapsamı dışında bulunduklarını belirterek, sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçu" işlediklerini belirterek, TCK'nın 16. maddesinde yer alan "Suç için anlaşma, patlayıcı madde bulundurmak" ve 6136 sayılı "Silahlı Ateşler Kanunu'na muhalefet"ten yargılanmalarını talep etti.

En Çok Aranan Haberler