İZMİR (İHA) - İzmir'de konferans veren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'nin, Kıbrıs ile ilgili imzaladığı ek protokole ilave olarak yayınladığı deklarasyonun sonuna kadar arkasında olması gerektiğini, aksi takdirde Kıbrıs'ın elden gideceğini söyledi.
Kuvayi Milliye Dayanışma Derneği'nin davetlisi olarak geldiği İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Dekanlığı Konferans Salonu'nda bir konferans veren Rauf Denktaş, AB'nin Türkiye'yi küçültüp, kendi idarelerinde küçük bir ülke haline getirmek istediğini öne sürerek, "O şartları Türkiye kabul etse, Sevr muadelesini kabul etmiş olacak, parçalanacak, küçülecek. Kullanacaklar Türkiye'yi. O şartları Türkiye kabul edemez. Ama safha safha önüne çıkaracaklar. Şartların bir tanesi nedir biliyor musunuz? Atatürk İlkeleri AB normlarına uymazmış. Bu ilkelerden vazgeçmek lazımmış. Atatürk İlkeleri, Sevr muadelesini yırtıp atan, vatanı yaratan, Türkiye'yi meydana getiren ilkelerdir. Türkiye'yi bir Türk Milleti olarak tutan ilkelerdir. Bundan vazgeç, Sevr geri gelir" dedi.
Hiçbir Türk hükümetinin buna 'evet' diyemeyeceğini kaydeden Denktaş, "Buna evet dediği takdirde Türkiye'nin durumu ne olacak? Üniter devlet ortadan kalkacak, federal devlet altında başka şeyler olacak, o federal devletin vilayetleri 'ben özerklik isterim' diye ayağa kalkacak. Ayıkla pirincin taşını ayıklayabilirsen. Bir yeni Atatürk'ümüz yok, yeniden bunları yırtıp atsın, yeniden bir Türkiye yaratsın. Oraya götürmek istiyorlar. Bana en çok batan husus bu oldu. Diğerlerini muhakkak herkes anlar, çünkü herkese dokunur bir tarafı. Ama 'Atatürk İlkeleri'nden vazgeçmeniz lazımdır' sözü bütün millete dokunur. Ve milletin ayağa kalkması lazım. 'Atatürk İlkeleri'nden vazgeçecek tek bir Türk yoktur' diye ayağa kalkmak lazım" diye konuştu.
Kuvayi Milliye'nin sadece isimde kalmaması gerektiğini belirten Denktaş, şöyle dedi:
"Kuvayi Milliye ruhunun tam zamanıydı. Bunu başlatan kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bu ruh bugün 1920'lerde olduğu kadar gereklidir ve şarttır. Bu ruhla ayakta duracağız, bu ruhla bu mücadeleyi yürüteceğiz ve teslim olmayacağız. Kıbrıs Türk'ündür, Anadolu Türk'ünün, Kıbrıs Türk'ünün değil. Onun için meselenize sahip çıkın.
Sahip çıkmazsanız Kıbrıs gider. Kıbrıs giderse ne olur demeyin; denizlere açık olmaktan çıkarsınız. Bu söz rahmetli Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün bir sözüdür. 13. adayı da almış olurlar, onun için sahip çıkın."
"DEKLARASYON TÜRKİYE'NİN SİYASİ KARARI"
Konferansının sonunda soruları da yanıtlayan Denktaş, "Ek protokol meclise geliyor. Ek protokol hakkında ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki bir soru üzerine şöyle dedi:
"Ek protokolü Türkiye imzalamak mecburiyetinde kaldı. Ama bir deklarasyon ile de bunun Türkiye açısından ne anlama geldiğini açık bir şekilde ortaya koydu. Diyor ki; ben Rum idaresini tanımayacağım. KKTC'yi tanımaya devam edeceğim. Ta ki Kıbrıs'ta yeniden bir anlaşma olsun. Bunu bir tarafa bıraktılar, şimdi 'o halde limanlarını aç' diyorlar. Türkiye limanlarını açmayacağını, açamayacağını, bunun da nedenlerini söylemişti. Bu deklarasyon tabiatıyla hukuken geçerli mi, geçersiz mi diye bir tartışma başladı. Hukukçular 'Geçersizdir, bu bir tanıma demektir madem ki protokolü imzaladınız' demektedirler. Ben şöyle diyorum, yorumum şu; bu Türkiye'nin siyasi kararını gösterir. Hukuken geçerli mi, değil mi? Türkiye'nin dayatmasıdır, Türkiye'nin kararıdır, Türkiye'nin 'olmaz ve olmayacaktır' dediği bir şeydir. Bunun arkasında durabildiği kadar duracaktır, böyle anlaşılıyor. Halkın da desteği ile ümit ederiz ki sonuna kadar duracaktır. Çünkü, aksi halde Kıbrıs hakikaten elden gitmiş olur."
Türkiye'nin yapmış olduğu açıklamaya, AB'nin bir açıklama ile cevap vereceğini hatırlatan Denktaş, "Diyecekmiş ki 'Biz senin bu söylediklerini kabul etmiyoruz' vesaire.
Rum idaresi şimdi harekete geçmişti. Kıbrıs Cumhuriyeti ibaresini de o açıklamanın içine koydurtmak istiyor. Yani illa Türkiye'yi Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanır vaziyete getirmek istiyor. Bu mücadele devam edecektir. Tekrar ediyorum, siyasi karardır, Türkiye'nin siyasi kararıdır" diye konuştu.
"KIBRIS'TA ÇÖZÜM, SEZER FORMÜLÜNDE"
Kıbrıs'ta çözümün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in formülü ile olabileceğinin altını çizen Rauf Denktaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Protokol meclise gönderilecektir, öyle anlaşılıyor. Meclisten benim ricam şu olmuştur; Sayın Cumhurbaşkanı Sezer'in Kıbrıs meselesinin formülünü meclis kabul etsin.
Neydi Sayın Sezer'in formülü? Kıbrıs'ta dini, dili ayrı iki halk vardır ve bunların devletleri vardır ve Kıbrıs üzerinde dengeler vardır. Bu Lozan dengesidir, Türk-Yunan milletidir. Kıbrıs meselesinin halli için bunların kabul edilmesi lazımdır. Bu Kıbrıs meselesinin halli için gereken formüldür, üzerinde yıllardır durulmuş bir milli formüldür.
Bundan şaşmamak, gerilememek lazımdır. Meclisin bunu bütün dünyaya, özellikle AB'ye duyurması gerekmektedir. Ümit ederim ki meclis ne yapar ben bilmem ama, önüne protokol geldiğinde Kıbrıs meselesinin halli için herhalde 'Kıbrıs meselesinin halli için Türkiye'ye fazla baskı yapmayınız. Bu formül kabul edilmez ise kalıcı anlaşma olmaz, barış gelmez, özellikle barışı getirmiş olan Türk askeri adadan çıktıktan sonra Rumlar mal mülk davası diye yeniden kavga başlar. Barışı kavgaya çevireceksiniz. Dolayısıyla biz barış istiyoruz, kalıcı barış istiyoruz. Bunun da formülü iki halk, iki devlettir' bunun üzerinde ısrar etmeleri gerekmektedir, inşallah ederler diye düşünüyorum."
Konferans sonunda Rauf Denktaş'ın başına Kuvayi Milliye Dayanışma Derneği Başkanı Saldıray Hakgüder tarafından kalpak takılırken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çerçevelenmiş Onursal Şeceresi ile çeşitli hediyeler verildi.