HABER

DHA YURT BÜLTENİ -14

Şengül'ü yakarak öldürmekten yargılanan sevgilisi: Benzini kendisi döktü Bursa'da, otomobilde tartıştığı kadın arkadaşı Şengül Vatansever'i (35), üzerine benzin döküp ateşe vererek öldürmekten yargılanan Ümit Varol (30) hakim karşısına çıktı.

Şengül'ü yakarak öldürmekten yargılanan sevgilisi: Benzini kendisi döktü

Bursa'da, otomobilde tartıştığı kadın arkadaşı Şengül Vatansever'i (35), üzerine benzin döküp ateşe vererek öldürmekten yargılanan Ümit Varol (30) hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık Ümit Varol, "Ailesinin evliliğimizi istememesi nedeniyle aramızda tartışma çıktı. Ben kollarıma benzini dökünce, o da üzerine benzin döktü. Çakmağı çaktım, kollarım ateş alınca o da alev aldı. İkimiz de yandık. Kendimizi söndürüp, arabaya bindik. Kesinlikle amacım öldürmek değildi" dedi.
Olay, Bursa'nın Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi'nde geçen yıl eylül ayında meydana geldi. Kütahya Domaniç'ten Bursa'ya gelen Ümit Varol, bir süredir birlikte olduğu Şengül Vatansever'i kendisinden ayrılmak isteyince otomobilde üzerine benzin döküp, ateşe verdikten sonra çıplak halde yola attı. Kendisi de yaralanan saldırgan, otomobiliyle kaçtı.
Dehşet anları ise saniye saniye kameralar tarafından kaydedildi. Şengül Vatansever ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olaydan kısa süre sonra yakalanan Ümit Varol da tedavi altına alındı. İkili daha sonra İstanbul'a sevk edildi. Ancak Vatansever, olaydan 2 gün sonra hayatını kaybetti. Ümit Varol ise tedavisinin ardından tutuklanarak, cezaevine konuldu.
'BENZİNİ ÜZERİNE KENDİSİ DÖKTÜ"
Bursa 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'nitelikli adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açılan Ümit Varol'un yargılanmasına başlandı. Duruşmada tutuklu sanık ile ölen Şengül Vatansever'in kardeşi Hanife Öztürk ve taraf avukatları hazır bulundu. İfadesi alınan Varol, Şengül Vatansever ile 2 yıldır arkadaş olduklarını, ailesinin evlenmelerine karşı çıktığını anlatarak şöyle konuştu:
"Kendisiyle gece boyu telefonla görüştük. Sabaha karşı Kütahya'dan Bursa'ya geldim. Buluşup, arabaya aldım. Yarım saat sohbet ettik. Ailesinin evlenmemizi istememesinden dolayı sinirlendim. Köyde yaşadığım ve gazla çalışan arabam ile yollarda kaldığım için 2,5 litre benzini bagajımda bulunduruyordum. Arabadan indik. Benzini kollarıma döküp, yere bıraktım. Şengül de alıp üzerine döktü. Kendime zarar vermek için kollarıma döktüğüm benzini çakmakla ateşe verdim. Kolum aleve alınca, Şengül de alev aldı. Alevleri söndürüp, yeniden araca bindik. Bu sırada kardeşiyle telefonla görüşüyordu. Daha sonra araçtan inmek için durmamı istedi ve indi. Ben aracımı kaldırıma çarptım. Sonra kimin çağırdığını bilmediğim ambulans gelip, beni hastaneye götürdü. Amacım, benzini üzerime döküp, kendimi öldürmekti. İkimiz birlikte yandık. Kesinlikle amacım onu öldürmek değildi."
'ABLAMI ÖLDÜRMEKLE TEHDİT EDİYORDU'
Şengül Vatansever'in kardeşi Hanife Öztürk ise sanığı ilk defa duruşmada gördüğünü kaydederek, "Ablam üç ay önce sanıktan ayrıldığını söyledi. Sanık tehdit ve hakaret içerikli mesajlar attığı için telefon numarasını değiştirdi. Olaydan bir ay önce sanıktan bana da tehdit ve hakaret içerikli mesajlar gelmeye başladı. Ablamı öldüreceğini söylüyordu. Olaydan bir gün önce de 'tamam' anlamında kullanılan el işaretinin olduğu bir mesaj yolladı. Anlam veremedim. Ertesi gün ablamı aradım, ulaşamadım. Aramaya devam ettim. Daha sonra ablam aradı ve 'bu manyak beni buldu, beni yaktı, öldürecek, sitelerin oralardayım' dedi. Telefonu kapattı. Polisi aradım. Sonra bir kadın arayarak, ablamın hastanede olduğunu söyledi. Şikayetçiyim, cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
'ELBİSESİ PARAMPARÇA OLMUŞTU'
O anları cep telefonu kamerasıyla kayda alan Serkan Kaya da duruşmada tanık olarak dinlendi. Kaya, "Aracımla seyir halindeyken, fren sesi duydum. Araç yoldan çıktı. Ben de cep telefonumla video kaydına başladım. Aracın arka kapısından kadın inmeye mi, binmeye mi çalışıyordu bilmiyorum. Yardım etmeye giderken, araç yoluna devam etti. Manevra yapınca, araç önüme geçti. Yeniden kameramı açtım. Yaklaşık 200 metre gittikten sonra kadın indi. Yeniden araca yöneldi. Araba hızla hareket ettiği için bir süre sürüklendi. Kadının yanına gittik. Kıyafetleri yanmış haldeydi. Elbisesi paramparça olmuştu. Ambulansa haber verdik. Sanığın kadını darp ettiğini görmedim" diye konuştu.
Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Görüntü Dökümü
---------
-Olaya ilişkin arşiv görüntüler

BURSA;(DHA)

==================

Kaza yapan genç: Bak hele, ben ölüyor muyum?

ADANA'da kaza yapan araçta sıkışan yaralı sürücü, kazayı cep telefonu ile görüntülemeye çalışan kişiye, "Bak hele, ben ölüyor muyum?" diye sordu.

Merkez Sarıçam ilçesine bağlı Sezai Karakoç Bulvarı'nda dün akşam saatlerinde meydana gelen kazada, kimliği belirlenemeyen gencin yönetimindeki 01 BPD 56 plakalı hafif ticari araç, aşırı hızdan dolayı kontrolden çıkarak refüjdeki ağaca çarptı. Sürücü hurdaya dönen araçta sıkıştı.

'TEKER KOPTU, BEN BURADAYIM'

Kazanın olduğu bulvar üzerinden geçen kişi ise araçta sıkışan sürücünün yanına giderek cep telefonu ile kaza yerinden görüntü almaya başladı. Bunun üzerine araç sürücüsü kazanın şokuyla görüntü çeken vatandaşa, "Bak hele, ben ölüyor muyum?" diye sordu. O kişi de yaralı sürücüye, "Bu araçtan nasıl sağ çıktın? Ayağın nasıl, aracın tekeri kopmuş" diye karşılık verdi. Yaralı sürücü bunun üzerine, "Teker koptu, ben buradayım" dedi.

Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yaralı sürücüyü araçtan çıkartırken 112 ekipleri de ambulansla yaralı genci hastaneye kaldırdı. Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Kaza yapan araç
- Sürücünün konuşması
- Aracın kaportasından detay
- Yerdeki lastik

SÜRE:45" BOYUT:83 MB

Haber:Can ÇELİK-Kamera: ADANA,(DHA)

=====================

NATO hizmet binasına ateş açan 2 kişi tutuklandı

İZMİR'in Buca ilçesinde, pompalı tüfeklerle NATO hizmet binasına ateş açan ve polisin çalışmasıyla yakalanıp, gözaltına alınan 2 kişi sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Şüphelilerin DEAŞ sempatizanı oldukları bildirildi.
Olay, geçen pazar günü saat 03.00 sıralarında İnkılap Mahallesi 512 Sokak'ta meydana geldi. Taksi ile gelen yüzleri maskeli 2 kişi, NATO hizmet binasına pompalı tüfekle arka arkaya ateş açarak kaçtı. Silah sesleri üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Bölgede arama çalışması başlatan polis, çevredeki güvenlik kameraları ve MOBESE kameralarını incelemeye aldı. Silahları ateşledikleri belirlenen S.K. ve D.K., Akdoğan Caddesi'nde, suç aletleriyle birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin üzerlerinde yapılan aramalarda 1 bıçak, 2 kar maskesi ve 25 fişek çıkarken, olay yerinde yapılan incelemede de 12 boş fişek bulundu. Sorgulanmak üzere Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne götürülen şüpheliler, buradaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından, bugün sabah saatlerinde sevk edildikleri adliyede tutuklandı. S.K. ve D.K.'nin DEAŞ sempatizanı oldukları bildirildi.

GÖRÜNTÜLÜ HABER
- Şüphelilerin adliyeye sevkinden genel ve detay görüntü

Kamera: İZMİR, (DHA)

================

Kırıkhan'da hırsızlık yapan 3 kişi yakalandı

HATAY'ın Kırıkhan ilçesinde hırsızlık yapan ve daha önce de aynı suçlardan sabıkası bulunan 3 kişi yakalandı.

Kırıkhan Cumhuriyet mahallesinde bir marketten çaldıkları 60 kilo zeytinyağını Barbaros mahallesindeki başka bir markete satmaya çalışan R.G. (21), S.G.(23) ve Suriye uyruklu Y.M.(20) 3 şüpheli Kırıkhan Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinin sıkı takibi sonucu kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı.

Yakalanan şahıslardan R.G.'nin çeşitli hırsızlık suçlarından arandığı, Suriye uyruklu Y.M.'nin uyuşturucu madde imalatı ve ticareti yapmaktan Kilis Cumhuriyet Başsavcılığınca arandığı ve 2015 yılından bugüne kadar firari olduğu, S.G'nin ise çeşitli hırsızlık suçlarından ve motorsiklet hırsızlığı suçlarından haklarında yakalama kararı bulunduğu bildirildi.

Zanlılar İlçe emniyet müdürlüğünde yapılan sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edildiler.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Zanlıların emniyet müdürlüğünden çıkarılması

SÜRE:00'44" BOYUT:82,2 mb

Haber-Kamera: Mehmet KOCACIK/KIRIKHAN (Hatay), (DHA)

=======================

Kocasinan Ziraat Odası Başkanı Güneş: 'Ucuz yem'de bir üçkağıtçılık vardır

KOCASİNAN Ziraat Odası Başkanı Abdulkadir Güneş, son dönemde çiftçilerin sosyal medyadan ucuz yem vaadiyle dolandırıldığını belirterek, "Yem fiyatları Türkiye'de standarttır. 'Ucuz yem' diye bir şey olmaz. 'Ucuz yem' deniyorsa orada bir üçkağıtçılık vardır" dedi.

Son dönemde sosyal medyadan ucuz yem, zirai aletler almaya çalışan çiftçiler dolandırıcıların kurbanı oluyor. Kocasinan Ziraat Odası Başkanı Abdulkadir Güneş, bu konuda çiftçileri uyararak, "Ben özellikle çiftçilerimize seslenmek istiyorum; son dönemde 'ucuz yem, zirai alet satıyorum' diye üçkağıtçılara kesinlikle kanmasınlar. Ben bunu defalarca çiftçimize söyledim. Bu konuda kabak çekirdeği ve yem üreticilerimiz dolandırıldı. Yem fiyatları Türkiye'de standarttır. 'Ucuz yem' diye bir şey olmaz. 'Ucuz yem' deniyorsa orada bir üçkağıtçılık vardır. Çünkü maliyetler bellidir. Devletimiz inşallah bu çiftçimizi dolandıran sahtekarların üzerinden gelir. Bu çiftçinin alın terini yiyenleri aynı zamanda Allah'a havale ediyorum" diye konuştu.

'BİN LİRALIK YEM 600 LİRAYA SATILIYORSA BİR ANORMALLİK VARDIR'
Ucuz yem almak isteyen çiftçileri uyaran Güneş, "Çiftçilerimizde de suç var. '3-5 kuruş aşağı alacağım' diye bu üçkağıtçılarla işbirliği yapıyor. Ucuz yem yok. Kalitesiz yem almak istiyorsanız üçkağıtçılarla birlikte hareket edin. Devletimizin kurumları var. Markalı yemlerden alın. Çiftçilerimiz 'ucuz yem alacağım' diye kandırılmasın. Çocuklarının rızkını bu tür adamlara kaptırmasınlar. Hiçbir yerde ucuz yem olmaz. Maliyetler her yerde aynıdır. Eğer bin liralık yem bir yerde 600-700 liraya satılıyorsa orada bir anormallik vardır. Çiftçilerimiz tanımadıkları kimseden mal almasın, nakliye parası ödemesin ve kapora vermesinler. Bu konuda çiftçilerimizi dolandıranları şiddetle kınıyorum" ifadelerini kullandı.

'İNSANLARIN GÜLER YÜZÜNE KANIYORUZ'
Çiftçilerin zor şartlarda çalıştığını belirten Güneş, "Bizim bu çiftçilerimize yapılan yazık ve günah. Çiftçimizin kazancı helal ancak safız, temiziz. İnsanların tatlı diline, güler yüzüne kanıyoruz. Bundan sonra inşallah bu tür olaylar olmaz. Çiftçilerimiz de kendisine gelsin. Üçkağıtçılarla muhatap olmasın. Bu konuda zaman zaman beni arayıp 'dolandırıldık' diyorlar. Nasıl dolandırıldınız? diyorum. İşte, 'Yem alacaktık kapora verdik, yem gelmedi' diyorlar. Kabak çekirdeği, ay çekirdeği verdiklerini ve paralarının ödenmediğini söylüyorlar. Bununla ilgili Kayseri'de mağdur 200-300 kişi vardır" dedi.

'ÇİFTÇİM SOSYAL MEDYA İLE UĞRAŞIRSA BU VAZİYETE DÜŞER'
Çiftçileri sosyal medyadan alışveriş yapmama konusunda uyaran Güneş, "Sosyal medyadan alışveriş yapılmasın. Malımızı, faturalarımızı getirsinler. Ahırımıza yemi indirsinler ondan sonra parayı alsınlar. Ben sosyal medyadan ne anlarım. Benim çiftçim sosyal medya ile uğraşırsa bu vaziyete düşer. Malımı getirip, evime yıksın, parasını alsın. Sosyal medya üzerinden dolandırılan çok sayıda çiftçimiz var. Çok zor kazandığımız parayı üçkağıtçılara kaptırıyoruz" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Kocasinan Ziraat Odası Başkanı Abdulkadir Güneş ile röportaj
-Genel detay

Süre:4.25 / 533 MB
Haber-Kamera:Ocay DÜZGÜN/KAYSERİ, DHA

=========================

Geliştirdiği sistem ile tarlalarda drone ile ilaçlama yapabiliyor

BOLU'da, drone operatörü Murat Çalışır, kendine ait küçük bir atölyede yaptığı ilaçlama makinesini drone monte ederek ilk deneme ilaçlamasını başarıyla yaptı. 10 litre kapasiteli tankı uçuran drone ile 20 dakikada 5 dönümlük bir tarım alanında ilaçlama yapılabiliyor.

Bolu merkezli firmasıyla dizi ve sinema filmlerinde drone ile çekim yapan Murat Çalışır, kendine ait atölyesinde bir tarım ilaçlama makinesi yaptı. Babası çiftçilik yapan Murat Çalışır, 3 yıl boyunca uğraşarak yaptığı püskürtme yöntemiyle ilaçlama yapabilen makineyi drone monte etti. İlaçlama makinesine de ayrı bir kumanda sistemini oluşturan Murat Çalışır, drone bağladığı 10 litre kapasiteli tankı uçurarak deneme amaçlı bir tarlada ilaçlama yaptı. Çalışır'ın geliştirdiği sistemle 20 dakikada 5 dönümlük bir tarlada tarım ilaçlaması yapılabiliyor.
Yaptığı dronun tarım ve ağaç dikimi amacıyla birçok şekilde kullanılabileceğini aktaran Çalışır, "Yaklaşık 3 yılı aşkın süredir uğraştım bu ilaçlama drone yaptım. Aynı zamanda bu drone tasarlarken birçok alanda kullanılabilecek şekilde tasarladık. Birincisi tarımda ilaçlama dedik. İkincisi kameralar kullanarak verimli yerlerin taramasını analiz edebilecek kameralar kullanarak havadan arazi taraması yapabileceğiz. Diğer bir taraftan da ağaç dikimi ve tohum atımı yapılabilir bu araçla. Ağaç dikimi yapılırken belli bir hat üzerinden dikim yapılması gerekiyor. Bunları işaretlerken ya ip çekilmekte ya da özel bir ölçüm aleti kullanılmakta. Ama dronenin üzerindeki GPS yardımı ile ve aşağıya yansıttığı bir lazer nokta sayesinde noktasal olarak hiç hata yapmadan ağaç dikimi de yapılabilmekte. Drone teknolojisi geleceğin teknolojisi. Bununla ilgili ülkemizde güzel işler yapılmakta. Biz de buna destek vermek için hobi olarak da olsa bir şeyler yaptık. Şimdi bu prototip aşamasında yaklaşık 10 litrelik bir ilaç tankını havaya kaldırabiliyor. Yaklaşık 20 dakika uçuş süresi var. 20 dakikada 5 dönümlük bir alanı ilaçlayabiliyor bu alet. Bunu özel yazılımı sayesinde sadece koordinat bilgisi girerek gidip tarlanızdaki herhangi bir noktaya işaretleme yaparak orayı kendi otonom bir şekilde ilaçlamasını kendisi yaparak tekrar bulunduğu yere geri döndürmekte bu sistem. Bunun drone kısmı birleştirme ve yerleştirme aksamı yabancı menşeili olabilir, ancak bu otonom yazılım kısmı tamamen bizde. Özellikle bu yazılım kısmında hatasız sıra atlamadan ilaçlama ya da lazer işaretleme yapabilmekte." dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Makinenin görüntüsü
-İlaçlamadan görüntüler
-Drone detay görüntüleri
-Detaylar
-Röportaj

Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA)

=========================

En Çok Aranan Haberler