HABER

Bakan Eker, Tarım Kanunu'nu anlattı

ANKARA (İHA) - Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye'de ilk defa tarım sektörünün 2 gün önce TBMM'de yasalaşan Tarım Kanunu ile bir yasal mevzuata kavuştuğunu belirterek, "Bu kanunla tarım sektörüyle ilgili eleştirilen, 'olmalı' denilen her konu yasal mevzuata bağlandı" dedi. Eker, Tarım Kanunu ile birlikte tarımsal desteklerin Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 1'in altına düşmemesinin yasaya bağlandığını ifade ederek, bundan sonra tarımsal desteklerin mutlaka bugünkünden daha çok olacağını söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, TBMM'de yasalaşan Tarım Çerçeve Kanunu ile ilgili bakanlık kampusünde bir basın toplantısı düzenledi. Tarım Kanunu'nun, tarım politikaları ve tarımsal destekleme politikalarının çerçevesini belirleyen Türkiye'deki ilk kanun olduğunu belirten Eker, "Türkiye bugüne kadar tarımsal desteklemeleri ve tarıma ait planları, politikaları, öncelikleri günü birlik kararlarla alıyordu. Bu kanunla ilk defa tarımla ilgili temel kavramlar tanımlandı. Amaçlar ortaya konuluyor, politikalar belirleniyor ve bunun dışında da yeni bir takım kavramlar ışığında tarımla ilgili neler yapılacağı hususunda tanımlar getiriliyor" diye konuştu.

Eker, Tarım Kanunu ile öncelikle iç ve dış talebe uygun araçlar geliştirilmesi, doğal ve biyolojik kaynakların korunması, verimliliğin artırılması, gıda güvenliği, üretici örgütlerinin geliştirilmesi, tarımsal piyasaların güçlendirilmesi ve kırsal kalkınmanın sağlanması suretiyle tarım sektörünün refah düzeyinin yükseltilmesinin amaçlandığını söyledi. Uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin de kanun çerçevesinde dikkate alındığını anlatan Eker, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunları çözmek bizim birinci önceliğimizdir. Verimliliğin artırılması, ürün çeşitliliği, uluslararası rekabet ve kalite bizim önceliklerimiz arasındadır. Yeterli ve güvenilir gıda, tarımsal işletmelerin alt yapılarının geliştirilmesi, bilgi ve uygun teknoloji kullanımı, üretim ve pazar entegrasyonu, doğal afetler ve hayvan hastalıklarına yönelik risk yönetimi kurulması, kırsal hayatın sosyo-ekonomik açıdan geliştirilmesi, üretici örgütlenmesinin geliştirilmesi, tarım bilgi sisteminin kurulması, toplulaştırma, toprak su kaynaklarının geliştirilmesi, AB ile uyumun gerektirdiği idari ve hukuku düzenlemelerin yapılması bu kanunda öngördüğümüz tarım politikalarının öncelikleridir. Bunlar ilk defa bir Kanunla belirleniyor ve uygulamalar buna göre yapılacak."

TARIM KANUNU NELER GETİRİYOR?
Bakan Eker, Tarım Kanunu'nun tarım sektörüne yeni olarak neler getirdiği konusuna da açıklık getirerek, kanunla ilk defa çiftçi eğitiminin özel sektör tarafından hizmet satın alma yoluyla yapılacağını söyledi. Biyolojik çeşitlilik ve biyolojik kaynakların korunması ile biyogüvenliğin sağlanmasının kanunda yer aldığını ifade eden Eker, biyogüvenliğin insan, bitki ve hayvan hastalıklarından korunması açısından önemli olduğuna dikkat çekti.

İlk defa Tüzel Kişiliğe Haiz Ürün Konseyleri'nin kurulacağını belirten Eker, ilgili tüm kuruluşların katılacağı Ürün Konseyi'nin ürünlerin pazarlanacağını kaydetti.

Sözleşmeli üretimin ilk defa kanunda yer aldığının da altını çizen Eker, Türkiye'deki tarımsal üretimin planlanmasına imkan sağlayacak Tarım Havzaları kavramının da ilk defa bu kanunda yer aldığını anlattı. Eker, Türkiye'nin coğrafi, iklim yapısına uygun olarak 24 üretim havzasına bölündüğünü, bunların her birinde hangi tür ürünlerin, ne şekilde üretileceği konusunda çalışmalar yapılacağını ve havza bazlı planlama ve destekleme yapılacağını kaydetti.

Kanunda kırsal kalkınmada tarım ve tarım dışı istihdamın sağlanması için tedbirler öngördüğünü anlatan Eker, kırsal kesimde yaşayan insanların ekonomik hayatlarını iyileştirilecek bir takım düzenlemeler getirildiğini söyledi. Bu kanunla ilk defa Tarımsal Destekleme ve Yönlendirme Kurulu'nun kurulmasının öngörüldüğünü kaydeden Eker, tarımsal desteklemelerin Tarım Bakanı'nın başkanlığındaki kurul tarafından yapılacağını ifade etti.

Eker, Tarım Kanunu'nun tarım sektörüne getirdiği en önemli getirilerden birisinin ise tarımsal desteklemeler konusunda olduğunu belirterek, bundan sonra tarımsal desteklemelerin Türkiye'nin toplam Gayri Safi Milli Hasılası'nın yüzde 1'inin altında olamayacağını kaydetti. Eker, "Bugüne kadar tarımsal desteklemelerin oranı Türkiye'nin GSMH'nin yüzde 1'in üstüne hiç çıkmadı. Bu sene binde 9 olarak belirlendi. Bundan sonra tarımsal desteklemeler bugünkünden daha fazla olacak. Bu bence çok önemli bir rakamdır" diye konuştu.

Eker, 2006 yılında tarımın Türkiye'nin GSMH'nin binde 9 oranında desteklendiğini ama bundan sonraki yıllarda mutlaka yüzde 1 ya da daha üstü olacağının altını çizdi.

TARIMSAL DESTEKLEME ARAÇLARI Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, Tarım Kanunu ile birlikte tarımsal destekleme araçlarının da tanımının yapıldığını belirterek, bunlar içerisinde en önemlisinin Doğrudan Gelir Desteği olduğunu açıkladı. 2002 yılında DGD'nin toplam destekler içindeki payının yüzde 85 iken bugün yüzde 55'e düşürüldüğünü hatırlatan Eker, DGD'nin üretimi değil toprak sahiplerini desteklediği için payının azaltılmasını öngördüklerini söyledi. Eker, "DGD ile tüm üreticileri eşit desteklemek mümkün değil. Sadece toprak sahipleri eşit desteklenir" şeklinde konuştu. Eker, diğer destekleme ürünlerini şöyle anlattı:

"Fark ödemesiyle üretimi az olan ürünlere prim desteği yapıyoruz. Özellikle yağlı tohumlarda uygulanan prim ödemesi geçen yıl 600 trilyon lira iken bu sene 823 trilyon liraya çıkardık. Nisan ayı içerisinde prim ödemelerini tamamlayacağız. Telafi Edici Ödemeler il, arz fazlası olan ürünler yerine arz eksiği olan ürünleri ekenlere destek verilecek. Tarım Sigortası ödemesi ile çiftçilerin ürünlerinin sigorta bedelinin bir kısmı bakanlık tarafından ödenecek. Kırsal Kalkınma Destekleri ile Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programları gibi projeler desteklenecek. Çevre Amaçlı Tarımsal Alan Kullanımı, Ar-Ge çalışmaları desteklenecek. Hayvancılık destekleri adı altında yem desteğinden, süt üretim desteğine kadar birçok alanda destekleme yapılacak."

Kanunla tarımsal desteklerin ödeme tarihlerinin de önceden açıklanmasının da düzenlendiğini belirten Eker, 2005 yılı ocak ayında 1 katrilyon liralık DGD ödemesi yaptıklarını, yine Nisan ayı içerisinde 900 trilyon liralık yağlı tohum primi dağıttıklarını hatırlattı. Eker, bütçe açıklanan desteklerin tümünün zamanında ödeneceğinin altını çizerek, 2006 yılında tarımsal desteklemelerin tamamının ekim döneminden önce açıklanacağını kaydetti. Eker, kanunla birlikte Türkiye'de herkesin tarımsal alanda şikayet ettiği ve 'olmalı' dediği her konunun düzenleme altına alındığını belirterek, "Bu kanunla 'olmalı' dediğimiz her şey mevzuat altına alındı" dedi. Türkiye'de Tarım Kanunu'nun çok daha önce çıkarılması gerektiği halde 2006 yılına kalmasının büyük bir talihsizlik olduğunu ancak tarım sektörünü düzenleme altına alan bu kanunu geç de olsa kendi hükümetleri döneminde çıkarılmasından dolayı mutluluk duyduğun söyledi.

Gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Eker, kuş gribi hastalığıyla ilgili yeni bir salgının beklenip beklenmediğine ilişkin bir soru üzerine, "Bekliyorduk ama gelmedi. Birkaç ay önce tekrar salgın olabilir düşüncesiyle gerekli önlemleri aldık ancak önlemlerimiz sonuç verdi herhangi bir salgın gelmedi. Bundan sonraki dönemde de beklemiyoruz" diye konuştu.

Eker, Rusya'nın Türkiye'den ihracat edilen ürünlerde kalıntı çıktığı gerekçesiyle alımları durduracağı yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine, alımın durmasının söz konusu olmadığını söyledi. Mart ayı içerisinde bir numune narenciye ürününde pestisit kalıntısına rastlandığını ve bunun da uluslararası kurallar çerçevesinde Türkiye'ye geri gönderildiğini, Türk yetkililer olarak da konuyla ilgili gerekli çalışmaları yaptıklarının altını çizen Eker, olayın münferit olduğunu, abartılmasının ülke menfaatlerine ters düştüğünü de sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler