BİZE ULAŞIN
Libya’daki istikrarsızlığın önündeki en büyük engel olan darbeci Hafter, uluslararası yükümlülükleri ve Libyalıların huzur ve refahını hiçe sayarak eşkıyalığa devam ediyor. Toplu mezarlarla gündemden düşmeyen Hafter’in Libya petrollerini de kurduğu yasa dışı şirketle sattığı ortaya çıktı.
Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Libya’nın en büyük gelir kaynağı olan petrol sahalarının açılmasını uzun süre engelleyen Hafter’in petrol satışını tekeline almak için yasa dışı bir anlaşma imzaladığı iddia edildi. Kaynaklar, Libya’nın tarafsız, bağımsız ve meşru tek petrol şirketi olan Libya Ulusal Petrol Kurumu’nu yok sayarak böyle bir anlaşma yapan Hafter’in, Libya halkının milli kaynaklarını kendi malıymış gibi satarak yasa dışı kazanç sağladığını öne sürdü.
Libya’nın sahip olduğu petrolün çıkartılması, işlenmesi, dağıtımı ve ihracatının sorumluluğu resmen Libya Ulusal Petrol Kurumunda. Hafter’in sözde kontrol altında bulundurduğu bölgeden çıkan petrolün Libya Ulusal Petrol Kurumu’nun bir iştiraki olan Brega Petrol Şirketi üzerinden yapılması gerekiyor. Ancak kaynaklar, Hafter’in paralel bir şirket kurarak 10 yıl boyunca petrol satışını tekeline almak için bir anlaşma yaptığını iddia etti. Kaynaklar, söz konusu gayri meşru şirketin Birleşik Arap Emirliklerindeki başka bir şirketle, deniz platformlarını kullanmak suretiyle petrol satmak için bir anlaşma imzaladığını bildirdi.
Güvenlik Uzmanları ise, imzalandığı iddia edilen anlaşmayla Hafter’in, Libya’da huzur ve barıştan değil devlet içinde devlet olma hayalinden yana olduğunu gösterdiğini belirtti. Uzmanlar, varılan ateşkes anlaşmasına rağmen uzlaşmaz tutumu ve savaş çığırtkanlığı bitmeyen Hafter’in Libya’nın milli petrolünü kimseye hesap vermeden ve daha ucuza satmasından en büyük zararı bu petrolün gerçek sahipleri olan Libyalıların gördüğünü vurguladı.
Bölge halkının, ekonomik sıkıntıların yanında çatışmaların her an tekrar çıkabileceği korkusunu yaşadığını söyleyen uzmanlar, Hafter’in gayri meşru bu girişiminin, Libya’nın huzur ve istikrarını engelleyerek zaten kırılgan olan barış sürecini bozma ve ülkenin milli kuruluşlarını parçalama amacını da net bir şekilde ortaya koyduğunu kaydetti.
