Robert Peston
BBC Ekonomi Editörü
Avrupa Merkez Bankası'nın, G7 ülkeleri maliye bakanlarının ve IMF'nin açıklamaları ve güven telkin etme çabaları Asya borsalarındaki düşüşleri engelleyememişti.
Fakat açıklamalar Avrupa borsalarını etkileyen gerginliği biraz azaltmış olsa gerek ki, İspanyol ve İtalyan bono fiyatları önce kısmen yükseldi ve bu ülkelerin borçlanma giderleri azaldı.
Bu son gelişmenin nedenini Avrupa Merkez Bankası'nın dün gece İtalyan ve İspanyol tahvillerini satın alacağını açıklamasında aramak gerek.
Eğer Merkez Bankasının açıklaması bundan başka bir sonuca yol açsaydı, durum felaket olabilirdi.
Çünkü Avrupa Merkez Bankası bu bonoları alacağını açılayarak çok ciddi bir mali ve güvenilirlik riski almış oluyor.
Bankanın bu tutumu birçok yatırımcı tarafından, sağduyulu merkez bankacılık ilkelerine aykırı bir şekilde, fazla açılan bu iki ülke ekonomisini kurtarma adımı olarak görülebilir.
Fakat yatırımcıların kısa vadedeki beklentisi, İspanyol ve İtalyan hükümet tahvillerini alan herhangi birinin olup olmadığı.
Bu tahvillerin uzun vadede arz ettiği riskler şimdilik ikinci planda.
Yine de, hükümet borçlarına merkez bankalarının arka çıkması, yatırımcılar ve hükümetlere borç veren bono piyasaları tarafından kalıcı bir çözüm olarak algılanmıyor.
Bu tür adımlara yalnızca, ekonomisi kırılgan durumdaki hükümetlere nefes alma süresi yaratan hamleler olarak bakılıyor.
Dünya ekonomilerindeki bu kırılganlık, ABD ekonomisinin, tüm sorunlarına rağmen, güvenli bir liman olarak görülmesine yol açıyor.
Yakından bakıldığında Asya borsalarındaki son düşüşlerin nedeninin, kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poors'un, ABD'nin borçlarının değerini düşüren açıklaması olmadığı görülüyor.
Eğer yatırımcılar Standart & Poors'un değerlendirmesine katılsalardı, Amerikan Hükümet tahvillerinin değerinin yükselmesi değil, düşmesi gerekirdi.
Fakat mali piyasalardaki güvensizlik, ABD hükümet tahvillerini yine de en çekici yatırım araçlarından biri haline getirdi.