BİZE ULAŞIN
Terör örgütü PKK/YPG’nin Deyrizor Askeri Meclis grubunun lideri Ahmed el Habil’i alıkoymasının ardından 27 Ağustos’ta patlak veren çatışmalar, birçok aşiretin destek vermesiyle giderek büyüyor. Arap aşiretlerin başlattığı silahlı mücadelenin ardından PKK/YPG’li teröristler kontrolü ellerinde bulundurduğu bazı bölgelerden kaçmak zorunda kaldı. Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre Arap aşiretleri, Deyrizor ilinin doğu ve güneydoğusunda tamamını Arap nüfusun oluşturduğu Şife, İzbe, Hacin, El-Bahra, Gıranic, Ebu Hammam, Ebu Hardub, El-Curzi Şarki, El-Curzi Garbi, Suveyden, Direnc, El-Şinan, El-Tayyene, Havayic Ziyben, Şıhyel Şarki, Şıhyel Garbi, Alrz, El-Haşşan, el Basira, Cideydit Bakkar, Hıreyize, Berşem köylerini
teröristlerden temizledi.
Arap aşiretleri, terör örgütü PKK/YPG'ye karşı düzenledikleri operasyonlarda, Münbiç'in kuzeyindeki Mahsenli, Mahmudiye ve Arap Hasan köyleri ve aynı bölgede yer alan SyriaTel olarak bilinen tepeyi terörden arındırdı. Aşiretlerin saldırıları sonucu örgüt unsurları Münbiç ilçe merkezine geri çekildi.
Muhaliflere ait gözlemevine göre, Arap aşiretler köyleri kontrol altına aldıktan sonra, Rusya'ya ait savaş uçakları terörden arındırılan söz konusu köyleri hedef aldı.
Deyrizor kırsalında yaşanan çatışmalarda ise terör örgütü PKK/YPG, akşam saatlerinde Ziyben ve Sabha köylerini aşiretlerden geri aldı.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) 19 Eylül 2019’da yayımladığı rapora göre Suriye’nin petrol ve doğal gaz üretiminin yüzde 80’ini YPG’nin bünyesindeki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrol ediyor. Üretilen petrolün gelirini SDG’nin elde etmesine rağmen mali kayıtları bulunmuyor. Rapora göre SDG, Suriye’nin kuzeydoğusunda ülkenin en zengin petrol yataklarının bulunduğu Deyrizor, Haseke ve Rakka’da hakimiyetini sürdürürken, buradaki 20 petrol kuyusundan 11’inin kontrolünü elinde bulunduruyor. Buradaki üretim kapasitesinin Esad rejiminin kontrol ettiği üretim sahalarından daha fazla olduğu belirtiliyor.
Terör örgütü, buradan çıkan ve yaklaşık günlük 45 bin varile ulaşan petrolü ise Esad rejimin hakimiyetindeki bölgelere satarak gelir elde ediyor. Terör örgütü elinde bulundurduğu petrolü satarak elde ettiği geliri kendi çıkarları için kullanırken, bölge halkı ise açlığa terk ediliyor. Terör örgütü ABD’nin de desteğiyle "DEAŞ ile mücadele" adı altında bu paraları kendi üyelerine harcıyor.
Örgütün, ABD ordusunun desteğiyle "DEAŞ’la mücadele" adı altında ele geçirdiği Deyrizor’da halkın tamamı Araplardan oluşuyor. Terör örgütü, çocuk yaştaki Arapları da zorla silah altına alıyor. Küçük yaştaki çocukları eğiterek kendi emelleri için cepheye süren teröristler, karşı çıkan aileleri ise baskı ve sürülmekle tehdit ediyor.
Dışişleri Bakanlığı, Deyrizor kırsalında bölücü terör örgütünün Suriye'deki şubeleriyle bazı Arap aşiret unsurları arasındaki çatışmaları, Türkiye'nin yakından ve kaygıyla takip ettiğini açıkladı.
Bakanlıktan dün yapılan açıklamada, "Deyrizor kırsalında bölücü terör örgütünün Suriye'deki şubeleriyle bazı Arap aşiret unsurları arasında bir süredir yaşanan çatışmaları yakından ve kaygıyla takip ediyoruz. Bu gelişme, terör örgütünün Suriye'nin kadim halklarını, üzerlerinde şiddet ve baskı uygulamak ve temel insan haklarını ihlal etmek suretiyle tahakküm altına alma girişimlerinin yeni bir tezahürüdür. Bu amaç ve niyetini DEAŞ'la mücadelede aktör olduğu savıyla perdelemek isteyen terör örgütünün gerçek mahiyetini, daha fazla gecikmeden ve bölgenin Suriyeli Kürtler de dahil kadim unsurlarının daha fazla acı çekmesine yol açmadan, destekçilerinin de görmesini umuyoruz" denildi.
