Avrupa basınında bugün

LONDRA (İHA) - İngiliz gazetelerinin hemen hemen tümünde, İngiltere'de imamlık yapan Ebu Hamza el Masri'nin Amerika'nın talebi üzerine evinde gözaltına alınması, manşetlere taşındı.

Times, ABD'nin hakkında 11 ayrı suçlamada bulunarak iadesini talep ettiği Ebu Hamza'nın ömrünün kalan kısmını hapiste geçirebileceğini yazdı. Guardian, El Kaide ve Taliban ile ilişkileri olduğu öne sürülen Mısır kökenli imamın, Amerika'ya ancak "idam edilmeyeceği" konusunda güvence alınması koşuluyla iade edileceğini belirtti. Daily Telegraph, avukatlarının, Ebu Hamza'nın Amerika'ya gönderilmesinin insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle girişim başlattığını anımsatarak, "İadesi yıllar alabilir" dedi. Independent ise, "Amerika'nın 'terör danışmanı' olarak nitelediği ve yargılamak istediği radikal din adamı, gerçekten tehlikeli bir terörist mi, yoksa siyasi bir piyon mu?" diye sordu. Gazete, şöyle devam etti:

"Sabaha karşı saat 3'te evine baskın yapılarak gözaltına alınan Ebu Hamza, Amerikan istihbaratı tarafından El Kaide'nin Avrupa'daki liderleri arasında gösteriliyor. Hakkında, terör kampları kurmaktan adam kaçırmaya kadar pek çok suçlama var. Hatta Amerikan Adalet Bakanı'na göre, işlediği suçlar idam cezasını gerektiriyor. Ancak, şimdiye kadar İngiliz istihbaratı, Ebu Hamza'yı yargılayacak delil toplayamadı. Ebu Hamza'nın 'dikkatleri Irak savaşından uzaklaştırmak için' gözaltına alındığı kuşkuları var"

NECEF'TE ANLAŞMA Irak'ta Amerikan güçlerinin radikal Şii din adamı Mukteda Sadr'la anlaşmaya varması da İngiliz gazetelerinde geniş yer buldu. Daily Telegraph, Amerikan birliklerinin Mukteda Sadr'ın anlaşma teklifini kabul etmesiyle Necef'te 2 ay sonra, silahların ilk kez sustuğunu belirtti. Daily Telegraph, şimdiye kadar Sadr'ın ölü ya da diri ele geçrilmesinde ısrarlı olduğunu açıklayan Amerikalılar'ın geri adım attığını, bu gelişmenin 30 Haziran'da yönetimin Iraklılar'a devredilmesi öncesinde ülkede sukunetin sağlanmasına katkıda bulunacağı yorumunu yaptı.

Independent ise, Mukteda Sadr'ı yakalamakta başarısız olan Amerika'nın Necef'te "teslim" olduğunu yazdı. Guardian, Sadr'ın anlaşma konusunda samimi olup olmayacağının bugün Kufe'de vereceği cuma vaazında sınanacağına dikkat çekti. Gazeteye göre Amerika, vaazın içeriğine ve Cuma namazının kılınacağı camide ne kadar silahlı militanının bulunacağına bakacak.
Daily Telegraph, Londra'nın Luton bölgesinde okula kara çarşafla gelmesine izin verilmeyen 15 yaşındaki Şebina Begum adlı Bangledeşli kız öğrencinin durumunun Yüksek Mahkeme'de görüşülmeye başlandığını aktardı. Gazeteye göre, avukatları Şebina'nın kıyafet nedeniyle okula alınmamasının İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu söyledi. Okul yönetimi ise, okuldaki öğrencilerin yüzde 80'inin Müslüman olduğunu anımsatarak, Şebina'nın bu kıyafetle derslere gelmekte ısrar ederek diğer öğrencilerin haklarını ihlal ettiğini öne sürdü.

Financial Times, Yunanistan Bayındırlık Bakanı Yorgos Suflias'ın, Atina'da Ağustos ayında düzenlenecek olimpiyat oyunlarıyla ilgili olarak, pişmanlık belirten açıklamalarını baş sayfasına taşıdı.

Financial Times'a göre, Yunan Bakan Meclis'te yaptığı konuşmada, "Olimpiyatlara gerçekten talip olmalı mıydık?"diye sordu. Gazete, Yunanistan Hükümeti'nin olimpiyatlar için 4.6 milyar Euro'luk bir bütçe öngördüğünü, ancak bu rakamın 2 milyar Euro üstüne çıkılacağının hesaplandığını aktardı.

VERHEUGEN'İN TÜRKİYE'YLE İLGİLİ AÇIKLAMASI Financial Times'ta Türkiye ile ilgili olarak yer alan bir haberde ise, Avrupa Birliği Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu yetkilisi Günter Verheugen'in "Üyelik kriterlerini tamamen yerine getirmese de Türkiye'ye müzakerelere başlama tarihi verilmeli" şeklindeki açıklaması var.

Gazete, Verheugen'in bu açıklamasını "Avrupa Birliği, Türkiye için 'müzakerelerde adil olunması' çağrısında bulundu" diye yorumluyor. Gazete, şöyle devam etti:

"Verheugen, Türkiye'yi Avrupa Birliği içinde görmek istediklerine dair güçlü bir mesaj verdi. Verheugen, üye ülkelerde bile birçok eksikliğin olduğunu anımsattı ve Türkiye'nin üyeliği konusunun yaklaşılan Avrupa Parlamentosu seçimleri kampanyasında istismar edilmemesini istedi. Komisyon yetkilileri ve Avrupa Birliği diplomatları, bazı üye ülkelerin Türkiye'nin müzakerelere başlamasını geciktirmek için koşullar öne sürmesini beklediklerini söyledi. Hatta bu yetkililere göre, bazı ülkeler, reform sürecinin durması halinde Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması şartını koymaya çalışıyor"

AVRUPA PARLAMENTOSU SEÇİMLERİ Avrupa gazetelerinde ise, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili haber ve yorumlar öne çıktı. Avrupa gazeteleri, iç konuların seçim sonuçlarını nasıl etkileyebileceğini irdeledi. Fransız Le Monde gazetesi, "İngiltere'nin Süper Perşembesi" başlıklı haberinde bu ülkede 10 Haziran'da Avrupa Parlamentosu seçimleriyle yerel seçimlerin birlikte yapılacağını anımsattı. Le Monde, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in, Avrupa Anayasası konusunda referandum yapılacağı sözü vererek, muhalefetin en önemli kozunu elinden aldığını kaydetti. Gazete, süper Perşembe'nin İngiltere'de 5 Mayıs 2005'te yapılacak genel seçimlerin provası olacağını vurguladı. Le Monde, "Avrupa Parlamentosu seçimleri Blair için aynı zamanda Irak politikası için de referandum niteliği taşıyacak" dedi. Diğer bir Fransız gazetesi Liberation, benzer bir durumun da Fransa'da yaşanacağını ifade etti. Ancak gazeteye göre Fransa'da hükümetin Irak politikası değil, sağlık politikası sınanacak. Hükümetin sağlık sigortası sisteminde yapmayı planladığı değişiklikler tepki çekiyor. Rakip sendikaları bile ortak noktada buluşturan reformlar sadece işverenler tarafından destekleniyor. Halkın büyük bir bölümü, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sağlık politikasındaki memnuniyetsizliği ortaya koyabilir.

İspanya'da yayımlanan El Mundo gazetesi ise, "Avrupa Parlamentosu seçimleri sanıldığından daha önemli" dedi. Gazeteye göre, seçimlerin sonuçları, Avrupa Anayasası'nın ve dolayısıyla geleceğin Avrupası'nın kaderini belirleyecek. İspanyol El Pais gazetesi de, Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili yorumunda şöyle dedi:

"Bu kez 25 üye ülkenin seçmenlerini aynı paydada buluşturan bir nokta var. Avrupa'yı bölen Irak savaşı"