Karaciğerdeki fazla yağ, vücudumuz için hayati önem taşıyan bazı enzimlerin üretilmesini ve gerekli dağılımın yapılmasını engellediği için bazı ciddi hastalıklara zemin hazırlıyor. Oysa, yağlanma sorununu basit önlemlerle gidermek mümkün. Kilo vermek bu önlemlerin başında geliyor. Kişinin mevcut kilosunda yüzde 5 azalma sağlandığında, karaciğer yağlanması gerilemeye başlayabiliyor. Günde bir fincan kahve içmek de, karaciğer yağlanmasını azaltıyor.
Obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarıyla yakından ilişkili olan karaciğer yağlanmasına çözüm olabilecek etkin bir tedavi yöntemi henüz yok. Bu noktada en etkili tedavi, kişinin sağlıklı beslenmesinde ve fazla kilolarından kurtulmasında yatıyor. Peki karaciğer yağlanmasına karşı nasıl beslenmeli? Nelere dikkat edilmeli? Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Değertekin, önemli uyarı ve önerilerde bulundu. Doç. Dr. Değertekin, araştırmalarla özellikle bir fincan kahvenin faydasının kanıtlandığını söyledi.
Karaciğer, vücudun en büyük ve metabolik açıdan en kompleks organı. Protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler ve ilaçların vücutta işlem görebilmesini sağlıyor. Bu nedenle karaciğer sağlığına dikkat etmek hayati önem taşıyor. Karaciğer yağlanması ise, karaciğer hücrelerinde aşırı yağ birikmesi anlamına geliyor. Dünyada hızla artan bir sorun olarak karşımıza çıkan karaciğer yağlanması, sağlıksız beslenme alışkanlıklarına paralel olarak Türkiye’de her 4 yetişkinden birinde görülen bir hastalık. Özellikle giderek yaygınlaşan obezite hastaları ve tip 2 diyabeti olanların karaciğer yağlanma oranı ise yüzde 50’nin üzerinde. Yani fazla kilolu her iki kişiden en az birinin karaciğeri yağlı. Obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklarla yakından ilişkili olan karaciğer yağlanmasına çözüm olabilecek etkin bir tedavi yöntemi henüz yok. Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Değertekin, bu noktada en etkili tedavinin kişinin sağlıklı beslenmesinde ve fazla kilolarından kurtulmasında yattığını vurguluyor. Karaciğer yağlanması olan bir kişi, mevcut kilosunda yüzde 5 azalma sağlayabilirse, karaciğer yağlanması gerilemeye başlayabiliyor. Yenilenme özelliğine sahip olan karaciğer, dikkat edildiğinde bu özelliği sayesinde eski formuna kavuşabiliyor.
Normal kilolu sağlıklı bir insanın karaciğerinde de yüzde 5’ten az olmak üzere yağ bulunabiliyor. Ancak karaciğerde yağlanma aşırı miktarda olduğunda, karaciğer hücreleri bundan olumsuz etkileniyor ve yağlanmanın düzeyi ile orantılı bir şekilde karaciğerde yapısal ve fonksiyonel bozukluklara yol açıyor. Hücrelerde biriken yağlar, vücudumuz için hayati önem taşıyan enzimlerin üretilememesine ve gerekli dağılımın yapılamamasına neden oluyor. Bazı hastalarda karaciğerde iltihap meydana geliyor, bazı hastalarda ise karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri görülebiliyor. Karaciğer yapısının bozulması sonucu hücrelerde biriken yağlar, vücudumuz için hayati önem taşıyan enzimlerin üretilememesine ve gerekli dağılımın yapılamamasına neden oluyor. Bu nedenle karaciğer yağlanması tanısı konulan hastaların ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi ve sıkı takip edilmesi son derece önemli. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, karaciğer yağlanması ile kalp hastalıkları riskinin arttığına işaret ediyor.
Peki, vücudumuz için hayati önem taşıyan karaciğerin yağlanmasına neler yol açıyor? Obezite, diyabet, hormonal hastalıklar, ani kilo alıp verme, fazla ilaç kullanımı, aşırı A vitamini kullanımı, aşırı yağlı beslenme alışkanlığı ve alkol. Alkol, karaciğere en çok zarar veren etmenlerden biri. Alkol sonucu vücutta biriken toksinler, karaciğer hücrelerine zarar vererek ölümcül sonuçlar doğurabilecek hastalıklara neden olabiliyor. Bunun yanı sıra hareketsiz bir yaşam da karaciğeri olumsuz etkiliyor. Normal kilolu ancak genetik yatkınlığı olan bireylerde herhangi bir risk faktörü olmasa da karaciğer yağlanması görülebiliyor.
Doç. Dr. Değertekin, beslenme şeklini sağlıklı hale getirerek karaciğer yağlanmasının geriye çevrilebileceğini belirtiyor. Fazla kilolardan kurtulmak, alkolden kaçınmak veya minimuma indirmek, Akdeniz tipi beslenmek son derece önemli. Gün içinde hareketsiz bir yaşam tarzının da terk edilmesi gerekiyor. Doç. Dr. Değertekin, hayvansal yağlar, işlenmiş et ürünleri, tavuk derisi ve sakatatların yanı sıra aşırı karbonhidrat ve şeker tüketiminden kaçınılması gerektiğini vurguluyor. Günlük taze sebze- meyve, beyaz et ve lifli gıdalar tüketmek de gerekiyor. Özellikle karaciğerden toksik maddelerin atılımına yardımcı olduğu için mevsiminde enginar tavsiye ediliyor. Soğan, sarımsak, lahana ve brokoli içerdikleri sülfür ile faydalı.
Tedavide yaşam tarzı değişikliği, sağlıklı ve az yağlı beslenmek, egzersiz ve kilo vermek son derece önemli. Ancak kilo verirken dikkat! Zira hızlı kilo vermek de karaciğer yağlanmasına yol açabiliyor. Doç. Dr. Değertekin, karaciğer yağlanması olan bir kişinin mevcut kilosunda yüzde 5 azalma sağlayabilmesi halinde karaciğer yağlanmasının gerilemeye başlayabildiğini belirtiyor ancak uyarıyor: “Hızlı ve ani kilo vermekten kesinlikle kaçınmak gerekir. Aksi halde hızlı ve ani kilo kaybı kendi başına karaciğer yağlanmasına yol açabiliyor. Bu nedenle şok diyetlerden, aşırı açlık öneren diyetlerden mutlaka uzak durulması gerekiyor.” Bir önemli konu da, egzersiz. Zira egzersiz ve haftada 4 gün en az 30 dakikalık tempolu yürüyüş, karaciğer yağlanmasında önemli bir mekanizma olan insülin direncinin azalmasına neden oluyor. Bu da uzun vadede kalp ve damar hastalıklarından korunmada fayda sağlıyor.
Ve kahve! Doç. Dr. Bülent Değertekin, yağlı karaciğere karşı bir fincan kahvenin de çok faydalı olduğunu belirterek “Kafein, karaciğer yağlanmasına çok iyi geliyor ve iltihabı azaltıyor. Günde bir fincan kahve içenlerin daha az karaciğer yağlanması gösterdiği bir gerçek” diyor. Bu konuyla ilgili yapılmış geniş toplumsal çalışmalarda, her gün kahve içenlerde içmeyenlere oranla daha az yağlı karaciğer hastalığı görüldüğünü belirten Doç. Dr. Değertekin, “Hatta kronik Hepatit C enfeksiyonu, alkole bağlı karaciğer hastalığı olanlarda da kahve içmenin, karaciğer hasarını azalttığı tespit edildi” diyerek kahvenin önemine dikkat çekiyor.