BİZE ULAŞIN
ANKARA (İHA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2007 tarihinin, geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmaya devam eden emeklilerin kabusu haline geldiğini bildirdi.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'yla ilgili yazılı bir açıklama yapan Aygün, 1 Ocak tarihinden itibaren emekli olduğu halde Bağ-Kur kapsamında iş yapanlardan kesilen sosyal güvenlik destek priminin yüzde 10'dan yüzde 33.5'e çıkacağını belirtti. On binlerce emeklinin, dükkanını kapatmak zorunda kalacağına dikkati çeken Aygün, "1 Ocak, çalışan emeklilerin kabusu oldu" dedi.
Aygün, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 15, CHP'nin ise 20 maddesinin tamamen ya da kısmen iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduğu yasanın, Anayasa'nın "sosyal devlet" ilkesine aykırı olduğunu söyledi. Söz konusu yasada milletvekillerinin kapsam dışı olmasını da eleştiren Aygün, "Bu yasa emekliye bay bay, vekile hay hay yasasıdır" diye konuştu.
IMF'in isteğiyle çıkarılan yasanın, geçim derdine düşen emeklilere yaşam hakkı tanımadığını vurgulayan Aygün, "Bu yasayla emeklilere 'ya öl, ya öl' deniyor" diye konuştu. 1 Ocak'tan sonra emeklinin önünde iki seçenek bulunduğunu belirten Aygün, "Emekli ya aylığı almaktan vazgeçip çalışmaya ve normal prim ödemeye devam edecek, ya da emekli aylığı almaya devam edecek ama her ay brüt asgari ücretin yüzde 33.5'i oranında, yani bugünkü rakamla 178 YTL sosyal güvenlik destek primi ödeyecek. Bu da emekliye 'çalışma öl' demektir" dedi.
Aygün, bu rakamın beyan edilen aylık kazanca göre brüt asgari ücretin 6.5 katı olan bin 156 YTL'ye kadar çıkabileceğini söyledi. Emekli Sandığı ve SSK emeklileri ile emekli şirket ortağı ve tüccarlar için de aynı durumun söz konusu olduğunu bildiren Aygün, "Emeklilere yönelik bu haksızlık, yılbaşından önce yapılacak bir düzenleme ile mutlaka giderilmelidir" değerlendirmesini yaptı.
"KAYIT DIŞILIK ARTACAK"
Yeni düzenlemeyle çalışmayı sürdürecek emeklilerin kayıtlı değil kayıtdışı çalışmaya yöneleceğine dikkat çeken Aygün, "Hükümet kaş yapayım derken göz çıkartacak. Emeklinin kazanacağı paradan para kazanmayı beklerken, kayıtlı çalışan pek çok emekli kendi isteğiyle kayıt dışı kalacak, hükümet kazanacağı paradan da olacak" diye konuştu.
Yeni yasaya göre, 1 Ocak 2007 tarihinde 18 yaşındayken işe giren bir sigortalının 65 yaşında emekli aylığı almaya başlayacağını anlatan Aygün, "Türkiye'de ortalama yaşam süresi 66 yıl. Bu da '1 yıl emeklilik, sonra mezar' anlamına geliyor. Emekliye 1 yıl yaşama hakkı tanınıyor" dedi.
İşsizliğin ve kayıt dışı istihdamın yoğun olarak yaşandığı Türkiye'de prim ödeme gün sayısının 7 binden 9 bin güne çıkarılmasının gerçekçi olmadığını da sözlerine ekleyen Aygün, 1 Ocak 2007'den sonra işe girenler için emekliliğin hayal olacağını ifade etti.
Aygün, yeni yasaya göre kamuda ikramiyelerin 2008 yılından sonra, Emekli Sandığı yerine kişinin emekli olduğu kurum tarafından ödeneceğini, bazı kamu kurum ve kuruluşlarıyla belediyelerin mali sıkıntıları nedeniyle emeklilik ikramiyelerini ödeyemeyeceğini bu durumdan da vatandaşın zararlı çıkacağını bildirdi. TRT'de haber hizmeti yapanlarla, Devlet Tiyatrosu sanatçıları ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası şef ve üyeleri için öngörülen yıpranma payı ile ilgili düzenlemede, aynı işi özel TV kuruluşları, özel tiyatro ve orkestralarda yapanların kapsam dışı bırakılmasını da eleştiren Aygün, bu durumun Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerinde ifadesini bulan hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykırı olduğunu söyledi.
Yasayla aylık bağlama oranının da düşürüldüğüne işaret eden Aygün, "Emekliler şimdi bile karnını zor doyuruyor. Yasa yürürlüğe girdikten sonra emekli aylıkları daha da düşecek" şeklinde konuştu. Devlet memurlarının emekli aylıklarının hesaplanmasında en son görevinin aylığı ve yapılan ödemelerin brüt tutarları göz önünde tutulurken yeni yasaya göre, memurun göreve başladığı yıllardaki aylıklarının da hesaplamada dikkate alınacağını belirten Aygün, "Memurların emekli aylığı bugüne göre daha düşük olacak" dedi.
Aygün, yasanın emekli aylıklarına yapılacak zammın enflasyon oranına göre belirlenmesini öngördüğünü, bunun da 'düşük maaşa düşük zam-yüksek maaşa yüksek zam' anlamına geldiğini vurgulayarak, "Örneğin 400 milyona yüzde 5 oranında zam yapılırsa 20 milyon, 600 milyona yüzde 5 zam yapılırsa 30 milyon artış anlamına geliyor. Bu uygulamayla zaman içinde maaşlar arasındaki uçurum büyür" diye sözlerini tamamladı.
