HABER

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kosova Başbakanına tepki

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Pendik 6.

İhsan YALÇIN - İdris TİFTİKCİ / İstanbul,(DHA)
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Pendik 6. Olağan İlçe kongrelerinde yaptığı konuşmada MİT'in 6 FETÖ mensubunu Türkiye'ye getirilmesi sonrası Kosova Başbakanı Ramuş Haradinac'ın talimatıyla İçişleri Bakanı ve İstihbarat Başkanı'nın görevden alınmasıyla ilgili olarak konuştu. Erdoğan, "Yıllarca bu ülkeyi sahte korkularla içi boş tehditlerle devşirilmiş kadrolarla oyaladılar. Vaktini ve enerjisini heba ettiler. İşte bak Milli İstihbarat Teşkilatımız Kosova'da yaptığı operasyonla 6 tane bunların balkanlardaki en üst düzey yöneticilerini paketlediler. Getirdiler. Ama üzüntüm var. Nedir üzüntüm? Kosava'nın başbakanı tuttu istihbaratın başındaki kişi ile içişleri bakanını görevden aldı. Ben tabi şimdi soruyorum. Ey Kosova'nın başbakanı! Kimin talimatıyla sen böyle bir adım attın. Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti'ne darbe yapmaya gayret edenleri korumaya başladın" diye konuştu.

"ARADIKLARI YER BU DÜNYA DA DEĞİLDİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan Pendik 5. Olağan İlçe Kongresinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Cemil Meriç'in kendilerince bu ülkeyi yaşanmaz bulanlara yönelik çok güzel bir tespiti vardır. Üstadımız bunları söyleyenlerin aslında Türkiye'nin insanından şikayet ettiklerini ifade eder ve şöyle der: 'Vatanlarını yaşanmaz bulanlar, vatanlarını yaşanmazlaştıranlardır.' Bugünlerde bazı nankörlerin, bazı köksüzlerin, bazı idraksızların ülkemizi yaşanmaz bulup yurt dışına gitmekten söz ettiklerini duyuyorum. Yıllardır görevlerimiz gereği dünyadaki ülkelerin çok büyük bir bölümüne gittik. Az çok hepsiyle ilgili bir kanaat edindik. Eğer Türkiye'de yaşamayı kendine yük sayanlar varsa şunu bilsinler ki aradıkları yer bu dünya da değildir. Türkiye'de yaşayamayan hele hele İstanbul'da yaşamaktan usanan biri ülkemize değil hayata küsmüş demektir." ifadesini kullandı.

"İSTANBUL'U BEĞENMEYENİN KALBİ KURUMUŞ DEMEKTİR"
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında bunlar için bir ofis açıp bilet paralarını da verip göndermek lazım. Çünkü bunlar bu ülkeye yük, yük. Evet bir taşına cümle Acem mülkünün feda edildiği dünyayı aydınlatan ve ısıtan güneşle bir tutulan İstanbul'u beğenmeyenin kalbi kurumuş demektir. Tabi biz ülkemizden şikayet edenlerin asıl derdinin merhum Cemil Meriç'in dediği gibi taşı toprağı değil insanı olduğunu çok iyi biliyoruz. Dert başka. Türk milletinin bir mensubu olmak bizim için şereflerin en büyüğüdür. Rabbime şahsen bana bu milletin bir evladı, bu ülkenin bir ferdi olmayı nasip ettiği için ne hamd etsem azdır."

"HESABINI VERECEKSİN"
"Partiyi kurduk 16 ay sonra iktidar olduk" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birisi de çıkmış 'Ben Mustafa Kemal Atatürk'ün partisiyim' diyor. Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olmak sana bir şey kazandırmıyor ki. Zaten Mustafa Kemal Atatürk sağ olsa seni bu partinin başında bir dakika tutmaz. Gazi Mustafa Kemal yerliydi, milliydi; sen yerli de değilsin milli de değilsin, gayri millisin. Kalkıp bizim yerliliğimiz, milliliğimiz üzerinde spekülasyon yapıyor. Şuanda mahkemedesin, hesabını vereceksin. Ve bizi Pensilvanya'dakine, ben onun siyasi ağağıymışım. Göreceksin şimdi kim siyasi ayağı, göreceksin. Hesabını vereceksin. Ve yanında taşıdığın o Pensilvanya'dakinin uşaklarının hesabını da vereceksin. Ve onlarla nasıl bir profil oluşturduğunuzun da hesabını vereceksiniz. Odalarınızda ne tür oyunlar kurduğunuzun hesaplarını da vereceksiniz. Öyle laf ola beri gele yok. Yıllarca bu ülkeyi sahte korkularla, içi boş tehditlerle, devşirilmiş kadrolarla oyaladılar; vaktini ve enerjisini heba ettiler" diye konuştu.

KOSOVA BAŞBAKANINA SESLENDİ
Konuşmasında Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Kosova'daki operasyonun da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İşte bakın Milli İstibarat Teşkilatımız Kosava'da yaptığı operasyonla 6 tane bunların Balkanlar'daki en üst düzey yöneticilerini paketlediler getirdiler. Ama üzüntüm var. Nedir üzüntüm? Kosova'nın Başbakanı istihbaratın başındaki kişiyle, İçişleri Bakanı'nı görevden aldı. Ben tabii şimdi soruyorum; ey Kosova'nın Başbakanı kimin talimatıyla sen böyle bir adım attın? Ne zamandan beri Türkiye Cumhuriyeti'ne darbe yapmaya gayret edenleri korumaya başladın. Dünyada ikinci sırada biz tanıdık o Kosova'yı, senin bundan haberin yok mu? Kosova'yı bir kardeş olarak bağrına basan Türkiye'ye darbe girişimde bulunan bu adamları sen koynunda nasıl beslersin? Bunun hesabını sen de vereceksin. Ve benim Kosovalı kardeşlerim senin gibi başbakana da prim vermez. Benim Kosovalı kardeşlerim sana bunun hesabını soracaktır, ben bunu da biliyorum. Öyle uzaktan kumandayla siyaset yapılmaz. Uzaktan kumandayla siyaset yapanlar aynen yine uzaktan kumandayla o siyasette de miadını doldururlar. Türkiye'nin aba altından sopa göstermelerle, tehdit kokan beyanatlarla, proje ürünü terör örgütleriyle, kirli ittifaklarla dize getirilemeyecek bir ülke olduğunu ham dolsun 4-5 yılda defalarca ispatladık. 15 Temmuz gibi bir ihanetin dahi üstesinden gelen bu ülkeyi Allah'ın izniyle durduracak bir güç tanımıyoruz" dedi.

"AFRİN'DE GENÇLERİMİZ TARİH YAZDI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözlerle konuşmasını tamamladı:
"Afrin'de gençlerimiz tarih yazdı. Ve salona girerken sordum, son durum nedir? Aldığım rapor şu: 3 bin 821 teröristi etkisiz hale getirmişler. İçeride biraz kafalarını göstermeye başladılar. Güvenlik korucularımızdan biliyorsunuz bazı kardeşlerimizi şehit ettiler. Hemen sağ olsun Mehmedimiz kovalamaya başladı ve 5 tanesini etkisiz hale getirdi. 4 tanesi de bir mağarada şuanda sıkıştırdılar, mağara çok derin orada çatışma devam ediyor. Bir rivayette sayının 5 olduğu söyleniyor. Ama artık ne yaparlarsa yapsınlar, kaçacaklar kovalayacağız. Öyle kaçtı bırak yok. Sonuna kadar sonuna kadar. Şimdi Pensilvanya'ya kaçan da acayip bir şekilde telaşta. Akıbetim ne olacak diye merak ediyor. Kosovadakilerin akıbeti ne olduysa senin akıbetin de o olacak. Sen yine beddua seanslarına çık. Beddua seanslarından uzun adama salla yolla. Benim Allahım var, senin neyin var bilemem. Ve biz bu milletin dualarıyla ayaktayız. Öyle zannediyorum ki sen Hans'ların, George'ların dualarıyla ayakta kalmaya çalışıyorsun. Farkımız bu. Ve bu mücadele öyle sıradan bir mücadele değil. Sen bu ümmeti böldün, bu milleti parçaladın. Dolayasıyla bu ümmeti, milleti parçalayanlara bu milletin ahı bu ümmetin ahı er veya geç Allah'ın izniyle tutacaktır."

En Çok Aranan Haberler