HABER

DHA YURT BÜLTENİ-10

1)AKSARAY'DA ET ENTEGRE TESİSİNDE YANGIN: 6 İŞÇİ DUMANDAN ETKİLENDİ AKSARAY'da et entegre tesisinde belirlenemeyen nedenle çıkan yangında,  6 işçi dumandan etkilendi.

1)AKSARAY'DA ET ENTEGRE TESİSİNDE YANGIN: 6 İŞÇİ DUMANDAN ETKİLENDİ

AKSARAY'da et entegre tesisinde belirlenemeyen nedenle çıkan yangında, 6 işçi dumandan etkilendi. İtfaiye ekipleri, alevleri kontrol altına almak için müdahalesi sürüyor.
Yangın, saat 13.00 sıralarında Organize Sanayi Bölgesi'nde sucuk ve et üreten entegre tesisinde meydana geldi. Belirlenemeyen nedenle tesiste yangın çıktı. Alevleri bir anda tesisi sarması üzerine o sırada yemekhane de olan işçiler, durumu fark edip itfaiyeye haber verdi. Olay yerine başta Aksaray Belediyesi olmak üzere çevre ilçe ve belde belediyelerinin itfaiye ekibi ile UMKE ve AFAD ekipleri sevk edildi. Yangına müdahale etmek isteyen 6 işçi dumandan etkilendi. İşçilerden 4'üne olay yerinde bekletilen ambulanslarla müdanale edildi, 2'si ise hastaneye kaldırıldı. İtfaiye ekipleri, tesisin saran alevleri kontrol altına almak için çalışmasını sürdürüyor.

Görüntü Dökümü:
--------------------
- Alevlerden detay
-İtfaiyenin müdahalesi
- İşçilerden detay
- Dumandan etkilenen işçilere ambulansta müdahale edilmesi
- Genel ve detay

(Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA)

2)KOLON KANSERİNDEN ÖLEN POLİS EŞE SON DOKUNUŞ

DENİZLİ'de kolon kanseri tedavisi görürken ölen polis memuru 35 yaşındaki Hülya Özdemir için emniyette tören düzenlendi. Kendisi gibi polis memuru olan eşi 36 yaşındaki İsmail Özdemir ile meslektaşları, Özdemir için gözyaşı döktü. İsmail Özdemir, tören mangası tarafından taşınan tabuta son kez dokunarak eşini uğurladı. Merkezefendi İlçe Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli polis memuru Hülya Özdemir, kolon kanseri nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü Pamukkale Üniversitesi Hastanesi'nde, dün (pazar) yaşamını yitirdi. Eşi de polis olan Özdemir için İl Emniyet Müdürlüğü önünde tören düzenlendi. Özdemir'in eşi İsmail Özdemir, aile yakınları, 11. Komando Tugay Komutan Vekili Albay Bilal Öztürk, Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, İl Jandarma Komutanı Albay Metin Düz, kaymakamlar, emniyet müdür yardımcıları ve çok sayıda polis memuru törene katıldı. Ölen Hülya Özdemir'in özgeçmişinin okunmasının ardından İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir, konuşma yaptı. Özdemir'in emniyet teşkilatına gönül verdiğini belirten Demir, "Büyük bir samimiyetle, gayretle ve disiplinle çalıştı. Ancak hastalık yakasını bırakmadı. Kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Eşi, değerli polis memuru kardeşime de sabırlar diliyorum" dedi.
Törende eşi ve diğer meslektaşları Özdemir için gözyaşı döktü. Okunan duanın ardından Hülya Özdemir'in Türk bayrağına sarılı tabutu, tören mangası tarafından cenaze aracına taşındı. Bu sırada İsmail Özdemir, eşinin tabutuna son kez dokunarak, gözyaşları arasında uğurladı. Hülya Özdemir, Fetih Camii'nde öğlende kılınan cenaze namazının ardından Servergazi Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Görüntü Dökümü
----------------------
- Cenazenin tören alanına taşınması
- Eşi İsmail Özdemir'in ağlaması
- Ağlayan polislerden görüntü
- Emniyet Müdürü Mevlüt Demir'in konuşması
- Eşi İsmail Özdemir'in cenaze taşınırken tabuta dokunması
- Ölen Hülya Özdemir'in resmi

Haber: Ramazan ÇETİN- Kamera :Deniz TOKAT/DENİZLİ, (DHA)

=========================================================

3)KANSERE YENİK DÜŞEN MELİKE'NİN TABUTUNA DUVAĞI SERİLDİ

BURSA'nın İnegöl ilçesinde 2 yıl önce mide kanseri teşhisi konulan ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedavi gören Ayşen Melike Demir (20) hayatını kaybetti. Genç kız son yolculuğuna tabutuna gelinlik duvağı serilerek uğurlandı. Genç kızın vefat haberi ailesini derinden üzerken, geçtiğimiz yıl sosyal medya hesabından vefat eden dedesi için yazdığı özlem dolu mektubu herkesi ağlatmıştı. 2 yıl önce mide kanseri teşhisi konulan Ayşen Melike Demir, bu ölümcül hastalığı yenmek için yaşam savaşı veriyordu. Uzun süredir tedavi gören Demir, geçtiğimiz günlerde Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde ameliyat oldu. Demir, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak, dün hayatını kaybetti. Genç kızın vefatı başta ailesi olmak üzere sevenlerini üzerken, ardında bir dram bıraktı. Genç kızın geçtiğimiz yıl 42 yaşındaki babası Ercan Demir’i de beyin tümöründen kaybettiği öğrenildi. Ayşen Melike Demir, bugün öğle namazına müteakip Hacı Lütfullah Camiinde kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları içinde Hastane Mezarlığında toprağa verildi.
DEDEYE MEKTUP
Kansere yenik düşmeden önce geçtiğimiz yıl sosyal medya hesabından vefat eden dedesi için özlem dolu bir mektup yazarak herkesi ağlatan Ayşen Melike Demir, şu ifadelere yer vermişti:
“Dede neden beni bırakıp gittin. Sen kardeşimle ve benimle çok ilgilenirdin. Şarkı söylerdin. Otobüse bindirip, İnegöl’ü tur attırırdın. Bize bir şeyler alırdın. Sevgini hiç mahrum etmezdin. Neden gittin dede? Sana çok ihtiyacım var. Hayatta olsaydın, başımdan 1 dakika ayrılmazdın. Üzülürdün ama belli etmezdin. Biliyorum dede şimdi beni izliyorsun, görüyorsun. Keşke ben de görsem seni. Sadece hayatta bir tane dedem kaldı. O da Ergün dedem. O da elinden geldiğince bir şeyler yapıyor. İlgilenmeye çalışıyor ama çok da yoruluyor. Babaannem gitti, Asiye babaannem de gitti. Sen gittin. Ben sizleri çok özlüyorum. Senin olan gömleğin kaldı. O da bende. Hala bazen giyip, seni hatırlıyorum. Kendimi o zaman yalnız hissetmiyorum. Sevenlerim çok ama sizlerin de yaşamanızı isterdim. Bazı insanlar bizi çok üzdü. Sen yaşasaydın kimse bizi üzemezdi, ama olsun sen nur içinde yat dede. Hiç kemiklerin sızlamasın. Ben iyileştiğimde herkes bizi üzdüğüne pişman olacak.ö

Görüntü Dökümü:
--------------------
-Cenaze namazı görüntüsü
-Cenazenin taşınma anı
-Detaylar

Süre:1 dk 47 sn- Boyut:10 mb
Haber-Kamera:Yavuz YILMAZ/BURSA,(DHA)

===============================================
4)TARİHİ ELEKTRİK FABRİKASI İHALESİNE TEPKİLER SÜRÜYOR

İZMİR'in Konak ilçesi Alsancak Mahallesi'nde bulunan Tarihi Elektrik Fabrikası'nın, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satılmak için ihaleye çıkarılmasının ardından başlayan tepkiler devam ediyor. İhalenin iptal edilmesini isteyen meslek odaları temsilcileri ve çevre gönüllüleri, fabrikanın önünde açıklama yaptı. İhalenin iptali için Danıştay 13. Dairesi'nde dava açıldığı hatırlatılarak, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) kadar gidileceği açıklandı.
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş.'nin (ADÜAŞ) mülkiyetindeki Tarihi Elektrik Fabrikası ve arazisinin satışı için Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nca, ihaleye çıkıldı. İlki geçen yıl gerçekleştirilen ihaleye katılan olmayınca, 10 bin 720 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ve üzerindeki yapılara ilişkin bir kez daha satış ihalesine çıkılması yönünde karar alındı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, ihalenin 16 Nisan'da yapılacağını duyurdu. İhalenin iptal edilmesi için Danıştay 13. Dairesi'nde dava açan 'İzmir'e Sahip Çık' bileşenleri, bugün bir kez daha fabrika önünde bir araya geldi. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı meslek odaları, İzmir Barosu ve bazı çevre gönüllülerinin yer aldığı 'Asfalyalar Atmasın' ve 'İzmir'e Sahip Çık Platformu' bileşenlerinden yaklaşık 50 kişi, ihalenin iptal edilmesi için yeniden çağrıda bulundu. Grup adına açıklamayı okuyan İzmir Barosu Mali Saymanı Hüseyin Yıldız, tarihsel yapının restore edilerek korunması gerektiğini belirtti.
BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARINA ÇAĞRI
İzmir'e Sahip Çık Platformu tarafından ihalenin iptal edilmesi için açılan davaya değinen Hüseyin Yıldız, birçok vatandaşın da, müdahil olmak için bireysel başvuru yaptıklarını açıkladı. İzmir'deki belediye başkan adaylarına da, Tarihi Elektrik Fabrikası'na sahip çıkması çağrısında bulunan Yıldız, şöyle dedi: "Belediyeler, ihalenin iptal edilmemesi halinde alan ile ilgili ihale evraklarını almalı ve ihaleye katılmalılar. İhaleye sokulmazlar ya da şirketler aracılığı ile ihaleye katılma imkânları olmazsa, mali kontrol yasasına göre kamusal faaliyet için bedelsiz alma yolunu düşünmeliler. Eğer bunu düşünmüyorlarsa, düşünmeleri gerekiyor. Biz de bunu yaptıklarında halk olarak arkalarında olduğumuzun sözünü veriyoruz."
Yıldız, açtıkları davaların aleyhe sonuçlanması halinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar süreci taşıyacaklarını da sözlerine ekledi.
Grup, açıklamanın ardından dağıldı.

Görüntü Dökümü
------------------
-Tarihi Elektrik Fabrikası'ndan görüntü
-Asfalyalar Atmasın ve İzmir'e Sahip Çık Platformu üyelerinden görüntü
-Yapılan açıklama
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Hande NAYMAN/ İZMİR, (DHA)

================================================

5)MEMUR-SEN'DEN MISIR'DAKİ İDAMLARA PROTESTO

BURDUR'da Memur Sen İl Başkanlığı tarafından Mısır'daki idamlar protesto edildi.
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı sendika başkanları ve üyeler, basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Şube Başkanı Murat Bulut yaptı. Bulut, "Firavunlaşan Sisi cuntasının idamlarını durdurmak için insanlık ayağa kalkmalıdır. Mısır'da 16- 17 Haziran 2012 yılında yüzde 51.73 oyla cumhurbaşkanı seçilen Mursi hükümetine darbe yapan Sisi cuntası, meşru hükümeti savunmak için Rabia meydanında oturma eylemi yapan silahsız binlerce insanı katletmişti. Emperyalist dünyanın ve işbirlikçi bazı Arap ülkelerinin desteğini alan Sisi, dünyanın kör vicdanından ve ümmetin sessizliğinden güç alarak gittikçe daha da Firavunlaşmakta, Firavun'un Hz. Musa'nın kavmine yaptıklarının bir benzerini binlerce yıl sonra Mısır'da masum Müslüman kitlelere yapmaktadır" dedi.
Darbeci Sisi hükümetinin bugüne kadar göstermelik yargılamalarla idama mahkum ettiği 165 masumu idam ettiğini kaydeden Murat Bulut, "Mısır zindanlarında her an idam edilmeyi bekleyen 600 kişi var. Üstelik ağır işkenceler eşliğinde ve de çelik kafesler içinde savunma hakkı verilmeksizin yapılan yargılamalar devam ediyor ve kurulan yargı tiyatrosunda yeni idam kararları veriliyor. Memur- Sen olarak Mısır'daki idamların durması için bütün onurlu kesimlerin insanlık ortak paydasında, hak ve adaletten yana birleşmeleri ve güçlü bir itirazda bulunmaları çağrımızı yineliyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı'na acil toplanma çağrısı yapıyoruz. Cuntacı Sisi ve destekçilerini kınıyor ve lanetliyoruz" diye konuştu.
Murat Bulut'un açıklamasından sonra Mısır'da idam edilenler için hatimler duası yapıldı.

Görüntü Dökümü
--------------
- Katılımcılardan detay
- Murat Bulut'un konuşması
- Dua edilmesi
- Detay
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)

====================================================

6)EVİNİ TERK EDEN GENÇ KADININ AİLESİ ENDİŞELİ

DÜZCE'nin Gölyaka ilçesinde oturan ve eşinin boşanmak istediği Elif Kuru (26) yanına 2 yaşındaki kızını da alarak evinden ayrıldı. Kızından Cuma gününden bu yana haber alamayan İskender Çakır, kızının bunalıma girdiğini, kızını görenlerin polise haber vermesini istedi. Gölyaka'da oturan Elif Kuru, iddiaya göre Cuma günü kızını da yanına alarak evinden ayrıldı. Bu hafta Perşembe günü boşanma davası olduğu öğrenilen Elif Kuru'dan bir daha haber alınamadı. Elif Kuru'nun babası İskender Çakır, kızını görenlerin polise haber vermesini isteyerek, "Kızım Elif ve 2 yaşındaki torunumu da yanına alarak evi terk etti. 4 günden bu yana kayıplar. Kızım epilepsi hastası. Kızım evden çıkarken ilaçlarını almadığı gibi kullanmadığı zaman kendisini kaybediyor. Jandarmaya aynı gün başvurdum. Bugün de Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvuru yaptım. Ayrıca Düzce İl Emniyet Müdürlüğü'ne gittim, onlar da kızımı arayacağını söyledi. Kocası terk etti, bunalıma girdi. Zaten hasta olduğu için olayları iyi idrak edemedi. Boşanma mahkemesi vardı. Görenler duyanlar Allah rızası için bize ulaşsınlar." dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
Baba İskender Çakır’ın ropörtajı
Elif Kuru ve kızının fotoğrafları eklendi

Haber-Kamera: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)

====================================================
(ÖZEL)
7)ÇİNLİ 11 İŞ ARKADAŞIYLA, ONGÖZLÜ KÖPRÜ'NÜN ÜZERİNDE HALAY ÇEKTİ

ÇİN'de otomotiv yedek parça şirketi bulunan Kemal Özdoğan (35), Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin yöresel halay çeşitlerini iş arkadaşlarına öğretti. Özdoğan, Çinli 11 iş arkadaşıyla geldiği Diyarbakır'da, tarihi Ongözlü Köprü'de davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Diyarbakır'dan 8 yıl önce Çin'e giden Kemal Özdoğan, Zhejiang eyaletinin Wenzhou kentinde otomotiv yedek parça şirketi kurdu. Özdoğan, birlikte çalıştığı Çinlilere memleketi Diyarbakır ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin halay çeşitlerini öğretti. Özdoğan, Çinli 11 iş arkadaşıyla yaklaşık 8 bin kilometre yol kat ederek Diyarbakır'a geldi. Özdoğan, Çinli iş arkadaşlarıyla birlikte tarihi Ongözlü Köprü'de davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Çevredekilerin ilgiyle izlediği Çinlilerin halayı beğeni topladı. İş arkadaşlarına kentin tarihi ve turistik yerlerini de gezdiren Özdoğan, onlara bölgenin yöresel yemeklerini yapmayı da öğretti.
'HAYALİMDİ'
Kemla Özdoğan, Çin'deki çevresine sürekli Diyarbakır'ın özelliklerinden bahsettiğini ve onlara kendi kültürünü anlatarak hayranlık uyandırdığını söyledi. Özdoğan, Çinli arkadaşlarının, Türkiye'ye geldikten sonra bakış açılarının değiştiğini kaydederek, "Ben, sürekli bizim müziklerimizi çalarak onlara halay çekmeyi öğretiyorum. Onlara burayı çok anlatıyordum; fotoğraf ve videoları gösteriyordum. Onlar da çok gelmek istiyordu. Onlarla kendi memleketimde halay çekip, gezmek benim hayalimdi. Ben de onları buraya davet ettim. Onlar bizim ülkeyi biraz farklı görüyorlardı. Dış basında yayınlanan haberlerden burada savaş olduğunu düşünüyorlardı. Ama ben onlara böyle bir şey olmadığını, Türkiye'de milyonlarca turistin, özellikle Akdeniz bölgesinde konaklama yaptığını anlattım. Zaman geçtikçe samimiyetimiz arttı, ben de Diyarbakırlı olduğum için tarihi yerlerimizin videolarını izlettim. Geldiler, birlikte halay çektik, ciğer yedik. Beni zaten seviyorlardı. Bizim memleketimizi, insanımızı çok sevdiler. Şu anda benden daha güzel halay çekiyorlar, Delilo oynuyorlar" dedi.
‘TÜRK HALKI ÇOK MİSAFİRPERVER’
Çinli Zhao Yong Jing (46) ise 11 saatlik uçuş yaparak geldikleri Diyarbakır'ı çok beğendiğini ve çok samimi insanlarla karşılaştıklarını ifade etti. Zhao Yong Jing, ülkesine döndüğünde arkadaşlarına Türkiye'yi anlatacağını ifade ederek, "Çin'de, Diyarbakır'ı merak eden bazı kesimler var. Türk halkını burada gördük, çok misafirperver, çok iyi insanlar, yaklaşımları çok iyi, sıcak kanlılar. Çin'de Türkiye'nin reklamı çok yapılıyor, Kapadokya ve diğer şehirler çok konuşuluyor. Burayı gelip gördük, çok güzle bir yer. Geri döndüğümüzde de oradaki arkadaşlarımıza Diyarbakır'ın tanıtımını yapacağım, buraya gelip görmelerini isteyeceğiz" diye konuştu.
Xualing Ceu da Diyarbakır'ı muhteşem bulduğunu belirterek, halay ve ciğeri çok beğendini söyledi. Çin'de 'Romantik Türkiye' adlı şarkıdan Türkiye'yi romantik bir ülke olarak bildiğini anlatan Xualing Ceu, "Türk insanları çok iyi insanlar, Diyarbakır çok güzel bir şehir. Başka bir yere gitmedik. Türkiye'de İstanbul aktarmalı sadece Diyarbakır'a geldik. Türkiye'de başka bir şehre gitmedik ve gezmedik" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
------------------------------------
- Ongözlü Köprü'den detaylar
- Çinlilerin Ongözlü Köprü'ye gelmesi, halay çekmeye hazırlanmaları
- Ongözlü Köprü üzerinde davul ve zurna eşliğine halay
- Çinlilerin Ongözlü Köprü altında çay içmeleri
- Röportajlar
- Genel ve detay görüntüler
- Kemal Özdoğan'ın Çinlilerle beraber sosyal medya hesabında yayınladığı videolar

Haber-Kamera: Canan ALTINTAŞ-Mesut BUDRAÇ/DİYARBAKIR,(DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 1 GB + 410 MB

==============================================

8)GAZİ ÜNİVERSİTESİ'NDE, 'TANI GECİKMESİ'NE KARŞI AYNI ANDA 500 HASTALIĞI TARAYAN SİSTEM

GAZİ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Genetik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Süheyl Ezgü, Gazi Üniversitesi olarak nadir hastalıkların teşhisindeki 'tanı gecikmesi'ni önlemek amacıyla Türkiye'de ilk defa aynı anda genetik olarak 500 tane hastalığı tarayan bir sistem oluşturduklarını söyledi.
Ankara'da Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde '28 Şubat Dünya Nadir Hastalıklar Günü' nedeniyle 'Kalıtsal Metabolik Hastalıklar Farkındalık Toplantısı' düzenlendi. Toplantıda konuşan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Leyla Tümer, dünyada yaygın olan ve herkesçe bilinen hastalıklar haricinde adı duyulmamış yaklaşık 8 bin çeşit daha hastalık bulunduğunu söyledi.
'YÜZDE 80'İ GENETİK KÖKENLİ'
Bu hastalıkların yaklaşık yüzde 80'inin genetik kökenli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tümer, şöyle konuştu:
"Nadir hastalıkların yüzde 50'sinden çocuklar etkilenmektedir. İlk 1 yaş içindeki ölümlerin yüzde 35'i nadir hastalıktan olmakta ve yine çocukların yüzde 30'u 5 yaşını göremeden kaybedilmektedir. Nadir hastalıklar, tek başına değerlendirildiğinde çok az kişiyi etkilese de bir bütün olarak bakıldığında dünyada yaklaşık genel nüfusun yüzde 7'sini etkilemekte ve yaklaşık 400 milyon hasta olduğu düşünülmektedir. Avrupa'da 30 milyon, Amerika Birleşik Devletleri'nde 25 milyon hasta bulunmaktadır. Ülkemizde ise yaklaşık 5-6 milyon kişinin bu hastalıklardan etkilendiği tahmin edilmekte olup akraba evliliklerinin sık olduğu dikkate alındığında ise bu sayının daha yüksek olduğu düşünülmektedir ve bu sayı azımsanamayacak kadar yüksektir. Ülkemizde son yıllarda alınan önlemlerle 1000'de 10.7'lere kadar gerileyen bebek ölümlerinin önemli bir bölümünü hala nadir genetik hastalıkların oluşturduğu öngörülmektedir."
Prof. Dr. Tümer, ülkede sıkça rastlanan zeka geriliği, duyu bozuklukları ve fiziksel engelliler gibi risk gruplarının bir bölümünün de bu hastalıklardan etkilendiğinin tahmin edildiğini kaydetti.
'NADİR HASTALIKLARIN YÜZDE 95'İNİN TEDAVİSİ YOK'
Prof. Dr. Tümer, nadir bir hastalığın teşhisinin ortalama 7 yıl sürdüğünü ve hastaların bu sürede 8 ayrı doktor gezdiğini belirtti. Prof. Dr. Tümer, "Hastalıkların yüzde 95'inin tedavisi bulunmamaktadır. Bu konuda acilen bir ulusal strateji belirlenmesi ve dünyadaki örneklere benzer olarak uluslararası standartlarda referans ve yeni tedavi merkezlerinin oluşturulması, erken tanı ve tedavi olanaklarının geliştirilmesi, araştırmalarda koordinasyon sağlanması ve başarılı bir ulusal kayıt sisteminin geliştirilmesi sonucu ülkemizin kalıtsal metabolik hastalıklar konusunda lider bir ülke konumuna gelmesi hedeflenmelidir" dedi.
'GEN TEDAVİSİ UMUT'
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Genetik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Süheyl Ezgü ise, kalıtsal metabolik hastalıklarda şu anki tedavilerin hastalıkları kesin olarak tedavi etmediğini ve etkisini azalttığını belirterek, 'gen tedavisi'nin bu hastalıkları kesin çözmek için bir umut olduğunu söyledi.
TANI GECİKMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN TARAMA SİSTEMİ
Ezgü, Gazi Üniversitesi olarak bu nadir hastalıkların teşhisindeki 'tanı gecikmesi'ni önlemek amacıyla Türkiye'de ilk defa aynı anda genetik olarak 500 tane hastalığı tarayan bir sistem oluşturduklarını ifade etti. Prof. Dr. Ezgü, "Bu çalışmamızın ardından 'ilaç geliştirme konusunda ön ayak olabilir miyiz?' diye çalışmalara başladık. Ve bu ilaç geliştirme çalışmalarının en önemli basamağı olan 'Faz 1' merkezini, Sağlık Bakanlığımızın Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumuyla ortaklaşa olarak metabolik hastalıklar için Gazi Üniversitesi'nde kurduk. Bu şu demek; eğer dünyanın herhangi bir ülkesinde bu hastalıklar için yeni bir ilaç bulunursa dünyada ilk araştırılacak, denenecek ve hastalara uygulanacak yerlerden bir tanesi artık bizim üniversitemiz ve dolasıyla Türkiye olacak."
HASTALARIN YAŞADIĞI SIKINTILAR ANLATILDI
Daha sonra konuşan Fenilketonüri Aile Derneği Başkanı Deniz Yılmaz Atakay, Mukopolisakkaridoz ve Benzeri Lizozomal Depo Hastalıkları Derneği Başkanı Müteber Eroğlu ve Nöronal Ceronoid Lipofuscinosis Hastalığı ile Mücadele ve Dayanışma Derneği Başkanı Mine Keskin Ergin de nadir hastalıklara yakalanan kişilerin yaşadığı sıkıntıları anlatarak, tedavileri konusunda gerekli adımların atılmasını istediler.

Görüntü Dökümü:
------------------------
-Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Beslenme ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Leyla Tümer konuşması
-Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Genetik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Süheyl Ezgü konuşması
-Detaylar
Haber-Kamera:Gökhan CEYLAN-Muhammet BAYRAM/ANKARA, (DHA)

En Çok Aranan Haberler