CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, IKBY'nin 25 Eylül'de yapmayı planladığı referanduma ilişkin, "Hükümetin Barzani'ye, 'Bu sevdadan vazgeç' deyip 24 saat süre vermesi lazım. Eğer bu süre içinde geri atım atmıyor ve hala hükümetten ve Türkiye'den giden sesleri ayağının altına alıp çiğniyorsa o zaman askeri, siyasi ve ekonomik tedbirler içeren bir paket hazırlanması lazım." dedi.
Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, referandum girişiminin bölgeyi ciddi manada sarsacağını, iç savaşı tetikleyebileceğini, uluslararası hukuk, Irak anayasası ve hatta Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin yasalarına da aykırı olacağını söyledi.
CHP olarak bu referanduma karşı olduklarını yineleyen Yılmaz, tüm uyarılara rağmen IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin geri adım atmadığını dile getirdi. Yılmaz, "İşin bu noktaya gelmesinde, Barzani'nin altına kırmızı halılar seren, Irak Merkezi Hükümetine gösterdiği iyi muamelenin yüz katını Barzani'ye gösteren ve bayrağını göndere çeken, kurultayında 'Türkiye seninle gurur duyuyor' dedirten ve alkışlattıran, Diyarbakır meydanında sahneye çıkartıp ahaliye selamlattıran Adalet ve Kalkınma Partisi sorumludur. Barzani ile örtülü enerji işi yapan, kirli ticaret yapan, Barzani'yi zengin eden AKP'dir. Bugün Barzani AKP'yi dinlememektedir. Ve birilerinin çıkıp 'Biz yanıltıldık' demesi de bize sürpriz olmayacaktır." diye konuştu.
- "Anladığı dilden konuşmak gerekir"
Bölgenin çalkantılı bir süreçten geçtiğini, sorumsuz birinin bütün uyarılara rağmen provokatif bir dil kullanarak, bölgeyi istikrarsızlaştırmak, bir süre sonra iç savaşa sürüklemek, daha sonra dış etkenlerin müdahale etmesiyle taşeronların savaşına dönüştürmek yönünde bir irade sergilediğini vurgulayan Yılmaz, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. AK Parti Hükümeti'nin isegelinen aşamada somut uygulamalar sergilemesi gerektiğine dikkati çeken Öztürk Yılmaz, şöyle devam etti:
"Hükümetin Barzani'ye, 'Bu sevdadan vazgeç' deyip 24 saat süre vermesi lazım. Eğer bu süre içinde geri atım atmıyor ve hala hükümetten ve Türkiye'den giden sesleri ayağının altına alıp çiğniyorsa o zaman askeri, siyasi ve ekonomik tedbirler içeren bir paket hazırlanması lazım. '24 saat süre verilmesi lazım' dedik, eğer uymazsa ne yapılaması gerektiği Milli Güvenlik Kurulunda değerlendirilecektir. Ama bazı hususlar var; anladığı dilden konuşmak diye bir kavram vardır diplomaside. O anladığı dilden konuşmak gerekir."
-"Kaçak petrolün akışına son verilmesi gerekir" Irak Kürt Bölgesel Yönetimindeki petrolün ana satıcısının Irak Merkezi Yönetimi olması gerektiğini hatırlatan Yılmaz, ancak bu petrolün gayri meşru anlaşmayla Türkiye'ye satıldığını, AK Parti'nin buna taşeronluk yaptığını iddia etti."Bu kaçak petrolün akışına son verilmesi gerekir." diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının bütün geliri, Bölgesel Kürt Yönetiminde Barzani'nin cebine gitmektedir. Bunun Irak Merkezi Yönetimine bir faydası kalmamıştır. Barzani buradan elde ettiği gelirle daha fazla silah almakta ve kimseyi dinlememektedir. Barzani, Habur'dan gidecek tırlara, araçlara haraç kesmektedir. Günde yaklaşık 6, 7 bin araç ve tankerin gelirini almakta, Bağdat'a bir kuruş bile vermemektedir. Bu haraç da yine onu zengin etmekte ve bu zenginlik de böyle bir meydan okuma ile sonuçlanmaktadır. Bu gelir kaynağının da sonlandırılması önem taşımaktadır."
Kuzey Irak'ta enerji işi yapan AK Parti'ye yakın firmaların açıklanmasını da isteyen Yılmaz, devletin bu konudaki rolünün araştırılmasını talep etti.
- "İstişare mekanizması kurulmalı"Yılmaz, Irak Merkezi Hükümetiyle yeni anlaşmalar yapılabileceğini, Bölgesel Kürt Yönetimi ile işin bu noktaya gelmesine yol açan anlaşmaların ise gözden geçirilerek iptal edilebileceğini söyledi.Irak Merkezi Hükümeti, İran ve Türkiye'nin acilen bir istişare mekanizması kurması gerektiğinin ve eşgüdümün öneminin altını çizen Öztürk Yılmaz, bunun sorunların çözümünde önemli bir husus olduğunu belirtti.
Yılmaz, "Bugün gelinen nokta, Türkiye için bir varlık-yokluk mücadelesidir. Bu mücadeleyi doğru noktada durup verenler Türkiye'nin çıkarlarına ve ulusal güvenliğine hizmet edecektir. Aksi haldekiler ise ihanet edeceklerdir." dedi.
- "Neden disiplin süreci başlatılmıyor?" Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun "Irak'taki referandumun kimseyi rahatsız etmemesi gerektiği" yönünde sözleri olduğunun hatırlatılması üzerine, bunun AK Parti'nin konuya ilişkin ikiyüzlü tavrını ortaya koyduğunu savundu. Yılmaz, "AK Parti niye disiplin süreci başlatmıyor, bununla ilgili bir kınama yayınlamıyor, bunu kabul etmediklerini, uygun bulmadıklarını söylemiyor? Bu süreci bu noktaya getiren AKP'dir. Üç kuruşluk para için, kirli enerji için yaptılar bunu." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretine ilişkin soruları da yanıtlayan Yılmaz, Erdoğan'ın BM'ye öncekilerden farklı olarak 16 Nisan'dan sonra demokrasiyi katletmiş bir kişi olarak gittiğini öne sürdü.
Türkiye'nin karakterinin değiştirilmeye çalışıldığını, bunun tüm dünya tarafından görüldüğünü ileri süren Yılmaz, "Sayın Cumhurbaşkanı artık izole olmuştur. Dünyada hiçbir lider, özellikle Avrupalı liderler onunla görüşmek istememektedir." görüşünü savundu.
-"Bütün sorunları Katar'la mı halledeceğiz?" Erdoğan'ın, ABD'de karşılanma şeklinin de protokol kuralları açısından üzüntü verici olduğunu vurgulayan Öztürk Yılmaz, "Benim cumhurbaşkanımı Amerika'da başkanın, başkan yardımcısının karşılamasını isterim. Ama milletinin büyük bir kısmını düşman gören bir anlayış nasıl karşılanır? Böyle giderse bunlar dışarı ziyaret bile yapamayacaklar. Herkesle kavgalılar. Ne yapacağız? Bütün sorunları Katar Devlet Başkanıyla mı halledeceğiz?" değerlendirmesinde bulundu.