Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Burası muz cumhuriyeti değil, dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya kalkışacaksın, bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların da onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak" dedi.
Türkiye'nin üzerinde ameliyat, operasyon yapılacak bir ülke olmadığını da vurgulayan Erdoğan, "Türkiye terör örgütlerinin, sokak serserilerinin gösterileriyle istikametini değiştirecek bir ülke hiç değil. Uluslararası odakların maşası olarak Kobani bahanesiyle polisimize, askerimize, kamu ve özel mülke saldıran her kim olursa olsun, misliyle karşılığını alır, bundan sonra daha da sert olarak alacaktır, bunu da bilmenizi istiyorum" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Burası muz cumhuriyeti değil, dışarıdan talimat alacaksın gelip burada huzuru bozmaya kalkışacaksın, bizim huzurumuz bozulmaz ama bunu yapanların da onların maşalarının da huzuru çok kötü bozulacak. Egemenliğimize, bayrağımıza, gördüğünüz gibi, birçok yerde Atatürk büstlerini kırdılar, yıktılar, toprağımıza en önemlisi de kardeşliğimize ve birliğimize yönelik hiçbir saldırı bütün bunların karşısında asla müsamahakar davranmayız. Şunu da buradan açık açık ifade ediyorum; sokaktaki bu teröristlerin, şımarık serserilerin Kürt kardeşlerimizle, Kürt vatandaşlarımızla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Bu sokak serserilerine bakıp, tüm Kürt kardeşlerimizi itham etmek, insanen, vicdanen ve imanen yanlıştır. Bakın bir kaç gündür çok önemli bir nokta gözden kaçırılıyor, bu vandallar, bu yağmacılar kimlere saldırıyor? Sakallı vatandaşlarımıza, başörtülü kardeşlerimize, hatta Suriye'den, Suudi Arabistan'dan gelmiş sakallı misafirlere, başörtülü kadınlara... Kürtçe bilmiyorsa yandı. Kutsal ve İslami değerlerimize saldırıyorlar. Benim Kürt kardeşim, Kürt vatandaşım böyle bir alçaklığa asla prim vermez, bu hainlerin yanında asla durmaz."
"PKK terör örgütü 30 yıl boyunca bizim topraklarımızla birlikte, bu toprakların kutsal değerlerine saldırdı. İşte bugün de gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor, İslami değerleri hedef alıyor" diyen Erdoğan, bunları geçmiş yıllarda Türkiye'de çok kez gördüklerini anlattı.
Sakal bırakanın, selam verenin, başörtüsü takanın "gerici, yobaz" diye yaftalandığını aktaran Erdoğan, bu kişilerin birçok imkandan da mahrum bırakıldığını vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte şu anda da PKK ve onun kuklası olan siyasi parti, Kürt kardeşlerimden, selam verene, namaz kılana, sakal bırakana, başörtüsü takana hiçbir irtibatı olmadığı halde, IŞİD'çi muamelesi yapıp, alçakça linç ediyor. Sizin IŞİD'ten ne farkınız var, o da terörist, sen de teröristsin. 'Seninki olursa iyi terörist, onun ki olursa kötü terörist.' Böyle bir mantık yok. Terörün ve teröristin hepsi kötüdür. Terörden bugüne kadar en fazla zararı gören, aslında Kürt kardeşlerimiz oldu. Şu anda sahnelenen terörden zarar gören yine Kürt kardeşlerimiz. İnanıyorum ki bu olayların ardından Kürt vatandaşlarımız, siyasetçi görünümündeki kan tüccarlarıyla aralarına bir mesafe koyacaklardır. Geçmişte siz Diyarbakır'ın ötesinde ki orada da bir askeri havalimanı vardı, Ağrı'da, Muş'ta, Kars'ta, Iğdır'da, Şırnak'ta havalimanı duydunuz mu? Doğru düzgün bölünmüş yol duydunuz mu? Üniversite duydunuz mu? Biz bunların hepsini yaptık. Şimdi soruyorum; biz yanlış mı yaptık? Biz bu havalimanlarını, okulları, yolları, hastaneleri yaparken yanlış mı yaptık? Tek derdimiz vardı, orada da bizim vatandaşlarımız var, onlara da hizmet götürmek bizim görevimiz diye onun için yaptık. Bütün buralar, 780 bin kilometrekare Türkiye'dir."
- "En uçta bile olsa Hakkarili kardeşimin de uçakla gitmek gelmek hakkıdır"
Hakkari'de 2013 yılı sonu itibariyle havalimanını bitirmeyi planladıklarını ancak bitiremediklerini anlatan Erdoğan, durmadan iş makinalarının yakıldığını, müteahhidin tehdit edildiğini dile getirdi. Erdoğan, "Bakın hala bitiremedik. Düşünün biz Hakkari'ye bile, Yüksekova'ya aynı şekilde havalimanı yapıyoruz. Neden? Çünkü orası vatan topraklarıdır. En uçta bile olsa Hakkarili kardeşimin de uçakla gitmek gelmek hakkıdır diye bunları yaptık, ayrımcılık yok. Bunlar ama bütün bunları anlamakta... maalesef hiç işlerine gelmiyor, anlamak da istemiyorlar" diye konuştu.
Bütün bunlarla birlikte, biri Yüksekova, diğeri de Hakkari merkez olmak üzere iki lüks hastane yaptıklarını da vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüzellişer yataklı iki lüks hastane. Bizzat açılışlarını gidip yaptım, o zaman başbakandım. Çok enteresan, Yüksekova'da halkı tehdit ettiler, halk oraya gelemedi. Hasta ziyareti yapıyorum, yanıma genç hanım doktorlardan bir tanesi geldi. 'Başbakanım tehdit altındayız' dedi. 'Ne istiyorsunuz' diye sordum, 'ne olur bizi şehir içinden kurtarın, bize burada bir kampüs ve kampüsün içerisinde lojmanlar yapın ki biz hiç olmazsa, evimizden hemen hastaneye, hastaneden evimize geçelim.' Hemen bir karar aldık, dedik ki; 'doktorların, hemşirelerin hepsinin lojmanlarını kampüs haline getireceğiz, oraları yapacağız.' Yaptık. Aynı şeyi öğretmenlerimize uyguladık, emniyet mensuplarımıza başlamıştık, o devam ediyor. Zaten askerin bu noktada lojmanları var, o devam ediyor. Şu yapılanı görüyor musunuz. Yani, ülkenin kendisine hizmet veren doktorunu dahi tehdit ediyorlar. Hele hele, bir polis kardeşimizin hanımı hamile, yanıma sokuldu, arabaya biniyorum. Baktım gözleri yaşlı, 'Başbakanım dün gece burada olaylar vardı, siz geleceksiniz diye burada olaylar meydana geldi, beyim de görevdeydi, beni evimde taciz ettiler' dedi. Bunlar hangi yüzle bu milletin karşısına çıkıp da siyaset yapıyorlar. Bunların siyasi temsilcileri hala 'özgürlük' diyorlar, hala 'barış' diyorlar. Bunun neresinde barış, neresinde özgürlük var, soruyorum sizlere?"
- "Karanlık gölgeleri düşmemeli"
Erdoğan, bazılarının üniversiteleri karıştırmak istediğine işaret ederek, bunlara karşı duyarlı olmak gerektiğini dile getirdi. Bu noktada hocalara olduğu kadar öğrencilere de çok önemli görevler düştüğünü ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu barışa onların bu karanlık gölgesi düşmemeli. Okul yakmak ne demek? Doğudaki, güneydoğudaki okuyamazsın demek. Hastane yakmak, ambulans, kan aracı yakmak ne demek? Doğudaki, güneydoğudaki vatandaş eskiden olduğu gibi sağlık hizmetlerinden mahrum kalsın, hatta ölsün demek. Diyarbakır zindanlarında işkence yapanların, faili meçhullerin faillerinin hissiyatı neyse, inanın bu terör örgütünün de bu siyasi partinin de hissiyatı aynı."
- "Öğrencilerin olayları iyi analiz edebilmeleri sizlerin elinde"
"Ne yazık ki zarar gören her seferinde Kürt vatandaşlarımız oluyor" diyen Erdoğan, onun için çözüm sürecini bu sabotajlara rağmen kararlıkla sürdüreceklerini anlattı. Erdoğan, "Kürt kardeşlerimizi terörün baskısından, zulmünden ve cinayetlerinden kurtarmak için bu sürece sahip çıkacağız. Üniversitelerimizden, özellikle de hocalarımızdan benim bir ricam var; öğrencilerin yaşanan olayları iyi analiz edebilmeleri sizlerin elinde. Hadiselerin arkasındaki asıl sahipleri görebilmeleri sizlerin elinde. Irkçılıktan, nefret suçlarından uzak durabilmeleri, tahrikler karşısında uyanık olabilmeleri inanıyorum ki sağduyulu olabilmeleri sizlerin elinde. Bunu başaracağınıza gönülden inanıyorum." (AA)