SAMSUN (A.A) - Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen açık hava toplantısında halka hitap etti.
Konuşmasında, Ramazan'ın kardeşliğe huzura vesile olmasını dileyen Başbakan Erdoğan, bu ayın tüm insanlık için barışa fırsat olması temennisinde bulundu.
Samsun'un bir medeniyet, bilim şehri, 19 Mayıs 1919'da ilk adımın atıldığı bir kurtuluş şehri olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, şu Karadeniz ne kadar coşkulu ise Samsun da o kadar coşkuludur, o kadar cömerttir'' dedi.
Samsun'un AK Parti'den desteğini esirgemediğini kaydeden Erdoğan, milletin onaylamayacağı hiçbir girişimin içinde olmadıklarını belirterek, yetkiyi milletten aldıklarını, hesabı da yine millete vereceklerini söyledi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
''12 Eylül'de biz neyi oylayacağız? Herhangi bir partinin iktidarını mı oylayacağız? Neyi oylayacağız? Darbe anayasası, milletin anayasası... Öyle mi? İki şey var. Birileri darbe anayasasından yana, ama bu topluluk milletin anayasasından yana. Milletin anayasasına evet mi? Şimdi darbeye karşı çıkanlar, bakıyoruz bugün darbecilerle el ele, kol kola. Nasıl oluyor bu iş? Hamdolsun biz bu yola milletimizle çıktık. Biz bu yola sizinle çıktık. Milletimizle birlikte el ele çıktık. Milletimizle omuz omuza bu yola devam ediyoruz.''
-''AK PARTİ ANAYASASI DEĞİLDİR''-
Samsun'da tarihe kendilerinin sahip çıktığını, Kurtuluş Savaşı ruhuna kendilerinin sahip çıktığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
''12 Eylül'de sizin takdirinize sunulacak anayasa değişikliği bir AK Parti anayasası değildir. Bir Tayyip Erdoğan anayasası değildir. Biz bunlara teklif ettik ey CHP gelin beraber yapalım, ey MHP beraber yapalım. Parlamento başkanımız bunlara mektup yazdı. CHP, 'hayır' dedi, gelmedi. Siz gelmeyince biz de oturup duracak değiliz ya. Biz çalıştık. Geçmişte yapılan çalışmaları aldık, Barolar Birliği'nin, TÜSİAD'ın, TOBB'un çalışmalarını aldık masaya topladık hepsini yatırdık bu çalışmayı meydana getirdik. Şimdi de demek ki anlaşıldı tek çare millet. Çünkü benim vatandaşım diyor ki 'bana getir bana, kararı ben vereceğim' diyor. 12 Eylül'de oylayacağınız anayasa değişikliği bir şahsın, bir zümrenin, belli bir kesimin değil, 73 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının tamamının geleceğini ilgilendiren bir değişikliktir.''