Eşlerden biri veya ikisi ayrılmayı kesin kararlaştırdığında, çocuğun bu süreçten olabildiğince az etkilenmesini sağlayabilmek için, bundan sonra ailenin hayatında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda çocuğu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerektiği belirtiliyor.
Evliliğin, her kurum gibi zaman zaman aksayan yönleri bulunduğunu, bu aksaklıklar giderilemediğinde ise boşanmayla noktalandığını hatırlatan uzmanlar, boşanmanın sebebi ve şeklinin, çocukların bu durumdan ne kadar etkileneceğini belirlediğini bildiriyor.
Uzmanlar, boşanma sürecinde, şehir veya ev değiştirme, yeni bir evlilik vb. hayat değişikliklerinin ertelenmesi gereğine dikkat çekerek, yaşanması mecburi bazı değişiklikler varsa, bunlara kademeli geçişler yapılmasına gayret edilmesi gerektiğini kaydediyor.
Çocuktan ayrı yaşayacak eşin, kademeli olarak evden ayrı kalmaya başlaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, bu süreç haftada bir günden 5-6 güne kadar çıkarıldığında, çocuğun ayrılığa daha kolay adapte olacağını savunuyor.
Boşanmadan sonra, çocukların her iki eşle de sürekli ve düzenli olarak görüşmeye devam etmesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, "Siz artık sevgili veya karı-koca olmayabilirsiniz ama onun için halen anne-babasınız. O sizleri beraber tanıdı ve beraber istiyor. Bunu anlamaya çalışın ve ayrılığınıza alışması için ona zaman verin. Çocuğunuza, anne ve babanın birbirlerinden ayrılmalarının çocuklarından ayrılmaları anlamına gelmediğini anlatın. Hep birlikte sık sık bir araya gelin" tavsiyesinde bulunuyor.
Uzmanlar, ayrılan eşlerin kendilerini ne kadar çabuk toparlarlarsa, çocuklarına da o kadar çok yararlı olabileceklerini belirterek, "Unutmamak gerekir ki, çocuklar yeni karşılaştıkları her durumun ne denli tehdit edici olup olmadığını anlamak için genellikle yetişkinlerin tepkilerine bakarlar. Sürekli ağlayan bir anne, çocuğa durumun kötü olduğu, neşeli ve çabalayan bir anne ise her şeyin yolunda gittiği izlenimini verecektir. Eşler, çocukları kesinlikle birbirlerine karşı kullanmamalıdır. Çocuk hiçbir şekilde taraf ve tanık tutulmamalıdır. Yeni düzenlemelerle ilgili kararlar alırken çocuğunuzun onayını alın ama onu karar verme sorumluluğu altında ezmeyin" diyor.
Çocukla ilgili her konuda eşlerin birbirleriyle çelişen davranışlarda bulunmamaya gayret göstermesi ve ortak bir yol izlenmesi gereğine dikkat çeken uzmanlar, babanın evinde izin verilen bir şeye, annenin evinde yasak konulmaması gerektiğini bildiriyor. Uzmanlar, çocukların, anne-babalarının boşanması nedeniyle kendilerini suçlayabileceklerini vurgulayarak, bu yüzden, boşanma sebebinin çocukla hiçbir ilgisinin olmadığının, bunun anne ile babanın arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklandığının açıkça anlatılması gerektiğini kaydediyor.
Çocuğun yanında boşanma konusunun konuşulmaması, özellikle de eşlerden birinin tarafını tutan veya kötüleyen sözler sarf edilmemesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, şu uyarılarda bulunuyor:
"Boşanma olayını çocukla ilişkilendirmeyin ve kendisine bu anlama gelen sözler sarf etmeyin. Anne ya da babasının kendisini sevmediği için, çok yaramazlık yaptığı için, başka bir kadınla birlikte olmayı tercih ettiği için vb. terk ettiğini asla söylemeyin. Bu gibi sözler çocuğu teselli etmez, ona ancak 'terkedilmişlik duygusu veya suçluluk duygusu' enjekte etmiş oluruz. Böylece çocuk, terk edildiğini, çünkü sevgiye layık olmadığını, değersiz olduğunu düşünür. Bu gibi sözlerin çocuklarda ne kadar derin ve onarılması zor yaralar açabileceğini düşünebiliyor musunuz?"