Bahçeli, son dönemde Milliyetçi Hareket Partisi'ni hedef alan tahrik, hezeyan ve suçlamalar karşısında bu konudaki milli duruşlarını anlatan 9 maddelik, 'Demokrasi ve İnanç Manifestosu'nu okudu. MHP lideri, sözlerini şöyle sürdürdü:
1-Devletimiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde verilen muhteşem bir bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesi ile aziz milletimizin evlatları tarafından kurulmuştur. Büyük milletimizin değer ve ülküleri ise 84 yıl boyunca varlığında ruh ve anlam bulduğu Cumhuriyetimizin himayesi ve koruması altında şekillenmiş ve yükselmiştir. Devlet ve milletin bütünleşmesi ve dayanışması üzerine sağlanmış bu mutabakatın siyasi tarihimizde zaman zaman kesintiye uğradığı bir vakıadır. Çıkarılacak bunca dersten ve alınan
mesafeden sonra, bu sorunların aşılmasının kaçınılmaz olduğunun, yapay korku ve tahriklerle daha fazla devam edilemeyeceğinin artık anlaşılmış olması gerekmektedir. Toplumsal kardeşliğin ve devlet-vatandaş ilişkilerinin böylesine zedelendiği ve karşılıklı güvenin sarsıldığı dönemlerde ülkemizin nasıl bir kargaşaya sürüklendiği, yaşanan buhranların demokrasimizi müdahalelere nasıl açık hale getirdiği tarihi bir acı gerçektir.
2- Yüzyıla dayanan Türk milliyetçiliği ideolojisi ile 40 yıllık siyasal birikime dayanan Milliyetçi Hareket Partisinin en önemli görevi, kutuplaşma ve gerilimin müzmin tarihini oluşturan, aziz milletimizin değerleri ile devlet yönetimi arasındaki yapay ve anlamsız çatışmanın son bulması için gösterdiği çaba ve çalışmalar teşkil etmiştir.
Bu hareket, kendisini millet üstü gören mihrakların dayatmaları karşısında milletinin yanında yer almış; devletin bütünlüğü ve birliği ile temel yapı taşlarına yönelen tehlikeler karşısında ise Cumhuriyetin nasıl korunması gerektiğini her türlü çile ve meşakkate katlanarak göstermiştir.
Milletinden kopuk bir devlet yapılanmasını dayatmak isteyenler ile devleti kendi istekleri ve istismar alanları doğrultusunda kurgulamak isteyen odakların her buhran yarattıkları dönemde, karşılarında Milliyetçi Hareket ve onun seçkin mensupları yer almış, kutlu değerleri uğruna siper olmuşlardır. Türk milliyetçiliğinin temsil ettiği millet ve devlet varlığını uzlaştırıcı ve kaynaştırıcı düşünce sistemi, çatışmadan ve istismardan beslenen siyasal aktörlerin geleneksel yaşama alanını daraltmış ve her iki
cephede yer alanlar tarafından eleştiri, tahrik ve hatta hakaret boyutunda ithamlarla karşı karşıya kalmasına neden olmuştur.
3- Bu itibarla, kendisini yalnızca devletin savunucusu görenler ile yalnızca millet adına siyaset yaptığını iddia edenlerin Milliyetçi Hareket Partisinin toplumsal ve siyasal alanda üstlenmiş olduğu tarihi misyonu, yöneten ve yönetilenler arasında sağlamak istediği uzlaştırıcı girişimlerini anlamaları mümkün görülmemektedir.
Yarım asırdır, karşılaştığı tüm engellemelere rağmen milliyetçilik, bir siyasi tavır olarak MHP kadrolarınca halka ulaştırılmış, devlete ve millete yönelen tehdit karşısında bu kaygıyı duyan vatan evlatları Milliyetçi Hareket etrafında toplanmışlardır.
Milliyetçi Hareket, TBMM dışında kaldığı dönemlerde de, milletinin yetki verdiği ölçüde, TBMM içinde hizmet vermeye başladığı süreçte de siyasi gelecek kaygılarından tamamen uzak bir yaklaşımla, önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışı ile hareket etmiş ve bunu bir siyasi ilke ve düstur olarak benimsemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'de birlik ve beraberlik içerisinde toplumsal barışın, huzur ve güven ortamının tesis edilebilmesini arzulamaktadır.
Bu hedefe ise demokratik rejimin bütün kurum ve kuralları ile sağlıklı işleyebilmesi şartıyla, demokrasiyi özümsemiş, halkını küçümsemeyen ve onun değerleriyle barışık aydınlar ile siyasi ve sosyal aktörlerin müşterek çabaları ile ulaşılacağına inanmaktadır.
Milletin temsili ve devletin korunmasında, bu iki vazgeçilmez değerin birbirini tamamlayarak uzlaşmasında üzerine düşen her sorumluluğu yerine getirmeye kararlı olan Türk Milliyetçileri için bu hedefe ulaşmak bir milli görev ve vatan borcudur.
Bu kapsamda Milliyetçi Hareket Partisi, geçtiğimiz yıllarda devleti korumak veya milleti temsil adına ortaya çıkan kronik çatışma aktörlerinin yarattığı gerilimi ortadan kaldırmak üzere, tam bir sorumlu muhalefet anlayışı ile siyasal hamleler yapmaya başlamıştır.
Partimizin bu girişimlerinin, devletin kurumları ile yapay çatışmalar üreten, yandaş ve karşıt iki cephe oluşturan, mazlum veya kurtarıcı rolü oynayıp inanç ve laiklik istismarından medet umanların hesaplarını boşa çıkardığı gelişmelerden anlaşılmaktadır.
4- Milliyetçiliğin temiz ve erdemli, heyecanlı ve ilkeli tavırlarından, birleştirici ve bütünleştirici rolünden başka bir amaç gütmeyen Milliyetçi Hareket Partisi, kurulduğundan beri karşıtlarının sürekli eleştiri ve sataşmalarına maruz kalmış, bir yandan ırkçı, faşist, kafatasçı olarak suçlanmaya, diğer yandan ise maneviyat dünyamızın samimiyeti tartışılarak, hareketimiz toplum nazarında değersizleştirilmeye çalışılmıştır. Bu çabaların amacı, Türk milliyetçiliği fikrinin ülkemizin idari ve ideolojik
merkezinden uzaklaştırılması ve milliyetçilerin milletimizin gönlünden ve değerlerinden uzak tutulmak istenmesidir. Bugün de, milliyetçiliği dışlayan ve bir dogma haline gelen tarihi önyargıların küllendiği yerden alevlendiği, Milliyetçi Hareket Partisine yönelik sistematik bir karalama kampanyanın diriltilmek istendiği görülmektedir.
Partimizin artık mutlaka çözülmesi gerektiğine inandığı bir yasağın kaldırılması girişimi, kendilerine cumhuriyet bekçiliği vehmeden mihraklar tarafından toplumun önüne yeni bir tartışma ve çatışma alanı olarak konulmaya çalışılmaktadır.
İnanç istismarının aktörlerinden sonra bu kez de ortaya çıkan laiklik istismarcılarının da hedefi Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileridir.
5- Bilinmelidir ki, partimizin iradesine ve görüşlerine ipotek koymaya yeltenen zihniyetlerin sözde 'mektup' adı altında başlattıkları karalama ve telkin kampanyası, bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Milliyetçi Hareketin değerli mensuplarında asla ve asla yankı bulmayacak nafile bir çabadır.
Yüreği vatan ve millet sevgisi ile çarpan parti mensuplarımıza, Atatürk'ü ve Cumhuriyeti hatırlatacak kadar küstahlaşan bu mihrakların arasında, çeyrek asır önce ülkemizdeki demokratik rejimi değiştirmek için fırsat kollayanlar ile Cumhuriyetin yıkılmasını derinden derine planlayanların bulunuyor olması, eski ve yarım kalmış hesapların ve kinlerin tekrar ortaya çıkartılmak istendiğinin bir işaretidir.
Üniter ve milli devlet yapısının parçalanması gibi Cumhuriyetimizi temelinden sarsacak ağır tehditlerin kapımızda olduğu bu süreçte; Cumhuriyet rejimi ve laik devlet düzeni adına kaygılar vehmederek, demokrasi karşıtı arayışa yönelenlerin, sanki Milliyetçi Hareket Partisi ile gizli veya açık bir mutabakat ve gönül birliği içindeymiş gibi hayal kırıklığına uğradıklarını beyan etmeleri anlaşılır bir durum değildir.
Geçmişte Milliyetçi Hareket Partisine ve Milliyetçiliğe muhalif platformlarda nefretini açıkça gösteren, milliyetçileri karanlık hesaplarına çekmek için özel çaba ve organizasyonlara yönelen odakların bugün partimize olan tavırları arasındaki uyum çok tabiidir.
Bilinmelidir ki, devletimizin ve milletimizin temel değerlerini korumayı bir siyasi proje olarak ortaya koymuş Milliyetçi Hareket Partisini, hiç kimsenin Cumhuriyet veya laiklik karşıtı olarak suçlaması veya bu kavramları öğretmeye kalkışması kabul edilemez bir hezeyan ve küstahlıktır.
Milliyetçi Hareket Partisi mensupları hiçbir gizli, karanlık, derin veya özel bir ilişki ve irtibat içinde olmaksızın, yalnızca Türkiye'miz ve Türk milleti için düşündüklerini açık ve yüksek sesle söylemiş bir siyasal hareketin şerefli üyeleridir.
Bu hareketin mensupları, vatan ve millet sevgisinin sınavını ölüm karşısında vermiş, bu devleti önce kurtarmış ve sonra kurmuş kutlu bir misyonun yaşayan temsilcileridir. Üstelik bizi devletimize bağlayan kudret, emekli olduktan sonra ancak hatırlanılan yasaların verdiği görev ve yetki değil, milletten aldığımız sevgi, tarihten aldığımız ilham ve kültürümüzden edindiğimiz erdemdir.
6- Türk milliyetçileri, azız Cumhuriyetimizin büyük tehditlere maruz kaldığı karanlık yıllarda gözlerini kırpmadan mücadele ederken ve bu mücadelenin akabinde en ağır haksızlıklara uğrarken, bugün Milliyetçi Hareket'ten devlet adına tavır bekleyenlerin o günlerde hangi görevlerde bulundukları ve milliyetçi gençlere hangi gözle baktıkları bizce çok iyi bilinmektedir.
Bugün partimizin siyasal hamlelerine kısır dünyalarında anlam veremeyerek kendilerince hayal kırıklığı yaşadıklarını ifade edenleri, kurguladıkları karanlık tezgahlardan uzak durmaya, kurdukları sanal dünyadan uyanmaya ve ülkemizin gerçeklerini görmeye davet ediyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisinin milleti ve devleti kucaklayıcı siyasetini bilmeyen ve attığı adımları, aldığı kararları günübirlik gelişmeler zannedenleri, Türk milliyetçilerinin hiçbir tesirin veya mihrakın koltuk değneği olmadan bugünlere gelen ilkeli ve tutarlı çizgilerine bir kez daha bakmaya çağırıyoruz.
7- Partimiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleriyle milli ve manevi değerlerimizin siyasi ve toplumsal çatışma alanı olmaktan çıkarılması için üzerine düşen sorumlulukların gereğini yapmaya hazır ve kararlıdır.
Unutulmamalıdır ki, inanç ve değer üzerinden yapılan kısır ve sonu olmayan çekişmeler, vatandaşlarımızın inancına gösterilecek tahammülsüzlüklerle birlikte bunların siyasi mücadele aracı haline getirilmesi, siyasi ve sosyal bünyemizde ciddi tahribatlara yol açacaktır.
Bu itibarla Türk milletini, temelsiz ve amaçsız tartışmalara, sadece bulundukları yerleri sağlamlaştırmak ve pozisyonlarını kuvvetlendirmek için kısır çatışmalara çekenleri Türk tarihi ve aziz milletimiz hiçbir zaman iyi anmayacak ve affetmeyecektir.
8- Bedeli kanla ödenerek Büyük Atatürk'ün önderliğinde kurulmuş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara iki önemli tepe üzerinde sembolleşmiştir. Bunlardan biri devletimizi kuran ve milletimizi kurtaran aziz Atatürk'ün naşının bulunduğu Anıtkabir'i barındıran Anıttepe, diğeri ise inanç hürriyetimizin ve manevi değerlerimizin sembolü olan bir mabedi barındıran Kocatepe'dir.
Milliyetçi Hareket Partisi, kimseyi asla bir tercihe ve taraf olmaya zorlamadan, her ikisini de en yüksek seviyede benimseyen ve temsil eden, bu değerler arasındaki rabıta ve bağın kopartılmasına asla izin vermeyen duruşu ile Anıttepe ile Kocatepe arasına çekilmiş çelikten bir halattır.
Milliyetçi Hareket din ve vicdan özgürlüğünün ve laikliğin teminatı savunucusu ve koruyucusudur. Partimiz bu değerleri yalnızca savunmanın da ötesinde, birbirleri ile bir terkip oluşmasını arzulamaktadır. Bu yapının yıkılmasına da, istismarına da, çatıştırılmasına da izin vermeyecektir.
Türk Milliyetçilerine Atatürk'ü, Cumhuriyeti ve laikliği veya samimiyetle bağlandığımız inançlarımızı öğretmek veya hatırlatmak; kendi yanılgılarını ve ön yargılarını milliyetçiliğin bir kusuru gibi dayatmak hiç kimsenin, haddi ve hakkı değildir. Milliyetçi Harekete gönül vermiş aziz vatandaşlarımızın ve Türk Milliyetçilerinin, kimseden milli tarihimizi ve kutlu değerlerimizi öğrenmeye ve onlardan akıl almaya asla ihtiyacı yoktur.
Milliyetçi Hareket, toplumsal huzur ve katılımı en üst seviyede sağlamış bir devlet, millet ve fert buluşmasını ve kaynaşmasını sağlayacak maddi ve manevi kucaklaşmanın istismardan ve gerilimden uzak siyaset ile sağlanacağına inanmaktadır.
Aksi anlayış sahiplerinin yakın tarihimizde laiklik kaygısı ile yaptıkları nafile hamlelerin ve demokrasi dışı dayatmaların, bugün nasıl bir siyasal tabloya ve toplumsal kutuplaşmaya yol açtığını bir kez daha düşünerek hareket etmeleri ve milletimize yaklaşırken kendilerine ve anlayışlarına çeki-düzen vermeleri, ülkemizin geleceği açısından da önemli olacaktır.
9- Milliyetçi Hareket Partisi herkesin istediği ve arzuladığı gibi tanımlayabileceği ve bir şablona sokabileceği bir parti değildir.
Milliyetçi Hareket'in şerefli siyasi geçmişi, değişmeyen ilke ve inançları ve kırılmaya uğramadan bugünlere taşınan siyasi çizgisi aziz milletimiz tarafından çok iyi bilinmektedir.
Bizim devletle, Cumhuriyetle, milletle ve ortak değerlerle hiçbir devirde sorunumuz olmamıştır.
Bunlara yönelik tehdit ve tehlikeler ise her zaman sorunumuz olmuştur, bundan böylede sorunumuz olacaktır.
Biz bu hüviyetimizle başı dik ve alnı açık olarak Büyük Türk Milletinin huzurundayız.
Bizim Türkiye'nin sorunlarına bakış açımızı ve hareket tarzımızı belirleyen temel düşüncelerin kaynağı budur.
Bu konularda hiç kimsenin rehberliğine, uyarısına ve yol göstermesine ihtiyacımız bulunmamaktadır.
Değerleri çatıştırarak siyasi geleceğini kurtarmaya çalışanların, cepheleşmeleri siyasi varlık sebebi olarak görenlerin ve gerilim ortamından beslenenlerin şu hususu çok iyi anlamalarını isteriz:
Milliyetçi Hareket Türkiye'nin milli birliğinin, toplumsal huzurunun ve dayanışmasının temel harcı ve sigortasıdır.
Türkiye'yi kamplara ve kutuplara ayırarak çatışma ortamına davetiye çıkaranlara geçit vermeyecek yegane siyasi güç de, vicdanlarda tescil edilmiş bu kimliğiyle Milliyetçi Hareket ve yaprağın dahi kımıldamadığı en ağır ve ümitsiz şartlarda fikri namus imtihanından şerefle geçmiş olan Türk Milliyetçileridir.
Gelişmeler, geçmişte yaşanmış olan kısır ve gergin tartışmaların önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağının işaretlerini vermektedir. Bu süreçte aziz milletimizi tahriklere karşı uyanık olmaya, inanç sahiplerini istismarcılardan uzak durmaya, Milliyetçi Hareket Partisi'nin değerli mensuplarını ve Türk milliyetçiliğine gönül vermiş dava arkadaşlarımızı ise devlet ve millet değerlerimizi müştereken kucaklayıcı muhterem fikirlerimizi aziz milletimizle acilen paylaşmaya çağırıyorum.
Bizim bu konuda söyleyeceklerimiz bunlardır".