Aslıhan ALTAY KARATAŞ/ANKARA, (DHA) - ANAYASA Mahkemesi'nce (AYM) din değiştirerek, Türkiye'ye kaçan ve hakkında sınır dışı kararı olan İranlı A.A.K.'nin (34) 'etkili başvuru' hakkının ihlal edildiğine karar verildi. İran vatandaşının yeniden yargılama sonuçlanana kadar sınır dışı edilmemesine hükmedilirken, 10 bin lira manevi tazminat ödenmesi de kararlaştırıldı.
Hristiyanlığı seçen İranlı A.A.K., din değiştirdiği için ülkesinde baskı gördüğü ve cezalandırılma tehlikesi altında olduğu gerekçesiyle 2013 yılında kaçarak, Türkiye'ye geldi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (BMMYK) başvurup, uluslararası koruma talebinde bulunan A.A.K, Hristiyanlığa mensup olduğunu belirten, farklı kiliselerden alınmış referans mektuplarını da delil olarak sundu. A.A.K.'yi ikamet ili olarak belirlediği Bilecik'e yönlendiren BMMYK, başvurusu sonuçlanana kadar burada oturmasını ve her hafta karakola gidip, imza atmasını şart koştu.
BİLECİK'İ TERK EDİNCE SINIR DIŞI KARARI
Bildirimde bulunmadan Sakarya'ya taşınan A.A.K.'nin eşi S.R. hakkında, Hristiyanlık propagandası yaptığı sırada 'hakaret' suçunu işlediği gerekçesiyle adli soruşturma başlatılınca valilik tarafından A.A.K.'nin, ikamet ilini izinsiz terk ettiği gerekçesiyle sınır dışı edilmesine karar verildi. A.A.K, BMMYK yetkililerinin olaya müdahil olması nedeniyle sınır dışı edilemeyip, Ankara'ya sevk edildi. Bu defa Ankara Valiliği'nce A.A.K. hakkında yeni sınır dışı etme ve idari gözetim altına alma kararı verildi. BMMYK tarafından uluslararası koruma ve güvenli üçüncü ülkeye yerleştirilme talebini kabul edilince A.A.K, sınır dışı etme kararına karşı iptal davası açtı. Mahkeme, davacıdan gerekli belgeleri 5 gün içinde ibraz etmesini isteyince A.A.K. de kendi adına ikinci kez dava açtı. Sınır dışı etme kararının iptali için açılan her iki dava da usulden reddedildi. A.A.K, AYM'ye 18 Kasım 2015 tarihinde bireysel başvuruda bulundu.
İDAM İLE CEZALANDIRILACAĞI İDDİASI
Başvurusunda Türkiye'ye gelmek zorunda kalmadan yaklaşık 6 ay önce Hristiyanlığa geçtiğini, bunun üzerine eşinin bir süre tutuklu kaldığını kaydeden A.A.K, ülkesinde din değişikliğinde bulunanların veya devletin din ve mezhep anlayışını eleştirenlerin kırbaç, hapis ve idam gibi çok ağır cezalara çarptırıldığını belirtti. A.A.K, din değişikliğinde bulunanların genellikle idam cezasıyla yargılandığını hatta bir kısmının idam edildiğini, ülkesine geri gönderilmesi halinde maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye düşeceğini savundu. Başvurucu, öldürülme ya da kötü muameleye maruz kalma riski bulunan ülkeye sınır dışı etme kararı alınması nedeniyle kötü muamele yasağının, koşulları oluşmadığı halde idari gözetim altında tutulma nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasında bulundu.
'ETKİLİ BAŞVURU HAKKI İHLAL EDİLDİ'
Anayasa Mahkemesi'nce başvuruyu 8 Mayıs 2019 tarihinde görüşülerek, karara bağlandı. Yüksek mahkeme, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı kabul edilebilir bulurken, Anayasa'nın 40'ıncı maddesinde güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneğinin etkili başvuru hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 1. İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmeden yüksek mahkeme, yeniden yargılama sonuçlanıncaya kadar başvurucunun sınır dışı edilmemesini de kararlaştırdı. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul etmeyen mahkeme, maddi tazminat talebini reddederken, başvurucuya net 10 bin liralık manevi tazminat ödenmesine de karar verdi. Mahkeme, kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması ve adli yardım taleplerini de kabul etti.