HABER

Babacan: Borç stokunda yükselme bekliyoruz

İSTANBUL (İHA) - Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, 2009 yılında, Türkiye'nin bütçe açığında ve kamu borç stokunda bir miktar yükselme olmasının beklendiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle 2005 yılında oluşturulan Türk-Arap Ekonomi Forumu'nun dördüncüsü İstanbul'da başladı. İki gün sürecek toplantı, Türkiye ile Arap ülkeleri arasında işbirliğini güçlendirmeyi ve bölgede istikrarın oluşmasını sağlamayı hedefliyor.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, "Türkiye ve Arap Ligi üyesi ülkeler, Arap-İsrail sorunu, Filistin meselesi, Irak, Lübnan ve terörizm gibi birçok konuda örtüşen gündemlere sahiptir. Bu çerçevede karışlıklı diyaloğun ve istişare mekanizmalarının güçlendirilmesi her zamankinden

önemli hale gelmiştir" dedi.

Babacan, Türkiye ve Arap Ligi arasındaki ilişkilerin son dönemde kaydettiği aşamadan hükümet olarak mutluluk duyduklarını ifade ederek, Eylül 2004'te imzalanan Mutabakat Muhtırası ve 2007'de imzalanan Türk-Arap İşbirliği Forumu Çerçeve Anlaşması ilişkilerin kurumsal düzlemde gerçekleştirilebilmesi için temel attığını söyledi.

Küresel krize ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, dünyanın gelişmiş ekonomilerinde başlayan ve kısa zaman içerisinde tüm ülkeleri etkileyen eşi enderi görülmeyecek bir krizle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Babacan, "Yaşamakta olduğumuz krizin temelinde yüksek büyüme dönemlerinde oluşan küresel makroekonomik dengesizliklerin yarattığı aşırı kredi genişlemesi ve finansal kuruluşların kredi, likidite ve piyasa riski olmak üzere risklerini etkin bir şekilde yönetememeleri yatmaktadır" şeklinde konuştu.

Yaşanmakta olan bu kriz sürecinin hızla ve mümkün olan en az yarayla aşınması ve kriz sonrası dönemde güçlü bir küresel yapının tesis edilebilmesinin ancak etkin bir uluslararası işbirliği çerçevesinde uygulanmasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Babacan, "Bu nedenle küresel işbirliğinin daha da geliştirilmesi, uluslar arası toplumun birlikte hareket ederek sorunlara ortak çözümler üretmesi olmazsa olmaz koşuldur" dedi.

Küresel krizin gelişmekte olan ülkeler için Pazar çeşitliliğinin ve kendi aralarındaki ticari ve finansal bağları güçlendirmenin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha ortaya çıkardığını ifade eden Babacan, Türkiye'nin bu anlamda sadece küresel değil, bölgesel girişimlere de güçlü destek verdiğini ve bölgesel bütünleşme ve işbirliği süreçlerine her zaman büyük önem vermiş olan Türkiye'nin, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın kurulmasına da öncülük ettiğini söyledi.

Mali disiplin ve yapısal reformların önemine değinen Babacan, Türkiye'nin borcunun milli gelire oranının birçok gelişmiş ülkenin ve gelişmekte olan ülkeye göre daha seviyede olmasının krizden çıkış konusunda Türkiye'yi daha avantajlı bir konuma getireceğini söyledi. Babacan, "Kriz sona erip toz duman yatıştığında borcun gayri safi yurt içi hasılaya oranı açısından Türkiye'nin en az borçlu ülkelerden biri olacağı gerçeğinin altını çizmek istiyorum. Bu husus niçin önemli? Küresel ekonominin
normalleşmesiyle birlikte, kriz sırasında alınan mali önlemlerin bütçe üzerine getirdiği yüklerin nasıl azaltılacağı, borcun sürdürülebilirliği gibi konular kaçınılmaz olarak gündeme geldiğinde Türkiye'nin eli daha güçlü olacaktır. Dolayısıyla Türkiye yatırımcılar tarafından tercih edilen ülkelerin başında gelmeye devam edecektir" diye konuştu.

Hükümetin verimliliği artıracak projeleri hayata geçirmek ve yatırım ortamını iyileştirmek amacıyla yeni bir yatırım teşvik sistemi oluşturduğunu kaydeden Babacan, "Yatırım teşvikleri içerisinde kurumlar vergisi indirimin boyutu yatırım cezbetmek açısından dünya genelinde oldukça iddialı bir seviyede olduğunu vurgulamak istiyorum. Ülkeler arasında yatırım çekme yarışında, son dönemde yapılan kurumlar vergisi indirimiyle Türkiye avantajlı bir konumda olacaktır" dedi.

Vergi indirimine ek olarak yatırım teşviki kapsamında başka desteklerin de uygulamaya konduğunu ifade eden Babacan, "Bunlar arasında yeni yatırımlarda SSK primi işveren hissesinin 2 ila 7 sene arasında Hazine tarafından karşılanması, bazı bölgelere yapılacak küçük yatırımlar için faiz desteğinin sağlanması, büyük proje yatırımları ile bölgesel ve sektörel olarak desteklenecek yatırımlara yatırım yeri tahsis edilmesi sayılabilir" şeklinde konuştu.

Türkiye'de gerek hükümet gerekse Merkez Bankası'nın çeşitli önlemleri hayata geçirerek küresel krizin ekonomi üzerindeki etkilerinin sınırlı kalmasına çalıştığını belirten Babacan, Hükümetin mali çerçevesi belirli olan önlemleri hayata geçirdiğini Merkez Bankası'nın da kontrollü fakat hızlı bir şekilde politika faiz oranlarını indirdiğini söyledi.

Önümüzdeki döneme ilişkin öngörülerini de paylaşan Babacan, "2009 yılında, Türkiye'nin bütçe açığında ve kamu borç stokunda bir miktar yükselme olmasını bekliyoruz. Bu durumun orta vadede normale dönmesi önemlidir. Ve bunun için ne gerekiyorsa yapılmalıdır" dedi.

"HARİRİ, AYDINLAR VE SAZAK'A TAF ÖZEL ÖDÜLÜ"

Toplantının ardından geçen yıllarda Rahmi Koç, Şarık Tara ve Dr. Sani Şener'e Türk-Arap Ekonomik ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunmasından dolayı verilen "TAF Özel Ödülü" ise bu sene Türkiye'deki en büyük Arap yatırımının lideri olan BankMed Yönetim Kurulu Başkanı Mohammet Hariri, Acıbadem Sağlık Grubu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ile Yüksel İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO'su Emin Sazak'a verildi.

En Çok Aranan Haberler