Arınç, gizli kamera görüntülerinin MHP içinden yapılmasının mümkün olduğunu söyledi. Arınç ahlaksızlık olarak yorumladığı olay için 80’lerin ünlü TV dizisi Dallas’ı hatırlattı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Genel Merkezi’nde önceki gün bazı yerel televizyonların temsilcilerinin MHP’yi hedef alan gizli kamera görünütleriyle sorularını şöyle yanıtladı:
* SUÇ: Çok sevimsiz bir olay bu. Bizim Türk Ceza Kanunu’nda özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, telefon dinlemek, telefonla ortam dinlemesi yapmak veya kamerayla bu şekilde ortam dinlemesi yapmak açıkçası suçtur. Birisinin özel hayatı onu ilgilendirir. Hem ahlaki açıdan bakıyorum hem de cezai açıdan bakıyorum. Bir defa, bu ceza kanunu bunu yasaklıyor. Fakat son yıllarda teknoloji o hale geldi ki, şurda bir kesme şeker olsa kesme şekerin içindeki dinleme cihazlarıyla her şeyi dinleyebiliyorlar. Türkiye’de bir yasal dinleme var; yargıyla, savcıyla olabiliyor. Bir de herkesin, şu kalemin ucu büyüklüğünde, şu çiçeklerin içine sokulmuş bir şeyle. Benim kalem olarak gördüğüm bir şeyle konuşmalar, görüntüler tespit edilebiliyor. Çok ahlak dışı bir olay. Bir insanın rızası olmadan böyle bir şeyin yapılmasını, hiçbir insan kabul etmez. Ben de şahsen kabul etmiyorum.
* RAKİPLERİ ELİMİNE ETMEK: Bunları bir şekilde yurtiçinden veya yurtdışından yayımlamak, kanunlar açısından da suç. Onun için durdurma kararları alınabiliyor. O zamana kadar da bunların gittikçe yayılmış, hatta bilgisayar ortamında, internet dünyasından o kadar geniş alanın içerisine giriyor. Türkiye’de yasaklanan bir şey başka linklerle Türkiye içerisine girebiliyor. Demek ki Türkiye’de bu işi meslek edinmiş insanlar var. Amaçları siyasi olabilir, amaçları çıkar sağlamak olabilir, amaçları kendi rakiplerini elimine etmek de olabilir.
* PARTİ İÇİNDEN OLABİLİR: Şimdi MHP’de yönetici, hakkında çıkarılan kasetin kim tarafından planlandığını düşünürse... Ben 68 kuşağındayım, sağcılardan biri dövüldüğü zaman kesinlikle bu iş solcuların işi derdik, bir yerde bir solcu öldürülse mutlaka bu sağcıların işi derdik. Biz o kavganın içinde idik, biz de tehdit aldık. MHP aleyhinde bir kaset sürülmüşse bunu başkası da yapabilir ama bunun tam aksi de mümkün olabilir. Kendi partisi içerisinde ya rakibine karşı ya da onu ezmek, yok etmek amacıyla veya onun çevresini boşaltmak amacıyla genel başkana karşı, yine parti içerisinden yapılmış olması da mümkün. Bu AK Parti için de böyle, MHP için de böyle. Siyaset çetinleşince işin nerede duracağı belli olmuyor.
* AHLAKEN ÇİRKİN: Bu kanunen yasak olan bir şeydir, ahlaken de çirkin olan bir şeydir. Ahlakı bırakalım, ahlakı olmayan bir insana ahlaklı ol denmez ama savcılar, bu konuyla ilgili mutlaka bir soruşturma açmalı. Savcılar işin müştekisine başvuracak, ’kardeşim bu senin hakkında çekilen kamera kaydı, sen şikayetçi misin’ diye soracak. Sorması lazım. İkincisi, ’bu konu hakkında ne biliyorsun ve kimlerden şüpheleniyorsun’ diye soracak. Üçüncüsü, ’bana bazı bilgiler ver ki ben bu soruşturmayı sağlıklı yapayım’ diyecek. MHP’nin iki genel başkan yardımcısı ortalıkta yok. Bu konuyla ilgili, bize şunlar komplo yapmıştır diye bir ifade de vermediler... “Bu bir komplodur” diyen insanların veya “ben bundan şikayetçiyim” diyen insanların, adliyeyi, yargıyı bilgilendirmesi lazım. Bunu yaparlarsa netice alabilirler, yapmazlarsa bunlar arkasından gelir.
* CEYAR’LARIN BİLE YAPABİLECEĞİ ŞEYLER DEĞİL: Bu kayıtlar çok rezil, çok insanın içini acıtan, duyduğu zaman, okuduğu zaman hicap duyduğu şeyler. Bu kişiler var ve yanlarında olanlar var. Onların eşleri var, onların çocukları var. İlişkide oldukları kadınların, evli ve çocukları olanlar var. Bu bir facia, eskiden Dallas dizilerinde Ceyar’ların bile yapabileceği şeyler değil ama bunları yapan siyasetçinin bir kimliği varsa o siyasi kimliği temsil eden genel başkanlarının da bu siyasi kimlikten kendisini arındırması lazım. ’Biz böyle bilmiyorduk. Evet, bu insanlar ve bu insanların benzerleri Türkiye’nin ahlaki değerlerine, aile değerlerine, ortak değerlerine hiçbir zaman karşı çıkmayacak, çıkamaz. Bu bizi de üzmüştür. Bu tür insanlar artık partide bulunmayacaktır’ demesi ve yerine göre Türk milletinden özür dilemesi lazımdır.
Kötülüğün simgesi: JR
Dallas 1978-1991 yılları arasında yayımlanan haftalık pembe dizi tarihinin uzun soluklu dizilerinden biri. Türkiye’de de yayınlanan ve milyonları televizyon karşısına çeken dizideki JR (Larry Hagman) karakteri, TV tarihinin en kötü karakterleri arasında sayılıyor. Dizi Guiness Rekorlar kitabına da en çok izlenen televizyon programı olarak geçti. Dallas’ta petrol milyoneri bir ailenin etrafında geçen olayların anlatıldığı dizideki karmaşık ilişkiler, özellikle muhafazakar kesimlerin büyük tepkisini çekmiş, ahlaksal çürümenin göstergesi sayılmıştı. Dizinin baş karakterlerinden JR kötülüğün simgesi olarak dilimize yerleşmişti.