CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bir yandan, 'Çocuklarımı yurtdışında okutamıyorum, yakınım okutuyor', 'Maaşım yetmiyor, geçimimi sağlayamıyorum' diyeceksin, öte yandan şimdiki malvarlığınızı nasıl oluşturduğunu izah edemeyeceksin" dedi.
Baykal, partisinin TBMM Grubu'nda yaptığı konuşmada, malvarlığı tartışmalarını değerlendirdi.
Siyaset, medya ve halkın bir tek konuya kilitlendiğini ifade eden Baykal, bu konunun, "siyaset ve yolsuzluk" olduğunu kaydetti. Deniz Baykal, siyaset adamlarının iç yüzünün, şeffaf şekilde toplum tarafından değerlendirilmesinin temel bir özlem olduğunu söyledi.
"Maliye Bakanı, -Allah ayağına dolandırdı- kısa bir süre önce CHP ve Genel Başkanı'na, uluorta haksız sözler söyledi" diyen Baykal, CHP'yi çürütmeye çalıştıklarını savundu.
Deniz Baykal, siyaset adamının parasının olmasının günah ve yanlış olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Önemli olan, ne zaman, ne yaptın da kazandın. İktidar gücünü mü kullandın, alnının teri, girişimciliğin ve çalışmalarınla mı kazandın. Eğer böyleyse helal olsun. Devlet ya da belediyenin gücüyle onu sağladıysan sıkıntı verir. Bu konuda toplum aydınlatılma ihtiyacında.
Başbakan, 1994'te belediye başkanı oldu. Olmadan önce Recep Tayyip Erdoğan'ın malvarlığı neydi, bugün nedir? Soru bu kadar basittir.
'Ben çocuklarımı yurtdışında okutamıyorum, bir yakınım okutuyor' derken, bugünkü durumuna nasıl geldin? Kamuoyuna anlatın. Önemli bir işadamı, belediye başkanlığı sırasında '1 milyar doları nereden buldun?' diye sordu. 'Maaşım yetmiyor, geçimimi sağlayamıyorum' diyeceksin. Öte yandan, şimdiki malvarlığınızı nasıl oluşturduğunuzu izah edemeyeceksin. Biz miktarı ile değil, bunun nasıl elde edildiğiyle meşgulüz."
Başbakan'ın, malvarlığına ilişkin açılan davadaki hukuki süreci anlatan Baykal, Başbakan'ın malvarlığını açıklamıyorsa, bunun açıklamak istememesinden kaynaklandığını savundu.
Baykal, CHP'nin İş Bankası'ndaki hisselerine ilişkin de açıklamalarda da bulunarak, İş Bankası'nın Atatürk'ün vasiyetiyle kurulduğunu, hisseleriyle ilgili düzenlemenin Atatürk tarafından yapıldığını anlattı.
Bu vasiyetin, 12 Eylül'den sonra ciddi şekilde ihlal edildiğini ifade eden Baykal, Atatürk'ün, bu hisselerin çıplak mülkiyetini CHP'ye bıraktığını söyledi. Baykal, Atatürk'ün hisselerden elde edilen geliri, Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına verilmesini vasiyet ettiğini anımsatarak, 12 Eylül 1980'e kadar bu işlemlerin yapıldığını bildirdi.
Baykal, 12 Eylül'de CHP'nin ve bu iki kurumun kapatıldığını hatırlatarak, Atatürk'ün kurduğu bu iki kurumun dernek niteliğinde ve özel hukuka tabi olduğunu ifade etti.
CHP'nin 1992'de, Atatürk'ün kurduğu parti olarak yeniden açıldığına işaret eden Baykal, Hazine'ye, aynı kurum olduklarını söyleyerek, hisselerin kendilerine verilmesi için başvurduklarını anlattı. Baykal, buna itiraz edildiğini, kendilerinin de yargı sürecine başvurduğunu ifade ederek, büyük bir hukuk mücadelesi verdiklerini söyledi.
Tarih ve Dil kurumlarının, hükümet tarafından yeni kurumlar şeklinde oluşturulduğunu ifade eden Baykal, "Hükümet, bize 'Atatürk'ün parasını, gelirlerini buna vereceksin' Sen, vasiyeti kanunla değiştirme hakkına nasıl sahip olabilirsin? Atatürk'ün vasiyetinde var olmayan bir hukuki kimlik. Adında tarih ve dil var diye herhangi bir kuruma, asıl kurumu kapattıktan sonra, oraya kanunla bunu akıtmaya hakkın var mı? Yanlış, Anayasa ve hukuka aykırı" diye konuştu. Baykal, konunun yargıda olduğunu ve sürecin devam ettiğini ifade etti.
CHP lideri Deniz Baykal, bugüne kadar hiçbir CHP yöneticisinin, İş Bankası ve Atatürk'ün vasiyeti doğrultusunda, tek kuruşu parti işi için kullandırmadığını belirtti.
Bugüne kadar İş Bankası'nın parasının, kuruşunun CHP'ye gelmediğini vurgulayan Baykal, "Biz bu parayla hiçbir şekilde ilgili değiliz. CHP'nin kursağında, İş Bankası'ndan girmiş bir tek kuruş yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Keşke elimizde olsa da o parayı Anadolu'da binlerce öğrenciye burs olarak dağıtabiliriz" dedi.