HABER

Başbakan Erdoğan'a cesaret ödülü

NEW YORK (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Musevi düşmanlığının Türkiye'de yeri olmadığını, İslamiyet'in, Musevi, Hıristiyan veya Müslüman olsun insanları eşit gören bir hoşgörü dini olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "Musevi düşmanlığı utanç verici bir akıl hastalığının tezahürüdür" diyerek, Türkiye'nin yepyeni bir diplomatik ve ekonomik çaba içine girdiğini, buna da bölge ve ötesinin tanık olduğunu bildirdi.

Başbakan Erdoğan, Musevi örgütü 'Anti-Defamation League'in (ADL) tarafından onuruna verilen yemeğe katıldı. ADL tarafından Başbakan Erdoğan'a toplantıda, Türk diplomatlarının II. Dünya Savaşı sırasında çok sayıda Musevi'yi Nazi zulmünden kurtarmasından dolayı Cesaret Ödülü verildi.

Ödül töreninden önce konuşan Başbakan Erdoğan, "Musevi düşmanlığının utanç verici bir akıl hastalığının tezahürü olduğunu" belirterek, "Medeniyetimiz ve dinimizde bir insanın öldürülmesi, tüm insanlığın öldürülmesi gibidir. Musevi düşmanlığı, herhangi bir inancı veya halkı küçük görme veya insanlık değerlerine layık görmeme hastalığının tek tezahürü değildir. Soykırım, etnik temizlik, ırkçılık, İslam düşmanlığı, Hıristiyan düşmanlığı, yabancı düşmanlığı ve terörizm, geçmişten bugüne kadar devam ede gelen aynı kötülüğün farklı yüzleridir. Şüphesiz ki bu belaların oluşturduğu tehlike ve tehdidi idrak eder, bunlara karşı etkin bir şekilde mücadele edersek, çocuklarımız daha iyi bir geleceğe sahip olacak ve daha iyi bir dünyada yaşayacaktır" dedi.

ADL'nin bu konuda bir amiral gemisi niteliğinde olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, kendilerini kutladığını kaydetti.

"MUSEVİLER İLE İLİŞKİLERİMİZ SÜRECEK"

Musevi düşmanlığının Türkiye'de yeri olmadığını, İslamiyet'in, Musevi, Hıristiyan veya Müslüman olsun insanları eşit gören bir hoşgörü dini olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa Museviler ile birlikte yaşamış ve kendilerine inanlardan onları korumalarını istemiştir. Dolayısıyla, başka inançlara ve fikirlere hoşgörü göstermek bizlere, yüce Peygamberimizin mirasıdır. Türk toplumu, Musevi düşmanı olumsuz söylemleri aşırı uçlarda kalmaya mahkum etmiş, zemin kazanmasına asla imkan vermemiştir ve vermeyecektir. Tüm dünya liderlerinin, yayınlarla veya başka yöntemlerle nefretin yayılmasını kınamak üzere buna katılma yükümlülükleri vardır. Musevi düşmanı olumsuz söylemlerine karşı insicamlı siyasetimiz sıfır toleranstan başka türlü tezahür edemez. Türk ulusu yüzyıllardır birarada yaşadığı Musevi toplumuyla dostane ilişkilerini gelecekte de sürdürecek, her türlü ırkçılığa karşı birlikte kararlılıkla mücadele edecektir" diye konuştu.

"500 YILLIK DOSTLUK"

Türkiye'nin, Museviler'e sığınma imkanı sağlanması hususunda 500 yıllık bir geçmişi bulunduğuna dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "İspanya Museviler'i 1492 yılında sınır dışı edilirken, Padişah 2. Beyazıt, donanmasına Museviler'i Liberya yarımadasından kurtarma emri vermiştir. 16. yüzyıldaki Osmanlı toprakları Museviler'in en yoğun yerleşim alanıdır. Museviler ile o günden başlayan dostluğumuz, bugün de devam etmektedir. Bugün Türkiye'de nispeten az sayıda Musevi yaşamaktadır. Museviler, Türk toplumunun değerli ve saygın üyeleridir. İsrail, ABD veya başka ülkelere yerleşen Museviler, bize karşı hala dostluklarını sürdürmektedir" dedi.

Türkiye zorluklarla karşılaştığında, özellikle ABD'nin Türkiye ile birlikte hareket ettiğinin bir kenara koyulamayacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Dostluğunuza ve desteğinize değer vermeyi ve güvenmeyi sürdürüyoruz. Siz de bizim dostluğumuza güvenmeye devam etmelisiniz" diye konuştu.

"CESUR TÜRK DİPLOMATLARI"

II. Dünya Savaşı sırasındaki Museviler'in hayatlarını kurtaran Türk diplomatlarını onurlandırmak üzere verilen bu anlamlı ödülü kabul etmekten onur duyduğunu, verilen kurbanları unutmadıkları gibi kötülüklerin karşısında duran cesur Türk erkeklerinin ve kadınlarının da unutulmamasını isteyen Başbakan Erdoğan, "Rodos adasındaki Museviler'i kurtaran ve bunun karşılığında eşini ve kayınvalidesini kaybetmek gibi kişisel bedel ödeyen erdemli gayri Musevi Selahattin Ülkümen'in cesur eylemleri dünyaca takdir edilmektedir. Esasen Ülkemen, aslında birçok Türk diplomatının sembolüdür. Bu cesur Türk diplomatlarından feyiz alarak, hoşgörü inancımızı eyleme dönüştürmeliyiz. Türk ulusu ve bugünkü Türk diplomatları, bu mirasın ahlaki varisleridir. Bugünkü Türk diplomasisi, aynı ahlaki doğruluğun da öncüsüdür" dedi.

Türkiye'nin İslam inancına saygı duyan, ancak laik ve demokratik ilkelerle idare edilen bir ülke olduğunu hatırlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizde sağladığımız demokratik başarılarımızla ve bölgemizde barışın tesisi için durmak bilmeyen çabalarımızla gurur duyuyoruz. Neslimiz hem atalarına, hem çocuklarına, herkes için adil, barış dolu bir dünya hediye etmek üzere hazırlığını sürdürmekte, bunun gayreti ile mücadele etmektedir" diye konuştu.

"YEPYENİ BİR TÜRKİYE"

Türkiye'nin, eski kıtanın eski nefretlerini toprağa gömen bir barış projesi olan Avrupa Birliği'ne katılmakta kararlı olduğunu ve ABD ile müttefikliği daha da derinleştirme yolunda ilerlediğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Bu ortaklık, iyi amaçlara hizmet için dimdik duran bir güç olarak, vazgeçilmez bir ortak girişimdir. Türkiye ve ABD, paylaştıkları değerleri ve ortak amaçları esas almak suretiyle, bölgemizde ve ötesinde demokratik barışın tesisi için birbirlerini karşılıklı olarak tamamlayan çabalarda bulunma arzusundadır" dedi.

İsrail'e yaptığı gezi ve bölgede Türkiye'ye bakışla alakalı değerlendirmelerde de bulunan Başbakan Erdoğan, "Çevremiz, Türkiye'nin yepyeni diplomatik ve ekonomik çabalarına tanık olmaktadır. Özellikle bu ödülü kabul ederken, vatandaşlarım adına, nefreti ve zorbalığı mağlup etmeye yönelik çabalarımızın daimi olacağını, barış ve adaletin tohumlarının ekilmeye devam edileceğini ifade etmek isterim" dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda, "Türk diplomatları özveriyle mazlumları savunurken, ulusal ve evrensel değerlerimizi savunmuşlardır. Doğrusu bu ödülü hak etmişlerdir. Erdemlerinden ilham ve cesaret almalıyız. Onlar duyarlı olma cesaretini sergilemişlerdir. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyorum. Onları takdir ve gururla selamlıyorum. Bu ödül ve ilginiz için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

New York ve civarındaki Türk toplumuyla bu akşam düzenlenecek bir resepsiyonda biraraya gelecek olan Başbakan Erdoğan, ABD'deki önde gelen Türk işadamlarından Ahmet Ertegün tarafından onuruna verilecek yemeğe katıldıktan sonra, TSİ 07.00 sıralarında Türkiye'ye hareket etmek üzere New York'tan ayrılacak.

En Çok Aranan Haberler