LONDRA (İHA) - Alman gazetesi Die Welt, 'Hoşgeldin Avrupa' başlığı altında, 10 yeni üyenin Avrupa Birliği'ne girişinin kutlanmaya değer bir şey olduğunu yazdı. Gazeteye göre bu adımın önemi, birliğin coğrafi olarak genişlemesinden ibaret değil. 'En önemlisi, sonunda Avrupa'daki bölünmeyi bir kenara atıyoruz' diyen gazete, bir çok Alman'ın yeni Avrupa'yı kuşku ve kayıtsızlıkla karşılamasını garip bulduğunu belirtti.
Berliner Zeitung'a göre, Almanların genişlemeye ilişkin kaygılarının temelinde, Alman ekonomisinin sorunları var. 'Kutlamaya değer bir gün-ama kimin için?' başlıklı yazıda, Alman halkının genişlemenin ardından rekabet ve suç oranlarındaki artıştan duyduğu kaygının, 'dinamizmini yitirmiş bir toplumun kendine ilişkin kuşkuları nedeniyle iyice pekiştiği' yorumu yapıldı. Gazete Almanların, başka ülkelerin ekonomik alanda rekabet kapasitesinden çekindiğinin altını çizdi.
Diğer bir Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine'ye göre, tüm kaygı ve çekincelere karşın genişleme 'büyük bir adım'. Gazete, 'Avrupa Hitler ve Stalin'in gölgesinden kurtuluyor' dedi. Bir bütün olarak bakıldığında, Avrupa'nın birleşmesinin şu ana kadar başarılı şekilde yürütüldüğünü savunan gazete, eski düşmanlıkların giderildiğini, genç demokrasilerin istikrara kavuşturulduğunu ve Batı Avrupa'nın eskiden fakir olan kesimlerinin fakirlikten kurtulduğunu belirtti.
Avusturya gazetesi Die Presse de, '1 Mayıs'ın hem yeni üyeler hem de Avusturya için kesinlikle kutlanması gereken bir gün olduğunu' yazdı. Ancak gazete, Avrupa Birliği'nin bir çok sorunla karşı karşıya olduğu uyarısında da bulundu. Gazete göre bu sorunların kökeninde, 'sosyal-ütopyacı ve kökten-çevreci aşırı bürokrasi' var.
Çek gazetesi Hospodarske Hoviny de, Avrupa Birliği'ne girişin 'bir dönüm noktası değil ileriye doğru hayati bir adım' olduğu kanısında. Gazete, 'bu adımın bizi ne kadar ileri götüreceği, Avrupa Birliği'nin bundan sonra nasıl gelişeceğine ve Çeklerin bunda oynayacağı role bağlı' dedi. Gazeteye göre, Çek Cumhuriyeti'nin başarısını belirleyen de, Brüksel değil, başkent Prag başta olmak üzere, Çek kentleri ve köyleri olacak.
CHIRAC'IN AÇIKLAMALARI Fransız gazeteleri, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın Avrupa Birliği'nin genişlemesi konusunda düzenlediği basın toplantısını değerlendirdi. Le Figaro, Chirac'ın Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda yaptığı açıklamada, NATO'nun önemli ve sadık bir üyesi olarak nitelediği Türkiye'nin 'Avrupa'ya emeğinin geçtiği' yorumunu aktardı. Gazeteye göre, bu yorumla Chirac, kendi partisinin resmi çizgisi olan, Türkiye'nin üyeliğine muhalefetle arasına mesafe koydu. Gazete, parti çizgisinin Fransa halkının çoğunluğu tarafından da paylaşıldığını belirtti.
Alman Sueddeutsche Zeitung da, Chirac'ın Türkiye hakkında soruları yanıtlamaya istekli göründüğünü belirtti ve Fransa Cumhurbaşkanı'nın kendi partisiyle aksi yönde yorumlar yaptığına dikkat çekti. Gazete, Chirac'ın 'Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girişinin, en azından uzun dönemli ve arzulanır bir şey olduğunu' söylediğini aktardı. Gazete, Fransa'nın zayıf bir Hükümet ve zayıf bir Başbakana sahip olduğu bir dönemde, özellikle dış politika ve savunma alanlarında otoritesini kullandığını belirtti.
İNGİLİZ BASININDA AB'NİN GENİŞLEMESİ Times, makaleler sayfasında Başbakan Tony Blair'in bir yazısını yayınladı. 'On yeni üye Avrupa'yı değiştirmemize nasıl yardımcı olabilir?' başlıklı yazıda, 'genişleme liberal ekonomileri ve Amerika ile ittifakı güçlendirmeli' denildi. Başbakan Blair'e göre, 'Avrupa Amerika'nın rakibi veya uşağı olduğunda değil, ortağı olduğunda en güçlü halde olur'. İngiltere Başbakanı'na göre yeni üyeler, Avrupa Birliği'nin bu yönde ilerlemesine katkıda bulunacak.
Daily Telegraph'ın manşeti ise, 'Avrupa: Ne bilirim, ne umursarım' şeklinde. Gazete, Başbakan Blair'in Avrupa Anayasası'nı İngiltere'de referanduma sunma kararının ardından yaptırdığı son kamuoyu araştırmasının sonuçlarını duyurdu. Araştırmaya göre halkın yüzde 52'i referandumda 'hayır' oyu kullanacak, 'evet' diyenlerin oranı sadece yüzde 23, yüzde 21 de 'kararsız'. Gazeteye göre Blair, İngiltere halkının Avrupa Anayasası konusundaki derin kuşku ve cehaleti karşısında, büyük bir kumar oynuyor.
Financial Times, Kıbrıs'ın güney kesiminde Annan Planı'na verilen 'hayır' oyunun Adalıları boşlukta bıraktığını yazdı. Habere eşlik eden fotoğrafta, Rumca, İngilizce ve Türkçe olarak '1 Mayıs 2004'e kadar kalan günler' yazan bir levha ve üzerinde Avrupa Birliği yıldızları arasında bir sayaç var; önünde de bir Kıbrıslı ellerini havaya kaldırmış şekilde duruyor. Gazete, güney Kıbrıslı politikacıların planı reddettikleri için cezalandırılmaktan korktuklarını belirtti.
AMERİKALI ASKERLERİN IRAKLI ESİRLERE KÖTÜ MUAMELELERİ İngiliz gazetelerinin bir diğer ortak uluslararası konusu, Amerikan askerlerinin Iraklı esirlere yönelik kötü muamele ve tacizlerine ilişkin fotoğrafların yaşattığı tartışma.
Guardian'ın manşetten verdiği habere eşlik eden fotoğrafta, bir Iraklı başına kukuleta geçirilmiş ve üzerinde çuvaldan kesilmişe benzer bir örtü ile bir karton kutunun üzerinde duruyor. Parmak uçlarına ise teller bağlanmış, teller de duvarın üst kesimlerine uzanıyor. Habere göre, Amerikan askerleri Iraklı esire, kutudan inmeye kalkacak veya düşecek olursa, elektrik çarpacağını söylemiş.
Times'daki bir fotoğrafta ise, çırılçıplak halde üstüste balık istifi yapılmış Iraklıların yanında, 2 Amerikalı asker ağızları kulaklarında poz veriyor.
Independent'teki fotoğrafta da, kafalarına kese kağıdı geçirilmiş ve vücutlarının gerisi çıplak haldeki Iraklılar bir duvar dibine dizilmiş dururken, ağzında sigara ile gülümseyen bir Amerikalı elleriyle onlara ateş eder gibi poz vermiş. Gazete, Amerikan televizyon kanallarında yayınlanan bu görüntülerin ardından, ordunun konuya ilişkin soruşturma başlattığını bildirdi.