HABER

Başbakan Yardımcısı Akdağ, canlı yayında

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Recep Akdağ, "Amerika'yla aramızdaki duruma düşmanlık demeyelim. Çünkü NATO'da aynı güvenlik ittifakı içerisindeyiz ABD'yle. Birçok ilişkimiz var, karşılıklı alışveriş yapıyoruz. Stratejik ortaklığımız var. Biz şunu söylüyoruz hep: Bu yapılanlar ortaklığa ve stratejik birlikteliğe uymayan işler, yanlış işler. Bu yanlış işlerin düzelmesi lazım, düzeltilmesi lazım." dedi.

Akdağ, Akit TV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

AFAD toplantısı için İstanbul'a geldiğini ifade eden Akdağ, muhtemel bir deprem açısından İstanbul'u çok iyi hazırlamak gerektiğini, 1999 depreminden sonra hem Kocaeli'de hem de İstanbul'da büyük sıkıntılar yaşandığını, organizasyon eksiklikleri görüldüğünü anlattı.

İstanbul'un depreme hazır olduğunun söylenemeyeceğini aktaran Akdağ, "Başka bölgelerde de dönüşüm gerektiren çok sayıda binalar var. İstanbul'daki kamu binaları açısından çok mesafe alındı. Büyük bir hazırlık yapıldı. İstanbul'da okulların neredeyse tamamı depreme dayanıklı hale getirildi. Yüzde 90'dan fazlası depreme dayanıklı hale getirildi. Vatandaşların da DASK sigortası konusunda duyarlı olması lazım." diye konuştu.

- Vize krizi

ABD ile yaşanan vize krizi konusundaki görüşlerini de açıklayan Akdağ, "ABD yanlış bir iş yaptı. Muhtemelen buradaki büyükelçinin de yanlış yönlendirmesiyle yanlış bir iş yaptılar. Hukuk her ülke için gerekli. Her ülkenin hukuku önemli. Her ülkenin yargısı kıymetli. Özellikle Türkiye'deki bu FETÖ'nün hain darbe girişimi meselesi bizi çok derinden yaralamış bir meseledir. Bu hususta biz çok dikkatli olmak zorundayız. Güvenlik güçlerimiz, yargımız çok itinayla çalışıyor bu konuyla ilgili. Çünkü Allah korudu bizi 15 Temmuz'da." ifadelerini kullandı. İstanbul'da savcılığın suçlu olarak düşündüğü bir kişiyi gözaltına alarak, ifadesine başvurduğunu dile getiren Akdağ, şöyle devam etti:

"Bunun için öyle vize falan kaldırmak yani akıllı başlı bir yönetimin yapacağı bir iş değil. Yanlış bir iş yaptılar. Ama karşılığını da hemen aldılar. Yani Allah Cumhurbaşkanımızdan binlerce defa razı olsun. Anında mütekabiliyet esasına göre biz de karşı hamlemizi yaptık. Bugün biliyorsunuz dışişleri bakanları görüştüler. Dolayısıyla meselenin çözüleceğine inanıyorum. ABD'nin şunu görmesi lazım: Tamam ABD büyük bir devlet. Ama Türkiye de bir kabile devleti değil. Köklü gelenekleri olan, iradesine, bağımsızlığına sahip bir devlet. Aslında ABD'nin kendine dönüp bakması lazım. Neden bu hain darbe teşebbüsünün başındaki adamı hala kendi devletlerinde tutuyorlar? Yani biz ister ABD Konsolosluğunda çalışan bir kişi olsun, ister nerede çalışırsa çalışsın. Eğer bu işler karıştığı düşünülen bir kişi varsa onu yargılama hakkına elbette bu ülke sahip. Bağımsız yargı var zaten ülkemizde. ABD dönecektir bu yanlıştan."

Akdağ, ABD ile Türkiye arasında yaşanan duruma "düşmanlık" demenin yanlış olacağına dikkati çekerek, "Çünkü NATO'da aynı güvenlik ittifakı içerisindeyiz ABD'yle. Birçok ilişkimiz var, karşılıklı alışveriş yapıyoruz. Stratejik ortaklığımız var. Biz şunu söylüyoruz hep: Bu yapılanlar ortaklığa ve stratejik birlikteliğe uymayan işler, yanlış işler. Bu yanlış işlerin düzelmesi lazım, düzeltilmesi lazım. Tabii ABD kendi gücüne istinaden zaman zaman böyle karşılıklı iki eşit ülkenin birbirine davranışının dışında birtakım davranışlar içerisine girmeye biraz alışmış. Başka ülkelerle böyle münasebetler de var. Ama Türkiye Cumhuriyeti ile böyle bir münasebet kuramazlar. Münasebeti bu şekilde devam ettiremezler." ifadelerini kullandı.

- "Suriye, çok denklemli problem" ABD'nin benzeri yanlışları PYD'ye, YPG'ye, yani PKK'nın uzantısı olan gruplara silah temin ederek de yaptığını anlatan Akdağ, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanımız bunu birçok kez dile getirdi. Ne diyorlar bize; 'Biz bu silahları sayarak, numaralarını alarak veriyoruz PYD'ye, YPG'ye. DAEŞ'e karşı mücadele edecekler.' Bunun garantisini kimseye veremezler. Böyle bir şey yok. Biz sonuçta Türkiye Cumhuriyeti'ne, kendi ülkemize, kendi toprağımıza yönelebilecek her türlü tehdide karşı tedbirlerimizi almak durumundayız, alıyoruz da. Biz de kendi üzerimize düşeni yapıyoruz. Yarın ihtiyaç olursa başka türlüsünü de yaparız. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi, icap ettiği bir yere bir gece ansızın gidebiliriz."

"Suriye çok denklemli bir problem." diyen Akdağ, Suriye'de bir taraftan Esed, bir taraftan DAEŞ, öbür taraftan PYD ve başka küçük grupların bulunduğunu ama Türkiye'nin Suriye'de Özgür Suriye Ordusu'na destek verdiğini belirtti.

Özgür Suriye Ordusu'nun Suriye'de demokrasiyi ayağa kaldırabileceklerine inandıklarını aktaran Akdağ, "Suriye'de böyle çok grup var. Bu arada da farklı ülkelerin farklı menfaatleri var. ABD, Rusya, İran sahnede. Her hafta, her ay bir politika değişikliği görebilirsiniz o topraklar üzerinde. Bizim için önemli olan ne? Bizim için önemli olan 900 küsür kilometre sınırımız var. Ayrıca akrabalık ilişkilerimiz var. Aynı bölgede bin yılı aşkın süredir yaşıyoruz. Dolayısıyla burada menfaatleri en çok zedelenecek olan, güvenliği en ciddi şekilde zedelenecek olan Türkiye Cumhuriyeti'dir." dedi.

ABD büyükelçisinin açıklamalarına da değinen Akdağ, "Bakın ABD Büyükelçisi gider ayak büyük bir yanlışa daha imza attı. Bilmem kaç zamandır DAEŞ'in eylemi yokmuş. Gerçekten buna bir açıklık getirmesi gerekirdi. Ne demek yani? Ondan önce başka birşey var mıydı da saldırılar oluyordu. Böyle biz sözün altında kalır insan. İki ülke arasında ortalık, müttefiklik ilişkisi böyle yürütülmemeli. Müttefiklik ilişkimiz yok olmamıştır ama bunu zedeleyecek davranışlardan ABD'nin kaçınması lazım. Çünkü bu bölgenin kadim ülkesi Türkiye Cumhuriyeti'dir." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler