ANKARA (ANKA)- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Başbakan Erdoğan'a ‘mal' diyen Tuncay Özkan aleyhine açılan tazminat davasında Ankara 8. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin verdiği 2 bin YTL'lik manevi tazminat kararını oy çokluğuyla bozdu.
Yargıtay, "Konuşma ve röportajın tümü birlikte bir bütün içinde değerlendirildiğinde ‘mal' kelimesinin hakaret kastı ile kullanıldığını gösteren bulgu mevcut olmayıp, sözlük anlamı kastedilmeden gerek güncel yaşamda gerekse siyasi söylemde yerleşmiş kelime olduğu ve hakaret anlamında kullanılmadığı, hukuka aykırılık unsuru taşımadığı, sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Tuncay Özkan'ın bir gazetede yayınlanan röportajda, güncel bir konu olan Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak kendisine yöneltilen "Sizce kendi tabanı niye istemiyor Cumhurbaşkanı olmasını?" şeklinde soruya, "Mallarını biliyorlar da ondan..." ifadesini kullandığı için 5 bin YTL'lik manevi tazminat talebiyle dava açtı.
Mahkeme, Özkan'ı 2 bin YTL manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin kararını bozdu.
HAKARET DEĞİL ELEŞTİRİ
Kararda şöyle denildi: "Dava konusu sözün sözlük anlamları ile günlük hayatta kişilerin o sözcüklere yükledikleri anlamlar her zaman aynı olmayabilir. Somut olayda da davalının yukarıdaki sözleri sözlük anlamında değil, halk arasında yaygın olarak kullanıldığı anlamı ile yani ‘kendi adamlarını, elemanlarını, mensuplarını, yol arkadaşlarını' yakın tanımak anlamında kullandığı açıktır. Şöyle ki davacı, mensubu olduğu parti örgütünün elemanı, kişilerin de siyasi yol arkadaşıdır. Parti örgütü tarafından başkan seçilmiş ve Başbakan olmuştur. Yakın tanıdıkları siyasi arkadaşlarının hangi göreve daha uygun olduğu veya kendilerince yararlı olacağını düşündükleri Başbakanlık görevinde kalmasını istediklerinin takdir edildiğini belirtmek amacıyla davalının dava konusu sözü halk arasındaki anlamı ile kullandığı anlaşılmaktadır. Konuşma ve röportajın tümü birlikte bir bütün içinde değerlendirildiğinde ‘mal' kelimesinin hakaret kastı ile kullanıldığını gösteren bulgu mevcut olmayıp, sözlük anlamı kastedilmeden gerek güncel yaşamda gerekse siyasi söylemde yerleşmiş kelime olduğu ve hakaret anlamında kullanılmadığı, hukuka aykırılık unsuru taşımadığı, sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir."
"ELEŞTİRİ SINIRLARINI AŞAN BİR İFADEDİR"
Karara muhalif kalan Daire Başkanı Atalay Özdemir, karşı oy yazısında, "Mal, ‘değerlendirilebilen eşya' anlamını taşır. Davacı Başbakan'ın ‘mal' olarak vasıflandırılması eleştiri sınırlarını aşan bir ifadedir. Aşağılayıcı, inciticidir. Davalıların davacının kişilik haklarını ihlal ettiklerinin kabulü gerekir. Mahkemenin bu yöndeki yargısı yerinde ve takdir edilen nafaka uygun miktardadır. Hüküm onanmalıdır" görüşünü dile getirdi. (ANKA)