LONDRA (İHA) - Avrupa gazetelerinde, Avrupa Birliği'nin Ankara'yla müzakerelerin başlaması konusunda nihai kararını vereceği 17 Aralık zirvesi öncesinde Türkiye'yle ilgili haber ve yorumların artmaya başladığı dikkat çekiyor.
Financial Times başyazısında "Türkiye için karar anı geldi. Avrupa Birliği Ankara'ya verdiği sözleri tutmalı" diyor. Başyazı, Alman Dışişleri Bakanı Joshcka Fischer'in "Türkiye'nin üyeliği Avrupa için Normandiya çıkarması kadar önemlidir" sözleriyle başlıyor ve "Avrupa projesi yarım kalır" şeklinde devam ediyor. Yazıda, "Avrupa Birliği liderleri, Brüksel zirvesinde tarihi önemde stratejik bir karar alacak. Türkiye'ye üyelik müzakerelerine başlama konusunda net bir tarih vermeleri- ki bu muhtemelen 2005'in ikinci yarısı olacak - Fischer'in sözlerini dikkate aldıklarını gösterecek. 5 yıl önce Helsinki zirvesinde verilen sözden dönülmesi ise muazzam bir jeopolitik fırsatın kaçırılması anlamına gelecek. Ve Avrupa Birliği aşırı uçtaki Müslüman ve Hristiyanların kışkırtıcılığını yaptığı medeniyetler çatışmasıyla karşı karşıya gelecek" yorumlarına yer veriliyor.
Financial Times, başyazısında demokratik, laik ve ekonomisi büyüyen Türkiye'ye kucak açmanın Avrupa Birliği'nin en büyük başarılarından biri olacağını belirtiyor. Gazete yorumunu şöyle sürdürüyor:
"Avrupa Projesi, yüzyıllarca kan döküldükten sonra, sadece ulusal çıkarların sağduyulu bir şekilde savunulmasını sağlayacak yeni bir formül bulmakla kalmadı, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Güney Avrupa'daki faşist diktatörlüklerin ve Doğu Avrupa'daki Stalinist rejimlerin de ortadan kaldırılmasını başardı. Türkiye aracılığıyla Batı'yla İslam arasındaki köprülerin tamir edilmesi de bunlar kadar önemli bir hedef olarak görülmelidir. Türkiye'ye imtiyazlı ortaklık önerilmesi bir samimiyetsizlik göstergesi olacak."
Gazetenin ekonomi sayfalarında ise Almanya'da büyük yatırımları olan, Şahinler Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Şahin'le yapılmış bir mülakata yer veriliyor ve Türk işadamlarının da, Avrupa nezdinde ülkeleri için lobi faaliyetlerini yoğunlaştırdığı belirtiliyor.
Fransa'da yayımlanan Le Figaro gazetesi, Avrupa ülkelerinde yapılan Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili bir kamuoyu yoklamasının sonuçlarını yayımlıyor. Gazeteye göre, Türkiye'ye en fazla İspanyollar destek veriyor. Bu ülkede Türkiye'nin üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 65. Türkiye'nin üyeliğine en fazla karşı çıkılan ülke ise Fransa. Ankete göre Fransızların yüzde 67'si Türkiye'ye "Hayır" diyor. İngiltere'de Türkiye'nin üyeliğini istemeyenlerin oranı yüzde 41, İtalya'da ise yüzde 49.
Le Figaro bu sonuçları şöyle yorumluyor:
"Avrupa halkları Türkiye'nin üyeliğine destek veren liderleri gibi düşünmüyor."
İspanyol El Pais gazetesi, zirvede Türkiye'ye yeşil ışık yakılacağını söylüyor ve "Zirve yaklaşırken Türkiye'ye direnç artıyor, Ankara-Brüksel hattındaki gerilim tırmanıyor" diyor.
Gazete, Türkiye için, "Güçlü ve demokratik bir Türkiye'nin varlığı Avrupa Birliği'ne ayrı bir güç kazandıracak. Avrupalıların korkularına anlayış göstermek gerekiyor. Fakat, müzakereler uzun yıllar sürecek. Yani bu korkuların silinmesini sağlayacak adımlar için yeterince zaman olacak. Türkiye'ye yeşil ışık yakılması, Türkleri daha fazla demokrasi, verimlilik ve kalkınmaya zorlayacak. Tam tersi ise iki tarafa siyasi ve kültürel açıdan büyük zarar verecek" yorumlarını kullanıyor.
Le Monde gazetesinde yer alan bir yorumda "Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa Birliği'ne Amerika'nın Orta Doğu'da yaptığının aksine, İslam dünyasıyla yakınlaşma fırsatı sunacağı belirtiliyor. Le Monde'da yer alan yazı şöyle sürüyor:
"Müslüman dünyasıyla ilişkilerimizi yeni bir zemine oturtma girişimi ancak, laiklikle İslamı uzlaştıran ve iki kutbun birbirine zarar vermesinin alternatifi olduğunu kanıtlayan Türkiye'yle başarılabilir.Yüksek sesle, Avrupa'nın dünya siyasetinde başrolü oynaması gerektiğini söylemeliyiz. Bunun için de Türkiye'nin üyeliği yaşamsal önem taşıyor."
Almanya'da yayımlanan Bild am Sonntag gazetesinde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la yapılmış bir söyleşi yer alıyor. Erdoğan bu mülakatta, Türkiye'nin niçin Avrupa Birliği üyesi olması gerektiğini Avrupa ile Asya arasında bir köprü konumuna sahip olmasıyla açıklıyor.
Recep Tayyip Erdoğan demecinde Avrupa'nın yaklaşımıyla ilgili düş kırıklığını da şöyle ifade ediyor:
"Tüm koşulları yerine getirdik. Ama Avrupalılar hala tereddüt ediyor. Bu ayrımcılıktır. Malesef Almanya'daki muhalefet, bizim üyelik arzumuzu iç politika malzemesi yapabileceğine inanıyor. Bu muazzam bir hata."
Die Welt gazetesi ise bu demeci yorumlarken "Erdoğan'ın Avrupa Birliği'ni ve Alman muhalefetini hedef alan bu çıkışı, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin birlikte olamayacağını kanıtlıyor" diyor. Gazete şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın ayrımcılık ve Alman Hristiyan Demokratlar hakkiarasındaki köprülerin tamir ındaki suçlamaları, Avrupa Birliği'nin temelinde yatan "derin anlayış"ı kavrayamadığının kanıtı. Türkiye üye olmadan önce ne kadar değişmesi gerektiğinin farkında değil. Avrupa başlama vuruşunu yaptı. Erdoğan bitiş çizgisini geçtiğini sanıyor. Türkiye üyelik kriterlerini henüz yerine getirmedi. Bu yüzden müzakerelere başlanmaması gerekiyor."
Sueddeutsche Zeitung gazetesi ise Die Welt'le aynı görüşte değil. Gazete, Türkiye'nin büyük bir "iç dönüşüm" geçirdiğini, sivil toplumun "uyandığını" ve siyasi tabuların yıkıldığını yazıyor.
Sueddeutsche Zeitung "Avrupa liderleri Türkiye'ye yeşil ışık yakarak bu dönüşüm zürecine ivme kazandırabilir. Bu yüzden Türkiye'yle kesin üyelik hedefiyle müzakereler başlatılmalıdır" diyor. Gazete yorumunu şöyle noktalıyor:
"Kesin üyelik hedefi ortaya konmazsa, müzakereler tiyatroya dönüşür. Hem Brüksel hem Ankara, motivasyonunu kaybeder. Türkiye'ye üyelik yolunda verilecek açık bir mesaj, Avrupalı müslümanlara da hoş karşılandıkları mesajını verecek."
İngiltere'de yayımlanan Independent gazetesinde de Recep Tayyip Erdoğan'la yapılmış bir mülakat yer alıyor. Gazete, habere "Türkiye, bir bedel karşılığında Avrupa ile İslam dünyası arasındaki yaraları iyileştirmeyi teklif ediyor" diyor. Erdoğan Independent'a demecinde şunları söylüyor:
"Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği yüzyılın projesidir. Türkiye'nin üyelik girişimi başarısızlıkla sonuçlanırsa statüko devam eder. İşte tehlike de budur. İmtiyazlı ortaklık, üyeliğin alternatifi olamaz. Üyelik müzakerelerin başlaması üyeliği garantilediğimiz anlamına gelmez. Bunu kabul ediyoruz. Hal böyleyken daha işin başında neden bu kadar sorun çıkarılıyor."
Times gazetesi de Erdoğan'ın dün Avrupa Birliği'yle ilgili olarak yaptığı açıklamalara atfen "Türk lider, üyeliklerinin reddedilmesi halinde terör dalgasının başlayacağı uyarısında bulundu" diyor. Times, Erdoğan'ın şu sözlerini öne çıkarıyor:
"Eğer Avrupa Birliği bir Hıristiyan kulübü olarak kalacaksa bedelini öder."