HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2

1- D-100'Ü SAVAŞ ALANINA ÇEVİREN" MAKAS" KAZASI KAMERADA - 5 aracın karıştığı kazada 1 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmıştı - Feci kazanın araç kamerası görüntüleri ortaya çıktı.

1- D-100'Ü SAVAŞ ALANINA ÇEVİREN" MAKAS" KAZASI KAMERADA

- 5 aracın karıştığı kazada 1 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmıştı
- Feci kazanın araç kamerası görüntüleri ortaya çıktı.

Haber-Kamera: Ozan URAL- Mustafa BAKIRHAN / İSTANBUL,(DHA)
Şirinevler'de 5 otomobilin karıştığı zincirleme trafik kazasında 1 kişi ölürken 3 kişi ise yaralandı. Makas atan bir aracın yol kenarında duran araca çarpmasıyla meydana gelen kaza saniye saniye görüntülendi
Şirinevler D-100 Karayolu'nda önceki gün meydana gelen 5 otomobilin karıştığı zincirleme trafik kazasında 1 kişi hayatını kaybederken 3 kişi de yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Kaza, Şirinevler çıkışı Edirnekapı istikametinde 01:00 sıralarında meydana geldi. İddialara göre, makas atan bir araç sağ şeritte duran bir araca çarptı. Yoldaki 3 aracın da karıştığı kazayı gören vatandaşların haber vermesiyle olay yerine çok sayıda sağlık, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrollerde 1 kişinin olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi.

KAZAYI GÖRÜNTÜLEMEK İÇİN YARIŞTILAR
Kazada yaralanan 3 kişi, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulanslarla Bakırköy Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Kaza nedeniyle D-100 Karayolu Edirnekapı istikameti trafiğe kapandı. Otomobiller yan yola yönlendirilerek trafik akışı sağlandı. Olay yerinde bulunan bazı vatandaşlar cep telefonları ile kazayı görüntülemek için adeta birbirleri ile yarıştı. Araçların kaldırılmasının ardından trafik normale döndü. Kazaya ilişkin başlatılan soruşturma sürüyor.

KAZA ANI KAMERADA
Öte yandan kazaya makas atan hafif ticari aracın neden olduğu arkadan gelen bir aracın kamerasına yansıdı. Görüntüler de hafif ticari aracın makas atarak bir süre ilerlediği ve yeniden makas atmayı denerken sağ şeritte duran bir araca çarpması yer alıyor. Arkadan gelen araçların da kazaya karışması görüntülere yansıyor.

Görüntü Dökümü:
-----------
-Kazadan detaylar
-Cenazeden detaylar
-Yaralıdan detaylar
-Olay yerinden detaylar
-Kazaya karışan otomobillerden detaylar
-Kazayı görüntülemeye çalışan vatandaşlardan detaylar
-Genel ve detaylar

11.09.2019 - 10.15 - Haber Kodu : 190911030

2- AVCILAR'DA İETT OTOBÜSÜ PARK HALİNDEKİ ARAÇLARA ÇARPTI; 5 YARALI (Geniş haber)

İhsan DÖRTKARDEŞ-Yılmaz OKUR/İSTANBUL, (DHA)
Avcılar'da, iddialara göre belediyenin yolu sulamasından kaynaklanan kazada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği İETT otobüsü park halindeki iki araca çarptı. Bu araçların da park halindeki başka araçlara çarpmasıyla sonuçlanan kazada otobüs şoförüyle birlikte 5 kişi yaralandı.
Kaza, bugün saat 08.45 sıralarında Ambarlı Meydan'da meydana geldi. Hüseyin Çiçek yönetimindeki 34 VT 4250 plakalı İETT otobüsü Cihangir'deki hareket alanından çıktıktan sonra Ambarlı Meydanı'na yaklaştı. Eğimli ve kaygan yolda otobüsün şoförü Çiçek, direksiyon hakimiyetini kaybederek, park halindeki minibüse çarptı. Bu minibüs de çarpmanın şiddetiyle yine park halindeki otomobile çarptı. Rampada hızla giden otobüs daha sonra park halindeki bir başka minibüse, bu minibüs de yine park halindeki bir kamyonete çarptı. Toplam 5 aracın hasar gördüğü kazada araç sürücüsü Hüseyin Çiçek'in yanı sıra hafif yaralı yolcular Hülya Topcucan, Arzu Karakaş, Derya Toprak ile bir başka yolcu Avcılar'daki Murat Kölük Devlet Hastanesine kaldırıldı.
Hafif yaralı otobüs şoförü Hüseyin Çiçek, DHA muhabirine, "Önümde belediyenin sulama aracı vardı. Yol rampada kayganlaştı. Direksiyon kontrolünü yitirdim" dedi. Yolcular da, belediyenin sabah erken saatlerde işe giitmek için acele ettiklerini, böyle bir ortamda yolun sulanmasının kazalara davetiye çıkardığını belirterek, uygulamaya tepki gösterdi.

Görüntü Dökümü:
------------------
-Kazadan hemen sonra çekilen görüntüler
-Yaralılara 112 görevlileri müdahale ederken
-Yaralılarla röportaj
-Görgü tanıkları ile röportaj
-Kazaya karışan İETT otobüs şoförü ile röportaj
-Kaza yeri genel görüntüler

======================

3- ARDA TURAN VE BERKAY ŞAHİN'İN DAVASINDA KARAR (Geniş haber)

*ARDA TURAN'A ÜÇ AYRI SUÇTAN 2 YIL 8 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI

Haber: Özden ATİK - Ruken KADIOĞLU - Hayati ARIGAN / İstanbul, DHA
Sarıyer Emirgan'daki bir eğlence mekanında 10 Ekim 2018'de futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin arasında yaşanan kavgaya ilişkin davada karar çıktı. Arda Turan, Özlem Şahin'e karşı "Cinsel taciz" suçundan beraat etti. Arda Turan'a "Korku kaygı veya panik yaratacak şekilde silahla ateş etmek", "Ruhsatsız silah bulundurmak" ve "Kasten yaralama" suçlarından toplam 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, bu suçlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, şikayetçi-sanıklardan Berkay Şahin katıldı. Şikayetçi-sanık Arda Turan ve şikayetçi Özlem Şahin ise duruşmaya katılmadı.

BERKAY'IN AVUKATLARI: "BİZİM VİCDANİ ZARARIMIZ GİDERİLMEDİ"
Berkay Şahin'in avukatı Ayşegül Mermer müvekkili hakkında hakaret suçundan ceza verilmemesini, Arda Turan'ın hastanedeki eylemi nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesini, ayrıca müvekkilinde kemik kırığına sebep olduğu ve iş kaybına neden olduğu için alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verilmesini talep etti. Şahin'in diğer avukatı Umut Köroğlu da Arda Turan'a cinsel taciz suçundan değil, cinsel saldırı suçundan ceza verilmesini ve hastanedeki eyleminin de gözdağı amacı güttüğünü ifade ederek silahlı tehdit suçundan ceza verilmesi gerektiğini talep etti. Avukat Köroğlu, "Bizim vicdani zararımız giderilmedi, müvekkilimiz sadece özür dilemesini istedi. Arda Turan için karar verirken eylemi tek düşünmeyin, vicdanı rahatlatıcı bir karar verin" dedi.

ARDA TURAN'IN AVUKATI: "CİNSEL TACİZ GERÇEKLEŞMEMİŞTİR"
Arda Turan'ın avukatı Şeref Dede ise "Bu olayda cinsel taciz gerçekleşmemiştir, şikayetçi Özlem Şahin'in soyut beyanı dışında somut ve mahkumiyetine yeterli tek bir delil yok. Hastaneye silahla gitmemesi gerekirdi. Ama tehdit edecek olsa silahı müştekiye vermek ister mi? Tehdit eden kişi niye silahı versin? Silah ateş almıştır, ateş etmemiştir. Tesadüfen ateş alan bir silah vardır. Kasten güvenliğin tehlike sokulması suçu oluşmamıştır. Bu silah ruhsatsız, kendisinin değil dedesinin, 6136 sayılı kanun yönünden takdiri mahkemeye bırakıyoruz. Müvekkilimin sabıkası yoktur, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ediyoruz" dedi. Müvekkilinin cinsel taciz suçundan beraatini isteyen avukat Dede, müvekkilinin olayın her aşamasında özür dilediğini de söyledi. Bunun üzerine Berkay Şahin ise "Biz niye bilmiyoruz" diyerek tepki gösterdi.

BERKAY: "YAPTIĞI TERBİYESİZLİĞE KARŞI ÖZÜR DİLEMESİNİ BEKLEDİK"
Son sözleri sorulan Berkay Şahin ise "Hastanedeki konuşma avukatının dediği gibi güllük gülistanlık değil. Biz ilk günden beri dedik, yaptığı terbiyesizliği karşı özür dilemesini bekledik, maddi hiçbir şey istemedik. Burnum kırık hastanede o şekilde beklerken ona y..... dedim, o anki psikolojimle söyledim" dedi.

KARAR ARASINDA BERKAY VE ARDA TURAN'IN AVUKATI YANYANA GELDİ
Mahkeme daha sonra karar için ara verdi. Ara sırasında Berkay Şahin ve Arda Turan'ın avukatı Şeref Dede yan yana geldiler. Avukat Şeref Dede'nin duruşmada "Berkay'dan özür diledik" dediğini hatırlatan Berkay, "Benden ne zaman özür dilediler" diye sordu. Avukat Şeref Dede ise "Medyanın önünde bu konuyu konuşmayalım sonra herkes başka türlü manalar yüklüyor" dedi. Berkay, "Ama dilenmedi bilginiz olsun. Dilenseydi zaten biz bu davadan vazgeçeceğimizi söylemiştik. Bir özür... Yani küçücük bir özür" şeklinde sitemde bulundu.

MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
Mahkeme, Berkay Şahin'in Arda Turan'a karşı hakaret suçundan hakkında dava açılmışsa da hakaretin, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi sebebiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.

ARDA TURAN'A ÜÇ SUÇTAN CEZA VERİLDİ
Arda Turan hakkında mahkeme, "Cinsel taciz" suçundan atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verdi. Mahkeme Turan'a, "Ruhsatsız silah taşımak" suçundan 10 ay hapis ve bin 750 TL adli para cezası verdi. Arda Turan'a "Korku kaygı veya panik yaratacak şekilde silahla ateş etmek" suçundan da 10 ay hapis cezası, Berkay Şahin'e karşı "Kasten yaralama" suçundan ise 1 yıl 15 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, sanık Arda Turan'ın kasıtlı bir suçtan mahkum olmamasını dikkate alarak hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Sanık Turan, 5 yıl denetim süresine tabi tutulacak. 5 yıl içinde herhangi bir suç işlerse hakkındaki hüküm açıklanacak.

İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Bürosu'nca hazırlanan iddianamede, şarkıcı Berkay'ın eşi Özlem Şahin "müşteki", futbolcu Arda Turan ve şarkıcı Berkay Şahin ise "müşteki-şüpheli" sıfatıyla yer alıyordu. İddianamede, Arda Turan hakkında "Cinsel taciz", "Kasten yaralama", "Korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme", "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" suçlarından 3 yıl 3 aydan 12 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyordu. Berkay Şahin hakkında ise "Hakaret" suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

DURUŞMA SONRASINDA BERKAY AÇIKLAMA YAPTI
Duruşma sonrasında Berkay Şahin avukatlarıyla birlikte adliye önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. Berkay Şahin, "Hükmün geri açıklanmasının kararı verildi. Üç suçtan ortalama üç yıla yakın ceza aldı. Bizim itiraz edeceğimiz şeyler olacak, kasten yaralama ve cinsel tacizle ilgili istediğimiz cezayı alamadık. Bununla alakalı bir üst mahkemeye başvuracağız" dedi. Şahin, "Şu an aldığı cezalar, üç yıl kadar bir ceza. 5 yıl boyunca birine 'lan' dese bile hem o üç yılı hem de oradan aldığı cezayı yatacaktır. Ama bu bile bana yeterli değildir. Ben bir üst mahkemeye avukatlarımla birlikte başvuracağım. Bir de sürekli özür diledik diyorlar, kendisi son derece alkollüyken, hastaneye gelip bana ' Kardeşim ben böyle bir şey yapar mıyım ya? Öyle bir ihtimal var mı? Yengenin arkası dönüktü, tanımadım ' dedi. Ben de özür dile o zaman dedim. Eğer tanımadıysa bir özür dile. Özür dilendi deniyor, özür dileyen hiç kimse yok. Benim on dört tane sözleşmeli konserim iptal oldu, bir tane reklam filmim iptal oldu, birçok kaybım var ama hiçbir şey talep etmedim. Sadece özür dileyecek yaptığı terbiyesizlikten dolayı. Bu kadar basit. Kırılan burnumla alakalı da ' Bizi erkek erkeğe bir odaya kapatsınlar biz seninle sorunumuzu çözeriz' dedim. Olay bu. Benim için bu ceza yeterli değil" diye konuştu. Berkay'ın avukatları da karara itiraz edeceklerini söylediler.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Berkay'ın adliyeye gelişi
-Berkay Şahin'in avukatlarıyla adliye önünde konuşması
-Berkayın ayrılması
-Genel ve detaylar

11.09.2019 - 10.03 - Haber Kodu : 190911023
11.09.2019 - 10.12 - Haber Kodu : 190911027
11.09.2019 - 11.16 - Haber Kodu : 190911046
11.09.2019 - 11.50 - Haber Kodu : 190911068_

4- ARDA TURAN: KONUŞULMASI BİLE BENİ RAHATSIZ EDEN 'SÖZLÜ TACİZ' SUÇUNU İŞLEMEDİM

*"Öncelikle; yaşanan olaylarda üstüme atılan çirkin "sözlü taciz" iftirasını temizlemek niyetiyle o anda yaptığım anlık hatalardan dolayı, ailemden, kulübümden, dostlarımdan ve en önemlisi beni bu güne kadar örnek almış bütün genç kardeşlerimden tekrar özür dilerim"

*"Bu olaylardan kendi adıma da dersler çıkardığım muhakkaktır"

*"Son olarak söylemek istediğim şey; bu olayın manşeti; üstüme atılan bu iftiralardan dolayı yaptığım hatalardan aldığım cezalar değil, taciz suçlamasından beraat ettiğimdir"

İSTANBUL,(DHA) - Futbolcu Arda Turan ile şarkıcı Berkay Şahin'in yargılandıkları davanın üçüncü duruşması Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Arda Turan, cinsel taciz suçundan beraat ederken, korku kaygı veya panik yaratacak şekilde silahla ateş etmek, ruhsatsız silah bulundurmak kasten yaralama suçlarından 2 yıl 8 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu suçlardan mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Arda Turan davanın ardından sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yaptı, "Tüm kamuoyunun malumu olan ve yargılaması devam eden dava bugün neticelendi. Öncelikle; yaşanan olaylarda üstüme atılan çirkin "sözlü taciz" iftirasını temizlemek niyetiyle o anda yaptığım anlık hatalardan dolayı, ailemden, kulübümden, dostlarımdan ve en önemlisi beni bu güne kadar örnek almış bütün genç kardeşlerimden tekrar özür dilerim. Bunu en samimi duygularımla söylüyorum. Bununla birlikte, bu aşamada bazı açıklamalar yapmanın da zorunluluğunu duyuyorum" dedi.
Arda Turan, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bilinmesini isterim ki; insanoğlunun karşılaşacağı en zor durumlardan birinin, bir iftira karşısında, hem de böylesi ağır ve çirkin bir iftira karşısında haklılığını savunmaya çalışmak olduğunu tecrübe ettim. Adınıza ve ailenize iftira atarak çamur bulaştırmaktan başka bir şey düşünmeyenler karşısında gerçeği haykırmanın bazen yeterli ve ikna edici olamayacabileceğini yaşayarak gördüm. İlk gün ne söylediysem, bugün de aynısını söylemekle birlikte, bugün Türk adaleti de ilk gün söylediğimi, yaptığı yargılama ve verdiği hükümle bir kez daha tescil etmiş oldu. Ben, konuşulması bile beni rahatsız eden bu yargılama konusu 'sözlü taciz' suçunu işlemedim. İşlemem de mümkün değildir! Bugün itibariyle tüm kamuoyunu; bu iddiaların ortaya atıldığı günlerde söylenenleri, yapılan sözde haberleri ve mahkemeye dahi saygı duymayarak kendilerine uzatılan her mikrofonda devam eden yargılamayı etkilemeye yönelik beyanları verenleri hatırlamaya; bu olayı adeta kendilerini öne çıkarıcı bir reklam malzemesi olarak kullananların kimler olduğunu düşünmeye davet ediyorum. Allah'a şükürler olsun ki Türk adaleti bu ağır ithamların çirkin birer iftira olduğuna karar verdi. O dönemde bana bu iftirayı atanlara çanak tutanları, buna içten içe sevinenleri ve hatta dostundan şüphe edenleri kendi vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Kendi vicdanlarında kendilerine karşı dileyecekleri özür, umarım ki bundan sonraki yaşamları için onurlu bir başlangıcın ilk adımı olur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen söylemek isterim ki: ben yine de insanlara, güzele ve iyiye olan inancımı hiç kaybetmedim. Bu olaylardan kendi adıma da dersler çıkardığım muhakkaktır. Bundan hareketle; çok çalışıp, mesleğimi en iyi şekilde yapıp her zaman yanımda olan ailemi, sevgili eşimi, kulübümü ve dostlarımı gururlandırmak en büyük amacım olacaktır. Son olarak söylemek istediğim şey; bu olayın manşeti; üstüme atılan bu iftiralardan dolayı yaptığım hatalardan aldığım cezalar değil, taciz suçlamasından beraat ettiğimdir. Başımı; kendi huzurundan başka bir yerde eğdirmeyen Allah'a şükürler olsun.

========================

5- İSTANBUL'DA 91 DEĞNEKÇİ YAKALANDI; 108 LİRA CEZA İLE SERBEST KALDILAR

*108 lira ceza kesilen değnekçi bir gün sonra yapılan operasyonda tekrar yakalandı

*Avukat Murat Emergen,

*"İdare ve emniyet birimleri, yetkili makamlar o kadar iyi niyetli davranmış ki, aslında yasaya göre açıkça, Karayolları Trafik Kanunu madde 79'a göre suç niteliğinde olan bir eylem için idari para cezası kesmiş"

*"Normal ceza hukuku kurallarına göre de bir eylem nedeniyle sadece bir ceza verilebilir. Eğer idari para cezası uygulanmışsa, hapis cezası uygulanamaz. Hapis cezası uygulanmışsa, idari para cezası uygulanamaz. Dolayısıyla bir eylem nedeniyle iki ceza verilemez"

Ali AKSOYER-İlkay DİKİCİ- Kubilay ÖZEV/İSTANBUL,(DHA)
İSTANBUL'da görevliler gittikten sonra boş kalan İSPARK otoparklarında, vatandaşlardan tehditle park ücreti alan değnekçilere polis ekipleri tarafından günlerdir operasyon yapılıyor. Operasyonlarda gözaltına alınan 91 kişiye, Kabahatler Kanunu'na göre 108'er lira ceza kesildi. Türk Ceza Hukuku avukatları cezanın Kabahatler Kanunu'na göre değil, " 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır" hükmünü içeren Karayolları Trafik Kanunu'nun 79'uncu maddesine göre verilmesi gerektiğini kaydediyor.

TEHDİTLE PARA TOPLAYAN 91 KİŞİYE İŞLEM YAPILDI
İstanbul'da 12 saat görevli bulunan İSPARK otoparklarına akşam saatlerinde gelen değnekçiler araçlarını park eden sürücülerin kabusu oldu. DHA'nın haberi sonrası polis günlerdir değnekçi operasyonu yapıyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen 4 ayrı operasyonlarda İstanbul'da görevliler gittikten sonra boş kalan İSPARK otoparkları ve otopark olarak kullanılan boş alanlar kontrol edildi. Operasyonlarda vatandaşlardan "Otomobiliniz çizilir" gibi tehditlerle para topladıkları tespit edilen toplam 91 kişi gözaltına alındı.

EN FAZLA DEĞNEKÇİ BAKIRKÖY'DE YAKALANDI
Operasyonlarda değnekçilerin en çok tercih ettiği ilçe ise Bakırköy'dü. Bu ilçede 4 ayrı operasyonda toplam 64 ayrı otopark noktasını denetleyen ekipler değnekçilik yapan 56 şüpheliyi gözaltına aldı.

CEZA ŞÜPHELİLERİ CAYDIRMIYOR
Polis ekipleri tarafından bölge karakollarına teslim edilen 91 kişiye, Kabahatler Kanunu gereği 108'şer lira para cezası kesildiği belirtildi. Şüpheliler hakkında Karayolları Trafik Kanununu otoparkları kimin işleteceği konusunu düzenleyen 79. maddesi gereği işlem yapıldığı öğrenildi. Ancak polisin operasyonları sonrasında yasa gereği 108 lira para cezası kesilen şüphelilere bu ceza çok da caydırıcı gelmiyor. Nitekim Kadıköy'de bir şüpheli yapılan operasyonlarda değnekçilik yaptığı iddiasıyla üst üste iki gün gözaltına alındığı ortaya çıktı.

"TÜRK CEZA KANUNU'NDAKİ İNFAZ REJİMİ DAHA FARKLIDIR"
Değnekçilere verilen bu 108'er liralık para cezasını, Türk Ceza Hukuku avukatları Pekay Salmanoğlu ve Murat Emergen değerlendirdi. Avukat Pekay Salmanoğlu Karayolları Trafik Kanunu'nun 79. Maddesi'ne göre değnekçilerin aldıkları ücretin tahsilinin, Türk Ceza Kanunu'nda özel bir suç tipi olarak yer alması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
"Karayolları Trafik Kanunu'nun 79. Maddesi, bir karayolu üzerinde eğer bir park yeri varsa, bu park yerine ilişkin olarak ücret alma konusunda, o park yerinin bulunduğu yerdeki yetki ve sorumluluk alanına giren idarenin yetkili olduğunu veya idarenin işletme izni verdiği gerçek veya tüzel kişilerin yetkili olduğunu, otopark ücreti tahsisi konusunda bunların haricinde herhangi bir gerçek veya tüzel kişinin otopark ücreti tahsil edemeyeceğini kesin olarak hüküm altına almıştı. Aynı maddenin devam eden fıkrasında der ki, 'Bu hükme aykırı davranan gerçek veya tüzel kişiler hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası uygulanır.' Aynı maddenin emredici hükmü olduğu için, bu hüküm de eş zamanlı olarak Kabahatler Kanunu'nun 32. Maddesine tekabül etmektedir. Yani emre aykırı davranış da burada meydana gelmiştir. Kanun açık bir şekilde emrediyor diyor ki, 'Buradan otopark ücreti alamazsınız' ama bunu yapan kişiler o kanunun getirmiş olduğu emri ihlal ediyorlar, hem de Kabahatler Kanunu'na göre emre aykırı davranış eylemini gerçekleştirmiş oluyorlar. Bu anlamda uygulanan idari para cezası yerindedir. Fakat 79. Maddeye göre, otopark ücreti adı altında alınmaması gereken ücretin tahsili bence Türk Ceza Kanunu'nda özel bir suç tipi olarak yerini bulmalıdır. Çünkü Türk Ceza Kanunu'ndaki cezaların infaz rejimi daha farklıdır"

"YETKİLİ MAKAMLAR O KADAR İYİ NİYETLİ DAVRANMIŞ Kİ..."
Karayolları Trafik Kanunu'nun 79. Maddesini açıklayarak sözlerine başlayan Avukat Murat Emergen de şöyle konuştu: "Bu hüküm özellikle, karayolları üzerindeki park yerlerindeki park ücretinin, sadece idarece veya işletme izni olan, gerçek veya tüzel kişilerce alınabileceğini bundan başka hiçbir kurumun veya kişinin park ücreti alamayacağını hüküm altına almış. İkinci fıkrada da demiş ki, 'Birinci fıkraya aykırı davrananlar hakkında 6 aydan 2 yıla kadar hapis ve bununla beraber de 5 bin güne kadar da adli para cezası uygulanabilir' demiş. Fakat sonradan öğrendiğimiz kadarıyla, sanıyorum iyi niyetli olarak veya bir uyarı niteliğinde, sadece ve sadece Kabahatler Kanunu'na göre idari para cezası kesildiğine şahit olduk. İdare ve emniyet birimleri, yetkili makamlar o kadar iyi niyetli davranmış ki, aslında yasaya göre açıkça, Karayolları Trafik Kanunu madde 79'a göre suç niteliğinde olan bir eylem için idari para cezası kesmiş. Normal ceza hukuku kurallarına göre de bir eylem nedeniyle sadece bir ceza verilebilir. Eğer idari para cezası uygulanmışsa, hapis cezası uygulanamaz. Hapis cezası uygulanmışsa, idari para cezası uygulanamaz. Dolayısıyla bir eylem nedeniyle iki ceza verilemez" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
----------
-Otoparktaki değnekçiler
-Gözaltına alınanlar
-İspark tabela detay
-Avukat Pekay Salmanoğlu röportaj
-Avukat Murat Emergen röportaj

11.09.2019 - 12.35 - Haber Kodu : 190911088
11.09.2019 - 12.34 - Haber Kodu : 190911090

6- (ÖZEL) - İSTANBUL'DA FISKİYE TEHLİKESİ SÜRÜYOR

- Polisin memurunun şehit olmasına neden olan fıskiyenin hemen yakınındaki fıskiyeden yine yola su akıyor.

- Kentin bir çok noktasında benzer görüntülere rastlamak mümkün

Haber-Kamera:Cengiz ÇOBAN-Alper KORKMAZ-İSTANBUL-DHA
İstanbul'da yol kenarında fıskiyelerden yola akan su sürücüler için ölüm tuzağına dönüşüyor. Sancaktepe'de bir polis memuru akan suyun kayganlaştırdığı yolda kaza yaparak hayatını kaybetmişti. Aynı noktada fıskiye çalışmıyor ancak hemen yakınındaki fıskiyelerden yola su akmaya devam ediyor.

POLİSİN ŞEHİT OLDUĞU NOKTADA SON DURUM
Sancaktepe Anadolu Otoyolu Samandıra gişeleri bağlantısında sulama yapılırken akan suyun kayganlaştırdığı yolda motosikletinin hakimiyetini kaybeden polis memuru Ali Ulaş kaza yaptı. Ulaş kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kazanın üzerinden yaklaşık 1 ay geçti. İBB'den kazayla ilgili yapılan açıklamada, "Olay yerindeki vana kutusunun kapağının kırılarak açıldığı ve hafıza açılı olan sulama başlıklarının da kırılarak yönünün değiştirildiği tespit edilmiş ve konuyla ilgili tutanak tutulmuştur" denilmişti.
Kazanın olduğu noktadaki fıskiyenin bu sabah çalışmadığı görüldü. Ancak yaklaşık 100 metre ilerideki fıskiyeler çalışır durumda. Bu fıskiyelerden de yola su akıyor. Yoldan geçen bir motosikletli kendisinin de aynı nedenle kaza yaptığını kaydederek önlem alınmasını istedi.

BİR ÇOK NOKTADA AYNI GÖRÜNTÜ
Kentin bir çok noktasında yollar özellikle sabah 07.00-08.00 arasında tuzak gibi. Fıskiyelerden akan su sürücülerin kaza yapmasına neden oluyor. Kazalar motosiklet sürücüleri için ölümcül olabiliyor. Dün de Avcılar'da yola akan suyun neden olduğu belirtilen kazada 4 kişi yaralanmıştı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
-Trafikten görüntü
-Yeşillik alandan görüntü
- fıskiyelerden görüntü
-Akan fıskiyeden görüntü
-Suyun yol akması
-Motosiklet sürücü ile röp
-Muhabir anonsu
-Genel ve detay görüntüler
-Çeşitli noktalarda yola akan su

==========================

(Havadan görüntülerle)
7- KADIN CİNAYETLERİNE DİKKAT ÇEKMEK İÇİN DUVARDA 440 ÇİFT AYAKKABI

Hakan KAYA-Hasan YILDIRIM-Zeki GÜNAL/İSTANBUL,(DHA)- KABATAŞ'ta ünlü bir kahve zincirinin sanat platformu olarak kullandığı bina duvarına kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift kadın ayakkabısı asıldı.
Kabataş Meclis-i Mebusan Caddesi 85 numarada bulunan ünlü bir kahve zincirinin sanat platformu olarak kullandığı bina duvarına asılan 440 kadın ayakkabısı yoldan geçenlerin ilgisini çekiyor. Grafik tasarımcı, müzisyen ve sanatçı Vahit Tuna tarafından tasarlanan proje ile 2018 yılında ölüdürülen 440 kadını temsilen 440 çift kadın ayakkabısı asıldı. Vatandaşlar ise projeyi olumlu buluyor.

İNSANLAR KADINA ŞİDDET KONUSUNDA DAHA DUYARLI OLMALI
İnsanların kadına şiddet konusunda daha duyarlı olması gerektiğini ifade eden, ayakkabıları yoldan geçerken gören Melike Ünlüer, "İyi bir farkındalık çalışması olmuş. Keşke her yerde böyle değerlendirmeler yapılsa… İnsanlarımızın bu konuda duyarlı olması lazım. Erkeklerimizin biraz daha eğitimli olması lazım. Anneler ve babalar tarafından eğitilmesi lazım. En çok toplumumuzun duyarlı olması lazım. Kadına şiddeti gördükleri zaman vatandaşlarımızın kafalarını çevirip gitmemeleri lazım" dedi.

BU TARZ PROJELERİN SÜREKLİ OLMASI LAZIM
Sürekli kadın cinayetlerinin olduğunu ve artık son bulması gerektiğini söyleyen Gürsel Turan ise "Güzel bir uygulama, kadınlara ölmemesi için bir şeyler yapılması gerekiyor. Son 5 senedir durmadan kadınları öldürüyorlar. Gazete ve haberlerde görüyoruz kadınlar öldürülüyor. Böyle dikkat çeken projelerin sürekli olması lazım" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
------------------------
-HAVADAN GÖRÜNTÜLER
-Binanın görüntüsü
-Ayakkabılardan genel ve detaylar
-AKTÜEL GÖRÜNTÜLER
-Muhabir anonsu: Hakan KAYA
-Kadın ayakkabılarının olduğu duvardan görüntü
-Yoldan geçen vatandaşlarla röp
-Yoldan geçen bir kişinin duvarın fotoğrafını çekmesi
-Genel ve detaylar

=========================

8- POLİSİN FSM KÖPRÜSÜ'NDE YAKALADIĞI ŞÜPHELİLERİN YAPTIKLARI HIRSIZLIKLAR KAMERADA

Ali AKSOYER-Buse PEHLİVAN/İSTANBUL,(DHA)
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde polisin operasyonuyla yakalanan 3 hırsızlık şüphelisi emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Suç dosyaları kabarık şüphelilerin lüks otomobilerden yaptıkları hırsızlıkların güvenlik kamera görüntüleri ortaya çıktı.
İstanbul'da bir gecede 10'a yakın lüks otomobilden led ekran, kontrol paneli parçaları çalan 3 hırsız cumartesi günü polis ekiplerinin Fatih Sultan Mehmet (FSM) Köprüsü'nde yaptığı operasyonla yakalanmıştı. Polisten kaçarken köprüde kaza yapan hırsızlar polis ekipleri tarafından yakalanıp gözaltına alınmıştı. Şüphelilerin suç dosyalarının kabarık olduğu ortaya çıkarken, şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edildi. Şüphelilerin hırsızlık anları güvenlik kameralarına yansıdı.

30 SANİYEDE HIRSIZLIK
İstanbul'da 6 ay içinde gece saatlerinde, 63 lüks otomobilin camlarını kırarak araç içine giren şüphelilerin led ekran, kontrol paneli, parçaları çalarak hırsızlık yaptıkları ortaya çıktı. Şüphelilerin hırsızlık olayını 30 saniyede gerçekleştirdikleri öğrenildi. Edinilen bilgiye göre şüpheliler bir gecede en az 6 lüks otomobil, en fazla 10 lüks otomobilin parçalarını çaldı. Piyasa değeri 10 bin lira olan otomobil parçalarını 4 bin liraya sattıkları tespit edildi.

FSM KÖPRÜSÜNDE OPERASYONLA YAKALANDILAR
Polis, ihbarlar üzerine şüphelileri yakalamak için çalışmalar başlattı. Güvenlik kameralarını inceleyen ekipler şüphelilerin kullandığı çalıntı plakalı aracı ve eşkallerini tespit etti. Polis ekipleri, yaptığı takip sonucu 7 Eylül Cumartesi günü Fatih Sultan Mehmet köprüsünü trafiğe kapatarak şüphelileri yakalamak için operasyon gerçekleştirdi. Şüphelilerin vatandaşların araçlarına çarparak kaçmaya çalıştığı öğrenildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliğinin FSM köprüsünde yaptığı operasyonla Hünkar K.(27), Onur E.(26) isimli şüpheliler köprüde araçlarıyla beraber ele geçirildi. Ardından ekipler olaya karıştığını tespit ettiği Fatih R.(25) isimli diğer bir şüpheliyi yakaladı. Poliste çok sayıda dosyası bulunduğu ortaya çıkan şüpheliler adliyeye sevk edildi.

KABARIK SUÇ DOSYALARI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Şüphelilerin çok sayıda suç kayıtları öğrenildi. Hünkar K.'nın 64 suç kaydı, Onur E.'nin 76, Fatih R'nin ise 48 suç dosyası olduğu ortaya çıktı. Şüphelilerin suç kayıtlarının hırsızlık suçundan olduğu öğrenildi.

OLAY ANI GÜVENLİK KAMERALARINDA
Şüphelilerin çalıntı plakalı araçlarıyla olay yerine geldiği araçtan inen bir şüphelinin tespit ettiği aracın camını saniyeler içinde patlattığı görüldü. Diğer bir şüphelinin de araçtan inerek arkadaşının söktüğü otomobil parçalarını kendi araçlarına taşıdığı görüldü.

CAMDAN CAMA HIRSIZLIK
Diğer bir görüntüde ise şüphelilerden birinin sıfır olarak yanaştırdıkları araçlarının yanındaki aracın camını kırarak içeri girdiği söktüğü parçaları camdan cama geçerek çaldığı görüldü.

Görüntü Dökümü:
------------------------
(GÜVENLİK KAMERALARI)
-Şüphelilerin olay yerine araçlarıyla geldikleri
-Şüphelilerden birinin lüks otomobillerin camlarını patlatarak camdan girmesi
-Şüphelilerin söktükleri otomobil parçalarını çalması
-(AKTÜEL)
-Şüphelilerin şube çıkısı
-ARŞİV
-Yakalanan araç
-Köprüden detaylar
-Havadan görüntüler

11.09.2019 - 12.22 - Haber Kodu : 190911082

====================================

9 -İSTANBUL'DAKİ UYUŞTURUCU OPERASYONLARI KAMERADA (1)

Çağatay KENARLI İSTANBUL, (DHA)
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri son bir ayda 11 ilçede düzenlediği uyuşturucu operasyonlarında 155 kilo eroin, 150 bin ecstasy hap, 3 kilo metamfetamin, 70 kilo skank, 8 kilo afyon sakızı ile 10 kilogram kokain ele geçirdi.
İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri 10 Ağustos - 8 Eylül tarihleri arasında uyuşturucu satıcılarına yönelik olarak 11 ilçede çeşitli operasyonlar yaptı.
Narkotik polislerinin, Pendik, Bayrampaşa, Küçükçekmece, Gaziosmanpaşa, Fatih, Eyüpsultan, Esenyurt, Bahçelievler, Bakırköy, Silivri ve Çatalca ilçelerinde bulunan adreslere düzenlediği operasyonlarda 155 kilo eroin, 150 bin ecstasy hap, 3 kilo metamfetamin, 70 kilo skank, 8 kilo afyon sakızı ile 10 kilogram kokain ele geçirildi. Narkotik ekiplerinin yaptığı operasyon polis kameraları tarafından kaydedildi. Operasyonlardan en dikkat çekici olanı ise ön yolcu koltuğunun airbag kısmına yapılan gizli bölge olmasıydı. Polis ekipleri ön konsolun alt kısmında bulunan bir düğmeye basarak gizli bölmeyi açmaları ve paketler halinde gizlenmiş kokainleri bulması kameralara saniye saniye yansıdı.

Görüntü Dökümü
-----------
(Polis Kamerası)
-Polis ekiplerinden görüntü
-Ekiplerin adreslerde arama yapmaları ve uyuşturucu maddeleri ele geçirmeleri
-Narkotik dedektör köpeginin arama yapması
-Zulalı otomobilde uyuşturucu maddelerin bulunması
-Bir başka otomobilde ki gizli düzeneğin bulunması
-Genel ve detaylar

11.09.2019 - 10.43 - Haber Kodu : 190911035
11.09.2019 - 11.01 - Haber Kodu : 190911042
11.09.2019 - 11.57 - Haber Kodu : 190911073_

10- KAYINVALİDESİNDEN 23 YILLIK DAMADINA BÖBREK

Gül KABA-Hüseyin ÇAKMAK/İSTANBUL, (DHA) - UZUN yıllar böbrek yetmezliğiyle mücadele eden 50 yaşındaki Namık Ünlü, kayınvalidesi 66 yaşındaki Hanife Yavuz'un, böbreğini bağışlamasıyla hayata yeniden tutundu. Damadını evladım diye anlatan Yavuz, "Yavrularım mutluysa ben de mutluyum" dedi.
Annesine böbrek yetmezliği teşhisi konulunca 2006 yılında kontrole giden Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi 50 yaşındaki Namık Ünlü'nün, kreatin değerleri çok yüksek çıktı ve tedaviye başladı. 2019 yılına kadar ilaç tedavisiyle hastalığın ilerlemesini yavaşlatan doktorlar, Ünlü'nün bayılmaları artınca son çare böbrek nakli olmasını önerdi. Ailesinde birçok kişi böbrek hastası olan Ünlü, kayınvalidesinin bağışladığı böbrekle yeniden doğduğunu söyledi.

11 Temmuz'da Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Böbrek Nakli Kliniği Sorumlusu, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu ve ekibinin yaptığı ameliyatla sağlığına kavuşan Ünlü, "Kontrollü yaşamak zorundaydım şimdi yemek konusunda hiçbir engelim kalmadı. Kayınvalidemi çok seviyorum, o da beni çok seviyor, Allah ondan bin kere razı olsun" dedi.

13 YIL BÖBREK YETMEZLİĞİYLE MÜCADELE ETTİ
Hastalığının 13 yılda diyaliz öncesi son aşamaya kadar ilerlediğini aktaran Namık Ünlü, "13 yıl bu ilaçları kullanarak belli bir noktaya geldik ama geçen yıl değerlerim o kadar yükseldi ki bayılma, hastanede tedavi olma gibi sorunlar yaşamaya başladım bu diyaliz öncesi son aşamaydı. Doktorlar kesin çözüm için böbrek nakli olmam gerektiğini söyledi" ifadelerini kullandı.

"KAYINVALİDEMİ ÇOK SEVİYORUM"
Kayınvalidesinin hiç düşünmeden böbreğini verdiğini söyleyen Ünlü, "Önce kendi aileme baktık ama ailede böbrek hastası olmayan kimse yok. Babam vefat etti. Annemin de sağlık sorunları nedeniyle vermesi mümkün olmadı. 2 kızım var yaşları küçük olduğu için ilk tercih olmuyorlar. Tam o sırada kayınvalidem sağ olsun, Allah bin kere razı olsun eşime, hiç düşünmeden bana böbreğini vereceğini söylemiş. Nakil ile ilgili bilgimiz yoktu, kayınvalidemin yaşı yüksekti önce tereddüt ettim. Kayınvalidemi çok seviyorum, o da beni çok seviyor. Yıllardır beraberiz, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez. Kendisini 'anne' gibi görüyorum. Çocuklarımın da başında durmam gerekiyordu dolayısıyla bu kararı kabullendim" diye konuştu.

"11 TEMMUZ İKİNCİ DOĞUM GÜNÜM"
İki böbreğinin yüzde 10'un altında çalıştığını belirten damat Ünlü, "11 Temmuz'u ikinci doğum günüm gibi hissediyorum, yeniden doğrum. Allah beni çocuklarıma bağışladı. Topluma faydalı olarak devam etmeme, çalışmama olanak sağladı. Aksi takdirde faydalı olmak bir yana yardım isteyen engelli bir birey olacaktım. Böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. İki böbreğimde yüzde 10'un altında çalışıyordu bu hayat standardımı oldukça zorlaştırmıştı" ifadelerini kullandı.

"ÇOCUKLARIMIN YARI ANNELİĞİNİ YAPTI"
Ailede birlikteliğin çok önemli olduğunu vurgulayan Ünlü, "Kızlarım doğunca onlara kayınvalidem baktı, aynı evde gibi yaşadık. Çocuklarımın yarı anneliğini yaptı, hiçbir zaman 'anneanne' demezler, başka türlü bakarlar. Birbirimizin bütün dertlerini biliriz. Kızlarıma da hep onu söylüyorum, ailede birliktelik çok önemli" dedi.

"ÖNCEKİ VE SONRAKİ HAYATIM ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR"
Hayatına sağlıklı beslenerek devam edeceğini söyleyen Ünlü, "Bundan önceki hayatımla, şimdiki hayatım arasında dağlar kadar fark var. Et ve tuzlu yiyecekler yiyemiyordum. Birçok kimyasal madde almak ve kontrollü yaşamak zorundaydım. Soğuğa çıkamıyordum, sıcakta kalmam gerekiyordu. Şimdi yemek konusunda hiçbir engelim kalmadı. Tabi ki kilo almamak, tuzu fazla tüketmemek her insanın yapması gereken şey, ben de bunlara dikkat ediyorum" diye konuştu.

"TABİ VERİRİM, O DA BENİM EVLADIM"
66 yaşındaki kayınvalidesi Hanife Yavuz ise kararı alırken hiç tereddüt etmediğini belirterek, "Kızım bir gün bize geldi, konuşmak istedi. Namık'ın rahatsızlığını biliyordum ama değerlerinin bu kadar yüksek olduğunu bilmiyordum. 'Anne böbreğini uyarsa verir misin' dedi. Tabi veririm, o da benim evladım dedim. Ondan sonra sevindi, anne-kız biraz duygulandık. İğneden korkardım, bundan hiç korkmadım. Severek verdim, helal olsun. Hiç tereddüt etmedim. Yavrularım mutluysa ben de mutluyum" ifadelerini kullandı.

Ameliyatı gerçekleştiren Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu da, "Hasta bize geldiğinde böbrek yetmezliği ve tedavi ihtiyacı baş göstermişti. Böbreklerin takip süreci 2006'dan 2019'a kadar 13 yıl sürmüş. Gerekli hazırlıkları yaptık ve böbrek nakli tedavisiyle süreci sonlandırdık. Burada en önemli özellik kayınvalidesinin damadına böbreğini bağışlamasıdır. Onları her gördüğümüzde aile adına seviniyoruz. Aralarındaki ilişkinin güzelliği, birbirlerine verdikleri kıymet çok özel" dedi.

"SAĞLIK DURUMLARI GAYET İYİ"
Böbrek bağışlamanın belli kuralları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu, "Namık Bey taburcu olalı 1 ayı geçti. Böbrek fonksiyonları iyi, verici kayınvalide ameliyatın ikinci günü taburcu olmuştu. Her ikisinin de sağlık durumları gayet iyi. Herkes herkese direk böbrek bağışlayamıyor. Kan grubunun uyması ve sağlıklı olması şart. Namık Beye eşinin kan grubu uymadı. Kayınvalidesinin kan grubu uydu, damadının tedavisi için istekliydi verici oldu. Hastanın ailesinin sağlık problemleri nedeniyle böbrek vermeleri mümkün olmadı" diye konuştu.

Görüntü dökümü:
-------------------
-Kaynana Hanife Yavuz röp.
-Damat Namık Ünlü röp.
-Prof. Dr. Gürkan Tellioğlu röp.
-Muhabir Gül Kaba (anons)
-Röportajdan detaylar

11.09.2019 - 11.37 - Haber Kodu : 190911064

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler