İSTANBUL (AA) - Afrin'de gerçekleştirilen ''Zeytin Dalı Harekatı''nın başarısı dolayısıyla düzenlenen etkinlik karşısında sloganlar atan ve tartışma çıkaran Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) öğrencisi 30 kişinin, "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçundan yargılandığı dava karara bağlandı.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya tutuksuz 18 sanık ile avukatları katıldı.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP milletvekilleri Ahmet Şık ve Züleyha Gülüm, Uluslararası Af Örgütü Dava Gözlem Sorumlusu, Amerika Matematik Topluluğu'nda Prof. DR. Gregory Cherlin, Avrupa Matematik Topluluğu adına DR. Adrien Deloro, Londra Matematik Topluluğu adın Aulla Karhumaki de duruşmayı takip etti.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanları alınan sanıklar ve avukatları, beraat talebinde bulunarak, savcının mütalaasına katılmadıklarını söyledi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklardan 27'sinin "PKK/KCK/YPG Silahlı Terör Örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 1'er yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
Suç sonrası ve yargılama sürecindeki davranışlarını dikkate alarak 1'er yıllık cezayı önce 10'ar aya indiren heyet, bu sanıklardan 20'sinin daha önceden işlemiş oldukları kasıtlı bir suçtan mahkumiyetlerinin bulunmaması, mahkemece gözlenen kişilik özellikleri ve duruşmalardaki tutum ve davranışlarını göz önünde bulundurarak cezalarının ertelenmesine hükmetti.
Heyet, erteleme uygulamadığı 7 sanığın 10'ar aylık hapis cezalarını 6'şar bin TL para cezasına çevirerek, 10 taksitle ödemelerine, 3 sanığın ise beraatine karar verdi.
- Davanın geçmişi
Boğaziçi Üniversitesi'nde 19 Mart 2018'de Afrin'de şehit düşen askerleri anmak için stant açan ve program düzenleyen bir öğrenci grubu ile üzerinde "İşgalin, katliamın lokumu olmaz" yazılı pankart açan bir öğrenci grubu arasında tartışma yaşanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, pankart açan, duvara afiş asan ve çeşitli sloganlar atan öğrenci grubuyla ilgili, "Şüpheliler, PKK/KCK/YPG silahlı terör örgütünün genel tavrı ve stratejisi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru müdafaa, terör ve terörist faaliyetler ile mücadele haklarını kullanan egemen bir devlet değil de bölgede işgal gerçekleştiren, şiddet uygulayan, bu suretle gayrimeşru faaliyette bulunan gayrimeşru bir güç olarak gösterme çabası içerisindedirler." ifadesi kullanıldı.
Öğrencilerin eyleminin masum duygularla demokratik tepki olarak gösterilmek istendiği belirtilen iddianamede, "Asıl amaç, bu grubun organik bağlar içerisinde olduğu terör örgütlerinin yöntemlerini meşru göstermeye yönelik kamuoyu oluşturmaya dair eylemler olduğu sabittir." ifadesine yer verildi.
İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, sanıkların "silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak" suçundan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu.