HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

DHA YURT BÜLTENİ-4 

JENERATÖR DEVREYE GİRİNCE GASPÇININ KİMLİĞİ ORTAYA ÇIKTI   Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde elektrik kesilince bir market zincirinin şubesine giren B.Ç.

JENERATÖR DEVREYE GİRİNCE GASPÇININ KİMLİĞİ ORTAYA ÇIKTI

Adana'nın Tufanbeyli ilçesinde elektrik kesilince bir market zincirinin şubesine giren B.Ç. (33), kasa sorumlusuna bıçak çekip kasadan 510 TL gasbetti. Güvenlik kameralarıyla görüntülenen B.Ç., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tufanbeyli ilçesi İstiklal Mahallesi Girne Caddesi üzerinde önceki gün saat 19.30 sıralarında bir marketler zincirinin satış şubesine elinde bıçakla giren B.Ç., kasadaki çalışana açtırdığı kasadan 510 TL'yi alıp kaçtı. İhbar üzerine markete gelen polis ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. Kurulan özel ekip, gasp olayını gerçekleştirdiği saptanan B.Ç.'yi kısa sürede yakaladı. B.Ç.'nin ilçedeki elektrik kesintisinden yararlanıp, güvenlik kameralarının çalışmadığını düşünerek soygunu gerçekleştirildiği öne sürüldü. Sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edilen B.Ç., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Zanlının markete girmesi
- Kasadaki parayı alıp kaçması

Haber-Kamera:Ertan KUTLUANA/TUFANBEYLİ (Adana), (DHA)

=========================

OSMANİYE'DE ZEYTİN HASADINA BAŞLANDI

Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde 'yeşil altın' olarak tabir edilen zeytinin hasadına başlandı. Salamuralık ve yağlık olarak hasat edilen zeytinin kilosu 3-4 TL arasında alıcı buluyor.

İlçede kurak arazileri değerlendirmek için 2005 yılında İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Özel İdare Müdürlüğü ile Kadirli Ziraat Odası'nca başlatılan projeyle çiftçiler zeytinciliğe yönlendirildi. Başarıyla uygulanan proje kapsamında ilçede o günlerde onbinlerle ifade edilen zeytin ağacı sayısı 1 milyon 600 binlere, zeytin yetiştiren çiftçi sayısı da 700'den 5 bine ulaştı. İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Fatih Rüştü Özeser, projenin amacına ulaştığını belirterek, zeytinin hem ilçe ekonomisine hem de çiftçisine büyük katkı sağladığını söyledi. Her geçen yıl verimde artış olduğunu söyleyen Özeser, bu yıl da rekoltenin yüksek olduğunu söyledi.

Çiftçilere 1 milyondan fazla zeytin fidanı dağıtıldığını belirten Özeser, "34 bin dönüm arazide bu yıl yetişkin 1 milyon 500 bin ağaçtan çiftçilerimiz hasat yapmaya başladı. 1 ağaçtan 60 ile 80 kilo arasında zeytin alıyoruz. Bu oran bazı ağaçlarda yükseliyor bazılarında ise düşüyor. Geçen yıl yaklaşık 210 bin tonluk bir hasat yapılmıştı, bu sezon ise 220 bin tonluk bir rekolte bekliyoruz. Salamuralık ve yağlık olarak hasat edilen zeytinin kilosu 3-4 TL arasında alıcı buluyor. Zeytin hasadına başlayan çiftçilerimiz bu yıl yağ oranından çok memnunlar" dedi.

ZEYTİN ALTIN DEĞERİ GÖREN BİR ÜRÜN
Zeytinin kıraç alanların da ekimiyle son yıllarda yükselişe geçtiğini söyleyen Kadirli Ziraat Odası Başkanı Hanifi İspir de "Zeytin eken çiftçilerimiz şimdi para kazanmaya başladı. Çiftçilerimiz zeytincilikte büyük bir mesafe kat etti. Yurt içinden her bölgeden zeytin alımı için ilçemize geliyorlar. Zeytinin pazar sorunu yok. Ağaçta dahi satışını yapan çiftçilerimiz var. Zeytin ağacı sayısının 2 milyona ulaştığı Kadirli'de çalışacak işçi ihtiyacı da artmaktadır. Zeytin mevsiminde geçici binlerce işçi evine ekmek götürüyor. Ayrıca budama ve bakımı gibi işler için de ara ara insanlar iş buluyorlar. Artık Kadirli zeytini ile adından söz ettiriyor. Zeytinciliğin gelişmesi ile birlikte 6 fabrika açıldı. Bu fabrikalarda da onlarca kişi çalışıyor. Zeytin artık Kadirli'de altın değeri gören bir ürün oldu" diye konuştu.

YAĞ REKOLTESİ YÜKSEK
Çiftçinin hasadı yapılan zeytinlerden 3-4 kilograma bir 1 kilo yağ aldığına dikkat çeken İspir, "Bu yağ rekoltesi açısından büyük bir orandır. Ayrıca geçtiğimiz yıl 14-15 TL'den satılan yağın kilo gramı bu yıl 20 TL'ye kadar alıcı buluyor. Kadirli'de dahil olmak üzere sağlık açısından daha faydalı olan zeytin yağ tüketimi her geçen gün artıyor. Bu da yağ üreten çiftçilerimizin para kazanmasını sağlıyor" dedi.

Görüntü Dökümü
-----------------------
- Zeytin tarlası
- Daldaki zeytin
- Zeytin toplayan kadınlar
- Zeytinin fabrikada işlenmesi
- Zeytinyağından detay
- Kadirli Ziraat Odası Başkanı Hanifi İspir ile röp.
Haber-Kamera: Efendi ERKAYIRAN/KADİRLİ,(Osmaniye),(DHA)

===============================

URGANCILIK MESLEĞİNİN 'AYŞE USTA'SI

Tokat'ta yaşayan Ayşe Darende (46), Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş mesleklerinden birisi olan urgancılığı devam ettirmeye çalışıyor. Tarihi Taşhan Çarşısı içerisindeki dükkanda üretilen urganlar, Türkiye'nin 60 iline gönderiliyor.
Tokat'ta yaşayan 2 çocuk annesi Ayşe Darende, evlendikten hemen sonra 23 yıllık eşi Cemil Darende'nin mesleği urgancılığa merak saldı. Bir süre sonra evinde hayvanlarda kullanılan yular ile tasma yapmaya başlayan Darende, ardından eşi ile birlikte aynı dükkanda işe başladı. Kentte bu meslekle uğraşan tek kadın olan Darende, iş yerinde at, eşek, inek yuları ile köpek tasması üretiyor. Ürettiği ürünleri ise eşi Cemil Darende Türkiye'nin 60 iline pazarlıyor.
23 yıldır urgancılık mesleğini devam ettirdiğini söyleyen Ayşe Darende, "Önceden evde yapıyordum. 12 yıldır ise aktif olarak dükkanda bu işi yapıyorum. Urgan kendirden yapılan bir iptir. Ama kendir Türkiye'de olmadığı için yerine alternatif ürünler ile devam ettiriyoruz. Önceleri kendir varken ipi de kendimiz yapıyorduk. Daha sonra hayvan yularlarını, başlıklarını yapıyorduk. Ama kendir olmadığı için şimdi naylon iplerden yapıyoruz. Kendimize alternatif buluyoruz. Yaptığımız ürünleri Türkiye genelinde pazarlıyoruz. Ben yapıyorum, eşim ise pazarlıyor. Yular çeşitlerinin hepsini yapıyorum" dedi.

'BİZİMLE BİRLİKTE BU MESLEK BİTECEK'
İşçi bulmakta zorluk çektiklerini belirten Ayşe Darende, "Bu işi yapmak isteyen kimse bulamıyoruz, çırak olayı da hiç yok. Urgancılık mesleği aile olarak yapılan bir meslek. Evinin dışında insanlar gelmediği zamanlar çok zor yapılan bir iş, kolay bir meslek değil. Eskiden urgan atölyeleri vardı Ama şimdi yok. Şu anda bir atölye açmak için alt yapısını hazırladım. Urgancılık mesleği şu anda Türkiye'de bitmiş durumda, yani çok yapan kişi yok. Kendiri yapan da yok. Ben kendir atölyesini kurmaya çalışıyorum. Unutulmaya yüz tutmuş bir meslek, tamamen bitmiş bir meslek. Eğer ben bir çırak yetiştiremezsem, bir kaç kişiye ben bu işi öğretemezsem sürdürecek kimse kalmayacak. Bizimle birlikte bu meslek de bitecek" diye konuştu.

'EŞİM BAŞ ROLDE'
Urgancılık mesleğini çocukken öğrendiğini söyleyen eşi Cemil Darende ise, "Bu mesleği dedelerimden, amcalarımdan öğrendim. Halen bu mesleği yapmaktayım. Şu anda kendi çabalarımızla bu işi sürdürüyoruz. Baş rollerde eşim oynuyor. Biz normalde bir çuval ip yapardık. Sabaha kadar onu da mal pazarlarında satardık. Eşim işin başına geçtikten sonra ufkumuz açıldı. Türkiye genelinde toptan satışa başladık" dedi.

Görüntü Dökümü:
-Taşhan'daki dükkandan görüntüler
-Ayşe ustanın urgan çalışmalarından görüntüüler
-Üretilen ürünlerin görüntüsü
-Ayşe Darende'nin konuşmaları
-Eşinin konuşması
-Detaylar
Haber-Kamera:Fatih YILMAZ/TOKAT,(DHA)

==============================

KIRMIZI BENEKLİ ALABALIKLARIN NESLİ TÜKENİYOR

Türkiye'de adını üzerindeki benek ve şekillerden alan; dağalası, dağ alabalığı olarak da bilinen kırmızı benekli alabalıkların neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirlendi. Koruma altına alınan türün yok olma nedenlerine ilişkin araştırmalar yapan uzmanlar, küresel iklim değişikleri nedeniyle ısınan sular ile nehir ve dereler üzerindeki inşaatlar, kanalizasyon atıkları ve yanlış avcılığın başlıca nedenler olduğunu tespit etti, alabalıkların su kaynaklarında stoklarının artırılarak koruma tedbirlerinin iyileştirilmesini önerdi.

Türkiye'de adını üzerindeki benek ve şekillerden alan; dağalası, dağ alabalığı olarak da bilinen Anadolu'ya özgü kırmızı benekli alabalıkların neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu belirlendi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nce koruma altına alınan türün yok olma nedenlerine ilişkin araştırmalar yapan uzmanlar, küresel iklim değişikleri nedeniyle ısınan sular ile nehir ve dereler üzerindeki inşaatlar, kanalizasyon atıkları ve yanlış avcılığın başlıca nedenler olduğunu tespit etti, alabalıkların su kaynaklarında stoklarının artırılarak koruma tedbirlerinin iyileştirilmesini önerdi.

DOÇ. DR. KURTOĞLU: İNSAN ELİ FALİYETLERİ YOK OLMADA ETKİLİ
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Anabilim Dalı Başkanı Doç Dr. İlker Zeki Kurtoğlu, kırmızı benekli alabalıkların ülkede bol akışlı oksijenli temiz sularında yaygın olan bir tür olduğunu belirterek son yıllarda neslinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını söyledi. Yok olma tehlikesinin insan eliyle ilişkili faaliyetler olduğunu vurgulayan Kurtoğlu, "Küresel ısınma nedeniyle sularımız ısınıyor. Soğuk sularda yaşayıp, üreyen bu alabalık nesli bu etkilerle karşılattığında ilk tepkisi neslinin yavaş yavaş azalması oluyor. Nehir üzerinde yapılan inşaat faaliyetleri, her ne amaçla olursa olsun köprü, baraj faaliyetleri de neslin tükenmesinde etkili oluyor. Yerleşim yerlerinin kanalizasyon atıklarının canlı ortamına verilmesi doğal ortamın da oluşturduğu tahribatlardan dolayı zarar verebiliyor. Yine zirai faaliyetlerden dolayı suya karışan bazı kimyasalların bunlar pestisitler veya gübreler olabilir, bu türlerin neslinin devamlılığı konusunda ciddi tehdit olan unsurlar. Bunlar nehir içerisinde kum çakıl ocağı işletmeciliğinden tutunda, karasal ortamdaki erozyona sebebiyet verebileceği faaliyetlerin tamamı bu alabalık neslinin yok olmasında etkili faktörler olarak sıralayabiliriz. Yanlış avcılıkta etkili sebepler arasında yer alıyor" dedi.

'KORUMA TEDBİRLERİ İYİLEŞTİRİLMELİ'
Kırmızı benekli alabalıkların su kaynaklarında stoklarının iyileştirilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. İlker Zeki Kurtoğlu, "Koruma tedbirlerinin iyileştirilmesi lazım. Avcılık, balık göç yolarının iyileştirilmesi gibi, nehre akan kanalizasyon atıklarının bertarafı gibi yöntemlerin mutlaka uygulanması gerekir. Yıpranmış ve yeniden dönüşü olmayacak su kaynaklarının ise yine o su kaynağına yakın genetik yapıdaki bireylerin yakalanarak suni şartlarda üretilip çoğaltılıp, bu su kaynaklarına bırakılması lazım. Bu uygulamalar oldukça yaygın yapılıyor. Japonya'da iki milyar pasifik somonu doğaya bırakılıyor. Yine Amerika'da 150'ye yakın kuluçkahaneden üretilen balıklar su kaynaklarına geri bırakılıyor. Dikkat edilmesi gerek bir husus ise kaynağa uygun bireylerin bırakılmasıdır. Bu uygulamayı da Doğa Koruma ve Milli Parklar ekipleri yapıyor" diye konuştu.
Kırmızı benekli alabalık yetiştiriciliği yapan Su Ürünleri Mühendisi Dursun Kuyumcu da, "Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerimiz kırmızı benekli alabalık üretimini yapıp doğaya bırakıyor. Ancak bu yeterli olmuyor. Vadilerdeki dere yataklarında hafriyat çalışmaları ve atıklardan doları artık üreme için gelen özelikle denizalası derelere girmiyor. Bu da kırmızı benekli alabalığın derelerde her geçen sene bulunabilirliğini azaltıyor" dedi.

TBMM'YE ÖNERGE VERİLDİ
CHP'li 21 milletvekili kırmızı benekli alabalık türünün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasının sebeplerinin araştırılması, çoğaltılması ve koruma tedbirlerin tespit edilmesi amacıyla TBMM Başkanlığı'na araştırma önergesi verdi. Anadolu'ya özgü endemik bir tür olan kırmızı benekli alabalıkların, içme suyu kalitesindeki soğuk ve temiz sularda yaşadığının hatırlatıldığı önergede, "Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz başta olmak üzere ülkemizin farklı bölgelerinde derelerde bulunan kırmızı benekli alabalıklar, aşırı, bilinçsiz ve yanlış avcılığın kurbanı olmaktadır. Özellikle bazı yerlerde zehirli bitkilerle, kimyasallarla kırmızı benekli alabalık avlama alışkanlığı, daha doğrusu zehirli katliam yöntemi yaygındır. Suya bırakılan zehir sonucu yavrularına kadar tüm kırmızı benekli alabalıklar telef olmaktadır. Yine su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı, suların kirlenmesi, heyelan ve sel, ekonomik değeri bir hayli yüksek olan kırmızı benekli alabalıkların geleceğini tehdit etmektedir. Tüm bunlara kırmızı benekli alabalığın şifa kaynağı olarak görülmesi gibi yanlış inanışlar da eklenince; endemik balık türümüz, nesli tükenme tehlikesiyle iyice karşılaşmış bulunuyorö denildi.

KIRMIZI BENEKLİ ALABALIK
Adını üzerindeki benek ve şekillerden alan; dağalası, dağ alabalığı olarak da bilinen kırmızı benekli Anadolu'ya özgü endemik bir tür olarak biliniyor. İçme suyu kalitesindeki soğuk sularda yaşıyor. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Marmara Bölgesi ve Abant Gölü gibi ülkemizin farklı bölgelerinde 6 türü bulunuyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Tesisten detay

-Balıklardan detay

-Kuluçka dolabından detay

-Muhabir anonsu

-Vatandaş röp

-Dr. İlker Zeki Kurtoğlu röp

-İşletme sahibi röp.

Haber: Arzu Erbaş - Kamera: Mehmet Can PEÇE RİZE-DHA

Mynet Youtube


En Çok Aranan Haberler