**Eruh'ta terör saldırısı: 6 korucu şehit (3)
VALİLİKTEN AÇIKLAMA**
Siirt Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, bu sabah merkez Ormanardı köyü kırsalında, yol yapım çalışmasında emniyeti sağlayan güvenlik güçlerine PKK'lı teröristlerce saldırı düzenlendiği, 6 güvenlik korucusunun şehit olduğu, 3 güvenlik korucusu ile 4 askerin yaralandığı belirtildi. Yapılan açıklama şöyle:
"Düzenlen saldırıda; 6 güvenlik korucumuz şehit olmuş, 3 güvenlik korucusu, 4 asker de yaralanmıştır. Yaralı güvenlik güçlerimiz ivedi bir şekilde Siirt Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak, tedavi altına alınmıştır. Olayı gerçekleştiren PKK’lı teröristlerin etkisiz hale getirilmesi amacıyla bölgede geniş çaplı hava destekli operasyon başlatılmıştır. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu menfur saldırılarda hayatını kaybeden kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman güvenlik güçlerimize acil şifalar diliyoruz. Gelişmelerden ayrıca bilgi verilecektir."
Terör saldırısında şehit olan güvenlik korucularının Mehmet Oktay, Sıddık Ertaş, Abdullah Yüztaş, Mehmet Eren, Nevzat Gökçe ve Seyfettin Başkurt olduğu öğrenildi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
-Siirt Devlet Hastanesi
-Acil servisten görüntü
-detaylar
Haber: Turan KOYUNCU / SİİRT (DHA)
======================================
Boşanma aşamasındaki kız kardeşinin sevgilisini öldürdü
KARAMAN'da Mehmet Emin K. (25), eşinden boşanma aşamasında olan ve ayrı yaşayan kız kardeşi Fazilet Ç.'nin (24), sevgilisi Adnan Dağ'ı( 36), bıçaklayarak öldürdü.
Olay, dün saat 23.00 sıralarında Hürriyet Mahallesi 1553 Sokak'ta meydana geldi. Boşanma aşamasında olan ve ailesiyle birlikte yaşayan Fazilet Ç., iddiaya göre evlerinin önünde sevgilisi Adnan Dağ ile konuştuğu sırada yanlarına ağabeyi Mehmet Emin K. geldi. Mehmet Emin K., belirlenemeyen nedenle Adnan Dağ ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Mehmet Emin K., Adnan Dağ'a bıçakla saldırdı. Göğsünden yaralanan Adnan Dağ, ambulansla kaldırıldığı Karaman Devlet Hastanesi'nde yapılan tüm müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Kaçan Mehmet Emin K. da polis tarafından kısa sürede yakalandı.
Soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Şüphelinin sağlık kontrolüne getirilmesi
- Salğık kontrolünden çıkartılması
Haber- Kamera: Muammer ŞEN KARAMAN (DHA)
=================================================
Eşini fuhuşa zorladı, 'Vücudun bozulur' diye çocuk yaptırmadı
ADANA merkezli 15 ilde gerçekleştirilen fuhuş operasyonunda gözaltına alınan 4'ü kadın, 41 kişiden 24'ü adliyeye sevk edildi. Resmi nikahlı eşine zorla fuhuş yaptırdığı ileri sürülen Gökhan T.'nin günde bin 500 lira kazanan karısının vücudunun bozulmaması için çocuk yapmasına izin vermediği iddia edildi.
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, 27 Mart'ta kentte internet sitesi üzerinden fuhuş yapıldığı ihbarı üzerine harekete geçti. İnternet sitesinin Gaziantep merkezli bir fuhuş çetesi tarafından kurulduğunu belirleyen ekipler, çetenin 10 ilde daha eskortluk sitesi işlettiğini tespit etti. Yapılan 4.5 aylık araştırmada, çetenin lideri ve sitelerin sahibinin İ.H.D. (44), internet sitesi yöneticilerin ise A.A. (34), M.Y. (32), K.K. olduğu saptandı.
41 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Adana merkezli operasyonda Ankara, Gaziantep, Elazığ, Eskişehir, Antalya, Çorum, Mersin, Kocaeli, İstanbul, Denizli, Muğla, Hatay, Diyarbakır ve Malatya'da 41 adrese 350 polis ile eş zamanlı baskın yapıldı. Evlerde arama yapan ekipler, İ.H.D., A.A., M.Y. ve K.K.'nin de aralarında bulunduğu 4'ü kadın 41 kişiyi, 'İnsan ticareti, örgüt kurma, örgüte üye olma, fuhuşa teşvik ve zorlama, fuhuşa aracılık ve yer temini etmek' suçlarından gözaltına aldı. 11 eskortluk sitesinde 52 kadına fuhuş yaptıran çetenin liderliğini yapan Ali A.'nın evinde yapılan aramada çelik kasada 365 bin lira para bulundu. Eskort sitesinin yöneticiliğini yapan Muharrem Y.'nin ise platin ve gold olarak iki tip üyeliğin bulunduğu sitelere, kadınları haftalık 300 ile 500 lira arasında değişen ücretlerle üye yaptığı belirlendi.
ÖNCE BAKIM, SONRA FUHUŞ
Çete üyesi kadın kuaförü Burak A.'nın ise fuhuş yaptırdığı kadınların ilanını eskort sitelerine verdiği, fuhuşa gidecek olan kadınların ise saçlarını ve kişisel bakımlarını yaptıktan sonra erkeklere gönderdiği ortaya çıktı. Ayrıca operasyonda nikahlı eşlerine bile fuhuş yaptıran Bayram U. ve Gökhan A. da yakalandı. Gökhan A.'nın eşini döverek fuhuşa zorladığı, günlük bin 500 lira kazanan eşinin fiziksel görünümünün bozulmamamısı için çocuk yapmasına izin vermediği öne sürüldü. Gözaltına alınan 17 kişi ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. İşlemleri tamamlanan 3'ü kadın 24 kişi ise sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Polis ekipleri operasyona giderken
- Zanlıların emniyet müdürlüğünden çıkışı
- Zanlıların araca bindirilmesi
- Emniyet müdürlüğü tabelası
Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK/ADANA,(DHA)
===============================================
‘Dilek Bozal cinayeti’nde sevgiliye tahliye
BURSA'da, arkadaşlarıyla gezmeye çıktıkları otomobilde silah pazarlığı yaparken tabancanın ateş alması sonucu Dilek Bozal’ın (26) ölümüne neden oldukları iddiasıyla yargılanan 3 sanıktan ölen kadının sevgilisi olduğu belirtilen tek tutuklu sanık Muhammet Ertaş (29) tahliye edildi.
Olay, geçen yıl 13 Haziran gecesi Bursa'nın merkez Yıldırım ilçesinde meydana geldi. Eşinden 3 ay önce ayrılan Dilek Bozal ile Muhammet Ertaş, Yasin Kakşa ve Resul Eren kiralık otomobille gezmeye çıktı. Otomobille Yüksek İhtisas Hastanesi bahçesine gelen Ertaş, Kakşa ve Eren, bir ara 'tabanca pazarlığı'na girişti. İddiaya göre, Resul Eren tabancasını boşaltıp Muhammet Ertaş'a uzatırkensilah ateş aldı ve arka koltukta Ertaş'ın yanında oturan Dilek Bozal bacağından yaralanarak bayıldı. Genç kadının yaralandığını fark etmeyen ve silah sesinden korkup bkendinden geçtiğini zanneden şüpheliler, otomobille 1 saat dolaşıp genç kadının kendisine gelmesini bekledi. Dilek Bozal'ı ayıltmaya çalışan şüpheliler, bir kokoreççiden soğan alarak koklattı. Bozal ayılmayınca paniğe kapılan erkek arkadaşı Muhammed Ertaş ile Yasin Kakşa, yaralı kadını bir özel hastanenin acil servisine götürsede talihsiz kadın aşırı kan kaybından yaşamını yitirdi. Durumu öğrenen Ertaş ve Kakşa aynı otomobille kaçarak kayıplara karıştı. Genç kadını hastaneye getiren Muhammed Ertaş ve Yasin Kakşa'nın görüntüleri hastanenin güvenlik kameralarına yansıdı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri olay üzerine kapsamlı soruşturma başlattı. Kurulan özel ekip, Mobese ve güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyerek otomobili ve şüphelileri tespit etti. Dilek Bozal'ı öldürdüğü öne sürülen sevgilisi Muhammet Ertaş, Yasin Kakşa ve Resul Eren polis tarafından gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ertaş ve Kakşa tutuklanırken Eren ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Kakşa da ilk duruşma öncesinde ara kararla serbest bırakıldı.
Bursa 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde Muhammet Ertaş, Yasin Kakşa ve Resul Eren hakkında 'Kasten adam öldürmek' suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan sanıkların yargılanmasına devam edildi. Üçüncü uruşmasında hakim önüne çıkan tutuklu sanık Muhammed Ertaş, "Ben yapmadım. Silah pazarlığı vardı, kontrol etmek için arabayı bir otoparka çektik. Resul arkaya dönerek silahı doldur boşalt yaparken silah ateş aldı" şeklindeki sözlerini tekrarlayarak “9 aydır tutukluyum, tahliyemi istiyorumö dedi.
Mahkeme heyeti yarılamayı ileri bir tarihe ertelerken tutuklu tek sanık Muhammed Ertaş'ın da tahliyesine kararv erdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
(ARŞİV - 13-14 HAZİRAN 2017 )
Yaralı kadının hastaneye getirilişi güvenlik kamerasında
Haber-Kamera: BURSA (DHA)
=================================================
Bursa'da en işlek caddede otomobil ile ters yönde seyretti
BURSA'da kentin en işlek caddesinden biri olan Haşim İşcan Caddesi'nde sabah saatlerinde otomobili ile ters yönde seyreden sürücü sosyal medyada dikkatleri üzerine topladı.
Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesi Haşim İşcan Caddesi'nde sabah 09.00 sıralarında otomobili ile orta şeritten ters yönde seyreden sürücü, vatandaşlar tarafından cep telefonu kamerası ile görüntülendi. Görüntülerde, kırmızı bir aracın, orta şeritten ters yönde seyrettiği görüldü. Bu anları kaydeden vatandaşlar görüntüyü sosyal medyada paylaştı. Görüntü kısa sürede çok kişi tarafından izlenip paylaşıldı. Sürücünün neden dolayı ters yönde seyrettiği bilinmiyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
otomobilin orta şeritte ters vaziyette seyretmesi
Haber: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA,(DHA)
=================================================
İranlı turistler, Van'da Moein'in konseriyle coştu
VAN'da, nevruz tatillerini geçiren ve kent ekonomisine büyük katkı sağlayan İranlı turistler, dün gece ülkelerinin ünlü sanatçısı Moein'in şarkılarıyla coştu. Şarkılara eşlik eden İranlılar, geç saatlere kadar eğlendi.
Van'a nevruz tatillerini geçirmek ve Shopping Fest için gelen İranlı turistler, kent ekomisine büyük katkı sağlıyor. Geçen yıl 500 bin turistin geldiği Van'da, bu yıl 1 milyon turistin gelmesi hedefleniyor. Nevruz tatillerini gündüzleri alışveriş yaparak, geceleri de disko, bar ve konserlerde eğlenerek geçiren İranlı turisler, düzenlenen etkinliklerde gönüllerince eğleniyor.
İranlı turistler dün gece de Van'ın Edremit ilçesindeki Doueletree Hilton otelinde, ülkelerinde 'Hoca' diye anılan ve en çok dinlenen sanatçılardan olan Moein'in konserinde eğlendi. 1979 İran İslam Devrimi'nin ardından ABD'ye yerleşen ve ülkesine girişi yasaklanan Moein, Edremit ilçesindeki Doubletree Hilton Oteli'nde sahneye çıktı. Van'a gelen Moein hayranları, 'İran'ın en iyi viyola çalan sanatçısı' ünvanına da sahip sanatçıyı izlemek için saatler öncesinden salona girdi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı konsere gelen İranlılar ellerindeki poster ve çiçeklerle Moein'e büyük ilgi gösterdi. Saat 21.00'de başlayan konserde sanatçının seslendirdiği şarkılara tüm izleyenler eşlik etti.
Konserde eğlenen İranlı turisler Moeinin posterlerini taşıyıp, şarkılar eşliğinde dans ederek gece geç saatlere kadar eğlendi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------
-Sanatçı Moneinin konseri içing elen İranlılar
-Moneinin salona girişi ile sevgi gösterisinde bulunan İranlılar
-Bir İran'lı turist ile röportaj
-Sanatçı Monei'nin sahnede şarkı söylemesi
-Şarkılar eşliğinde eğelenen İranlılardan genel ve detaylar
-Cep telefon kamerasıyla Sanatçı Moneini çeken İranlı turistler
-Moneinin posterini açan İranlılar
-Detaylar
-Şarkılar eşliğinde dans yapan iranlı kadınlar
hABER-kAMERA: Behçet DALMAZ/VAN, (DHA)-
========================================================
Kanseri yenerse, kimsesiz bir çocuğun eğitimini üstlenecek
ANTALYA'da kolon kanseri tedavisi gören emekli sağlıkçı Hatice Turan'ın (50) en büyük hayali, tedavisi tamamlandıktan sonra kimsesiz bir çocuğun tüm eğitim masraflarını üstlenmek.
Hatice Turan, sağlığına son derece özen göstermesine, her yıl çeşitli tetkiklerini yaptırmasına ve kanser konusunda bilinçli olmasına karşın 5 ay önce kanserle tanıştı. Çeşitli şikayetlerle hastaneye başvuran Turan'ın karaciğerinde büyüme belirlenince, kolonoskopi yapılmasına karar verildi. Kolonoskopi sonucunda kolon kanseri tanısı konulan ve kanserin karaciğere metastaz yaptığı belirlenen emekli sağlıkçı büyük şok yaşadı.
Kanserle tanıştığında bunun kendisi için büyük sürpriz olduğunu belirten evli, 25 ve 13 yaşında iki erkek çocuk annesi Hatice Turan, "Hiç böyle bir şey beklemiyordum. Bir anda şoka girdim. Ama sonra bunu beynimde bitirdim. Artık basit bir hastalık, grip gibi" dedi. Kolonda kanserli bölgenin ameliyatla temizlendiğini, karaciğerdeki metastaz için kemoterapi aldığını kaydeden Turan, "Karaciğerimdeki metastaz dördüncü evre. Gördüğüm tedavi sonucu yüzde 60 iyileşme olmuş. Bu beni çok sevindirdi" dedi. Turan, kanserle mücadele eden hastalara, "Her şey beyinde bitiyor. Hastalığı yeneceğini düşünmeli insan" çağrısında bulundu.
HEP ERTELEDİĞİ BİR HAYAL
Doğayı ve toprakla uğraşmayı çok sevdiğini belirten Hatice Turan, en büyük hayalinin ise kimsesiz bir çocuğun tüm eğitim masraflarını karşılamak olduğunu söyledi. Hastalıkla mücadelesini başardıktan sonra bugüne kadar hep ertelediği bu hayalini gerçekleştireceğini söyleyen Turan, bunun kendisini çok mutlu edeceğini belirtti.
GÜNDE 60 HASTA KEMOTERAPİ ALIYOR
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Banu Öztürk, kemoterapi ünitesinde bir günde 50-70 arasında hastanın tedavi gördüğünü belirterek, "Kemoterapi ünitemizde sadece kemoterapi değil destekleyici tedaviler de yapılıyor. Ortalama 60 hasta ayakta tedavi görüyor. 1 sorumlu hekimimiz, 5 hemşiremiz bulunuyor. Tıbbi Onkoloji olarak ise 5 poliklinikte 5 uzmanımız var" dedi. Kanserde farkındalığın çok arttığını ve erken evrede tanı konulan pek çok hasta bulunduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Öztürk, şunları kaydetti:
"Bu hastalara kemoterapi bile vermemize gerek olmuyor. Farkındalık arttı, erken evrede tanı konulma sayısı arttı. Tedavilerde de çığır açan gelişmeler oldu. Eskiden birkaç yıl içinde kaybettiğimiz evre 4 bir hastayı günümüzde yeni tedavilerle yıllarca yaşatmak mümkün olabiliyor. Adeta diyabet gibi kronik bir hastalık haline getirmek mümkün olabiliyor."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------
-Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi kemoterapi ünitesinden detay görüntüler
-Kemoterapi ünitesinde tedavi gören hastalardan detaylar
-Kolon kanseri hastası Hatice Turan ile röportaj
- Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Banu Öztürk ile röportaj
Haber: Selma KUNAR- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
===========================================================
Prof. Dr. Azap: Çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısı 23 bine çıktı (Tekrar)
TÜRK Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Türkiye'de son dönemde aşı karşıtlığında artış gözlendiğini belirterek, "2016'da çocuklarına aşı yaptırmayan 11 bin aileyken, 2017 yılında bu rakam 23 bine çıktı. Çocukların önemli kısmını aşılamazsak salgınlar tekrar çıkar" dedi.
Bu yıl 19'uncusu düzenlenen KLİMİK Kongresi, Serik'e bağlı Belek turizm merkezindeki bir otelde başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), aşılar, hepatitler, diyabetik ayak, antibiyotik direnci, HIV/AIDS, batı nil ateşi, tüberküloz ve herpes virüsü başta olmak üzere bulaşıcı hastalıkların ele alınacağı kongrede çeşitli ülkelerden gelen bilim insanlarının yanı sıra 700'den fazla dernek üyesi tecrübelerini paylaşacak.
AŞI KARŞITLIĞI ARTTI
4 gün sürecek kongreye ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, aşı karşıtlığı, aşı yaptırmamanın tüm dünyada önemli bir sorun haline geldiğini söyledi. Türkiye'de de çocuklarına aşı yaptırmayan aile sayısının arttığına vurgu yapan Prof. Dr. Azap, "2016'da çocuklarına aşı yaptırmayan 11 bin aileyken, 2017 yılında bu rakam 23 bine çıktı. Bu önemli bir sorundur. Toplumdaki çocukların önemli bir kısmını aşılamazsak, salgınlar tekrar çıkar" dedi.
'AŞI KARŞITLIĞI ÇOK TEHLİKELİDİR'
Boğmaca ve kızamık başta olmak üzere birçok hastalığın aşılar sayesinde unutulduğunu hatırlatan Prof. Dr. Azap, aşılar yaptırılmadığında bu hastalıkların yeniden ortaya çıkacağını ve bunun 10 binlerce insanı etkileyeceğine dikkati çekti. Dünyada aşı oranlarının düştüğü ülkelerde bulaşıcı hastalıkların arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Azap, "Rakam çok endişe verici. Bununla ilgili düzenlemeler devam ediyor. Aşılar, insanoğlunun geliştirdiği önemli buluşlardandır, hayat kurtarıcıdır. Her sene dünyada 2- 3 milyon insan aşılar sayesinde ölümden kurtulmuş ve korunmuş oluyor. Bu aşılama oranlarını artırdığımızda bu sayının 5 milyona çıkmasını bekliyoruz. Sadece kızamık aşısı son 15 yılda 20 milyon çocuğun hayatını kurtardı. Aşı karşıtlığı çok tehlikelidir" diye konuştu.
KLİMİK Genel Sekreteri Doç. Dr. Süda Tekin de kongrede bulaşıcı hastalıkları, tanı ve tedavilerindeki yenilikleri ve korunma yöntemlerini tartışacaklarını söyledi. Doç. Dr. Tekin, "Dünyada 400 milyon kişi Hepatit B ile infekte. Hepatitler aslında karaciğere yerleşir ve tedavi olmazlarsa 10 ile 30 yıllık sürede karaciğer sirozu, yetmezliği ve kanserine dönüşebilir" şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE'DE 13 BİN HEPATİT C HASTASI VAR'
Hepatit C'de son dönemde güzel gelişmeler olduğuna değinen Doç. Dr. Tekin, "Hepatit C'yi, B'den farklı olarak tamamen kür tedavisiyle vücuttan temizlemek mümkün. 2016 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı da bu hastaların geri ödemelerini kabul etti, çünkü tedavi maliyetleri çok yüksekti. Hepatit C'nin tedavisi yüzde 98'e varan oranda mümkün. Türkiye'de 13 bin civarında Hepatit C hastası var. Bütün bunlardan korunmanın en önemli yolu, aşısı olan bütün hastalıklarda aşılanmak gerekiyor" diye konuştu.
KKKA 15 YILDA 10 BİN KİŞİDE GÖRÜLDÜ
Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıkları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül de Türkiye'de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının ilk defa 2002'de saptandığını ve şu ana kadar kanıtlanan vaka sayısının 10 binin üzerinde olduğunu söyledi. Ölüm oranının yüzde 5 olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ergönül, vaka sayısında son yıllarda azalma olduğunu, özellikle salgın bölgelerinde dikkatli olmak gerektiğini anlattı. Geçen yıl 300 civarında vaka olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ergönül, sorunun bitmediğini, kişilerin öncelikle kene tutulmasına karşı dikkatli olması gerektiğini vurguladı. KKKA'nın 15 yılda 10 bin kişide görüldüğünü ve 500 kişinin hayatını kaybettiğini aktaran Prof. Dr. Ergönül, ölümlerin en önemli nedeninin de hastaların geç başvurusu olduğuna işaret etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Doktorların açıklamaları
HABER- KAMERA: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), (DHA)
==================================
Prof. Dr. Canan Karatay: Çay, fındık sağlık için önemli, bol bol tüketin
RİZE'de, 'Kendine iyi bak' söyleşi programında öğrencilerle buluşan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay, çay ve fındığın insan sağlığı için çok faydalı olduğunu belirtti, "Bol bol şekersiz çay için, fındık yiyin" dedi.
Rize Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından düzenlenen ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi öğrencilerinin katıldığı 'Kendine iyi bak' söyleşi programında konuşan Rize Kredi ve Yurtlar Kurumu İl Müdürü Necmettin Yavaşi, beslenme konusunda doğru bilinen yanlışlar konusunda önemli gayret ve çabaları olan Prof. Dr. Canan Karatay’ı öğrenciler ile buluşturmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Yavaşi, "Canan hocamız değerli bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaşması için ilimize davet ettik. Bizi kırmayarak bugün bizimle beraber. Kendisinin bilgilerinden biz ve öğrencilerimiz faydalanacaktır. “dedi.
KARATAY: 'BOL BOL ÇAY İÇİN AMA ŞEKERSİZ'
Söyleşi programının ardından DHA'ya değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Canan Karatay, yaz aylarının yaklaştığı bugünlerde insanların sağlıklı beslenmeleri için neler yemesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Karatay; “Karadeniz insanı bol bol hamsi yiyor. Ama hamsiyi kızartmamalısınız. Kızartmayın diyince bana kızıyorlar ama kızartınca sağlık için tehlikeli oluyor. Kızartma kanserojendir, tehlikedir. Hamsinin her tür yemeğini yiyebilirsiniz. Köy tereyağı sabah akşam yiyebilirsiniz. Sabah akşam eritip içebilirisiniz. Fındık, çay çok önemli. Bol bol fındık tüketip çay içebilirsiniz. Fındık, fıstık, çıtır çıtır, hem kan yapar, hem ısıtır. Fındık doğanın hem mineral, vitamin, karbonhidrat, omega3 deposudur. Bunun yanında çayda çok önemli. Bol bol çay içeceksiniz. Şekersiz olmak kaydı ile. Bol bol çay içebilirisiniz. Çay dinç tutar. En güçlü antioksidan vardır içerisinde. Onun için bol bol içmenizde fayda vardır. Çayda kahvede öneriyorum.ö dedi.
'KUYRUK YAĞINI ERİTİP İÇERLER 95 YAŞINA KADAR YAŞARLARDI'
Bütün Anadolu’da sabah öğlen kavurma yeme kültürünün olduğunu hatırlatan Karatay, şöyle dedi: "Kavurmayı yağı ile beraber yemelisiniz. Kuyruk yağı ile birlikte yenmeli. O zaman dinç olur, dağlara çıkar inersiniz. Yumurta sarı ile beraber bol köy yağı ile beraber yenecek. Kavurmada kuyruk yağı ile beraber yenecek. Bu Anadolu’da adettir, kuyruk yağını eritip içerler ve de 90-95 yaşına kadar yaşarlar. 'Yağ dokunuyor kalp hastalığı yapıyor' deniyor. Hangi yağ? Trans yağlar yada margarin dediğimiz yağlar tehlikelidir. Yoksa senelerdir asırlardır yediğimiz köy tereyağları neden tehlikeli olsun. Evvel yoktu hiçbir rivayet yeni çıktı.ö
'KARALAHANA HAMSİ ÖNEMLİ YİYECEKLER'
Karadeniz havasının temiz olduğuna değinen Karatay "Karadeniz bölgesinde ki yeşil doğa çok güzel. İnsanının çalışkan, yenilen karalahana ve hamsi çok önemli yiyecekler. Sırtlarında çay yükü dağlara inip çıkmaları çalışkan olmaları sağlıkları için önemli. Bu durum vücudu dinçleştirir gençleştirö ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Söyleşi detayları
Canan Karatay'ın açıklamaları
Haber: Aytekin KALENDER Kamera: Bayram Ali SARI / RİZE (DHA)
==========================================
Liseli Elif Naz'ın 15 yaşındayken yazdığı roman yayımlandı
İZMİR'deki özel lisede öğrenim gören Elif Naz Öğün'ün (17) henüz 15 yaşındayken yazdığı 'Ufuk Çizgisine İki Bilet' isimli romanı, yayımlandı. Genç yazar, romanında korkuları, hayallerini yenen 2 kişinin hayata tutunma çabasını anlattı.
İzmir'in Göztepe semtinde yaşayan, lise 3'üncü sınıf öğrencisi Elif Naz Öğün, hayatlarında zorluklarla karşı karşıya kalan 2 kişinin hayallerini gerçekleştirmek için verdiği mücadeleyi anlatan roman yazdı. Şu an 17 yaşında olan Öğün, romanı 13 yaşında yazmaya başlayıp, 15 yaşında da tamamladı. İlk baskısı yeni yayımlanan romanı, hayranı olduğu yazarın sözünden esinlenerek, yazdığını belirten Öğün, şunları söyledi: "Ben küçüklüğümden beri annemin bana anlattığı masallarla büyüdüm. Bunun yanında büyük sanatçıların hayatlarını konu alan kitaplar okudum. Bu yüzden küçüklüğümden beri sanat ve edebiyat ile iç içe büyüdüm. 4 yaşında da baleye başladım. 10 sene boyunca bale yaptım. Başkalarının anlattığı hikayelerden ve izlediğim filmlerden gözlemler yapardım. İzlediğim filmlerin, okuduğum kitapların iç dünyasına girmeye çalışırdım. Sonra kurgulayarak küçük hikayeler yazmaya başladım. Aynı zamanda kurguladığım şeylerin resmini de yapıyordum. Tüm bunlara rağmen kendimde roman yazacak bir cesareti bulamıyordum. Frida Kahlo'nun 'Önceleri dünyadaki en tuhaf insan olduğumu düşünürdüm; ama daha sonra düşündüm ki dünyada çok insan var, bir yerlerde tıpkı benim gibi acayip ve kusurlu hisseden biri olmalı' sözünden çok etkilendim. Bu sözden o kadar etkilendim ki bir şeyler yazmaya karar verdim. İnsanların aynı problemleri yaşıyor olması, kendilerini yalnız hissettiriyor. Cinsiyetimiz, ırkımız, nereli olduğumuz önemli değil. Aslında hepimiz bir yapbozun parçalarıyız. O yüzden bu düşüncelerle roman ortaya çıktı."
'ROMANLA BİRLİKTE KENDİMİ KEŞFETTİM'
'Ufuk Çizgisine İki Bilet' isimli romanında korkuları, hayallerini yenen 2 kişinin hayata tutunma mücadelesini anlattığını dile getiren Elif Naz Öğün, şöyle konuştu: "Yazmaya başladığımda 13 yaşındaydım. İlk önce kimseye söylemedim; ama birinin bana destek olup, güç vermesi gerekiyordu. O yüzden bu durumu annemle paylaştım. Annem de çok mutlu oldu. Onun desteği ile yazmaya başladım. 15 yaşında romanı bitirdim. Bu süreç benim için oldukça farklı bir deneyimdi. Sadece kafamda yarattığım hikayedeki kahramanlarla konuştum. Onların dünyasına girmeye çalıştım. O yüzden çok ilginç ve farklı bir deneyimdi. Romanda hayallerini gerçekleştirmek için yola çıkan insanlar aslında önce kendilerini keşfediyorlar. Bende bu roman sayesinde kendimi keşfetmiş oldum. Bu aynı zamanda benimde kendi iç dünyama yolculuğumdu. Roman kahramanlarından biri çocukluğundan beri fotoğrafçı olmak istiyor. Babasının ona henüz 10 yaşındayken doğum günü hediyesi olarak aldığı kamerayla çekimler yapıyor. Ehliyet alma yaşına geldiğinde gittiği göz muayenesi sırasında yavaş yavaş görme yetisini kaybedeceğini ve sonunda hiçbir şey göremeyeceğini öğreniyor. Bunun üzerine görme yetisini kaybetmeden önce hayal ettiği fotoğrafları çekmek için yolculuğa çıkıyor. Romanın diğer karakteri ise senelerdir mutsuz bir evliliğin içindeyken kocasının hem fiziksel hem psikolojik şiddeti karşısında evi terk ediyor. Mutlu olabilmek için bir yolculuğa çıkıyor."
GÖRÜNTÜ GEÇİLİYOR
Haber-Kamera: İZMİR (DHA)
================================================
Geleneksel Murat şenlikleri sona erdi
DİYARBAKIR'ın Silvan İlçesi'nde bulunan Murat Ovası'nda kutlanan ve bölgenin en eski etkinliklerden biri olan 3 gün süren Murat şenlikleri sona erdi.
Silvan İlçesi'nde bağlı Kumgölü Köyü Susamış Mezrası'nda 641 yılından bu yana her yıl geleneksel olarak 27-30 Mart tarihleri arasında yapılan Murat şenlikleri 3'üncü gününde edilen dualarla sona erdi. Etkinliğe bölgeden gelen on binlerce kişi katılırken, şenliklere katılanlar çadır açarak, piknik ve şölen havasında yaptıkları kutlamalarda, Muaz Bin Cebel Türbesi'nde mumlar yakarak, dua etti ve çeşitli dileklerde bulundu. Bazı vatandaşlar şenliklerde kurulan pazarda alışveriş yaparken, bazı vatandaşlar ise, söylenen şarkılar ve tef eşliğinde gün boyu zikir yaptı.
Tef eşliğinde seslendirilen beyitler eşliğinde mum yakan kadınlar ise, ellerine kına yaktı. Bazı kadınlar türbede bulunan ağaca ip, tespih ve bez bağlayarak çeşitli dileklerde bulundu. Şenliğin her yıl olduğu gibi bu yılda en çok dikkat çeken süvarilerin dörtnala sürdükleri atlar ilgi odağı olurken, at süren bir süvari at üzerinde telefonla konuşması ise, dikkat çekti.
1500 YILLIK GELENEK
Murat şenlikleri, 641 yılından beri kutlanırken, rivayetlere göre, İslam Orduları Komutanı Muaz Bin Cebel, Hz. Muhammed'in isteği ve annesinden alınan rıza ile Silvan ve çevresinin fetih görevi verilir. Komutan Cebel, savaştan dönerken Murat Ovası'nda pusuya düşer ve şehit olur. Yine rivayetlere göre, bu şenlik aslında nişanlı olan Muaz Bin Cebbel'in şehit edilmesi nedeniyle düğünü olarak kutlanır. Dolaysıyla bu etkinlik daha çok düğün gibi kutlanır. Bunun içindir ki, Murat şenliğine katılan insanlar, 3'üncü günün gecesinde kına yakıp geceyi türbede geçiriyor. Muaz Bin Cebel'in düğününe gelen vatandaşlar kendilerini dengbejlerin çalınan tefleri eşliğinde coşku uyandıran beyt ve kasidelerin ritmine bırakıp raks ederken, kadınlar da ellerine kına yakıp, mum yakıyor.
Görüntü Dökümü:
-Kutlamaların yapıldığı yer
-Türbeden görüntü,
-Dua eden vatandaşlar
-At süren süvariler
-Ellerine kına ve mum yakan kadınlar
-Def eşliğinde zikir yapan vatandaşlar
-Baygınlık geçiren vatandaşlar
-Yağmur yağması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: İhsan YILMAZ/SİLVAN (Diyarbakır), (DHA)
======================================================
Aşk, engel tanımadı: Engellilerin 10 yıllık aşkı nikah masasında mutlu sona kavuştu
MARDİN'in Midyat ilçesinde yaşayan ve 10 yıldır birbirlerini seven engelli Aşkın Dikeroğlu ve Yaşar Özkan, dillere destan bir düğünle dünya evine girdi. Çiftin düğün masrafları, Kaymakamlık, Belediye, Engelsiz Yaşam Merkezi ve hayırsever vatandaşlar tarafından karşılandı.
Gaziantep'te 10 yıl önce önce tanışan ve birbirine aşık olan, daha sonra da Midyat Engelsiz Yaşam Merkezi'ne gelen ve burada yaşamlarını sürdüren 50 yaşındaki Aşkın Dikeroğlu ile 59 yaşındaki Yaşar Özkan, dün akşam saatlerinde, Kaymakamlık, Belediye, Midyat Engelsiz Yaşam Merkezi Müdürlüğü çalışanları ve hayırseverlerin masraflarını karşıladığı düğün ile dünya evine girdi. Yürüme engelli ve tekerlekli sandalyeye bağlı yaşam sürdüren gelin Aşkın Dikeroğlu ve orta düzey görme engelli olan damat Yaşar Özkan çiftinin mutluluğunu arkadaşları da paylaştı.
KAYMAKAM VE GARNİZON KOMUTANI NİKAH ŞAHİDİ OLDU
Dikeroğlu ile Özkan'ın bir otelde gerçekleşen nikah töreninde, çiftin nikahını Belediye Başkan Vekili Mehmet Tevfik Baysal kıydı. Törene katılan Kaymakam Hüseyin Tekin ve eşi Merve Tekin, Garnizon Komutanı Vekili Yarbay Levent Kaya ve eşi Arzu Kaya ile Belediye Başkanı Şehmus Nasıroğlu'nun eşi Nurşen Nasıroğlu çiftin nikah şahitliğini yaptı. Çifte mutluluklar dileyen Kaymakam Tekin, resmi evlilik cüzdanını geline takdim ederek, gelin ve damada takılarını taktı.
Düğünde konuşan Kaymakam Tekin, mutluluğun ertelenebileceğini ancak geciktirilmemesi gerektiğini belirterek, "Bugün burada Aşkın hanımefendi ve Yaşar beyefendi kardeşlerimizin mutluluklarına şahit olmak için bir araya geldik. Evet, mutluluk ertelenebilir belki birazcık, ama geciktirilmez. Gecikmemiş bir mutluluğu burada hep beraber görüyoruz. Mutluluk onların peşini hiç bırakmasın, bir ömür boyu mutlu olsun, birbirlerine destek olsunlar. Kendilerine bundan sonraki hayatlarında bir ömür boyu mutluluk diliyorum" dedi.
Engelsiz Yaşam Merkezi Müdürü Ahmet Candemir de, "Bizim ile birlikte kurumda beraber yaşadığımız, tatlısıyla, acısıyla birlikte her şeyi paylaştığımız Aşkın'ımız, güzel kardeşimiz bugün yuvasından uçup gidecek. Her bir kızımızın gönlünde yatan bu mutlu anı yaşamak bugün kendilerine nasip oldu" diye konuştu.
Konuşmalardan sonra Aşkın ve Yaşar Özkan çifti, ellerine bıçağı alıp düğün pastalarını birlikte keserek, birbirlerine ikram etti. Çiftin düğününe katılan misafirler de beraber canlı müzik eşliğinde halay çekip gece geç saatlere kadar çiftin mutluluğuna ortak oldu.
Gelin Aşkın Dikeroğlu ise, "Bütün engelli arkadaşlarıma da söylüyorum bunu. Hiç boş kalmasınlar, sevdiklerini bırakmasınlar tavsiyem onlara. Rabbim herkese de nasip etsin. Çok güzel bir şey. Ben şuan farkındaysanız konuşamıyorum" dedi.
Damat Yaşar Özkan de, sevdiği kadınla evlenmenin çok güzel bir duygu olduğunu ifade ederek, "Çok güzel bir duygu. Sevdiğinle birlikte olmak, onunla yaşamak daha güzel anlatamam. Şuan yanımda olması peri masalları gibi geliyor bana" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-Kına yakılması ve kızlarıngelin etrafında dolaşması
-Gelin damat el ele poz veririken
-Davetlilerden detaylar
-Nikah kıyılması gelin damat evet demesi
-Gelin damat imza atması
-Kaymakam evlilik cüzdanını geline vermesi
-Gelinin cüzdanı göstermesi
-Nikah şahitleri gelin de damatla fotoğraf çektiriken
-Gelin ve damada takı takılması
-Gelin ve damat pasta kesmesi birbirleirne ikram etmesi
-Gelin ve damat halay gekmesi
-Davetliler halay çekmesi
-Kaymakam açıklama
-Midyat engelsiz yaşam merkezi müdürü açıklama
-Gelin ve damat açıklama
-Genel ve dretay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Halis İŞ/MİDYAT (Mardin), (DHA)-
==============================================
Evlilik festivaline mücevherler damgasını vurdu
Kayseri'de 5 yıldızlı bir otelin ev sahipliğinde gerçekleşen evlilik festivalinde 2018 yılının düğün konseptleri evlilik hazırlığı yapan çiftlerin beğenisine sunulurken, en az 20 bin dolara satılan pırlanta mücevherlerde festivalde mankenler tarafından sergilendi.
Radisson Blu Otel'in ev sahipliğinde Kayseri'de ' Evlilik Festivali' düzenlendi. Takım elbise, gelinlik, mobilya, düğün organizasyon, mücevher ve güzellik merkezinden oluşan 10 firmanın katıldığı festival, renkli görüntülere sahne oldu. Festivalin en çok ilgi gören stantlarından birisi ise altın ve pırlantalar olduğu stant oldu. Ellerinde ve boyunlarında en az 20 bin dolarlık pırlantaları sergileyen mankenler ışıltılı bir görüntü oluşturdu. Festivale katılan Gülsoy Mücevher Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Gülsoy yaptığı açıklamada, " Yapılan bu fuarlar Kayseri'nin marka değerini artırması için çok önemlidir. Yerel firmaların bu türdeki fuarlara katılması çok önemli. Festivalde sergilediğimiz dikkat çeken ürünlerden birisi olan 100 yıllık geçmişe sahip olan Kayseri Burması bileziğidir. Geçmiş dönemlerde yarım kiloya kadar yaptırılan bu bilezik, şimdi ekonomik durum nedeniyle 120 grama kadar düştü. Ortalama fiyatı 75 Bin TL'den başlayan bu bileziğin dışından ilgi gören ürünlerden birisi de pırlantalardır. 14 kırat taşlara sahip pırlantalar 20 ile 25 bin dolara arasında değişen fiyata sahiptir. " dedi.
Görüntü Dökümü:
- Evlilik fuarından genel görüntü
- Üzerinde altın ve mücevher taşıyan mankenlerden görüntü
- İş Adamı ve firma sahiplerinden Fatih Gülsoy ile röportaj
- 20-25 bin dolarlık pırlantaların görüntüsü
- Afrin'de verilen son şehitlerin fotoğrafları
- Detay görüntü
Haber-Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ,DHA)
=================================================