ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye'nin sözde Ermeni soykırımı konusundaki politikasını değiştirdiğini belirterek, "Geçmişi bırakalım, geleceğe bakalım, geçmişin yaralarını deşmeyelim, bu konuyu tarihçilere bırakalım düşüncesini Türkiye artık geride bırakmıştır" dedi.
Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda geçen hafta Çorum'da bir köyde meydana gelen yangınla ilgili değerlendirmeler yapıldığını belirterek, evleri yanan köylülerin evlerinin yeniden yapılması yönünde bir karar alındığını ifade etti. Çiçek, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın bununla ilgili çalışmayı süratle gerçekleştireceğini duyurdu. Çiçek, Kütahya'da bir maden ocağında yaşanan grizu patlamasının da toplantıda ele alındığını belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun bu konuda kurula bilgi verdiğini ifade etti.
Toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Afganistan ziyaretiyle ilgili bilgi verdiğini anlatan Çiçek, Afganistan'ın biran evvel normalleşmesi ve kalkınması noktasında neler yapılabileceğini konuştuklarını söyledi. Çiçek, Afganistan'la ilişkileri geliştirmek ve kalıcı hizmetlerin geliştirilmesi açısından neler yapılabileceğinin toplantıda ele alındığını bildirdi.
Çiçek, her yıl Nisan ayında belli ülkelerde gündeme gelen sözde Ermeni soykırımı iddialarının toplantıda değerlendirildiğini belirterek, Dışişleri Bakanlığı, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü ve Türk Tarih Kurumu yetkililerinin bu konuda yapılan çalışmalarla ilgili kurula bilgi sunduğunu anlattı.
Ermeni meselesinin bir geçmişi bulunduğuna işaret eden Çiçek, Türkler'le Ermeniler'in uzun süre birarada yaşadıklarını, aralarında hiçbir sorun yaşanmadığını, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeniler'in Osmanlı Devleti'ne karşı isyana başladıklarını ve Müslüman Türkler'e karşı katliama giriştiklerini, bu arada karşılıklı olarak bazı olaylar cereyan ettiğini ifade etti.
Türkiye'nin bir töhmetle karşı karşıya olduğunu kaydeden Çiçek, bu suçlamaların 1965 yılından sonra yoğunluk kazandığını bildirdi. Pek çok Türk diplomatın Ermeni terör örgütleri tarafından şehit edildiğini hatırlatan Çiçek, Ermeniler'in, nüfuz edebildikleri ülkelerin parlamentolarını harekete geçirerek bazı kararlar aldırdıklarını ve bu ülkelerin sayısının 15'i bulduğunu söyledi.
Türkiye'nin, bu olayların tarihçilerin işi olduğunu ve tarihçiler tarafından açığa çıkartılması gerektiğini her zaman söylediğini hatırlatan Çiçek, bu tür meseleler siyaseten ele alındığında farklı durumların ortaya çıkabileceği uyarısını yaptıklarını belirtti. Çiçek, şunları söyledi:
"Biz Türkiye olarak geriye dönük bir kısım olayları tartışma konusu, kin ve nefret konusu yapmak yerine geleceğe dönük bir iyimserliğin sonucu olarak bu işin tarihçiler tarafından gün ışığına çıkarılmasını istedik. Bizim bu noktadaki yaklaşımımızın bir kısım ülkelerde yeterince değerlendirilmediği ya da iç politik sebeplerle Türkiye'ye karşı bir tavır olarak ortaya çıktığı da inkar edilemez. Onun için Türkiye, bu meselede bugüne kadar olduğu gibi, 'Geçmişe bakmayalım, geleceğe bakalım, geçmişin yaralarını deşmeyelim, acılarını orta yere çıkarıp da gelecek nesillerin kin ve nefret üzerine yetişmelerine sebep olmayalım' düşüncesini artık geride bırakmıştır. Bundan böyle Türkiye bütün arşivlerini açmıştır. Kimin böyle bir iddiası varsa biz arşivlerimizi açıyoruz, gelip inceleyebilirler. Kendi arşivlerini de açsınlar. Tarih bilimi neyi gösteriyorsa, Türkiye bu noktada kendinden emindir. Yeni bir üslupla, yeni bir anlayışla bu meselenin değerlendirilmesi gerekmektedir. Biz kendi arşivlerimize de dayanarak, kendi tarihimize de güvenerek diyoruz ki kesinlikle soykırım olmamıştır. Ancak soykırım iddiası vardır diyenlerin yalanlarını ortaya koymak adına topyekün bir çabaya ihtiyaç olduğu da aşikardır. Bir bütünlük içinde, koordineli olarak, devletin bütün kurumları ve sivil toplum kuruluşları da dahil olmak üzere dünyanın her bir tarafında bu asılsız iddiaları ortaya koymak kaçınılmaz bir durumdur. Yani artık Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi 'Bunu tarihçilere bırakalım, bu siyasi konu değildir' gibi temelde doğru, özü itibariyle doğru ama günümüzün ihtiyaçlarını karşılamayan bu politikadan daha farklı bir politika takip etmeye mecburdur. Bu konu Bakanlar Kurulu'nda bütün yönleriyle değerlendirildi. Yeni bir teşkilatlanmaya ihtiyaç olup olmayacağı da dahil olmak üzere bütün yönleriyle konu ele alındı. Dışişleri Bakanlığı'nın koordinesinde bu konudaki çalışmalar aralıksız, yoğun bir şekilde sürdürülecektir."
Merkez Bankası Kanunu gereği Merkez Bankası Başkanlığı'nın bugün kurula bir sunum yaptığını ifade eden Çiçek, Merkez Bankası'nın Türkiye ekonomisi ile ilgili yapacağı değerlendirmelerin Türkiye'nin ekonomik gidişatı bakımından çok önemli olduğuna dikkati çekti. Yapılan sunumda Türkiye'de sürdürülen ekonomik politikaların kesintisiz ve kararlılıkla uygulanmaya devam edilmesi gerektiğinin ortaya çıktığına işaret eden Çiçek, birçok hususta çok önemli gelişmeler yaşandığını buna karşın ekonomik göstergelerin hiç kimseyi rehavete sokmaması gerektiğini ifade etti. Ortaya konulan hedeflerin tutturulduğunun Merkez Bankası Başkanlığı tarafından da teyit edildiğini vurgulayan Çiçek, 2005 yılında gerçekleşen büyümenin önceki yıllarda olduğu gibi kamu yatırımları ağırlıklı değil özel sektör ağırlıklı olmasının da önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
2 yıl önce özel sektörün kepenklerini kapattığı Türkiye'de bugün yatırımların büyük çoğunluğunun özel sektör eliyle gerçekleştirilmesinin önemine işaret eden Çiçek, sürdürülebilir bir büyüme için Bankacılık Kanunu, Sosyal Güvenlik Reformu, vergi reformu ve yatırım ortamının iyileştirilmesi gibi konuların da önem taşıdığını belirtti.
Sürdürülebilir büyümenin büyük ölçüde istihdamla ilgili olduğunu vurgulayan Çiçek, bu alandaki her gelişmenin büyük önem taşıdığını kaydetti. Çiçek, hane halkı işgücü sonuçlarının bugün yayınlandığını hatırlatarak, buna göre 2005 yılının ilk 3 ayında işsiz sayısının geçen yılın aynı dönemine göre azaldığını ve 2 milyon 830 bin kişiden 2 milyon 697 bin kişiye düştüğünü bildirdi.