Anadolu Ajansı'nın aktardığı mülakatta Suriye'deki kargaşadan Devlet Başkanı Beşar Esad'ı ve uluslararası kuruluşları sorumlu tutan Davutoğlu, Türkiye'nin 'sıfır sorun' politikasının 'çöktüğü' ifadesine de katılmadığnıı söyledi.
Gazetenin, Suriye'de faaliyet gösteren El Nusra Cephesi'ni ‘nasıl yorumladığı' sorusuna Davutoğlu, "Türkiye'nin hiçbir terör örgütünü desteklemediğini” cevabını verdi ve ekledi:
"Size açıkça şunu söyleyeyim: Türkiye, dünyanın hiçbir yerindeki terör örgütünü desteklemiyor, radikal güçleri de desteklemiyor. Fakat şu sıralar Suriye'de radikal grupların olmasından sorumlu olan Esad rejimidir.”
‘Suriye'deki kargaşanın sebebinin Esad'ın yaptıkları' olduğunu ifade eden Davutoğlu, ‘başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere, uluslararası örgütlerin de sorumlu olduğunu' söyledi.
'Cihatçılar, Türkiye için de sorun'
Davutoğlu, kargaşayla beraber ‘radikal grupların' bölgeye konuşlandığını belirterek, "Daha iki yıl öncesine kadar burada bu tür gruplar yoktu. Geçen yıla kadar birkaç yüz radikal grup vardı. Bu yıl ise binlerce savaşçı oraya yerleşti. Eğer radikalleşmeyi önlemek istiyorsak, Suriye için çözüm bulmamız gerekiyor. Ulusal Koalisyon'a her türlü muhalif grup üye. Bu koalisyon güçlenirse buradaki vakum da doldurulmuş olur” diye konuştu.
İsviçreli NZZ gazetesinin "Suriye'de aktif olan cihatçılar, Türkiye için de sorun haline geldi. Peki bu örgütlerin para vereni Suudi Arabistan ve Katar'a niye müdahale etmiyorsunuz?” sorusuna Davutoğlu şu yanıtı verdi:
"Böyle bir desteğin olduğuna dair, kesin bir hüküm çıkarılmamalı. Bu, Esad rejiminin bir propagandası. Suriye halkından oluşan meşru ve ılımlı muhalefetin kimler tarafından desteklendiği konusuyla da karıştırılmamalı. Diğer radikal örgütlerin kimler tarafından desteklendiğini bilmiyoruz. Fakat burada Irak'taki Ebu Garip Hapishanesi'nden kaçan savaşçıların da olduğunu biliyoruz.”
'Türkiye'nin kapıları mültecilere açık'
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriyeli mültecilerin durumuna da değindi.
Davutoğlu, Cenevre'de düzenlenmesi beklenen Suriye Konferansı'nın da Türkiye'nin katılımı olmadan ‘manasız kalcağını' belirtip Türkiye'nin Suriye krizinin hızlı, meşru ve adil yollardan çözülmesinden yana olduğunu ifade etti.
Gazetenin, Türkiye'de yarım milyona yakın mülteci olduğunu hatırlatması üzerine Davutoğlu, "Uluslararası camia, Suriye krizinin insani yönünü yeterince göz önünde bulundurmuyor. Çok büyük bir insani trajedi yaşanıyor. Esad rejiminin baskıcı politikası bugüne kadar 120 bin insanın ölümüne sebep oldu ve 2 milyondan fazla insan komşu ülkelere kaçtı” dedi.
Türkiye'nin kapılarını mültecilere açık tuttuğunu belirten Davutoğlu, Türkiye'nin mülteciler için yaklaşık 2 milyar dolar harcama yaptığını, yaklaşık 200 bin mültecinin kamplarda, 350 binin ise Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşadığını ekledi.
'Sıfır sorun politikası, ilkesel programımız'
Mısır'ın Türkiye'nin bölge ülkeleriyle "sıfır sorun politikasının” başarısız olduğunu gösteren bir ülke olduğu ifadesini reddeden Davutoğlu, "Sıfır sorun politikası, bizim ilkesel programımız” dedi ve ekledi:
"Bizim sadece iki komşumuz yok. Ayrıca sorunların çözülebilmesi için karşı tarafta da partnere ihtiyacınız vardır. Son 10 yılda Ukrayna ve Yunanistan ile çok önemli ilişkiler geliştirdik. Rusya ile vize muafiyeti sözleşmesi imzaladık. Sadece AB ile liberalleşmeye gidemedik. Soğuk Savaş döneminde çatışma yaşadığımız ülkelerle vizeleri kaldırabildik, fakat o dönemlerde dostumuz olan ülkelerle bu durumu başaramadık. Gürcistan'a geçerken kimlik kartıyla geçebiliyoruz.”
Davutoğlu, Türkiye'nin komşuları Mısır ve Suriye ilişkilerine dair de şunları söyledi:
"Evet. Suriye ile bir sorunumuz var. Mısır konusunda ise darbe rejimini meşrulaştıramayız. Sorun bizde değil, karşı tarafta. 2002 yılında komşu ülkelerle ihracat yüzde 8 iken şu sıralar yüzde 32 durumunda. Bu bile sıfır sorun ilkesinin ne kadar başarılı olduğunu göstermeye yeter.”
Davutoğlu, Türkiye'nin Ermenistan'la ilişkilerinin de 10 yıl öncesine göre daha iyi olduğunu, benzer bir durumun Kıbrıs Rum Kesimi'yle de gerçekleştirilmesini istediklerini belirtti.