ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda ilişkilerini normalleştirme kararı alan İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) üst düzey heyetler, bugün ABD'nin başkenti Washington DC'de Beyaz Saray'da normalleşme anlaşması imzalayacak.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da imza töreni için Washington DC'de.
BAE'nin İsrail'le ilişkilerini normalleştireceğini duyuran diğer Körfez ülkesi Bahreyn'in de dışişleri bakanı imza törenine katılacak. Trump'ın açıklamasına göre Bahreyn'in de törenin devamında İsrail'le bir anlaşma imzalaması bekleniyor.
Bahreyn'in İçişleri Bakanı Raşid bin Abdullah el Halifa, yaptığı yazılı açıklamada "İsrail'le ilişkilerin normalleşmesi, İran'dan gelen tehditlerin arttığı bir dönemde ABD ile stratejik lişkilerimizin gelişmesine de katkı sağlayacak" ifadelerine yer verdi:
"Filistin davasından vazgeçmiş değiliz. Sadece Bahreyn'in güvenliğini ve ekonomik istikrarını güçlendiriyoruz. İran, baskıcı bir yöntem izlemeyi tercih etti ve bizim iç güvenliğimize zarar veren ciddi bir tehdit olmaya başladı."
ABD Donanması'nın 5. Filosu'nun konuşlandığı küçük Körfez ülkesi Bahreyn, Suudi Arabistan kraliyet ailesine yakın Sünni el Halifa ailesi tarafından yönetiliyor. Ancak Şii nüfusun yoğun olduğu bölgede 2011'den bu yana ayaklanmalar oluyor. Bahreyn, bu ayaklanmaları İran'ın desteklediğini savunuyor.
2018'de Körfez ülkelerinden 10 milyar dolarlık bir yardım paketi alan Bahreyn'in ekonomisi, petrol fiyatları ve ayaklanmalar sebebiyle küçüldü.
Bahreyn ve İsrail'in savunma bakanları, pazartesi günü ilk kez kamuoyuna duyuyarak telefon görüşmesi yaptı. Ardından ekonomiden sorumlu bakanları da konuşarak iki ülke arasındaki olası ticari ilişkileri ele aldı.
Bahreyn ve BAE, İsrail'le normalleşme anlaşması imzalayacak 3. ve 4. Arap ülkeleri olacak. Daha önce İsrail, imzaladığı anlaşmalarla 1979 yılında Mısır; 1994 yılında da Ürdün ile diplomatik ilişki kurmuştu.
Peki bugün imzalanacak olan normalleşme anlaşmaları neden önemli?
BBC'nin Orta Doğu Editörü Jeremy Bowen, anlaşmaların önemini 5 maddede inceledi:
BAE, son yıllarda hem bir askeri güç hem de ticaret yapılacak bir tatil ülkesi olarak yükselişe geçti. Bu konumlarını güçlendirmek için ABD, İsrail'le imzalanacak anlaşma sonrası BAE'ye yeni gelişmiş silahların satışı için yardımcı olacak. Bunların arasında F-35 savaş uçakları da var.
BAE, gelişmiş silahlarını Libya ve Yemen'de kullanıyor. Ancak Körfezin karşı kıyısındaki, en büyük düşmanı olarak gördüğü İran'dan gelecek potansiyel bir tehlikeye karşı donanımlı olmak istiyor.
BAE'nin ve Bahreyn'in İran'la ilgili tehdit algısını İsrail ve Trump yönetimi de paylaşıyor. 1969'a kadar İran, Bahreyn'in kendi toprak parçasına dahil olduğunu iddia ediyordu.
BAE ve Bahreyn de İsrail'le temas halindeydi, artık bunu hem güvenlik hem ticaret anlamında açıkça yapabilecekler.
BAE ve Bahreyn'le imzalanacak anlaşmalar, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu için de bir zafer niteliğinde. Netanyahu, 1920'lerde geliştirilen, Arap ülkeleri ve Yahudi devleti arasında "Demirden Duvar" öngören ideolojiye inanıyordu. Bu ideolojiye göre bölgede güçlü bir şekilde varlığını sürdüren Yahudi devleti, nihayetinde Arap ülkeleri tarafından kabul edilecekti.
Mısır ve Ürdün'le yapılan anlaşmalarla güçlenen ideolojiye, bugün atılacak imzalarla Netanyahu da katkıda bulunmuş olacak.
İran'a karşı Arap ülkeleriyle geliştirilen ittifak da İsrail için önemli. Netanyahu, zaman zaman İran'ı Nazilerle kıyaslayacak kadar büyük bir düşman olarak görüyor.
Ülkesinde kendisini koltuğundan edebilecek bir yolsuzluk soruşturmasıyla ve protestolarla uğraşan Netanyahu'ya göre, Beyaz Saray'daki bu tören için daha iyi bir zamanlama olamazdı.
Anlaşma, sadece tarafları için değil arabulucusu Trump için de büyük bir kazanım olarak görülüyor. İran'a "maksimum baskı" startejisi güden ve bir öndeki başkan Barack Obama döneminde imzalanan nükleer anlaşmadan çekilen Trump için, Arap ülkeleriyle İsrail'in işbirliği içinde olması, tam da ABD'deki başkanlık seçiminden 50 gün önce, kritik önemde.
İsrail'in bölgedeki güvenliğine katkı sağlayacak her gelişme, oy tabanının önemli bir "Abraham Anlaşmaları" adı verilen anlaşmalar, Orta Doğu'da gücün ciddi ölçüde İsrail lehine kaymasına yol açacak.
Trump'ın "Yüzyılın Anlaşması" dediği ve İsrail-Filistin barışını sağlayacağını duyurduğu plan, Filistinliler aleyhine bir plandı ve kabul görmemişti.
Bir kez daha Filistinliler, üstelik bu kez Arap dostları tarafından terk edilmiş ve ihanete uğramış hissediyor.
Çünkü onlara göre İsrail'le ilişkilerin normalleşmesinin bebedli; Filistinlilerin bağımsızlığı.
Doğu Kudüs ve Batı Şeria hâlâ uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde işgal altındayken ve Gaza adeta bir açık hapishaneye dönmüşken İsrail, Arap ülkeleriyle imzaladığı anlaşmalardan faydalanacak.
BAE'de yönetimi elinde bulunduran Abu Dabi Emirliği'nin veliaht prensi ve ülkenin de facto yöneticisi Muhammed bin Zayed el Nahyan, İsrail'in bu anlaşma karşılığında Batı Şeria'nın daha büyük kesimlerini ilhak etme kararından vazgeçtiğini söylüyor.
Binyamin Netanyahu, geçen seneki seçim kampanyasında Batı Şeria'nın tamamına yakınını ilhak etme vaadinde bulunmuş; koalisyon hükümetinde 2 yıllığına yeniden başbakan olduğunda da 1 Temmuz 2020'ye kadar konuyu meclise getireceğini söylemişti.
Ancak Trump'ın arabuluculuğunda BAE ile anlaşmaya varırken bu planından vazgeçti.
İki Körfez ülkesinin de İsrail'le anlaşma imzalaması, Körfez ülkeleri üzerinde gücünü koruyan Suudi Arabistan'ın onayı olmadan mümkün olmazdı. Ancak Suudi Arabistan'ın İsrail'i resmen kabul etmesi, en azından orta vadede, pek mümkün görünmüyor.
Bu anlaşmalar, Filistin davasını öne süren İran tarafından açıkça eleştirildi ve hatta kınandı. Bunun sebebi, bölgede Suriye ve Irak'ta Şii milisleri aracılığıyla elini güçlendiren, Yemen'de de BAE'ye karşı savaşan grupları destekleyen İran'ın kendisini stratejik olarak daha zor durumda bulacak olması.
Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilip yaptırımları yeniden uygulamasıyla birlikte ekonomik sorunlar yaşayan İran, şimdi yeni sorunlarla karşı karşıya kalacak.
İsrail'in hava üsleri İran'dan coğrafi olarak uzaktaydı. Ancak artık İran'a yönelik bir hava bombardımanında Bahreyn ya da BAE kullanılacak olursa, bir körfezin karşı kıyısı kadar yakında olacaklar.
Başkan Trump, anlaşmanın imzalanmasından saatler önce Twitter hesabıdnan yaptığı bir paylaşımdai İran'ı "saldırması halinde karşılığında 1000 katını alacağı" konusunda uyardı:
"Haberlere göre İran, terörist lider Süleymani'nin öldürülmesine karşılık olarak ABD'ye yönelik bir suikast ya da başka bir saldırı planlıyor olabilir...İran'dan ABD'ye karşı herhangi bir şekilde gelecek herhangi bir saldırı, İran'a karşı onunkinden 1000 kat daha büyük bir saldırıyla yanıt bulacaktır."
https://twitter.com/realDonaldTrump/status/1305704028563595264?s=20