LONDRA (İHA) - Avrupa basınında bugün, gündemi meşgul eden ana konu, Cidde'deki Amerikan konsolosluğuna yapılan saldırı. Irak'taki bitmeyen şiddet, Filistin'de yaklaşan seçimler, Pakistan Devlet Başkanı Müşerref'in terörle mücadelesi ve Afganistan Devlet Başkanı Karzai'nin yemin ederek göreve başlaması ise gündemi oluşturan diğer konular arasında.
İngiliz gazetesi Times, Cidde'deki ABD konsolosluğuna yapılan saldırının, Suudi Arabistan'daki El Kaide örgütlenmesinin yeni liderinin güç gösterisi olduğu yorumunu yapıyor. Örgütün daha önceki 3 liderinin, geçtiğimiz yıl içinde öldürüldüğünü belirten gazete, yeni liderin bu saldırı ile gücünü göstermeye çalıştığı kanısında.
Gazete, radikal İslamcı internet sitelerinde tutuklanan veya öldürülen birçok örgüt elemanının intikamının alınacağının söylendiğini, bu yüzden de Suudi Arabistan'daki Batılılar'a yeni saldırılara hazır olmaları uyarısının yapıldığını yazıyor.
Fransız gazetesi Le Monde, "El Kaide, Amerika'yı, Suudi Arabistan'da vurdu" diyor. Suudi Arabistan'da daha önce böyle bir saldırı olmadığını belirten gazete, bunun Suudi yetkililerin El Kaide destekçilerine yönelik kapsamlı operasyonlarına karşın yapılabildiğine dikkat çekiyor.
Almanya'dan Der Tagesspiegel, saldırının, "İslamcılar"ın savunmada olduğunu gösterdiği kanısında. Afganistan'da bugün Hamid Karzai'nin özgür seçimle seçilen ilk cumhurbaşkanı olarak görev yemini edeceğini belirten gazete, "Karanlığın adamları umutsuz bir karşı koyuş içinde, küçük düştüklerinin farkındalar ve savunmadalar" diyor. Gazeteye göre bu çevrelerin tek teselli kaynağı, Usame bin Ladin'in hala özgür olması.
Diğer bir Alman gazetesi Berliner Zeitung ise, tam tersi bir sonuca varıyor. Gazeteye göre, "Suudi Arabistan'da olanlar, Amerika'nın saldırganlığının sadece Irak'ı kaosa sürüklemekle kalmayıp, komşu ülkeleri de istikrarsızlığa ittiğini gösteriyor". Gazete, "Tüm bölge çapında İslamcı teröristler geriletilmedi, tam tersine daha da güçlendiler" diyor.
İngiliz gazetesi Independent, Iraklı direnişçilerin Bağdat sokaklarında Amerikan askerleriyle çatıştığını bildiriyor. Gazete, tarafların Bağdat'ın merkezinde sokak sokak çatıştığını ve son kayıplarla Irak'taki çatışmalarda ölen Amerikalı asker sayısının bine yaklaştığını öne sürüyor.
Dünkü çatışmaların Amerikan merkez karargahı ve geçici hükümetin bulunduğu yoğun koruma altındaki Yeşil Bölge'den sadece 3 blok ötede yaşandığını kaydeden gazete, çatışmaların direnişçilerin bir anda belirip, Amerikalılar'la işbirliği yapan Iraklılar'ı aramaya başlamasının ardından çıktığını bildiriyor. Gazeteye göre, şu anda Bağdat'ta güvenlik o kadar kötü ki, geçen hafta Avustralya Dışişleri Bakanı Bağdat'a gittiğinde, şehir merkezine ulaşmak için ana karayolunu kullanması çok tehlikeli olacağından, ülkesinin büyükelçiliğine bile gidememiş.
Diğer bir İngiliz gazetesi Daily Telegraph, Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in ülkesinin teröristlerden arındırıldığı iddiasını bildiriyor. Gazete, Müşerref'in dünkü İngiltere gezisi sırasında, Pakistan dağlarındaki El Kaide şebekesinin tümüyle silindiğini söylediğini aktarıyor. Gazete, bir önceki günkü açıklamasında, Usame bin Ladin'in nerede olduğunu bilmediklerini söyleyen Pakistan liderinin, şimdi "Tek bir kişinin üzerinde yoğunlaşmıyoruz, teröristlere saldırı sürecinde birçok önemli hedef etkisiz hale getiriliyor" dediğini bildiriyor. Gazete, Müşerref'in terörün kaynağında fakirlik ile Keşmir ve Filistin sorunlarının yattığı tespitini de aktarıyor.
Financial Times, Filistin liderliğine aday olan Marvan Barguti'nin birçok yönden eleştirilere hedef olduğunu yazıyor. Gazeteye göre Barguti'nin adaylığı, Arafat'ın ölümünün ardından liderliğin kolay biçimde devredilmesi umudunu söndürdü. Liderlik yarışında Filistin Kurtuluş Örgütü Başkanı Mahmut Abbas ile Barguti'nin başabaş gittiğini belirten gazete, bir araştırmanın, Abbas'ın oyların yüzde 40'ını, Barguti'nin ise yüzde 38'ini alacağını gösterdiğini yazıyor.
Gazeteye göre, İsrailliler, Barguti'yi adaylıktan vazgeçirmesi umuduyla karısını kendisiyle görüştürmeyi bile kabul etmiş. İsrail'in daha önce karısı ile Marvan Barguti'yi görüştürmediğini belirten gazete, İsrail'in beklentileri aksine, karısının bu görüşmeden kocasının davasına ikna olmuş şekilde çıktığını aktarıyor. Barguti'nin oğlunun 1 yıl boyunca İsrail tarafından gözaltına tutulduğunu yazan gazete, Barguti'nin avukatlarının bunun psikolojik baskı aracı olarak kullanıldığını söylediklerini aktarıyor. Avukatlarına göre Barguti'nin sorgulanması sırasında İsrailliler kendisini oğlunu da tutuklamakla tehdit etmiş.
İngiliz gazetelerinden Guardian, Afganistan'da Hamid Karzai'nin bugünkü Cumhurbaşkanlığı yemin töreni öncesinde ülkedeki durumu değerlendiriyor. Gazete, Amerikan saldırısı ardından Afganistan halkına geleceğe yönelik parlak vaadlerde bulunulduğunu ancak, kendi ifadesiyle, bunun yaklaşık 3 yıl ardından ortada Hollywood filmlerine özgü bir mutlu sonun görünmediğini yazıyor. Gazeteye göre, giderek artan uyuşturucu parasıyla beslenen silahlı grup liderleri, ülkenin geniş kesimlerine hakim; polis, ordu ve hükümet kurumları inşa ediliyor ama çok yavaş; güvensizlik ve fakirlik yaygın; Taliban lideri Molla Ömer ve Usame bin Ladin yakalanabilmiş değil.
Bunlara karşın halkın çoğunluğunun hayatın gözle görülür biçimde5 düzeldiğini söylediğini aktaran Guardian, "Ancak bunu yeni dönemin başarılarından ziyade, eski dönemin ne denli sefil olduğunun göstergesi olarak görmek lazım" diyor.
Alman gazetelerinden Die Welt, Angela Merkel'in, 2 yıl öncesine nazaran yüzde 5 daha az bir oyla, yeniden Hristiyan Demokrat Birliği başkanlığına seçilmesinin, 'beklenmedik bir gerileme' olduğunu yazıyor. Gazeteye göre sonuç, Merkel'i gözle görülür biçimde rahatsız etti. Gazete, bunun Almanya'nın ana muhalefet lideri için 'yarım bir zafer' olduğu yorumunu yapıyor.
Diğer bir Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine ise, bu yoruma katılmıyor. Gazeteye göre, Merkel, hem yaptığı konuşma, hem de delegelerin oyları ile, partinin tartışılmaz lideri olduğunu kanıtladı. Merkel'in gücünün artık sadece kişiliğinden kaynaklanmadığını yazan gazeteye göre, Hristiyan Demokrat Birliği lideri, yaptığı konuşmada, politikalarıyla da gücünü ortaya koymuş oldu.
Fransız gazetesi Liberation, ABD'nin küresel çevre sorunlarını çözmeye yönelik Kyoto Protokolü'ne katılmamasını 'Körlük' olarak tanımlıyor. Gazetede, Kyoto Protokolü'nün çok geç atılmış küçük bir adım olduğu belirtiliyor ve "Çok geç ve küçük bir adım atmış olmak bile hiçbir şey yapmamaktan iyidir" yorumu yapılıyor. Bunun Çin ve Hindistan başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelere örnek teşkil ettiğini belirten gazete, Amerika'nın 'çağdışı bir ulusal çıkar vizyonuyla' protokolü reddetmesinin 'trajik' bir tutum olduğu öne sürülüyor.