Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "İrtica ile mücadele adı altında 28 Şubat döneminde yapılanlar, irtica ile mücadele değildir. FETÖ ile ya da dini istismar eden diğer terör örgütleriyle mücadele ise hiç değildir." ifadesini kullandı.
Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "28 Şubat postmodern darbesinin, siyasi, demokrasi, hukuk, hak ve özgürlük, adalet, millet ve devlet tarihinin ortak utancı, kara bir lekesi, karanlık bir dönemi olduğunu vurguladı.
"İrtica ile mücadele adı altında 28 Şubat döneminde yapılanlar, irtica ile mücadele değildir. FETÖ ile ya da dini istismar eden diğer terör örgütleriyle mücadele ise hiç değildir." ifadesini kullanan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Örneğin 8 yıllık kesintisiz eğitim, imam hatip liselerinin orta kısmının kapatılması, ÖSYS'ye girişte haksız katsayı uygulaması, 15 yaşını doldurmadan örgün Kur'an kursuna, 12 yaşını doldurmadan yaz Kur'an kursuna gitmenin yasaklanması, kesintisiz 8 yıllık eğitim ve konulan yaş sınırı engeli ile hafızlığın neredeyse imkansız hale getirilmesi, ilahiyat fakültesi mezunlarının öğretmenlik hakkının alınması, Diyanete ve din hizmetlerine müdahale edilmesi, yükseköğrenim, ortaöğretimde ve kamuda başörtüsü yasağının haksız ve hukuksuz uygulanması, dininin gereği başını örten kadınlara ortaöğretim ve yükseköğretim ile kamuda çalışmalarının yasaklanması, ailesinde sakallı veya başörtülü ya da namaz kılan biri olanların bazı kamu görevlerine alınmaması, irtica ile mücadele adı altında yapılan haksız ve yanlış örneklerden sadece bazılarıdır."
- "Bugün hepsi yargı önünde hesap veriyorlar"
İrtica veya FETÖ ile ya da dini istismar eden diğer terör örgütleriyle hiç mücadele edilmediğini vurgulayan Bozdağ, aksine 28 Şubat döneminde yapılanların, irtica ile mücadele adı altında, dinini doğru öğrenmek ve doğru yaşamak isteyen samimi ve hasbi Müslümanlarla, dini değerlerle, dini eğitim veren okullarla ve dinin kamuda görünürlüğüyle aleni bir mücadele olduğunu bildirdi.
Bozdağ, 28 Şubat döneminin icraatlarının, haksız, hukuksuz ve adaletsiz karar ve uygulamalarının, AK Parti hükümetleri tarafından bir bir kaldırıldığını belirterek, "28 Şubat darbesini yapanlar, yargı önüne çıkarılmıştır. Bugün hepsi yargı önünde, millet adına yargıya hesap veriyorlar. Türkiye'de yeni 27 Mayıs'lar, 12 Mart'lar, 12 Eylül'ler, 28 Şubat'lar ve 15 Temmuz'lar olmasın diye de en büyük demokratikleşme ve sivilleşme adımları hükümetimiz tarafından atılmıştır. Artık Türkiye'de kimse, demokratik hukuk devletini hiçbir zaman askıya alamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.