PKK militanları tarafından kaçırılan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün bırakılması için bekleyiş sürüyor.
PKK'nın silahlı kanadı HPG, pazar akşamı meydana gelen olayın ardından yaptığı üçüncü açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgedeki operasyonları konusunda uyarıda bulundu.
Fırat Haber Ajansı tarafından duyurulan bildiride, "kobra tipi helikopterlerin alanı rastgele bombaladığı, insansız hava araçlarının alanda aralıksız dolaştığı" iddia edildi.
Bildiride, "Hüseyin Aygün'ün can güvenliği açısından alandaki operasyonların derhal durdurulması ve keşif uçaklarının alandan uzaklaşmaları gerekmektedir” denildi.
Önceki bildirilerinde HPG alıkoyma eylemini üstlenmiş ve Aygün'ün "kısa süre içinde serbest bırakılacağı" belirtilmişti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de gazetecilerin soruları üzerine, yeni bir gelişme olmadığını söyledi.
Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, Kılıçdaroğlu, hâlâ endişeli olup olmadığı sorusunu, "Endişe her zaman devam eder" dedi.
CHP'li yedi milletvekili ile Aygün'ün ailesi, Tunceli'de gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdürüyor.
Türk medyasına yansıyan haberlere göre, milletvekilinin eşi Emine Aygün'ün kaygılarını ilettiği Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, ağır silahların kullanıldığı bir operasyon olmadığını, sadece tarama faaliyeti yürütüldüğünü söyledi.
Tunceli kent merkezindeki İnönü Parkı'nda dün akşam saatlerinde Aygün'ün eşi ve çocukları İdil Deniz ile Taylan Özgür'ün katıldığı bir protesto düzenlendi.
300 kişinin katıldığı protestoda, CHP'li milletvekili Levent Gök, Aygün'ün serbest bırakılması çağrısını tekrarladı.
Tunceli Barosu'nda yapılan basın toplantısında da, "askeri yöntemlerin kaotik ortamı derinleştireceği" vurgulanarak, Aygün'ün salıverilerek ailesine sağ salim kavuşturulması istendi.
Basın toplantısına, İnsan Hakları Derneği ve Sendikalar Platformu ile kentteki belediye yönetimlerini elinde bulunduran BDP ve EMEP yöneticileri katıldı.
İstanbul'daki CHP'liler ise Taksim'deki Cumhuriyet Anıtı önünde oturma eylemi başlattı.
CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, "Aygün'ün can güvenliğinden, onu kaçıranlar kadar bu sorunu çözmesi gereken iktidarın da sorumlu olduğunu" ileri sürdü.