ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı Cemil Çiçek, yeni Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nın 3 ay boyunca tartışmaya açılacağını, sonrasında da TBMM'ye sunularak 2005'in yeni yasama yılında yasalaşmasını beklediklerini belirtti.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Yavuz ile birlikte Hakimevi'nde düzenlediği basın toplantısında, 1998 yılında kurulan komisyon ile 7 yıllık bir çalışma sonucunda oluşturulan Türk Borçlar Kanunu Tasarısı'nı tanıttı.
Çiçek, daha önce modernleşme sürecinde tüm yasaların Avrupa'dan alındığını, ancak artık Türkiye'nin yeni Borçlar Kanunu ve diğer temel yasalar başta olmak üzere, modern çağın gereklerini karşılayacak yasaları yapmak için gerekli insan potansiyeline, bilgi, tecrübeye ve yeteneğe sahip olduğunu söyledi.
Bunun en güzel ürününün de bu yeni tasarı olduğunu ifade eden Çiçek, "Biz eskiden bir kısım düzenlemeler yaparken Avrupa hukukunda ne gibi gelişmeler var diye bakıyorduk. Avrupa ülkelerinde bu alandaki hukuki gelişmeler dikkate alınarak komisyon bu tasarıyı hazırlamıştır. Ancak Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), ve İnfaz Yasası gibi Borçlar Yasası da inşallah yasalaştığında başka ülkelere örnek olacaktır" dedi.
Borçlar Kanunu Tasarısı'nın dilinin sadeleştirildiğini de belirten Çiçek, yasa tasarısının diğer yasalarla da uyum sağladığını söyledi. Bu yasa yürürlükteyken, başka kanunlarda düzenlenen ilgili konuların da göz önüne ve Avrupa hukukundaki gelişmelerin de dikkate alındığını ifade eden Çiçek, yeni 106 maddenin daha bu kanuna ilave edildiğini söyledi. Çiçek, "Böylece inanıyorum ki, Borçlar Hukuku alanında temel bir ihtiyacı tasarı yasalaştığında karşılamış olacağız" dedi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevdet Yavuz'da tasarı hakkında bilgi verdi. Tasarının 7-8 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu belirten Yavuz, Borçlar Kanunu'nun diğer ülkelerde Medeni Kanun içinde bir alt bölüm olduğunu; ancak bunu terk eden tek ülkenin İsviçre olduğunu söyledi. Atatürk döneminde İsviçre Hukuku örnek alındığı için Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu arasında şeklen bir ayrılık olduğunu dile getiren Yavuz, bu ayrımın sadece şeklen ve iki kanunun birbirleriyle bağlantısı olduğu için Medeni Kanun'un değişmesiyle Borçlar Kanunu için de değişme ihtiyacının doğduğunu söyledi. Yavuz bu amaçla bakanlığın bir komisyon kurduğunu ve 650 maddelik düzenleme çerçevesinde hükümlerin yenilendiğini söyledi.
'Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri' konusunun bu tasarıda yeniden düzenlendiğini belirten Yavuz, 'Tehlike Sorumluluğu' ile ilgili de çok önemli düzenlemeler getirildiğini ve tasarının yasalaşması durumunda konunun çok önemli uygulama alanları bulacağını söyledi. Yavuz, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un 2 maddesinin daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, yeni Borçlar Kanunu'nun da bu eksikliklerini gidererek; 6570 sayılı kanuna gerek duyulmayacak şekilde Kira Hukuku'nu yeniden belirlediğini kaydetti.
KİMSE, EŞİNİN RIZASI OLMADAN KEFİL OLAMAYACAK
Ayrıca yeni tasarının Hizmet Sözleşmesi'ni de yeni bir anlayışla düzenlediğini belirten Yavuz, Kefalet Sözleşmesi'nin de yenilendiğini bildirdi. Kefalet Sözleşmesi'nin Borçlar Kanunu'nda düzenlenmesinin nedeninin kefili korumak olduğunu kaydeden Yavuz, Avrupa'da bu yasaların kefili daha da koruyucu biçimde değiştiğini; ancak Türkiye'de şimdiye kadar bu gelişmenin yaşanmadığını söyledi. Bu kanun tasarısı ile kefile daha da koruyucu hükümler getirildiğini kaydeden Yavuz, kefilin ödemekle yükümlü olacağı en yüksek borç miktarının kefalet sözleşmesinde kefil tarafından yazılması şartı getirildiğini söyledi. Yavuz ayrıca, yeni tasarıya göre, aileler arasında yaşanan sorunların engellenmesi için, eşlerden birinin kefaletinin geçerli sayılmasının, diğer eşin rızasına tabii tutulduğunu söyledi.
Çiçek ve Yavuz daha sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. Yavuz, Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun'un ayrıntılarının sorulması üzerine, bu kanun kapsamının genişletildiğini ve üzeri kapalı konut ve işyerlerinin belediye sınırları dışındakilerin de kapsama alındığını bildirdi. Ayrıca 1964'ten beri kira parasını sınırlayan bir kararın olmadığını da ifade eden Yavuz, kira parasının sınırlandırılması yönünden kiracıyı koruyan düzenlemenin aynen korunduğunu söyledi. Bunun yanında, kiraya verenin kiracısından kiralananı boşaltmasını isteme sebeplerinin ciddi ve samimi olması gerektiğini, bunun için de yaptırımlar getirildiğini söyledi.
Tahliye edilen yerin bir başkasına 3 yıldan önce kiralanamayacağı hükmünün de getirildiğini belirten Yavuz, bu süreden önce kiraya verilmesi halinde ilk hak sahibinin evi en son tahliye eden kişi olduğunu söyledi. Yavuz ayrıca, kiracının bir aylık kirasını ödememesi durumunda, bir yıllık kirayı peşin ödemesi hükmünün de bu kanunla birlikte geçersiz olacağını kaydetti. Yavuz, kira artışının da Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) oranının da artacağını bildirdi.
Daha sonra bir açıklama yapan Bakan Çiçek, kanunun taraflar arasında görüşülmesi için 3 ay süre verdiklerini, siyasi partiler ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlara tasarıyı gönderdiklerini söyledi. Çiçek, tasarının 2005'in yeni yasama yılında yasalaştırılmasını istediklerini belirtti.