HABER

Buluşu beklentilerini aştı

Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinin (UNAM) düzenlediği ''Enformatik ve Ekonomideki Yeni Paradigmalar'' konferansına katılmak üzere gelen Rohrer, soruları yanıtladı.

ANKARA (A.A) - Geliştirdiği mikroskopla ''en küçüğü'' 1985'de ilk kez gözlemleyerek nobel fizik ödülü alan ve ''nanoteknolojinin babası'' unvanı ile anılan Prof. Dr. Heinrich Rohrer, geliştirdiği mikroskobun pek çok bilimsel gelişmenin kapılarını araladığını belirterek, bu icadının kişisel beklentilerini de aştığını söyledi.

Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezinin (UNAM) düzenlediği ''Enformatik ve Ekonomideki Yeni Paradigmalar'' konferansına katılmak üzere Türkiye'ye gelen Rohrer, soruları yanıtladı.

Bilimsel araştırmalar için son 15 yıldır çoğunlukla ABD'de olduğunu, Çin, Kore, Japonya, Tayvan ve Avrupa'nın önemli ülkelerine de gittiğini anlatan 77 yaşındaki Rohrer, çok aktif olarak çalışmalarda yer almadığını ifade ederek, ''Daha çok insanları bilim konusunda cesaretlendirmeye çalışıyorum. Belki de benim için Nobel ödülünün en önemli yönü bu. Nobel alınca bilim elçisi oluyorsunuz'' dedi.

''Atomsal düzeyde mühendisliğe'' imkan veren ve pek çok bilimsel gelişmenin kapılarını aralayan ''taramalı tünelle mikroskobu''nu geliştirdiği yılları anlatan Rohrer, çalışmasına bilimsel bir cihaz yapma amacıyla başladığını, daha sonra bu icadının pek çok yeni icada imkan tanıdığını belirterek, ''Mikroskop, bakıyorum da kendi kişisel beklentilerimi de aştı'' dedi.

Çalışmasına başlarken ekibiyle birlikte bu cihazı yapabileceklerini inanarak işe koyulduklarını ifade eden Rohrer, ''Kendinizi bir şeyi yapabileceğinize inandırırsanız, başarı da beraberinde gelir. Biz mikroskobu yapmayı başardığımızda çok heyecan duyduk'' dedi.

Nanoteknolojinin, maddenin atomsal düzeyiyle ilgilendiğini, bu seviyede maddenin pek çok farklı özelliği ile karşılaşılarak yeni keşiflerin yapılabildiğine işaret eden Rohrer, ''Bunun en güzel örneği insan vücudu. İnsan vücudu eğer bir yılda harcadığı enerjiyi dışarıdan alsaydı, 150 dolar para harcayacaktı. İnsan beyni de 50 dolar. Düşünün ki, bu kadar mükemmel bir sistem, bir nevi nanoteknoloji gibi son derece tasarruflu şekilde enerjiyi kullanıyor. Nanoteknoloji de küçük ama çok etkin sistemler yapmak için çalışıyor'' dedi.

-''NE YAPTIĞIMIZI ÇOK DA BİLMİYORDUK''-

Mikroskobu geliştirdiği yıllarda IBM'de çalıştığını ve ''biz bir mikroskop geliştireceğiz'' şeklinde bir öneriyi firmaya götürmediğini ifade eden Rohrer, başlangıçtaki amacının mühendislerin karşılaştığı homojen olmayan bir elektronik problemi araştırmak olduğunu kaydetti.

Rohrer, ''Çalışmamızın başında diğer bilim adamı arkadaşlarla ne yaptığımızın tam farkında değildik. Biz ne yaptığımız hakkında çok konuşmazdık. Konuştuğunuz zaman dışarıdan gelen beklenti ve baskıları uyandırmış olursunuz. Ama nihayetinde yaptıklarımızdan IBM memnun oldu'' diye konuştu.

Türkiye'nin bilim ve teknoloji seviyesine ilişkin görüşlerini de açıklayan Rohrer, pek çok Türk araştırmacıların doktora sonrasında ülkelerine geri dönmesinin de bilimde önemli bir aşama kaydedildiğini gösterdiğini söyledi. Rohrer, Türk bilim insanlarının çok iyi düzeyde olduğunu ve dünya genelinde önemli bilimsel gelişmelere imza attığını da sözlerine ekledi.

-DR. ROHRER KİMDİR?-

Dr. Rohrer, 6 Haziran 1933'de İsviçre Buch'da doğdu. Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nde lisans ve doktora derecesi aldı. Doktora sonrası araştırmacı olarak Zürih Federal Teknoloji Enstitüsü'nde, daha sonra Amerika'da Rutgers Ünversitesi'nde çalıştıktan sonra yeni kurulmakta olan IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı'na katıldı. Taramalı tünelleme mikroskobu çalışmaları öncesi Kondo malzemeleri ve antiferromanyetizma konularında da araştırmalar yaptı.

Dr. Rohrer, 1986'da ''IBM Fellow''u oldu, 1986-1988 yılları arasında IBM Zürih Araştırma Laboratuvarı'nda yöneticilik görevinde bulundu ve bu görevinden 1977'de emekli oldu.

Prof. Dr. Rohrer, iletken yüzeylere yaklaştırılan sivri bir uc ile yüzey arasındaki akımın ölçülmesi prensibine dayanan ''taramalı tünelleme mikroskobu'' çalışmasıyla 1986'da Nobel fizik ödülüne layık görüldü.

AA

En Çok Aranan Haberler