CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin Meclis grubu toplantısında, Taraf gazetesinde yayımlanan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"yla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Baykal, Başbakan Erdoğan'ın kendisine ‘Baykal Efendi" dediğini hatırlatarak, "Sen, siz, sayın, derken Baykal Efendi'ye geldik. Ben de ona Recep Efendi diyeceğim ama bakıyorum, Recep olmaya Recep de, efendi değil" dedi.
Baykal, "Bu çok yaşamsal, büyük bir konu. İzliyor ve gerçeğin ortaya çıkmasını istiyoruz. Cumadan beri netliğe kavuşmaması nedeniyle üzülüyorum. Hiç gecikmeden gerçek ortaya çıkartılmalıdır. Ortada üç ihtimal vardır. Bir; bu Genelkurmay'ın emir komutası içinde hazırlamıştır. İki, Genelkurmay içinde emir komuta zinciri dışında hazırlanmıştır. Üç, Genelkurmay'ın dışında sahte bir belge hazırlanmıştır" dedi
"Biz bu gibi çok belge gördük. Benim hakkımda süper güç olan bir ülkenin Dışişleri Bakanlığı'nın imzalarıyla belgeler hazırlanmıştır" diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Kızımın 1 milyon dolarlık hesabı olduğu iddia edildi. ‘Dünyanın neresinde 1 kuruş, 1 dolar, 1 Euro ya da 1 Ruble bulursanız gereğini yapacağız' dedim. Bitti ama ortada kaldı.
Kısa bir süre önce ‘CHP Almanya'daki bir vakıftan para aldı' diye bir iddia daha ortaya atıldı. Alman makamları ‘Bu tamamen sahte' diye bir yazı yazdı. Ama Türk Dışişleri Bakanlığı açıklamadı, Alman Büyükelçi açıkladı. Ergenokon'daki birçok belgenin bu şekilde olduğunu biliyoruz.
Genelkurmay Başkanı kendisine yakışan açıklamayı yaptı. Askeri Savcılığı'nın açıklamasını da gördük. Derhal gereğini yapmalı, herkes sorumluluğunu değerlendirmelidir. TSK gereğini yapar, kuşkumuz yok.
Sahte olduğu ortaya çıkarsa Türkiye'de herşeyin değişikliğini zorunluluğu ortaya çıkar. Rotanın temelden sorgulanması ihtiyacı çıkar. Türkiye üzerine oynanan oyun ortaya çıkacaktır. Bir dönüm noktasının eşiğindeyiz. Derhal konu aydınlatılmalıdır, bir gün bile geçmemelidir."
TEŞVİK PROGRAMININ İÇERİĞİ YOK
Baykal, Hükümetin açıkladığı teşvik programına değinirken ise, "Gösterişli bir şekilde ilan edilen teşvik programının bir anlamlı yönü, içeriği olmadığı açık bir şekilde görülmüştür" dedi.
Baykal, bu konuda şunları söyledi:
"Teşvik programı ülkenin ihtiyacına cevap verecek bir program niteliğinde değil. Ülke krize karşı önlem istiyor. Getirilen program, krizin sarstığı ekonomik işletmeleri destekleyecek, güçlendirecek bir arayış içinde değil. Sıfırdan yeni yatırım yapılması için teşvik yöntemlerini ilan eden bir program. Türkiye, var olan kapasitesini kullanamıyor, kapasite kullanımı son derece düşük. İlk üstünde durulması gereken şey; var olan, kurulmuş olan sanayi kuruluşlarını olabildiğince yüksek kapasiteyle çalıştırmak için gereken önlemleri almak. İlk yapılması gereken iş, bu. Bununla meşgul değiliz. Sıfırdan yeni yatırım yapılmasına yönelik bir teşvik programı ilan ediliyor. Kendi içinde tutarlı değil, yeterli maddi kaynak ortaya koyulmuş değil. Bütçeden ciddi hiçbir kaynak ayrılmış değil. Ülkenin ekonomik yapısını, sanayi yapısını değiştirmeye yönelik anlamlı, ciddi, doğru bir sanayileşme modeli ortaya koyacak bir model değil."
TBMM'nin 1 Temmuz'da tatile gireceğini hatırlatan Baykal, "Sayın Başbakan AKP kongrelerinde, 'Meclisi Temmuz'da da çalıştıracağız' diye nutuklar attı, ondan sonra şimdi de 'Temmuz'da tatile sokmak için işbirliği talep ediyoruz' diye grup ziyaretleri gerçekleştirdi. Öyle anlaşılıyor ki AKP, Türkiye'nin gündemini yönlendirme konusunda samimi bir arayış ve kararlık içinde gözükmüyor" diye konuştu.
- KREDİ KARTI MAĞDURLARI HANİ DÜRÜST DEĞİLDİ?-
Kredi kartlarıyla ilgili düzenlemeye de değinen Baykal, CHP'nin seçim döneminde bu konuyu da ısrarla gündeme getirdiğini hatırlattı. Kredi kartı mağdurlarının kötü niyetle değil, işsiz kaldıkları, ekonomik sıkıntı içinde oldukları için gerekli ödemeleri yapamadıklarını ifade eden Baykal, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kredi kartı mağdurlarına "dürüst olmadıklarını" söylediğini dile getirdi.
Baykal, CHP'nin kredi kartlarına yönelik yasal düzenlemeleri geçen hafta gündeme getirdiğini ancak, AKP'nin itirazları sonucu bunun reddedildiğini bildirdi. Şimdi bu yönde bir düzenlemenin Hükümet tarafından hayata geçirildiğini anlatan, Baykal, şöyle konuştu:
'Bu millete, niye bu kadar eziyet ediyorsunuz. Niye sizin ampulünüz seçim meydanlarında söylediğim gibi, bu kadar geç yanıyor? Orada öyle söylüyorsun, burada böyle söylüyorsun, o konuda öyle yapıyorsun, bu konuda böyle yapıyorsun, yani anlayamadık bu Hükümeti... Anlayamadık bu Başbakanı. Bu Başbakan ne yapıyor Allah aşkına? Kol bastı mı oynuyor, çökertme mi oynuyor? Bir karar verse de ne oynadığını bir anlasak."
-YENİ MAĞDURLAR YARATILACAK-
Kredi kartlarına ilişkin getirilen düzenlemenin de ciddi zafiyetleri olduğunu savunan Baykal, bu düzenlemenin, yeni mağdurlar yaratılmasını önleyemeyeceğini ifade etti. Faizleri makul düzeye getirecek düzenlemenin yapılması gerektiğini de anlatan Baykal, avans faizlerinin yüzde 18'e, gecikme faizlerinin ise yüzde 20'ye indirilmesini önerdi.
Baykal, bu düzenleme çerçevesinde, kredi kartı mağdurlarının avukatlarla değil, doğrudan banka ile muhatap olması gerektiğini söyledi. Bankaların kredi kartı kullanım bedelinin yasal temele oturtulduğunu ve 35 TL'ye çıkarıldığını belirten Baykal, bu bedelin 10 TL'nin üzerinde olmaması gerektiğini kaydetti.
Vergi yönetiminin güvenilir ve siyasi baskıdan uzak olması gerektiğini vurgulayan Baykal, "IMF ile anlaşır anlaşmaz, o onun bileceği iş. Taleplerini kabul eder, etmez... 'IMF'ye gerek yoktur' diyebilir. Bunların hepsini anlarız ama hepsinin bir gereği vardır. IMF'yi reddediyorsan, orta vadede programını koyarsın, ne yapacağını ilan edersin. Şimdi program koymuyor. 'Dur bakalım, belki IMF ile anlaşırız' diye ama anlaşamıyor. Geçen zaman içinde de Türkiye ekonomisi çalkalanıyor, sallanıyor. Bu, değiştirilmesi gereken bir manzaradır" dedi.
-BAYKAL'DAN ERDOĞAN'A DENİZ FENERİ SORULARI-
Baykal, konuşmasında, Deniz Feneri Derneği e.v olayına da değindi ve Başbakan'a şu soruları yöneltti:
-"Bu Deniz Feneri olayında Almanya'da mahkum edilen, Türkiye'de aranan kişileri Başbakan tanıyor mu, tanımıyor mu? Yakınlığı var mı, yok mu?
-Yakınlığı ne düzeyde? Akrabalık düzeyinde mi? Sınıf arkadaşı mı, değil mi?
-Sen bunların kurduğu derneği kamuya yararlı dernek ilan ettin mi, etmedin mi?
-Acaba, Meclis Başkanı bu derneğe Ankara'daki TBMM'nin mutfak malzemelerini bağışladı mı, bağışlamadı mı?
-Bu derneğe vergi bağışıklığı getirdiniz mi getirmediniz mi?
-Bu derneğin paraları sizin yakın dostlarınızı tarafından Türkiye'ye taşındı mı, taşınmadı mı?
-Bu paralarla Kanal 7 kuruldu mu, kurulmadı mı?
-Kanal 7 size destek veriyor mu, vermiyor mu? ANKA