HABER

DHA YURT BÜLTENİ -5

1)Çavuşoğlu ve Lavrov Antalya'da buluşacak RUSYA Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 29 Mart Cuma günü düzenlenecek Türkiye- Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'na katılmak için Antalya'ya gelecek.

1)Çavuşoğlu ve Lavrov Antalya'da buluşacak

RUSYA Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 29 Mart Cuma günü düzenlenecek Türkiye- Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'na katılmak için Antalya'ya gelecek.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 29 Mart Cuma günü Belek Turizm Merkezi'ndeki Regnum Carya Otel'de düzenlenecek Türkiye-Rusya Federasyonu Ortak Stratejik Planlama Grubu Toplantısı'nda bir araya gelecek. Bakan Çavuşoğlu ve Rus mevkidaşı Lavrov, toplantı sonrasında ortak basın açıklaması yapacak.

ANTALYA, (DHA) -

================================================

2)Bakan Pakdemirli: Türkiye samana, buğdaya muhtaç değil

İZMİR'de Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği tarafından düzenlenen 'ESİAD SÜR 19 Sürdürülebilir Tarım ve Teknoloji Konferansı'nda konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarımsal üretim alanında yaşanan tartışmalara değindi. Pakdemirli, yapısal problemlerin bulunduğunu, düzeltilmesi gereken tarafların olduğunu ancak Türkiye'nin samana, buğdaya muhtaç olmadığını söyledi. Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) tarafından ilki düzenlenen 'ESİAD SÜR 19 Sürdürülebilir Tarım ve Teknolojiö Konferansı, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılımıyla gerçekleştirildi. Konferansa İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve çok sayıda davetli de katıldı. Konferansta konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, tarım konusunun herkesin, muhalefet liderlerinin sürekli eleştirdiği bir konu olduğunu söyledi. Bekir Pakdemirli, "Durum gerçekten böyle mi bakmak lazım. Algıyı biraz düzeltmemiz lazım. Tarımda kavga edip bir noktaya varamayız. Gerçekleri rakamlarla ortaya koyup bundan sonra ne yapacağımızı konuşmalıyız. Gerçekler düşündüğünüz kadar kötü değil ama 25 yıl içerisinde bugün yaptığımız, bizi başarıya ulaştırmaz. Bu zor ev ödevini birlikte yapmamız lazım. Sivil toplum kuruluşlarından, devlet, muhalefet bir olursa bu zor ödevin altından kalkarız" diye konuştu.
'İTHAL EDİLEN SAMAN 10 BİNDE 4'
Yapısal problemlerin bulunduğunu, düzeltilmesi gereken tarafların olduğunu da söyleyen Bekir Pakdemirli, bunlara rağmen Türkiye'nin samana, buğdaya muhtaç olmadığını söyledi. Pakdemirli, "Türkiye'de iki günde bir muhalefet liderleri 'Türkiye'yi samana muhtaç ettiniz' diyor. İthal edilen saman 10 binde 4. İthal etmenin günah olduğu bir ülkede mi yaşıyoruz? Buğday üst üste Türkiye'de 21.5 milyon ton üretiliyor. 19 milyon ton tüketim var. Her gün ağzımızda tarımı sakızla çiğneyerek başarıya ulaşamayız. Eleştiri olacak ama yapıcı eleştiri ve rakamlar konuşulmalı" dedi. Rakamları konuşmak gerektiğini de kaydeden Bakan Bekir Pakdemirli, şunları söyledi:
"Türkiye'de 18 milyar dolar ihracat, 12 milyar ithalat ile tarımda fazla veren bir ülke. Tabii ki bazı kalemleri ithal edeceğiz. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın elinde güneşi açma, güneşi kapatma bulutları aralama, yağmurları yağdırma yetkinliği yok. Bazı ürünlerin planlamasında, ki en iyisini yaptığımızı söylemem ama çalışıyoruz. Bazı ürünlerin planlamasında örneğin ekim gecikmelerinden dolayı Türkiye ithalat da yapabilmelidir."
'GEÇEN YIL AVRUPA'DA PATATESİN TONU 20 EURO'YDU, BU SENE 360 EURO'
Bakanlığın ilk görevi üretici korumak olduğunu anlatan Bekir Pakdemirli, tüketicinin de yüksek fiyatla ürünleri yememesi gerektiğini belirterek, "Korkarak alacağımız kararlar olmamalı. Eksiklik olabilir, hatalar olabilir ama emin olun en iyi niyetimizle vatandaşa en iyi şartlarda en kaliteli ürünleri yemesi için çalışmaları sürdürüyoruz. Bundan sonra başarı istiyorsak tarım ve orman sektörü algısını yukarı çekmemiz lazım. En başta İzmir Manisa, Afyon, Uşak, Denizli sahip çıkacak. Her zaman konuşan biz olmamalıyız. Konuşan bizler adına STK'lar olmalı. STK'lar 'Durun bakalım bir hata yapılıyor bu işin doğrusu budur' diyebilmeli. Geçen yıl Avrupa'da patatesin tonu 20 Euro'ydu, bu sene 360 Euro. Orda da yağış, rekolte sorunu yaşanabiliyor ama hiçbir muhalefet arkasında animasyonlu film çekmiyor" diye konuştu.
KOOPERATİFLERİN ÖNEMİNE DEĞİNDİ'
Tarımın, savunma sanayinden önemli olduğunu, en temel ihtiyacın tarım olduğunu da söyleyen Pakdemirli, "En temel ihtiyaç maddemiz üzerine her gün sakız gibi ağzımıza alıp konuşamayız. Eleştirilmeyecek diye bir bir şey yok ama eleştire hesaplı kitaplı, doğru veriler üzerinden gitmemiz lazım. Türkiye'de 2050'de 105 milyon nüfus olacak gibi" dedi. Konuşmasında kooperatiflerin önemli olduğuna da dikkat çeken Bekir Pakdemirli, "14 bin 200 kooperatif var. Dünya klasmanına giren bir tane var mı, yok. İlk 10'a, ilk 50'ye, ilk 100'e giren yok. Kooperatifte başarılı modellerine alışmamışız. Bir elin parmak geçmiyor. Kooperatifin görevi, üretici ile tüketiciyi yan yana getirmek" diye konuştu.
'DEVLET SAHAYA İNER Mİ'
Türkiye'de tanzim satışların gündemde olduğunu anımsatarak konuşmasını sürdüren Bekir Pakdemirli, şöyle dedi:
"Devlet sahaya iner mi? İnmemesi lazım ama buradaki görev kooperatiflerin görevi. Üreticiyle tüketiciyi birleştirecek. Zinciri kısaltarak tüketiciye ulaşılabilir fiyatlar, üreticiye de maksimum fayda sağlayacak fiyatlar olmalı. Bugün en büyük şikayet, tarlada 1 lira, tüketicide 4 lira. Dengeye gitmemiz lazım. Kooperatifler görevlerini doğru yapmıyorlar. Dağınık ekosistem olamamalı. Bunu başarmış ülkeler var. Her ilçe köyde dört kooperatif var. Vatandaşın elini sıkıyorsun cebinden başkan kartı çıkarıyor. Gerekirse bir ilçede bir tane tarım hayvancılık kooperatifi olacak. Kooperatifin biri bin para. Yüzde 50 gıda üretimi artırmanın en önemli anahtarlarından biri sulamayı çözmemiz. 2 milyon hektarı sulamaya açmamız lazım. Bunun kabaca maliyeti 100 milyar. 1 hektarı 40 bine sulamaya açıyorsunuz, size getirdiği 8 bin lira. 5 senede sulama yatırımları kendini ödüyor. Bütçe kaynaklarımız tabii ki sınırlı. Bizim de zor ödevimiz, sürdürebilir modellerle yap-işlet-devret veya farklı modellerle bu işi en hızlı şekilde yapmak istiyoruz."
'TOHUM İŞİ TÜRKİYE'DE KALMALI'
Yerel tohumlar hakkında da konuşan Pakdemirli, tohum işinin Türkiye'de kalmasında fayda olduğunu açıklayarak, 150 bin ton tohum üreten Türkiye'nin, bugün 1 milyon tohum üretir halde geldiğini anlattı. Pakdemirli, "Türkiye GDO'suz ülke. Bunun avantajını ihracatta yaşamamız lazım. Türkiye'nin toprak kaynakları sınırlı olduğu için GDO'suz ülke olarak kalmak lazım. GDO ile ilgili teknolojileri de takip ediyor olmamız lazım. Türkiye, tüm teknolojileri etmek zorunda. Hayvancılıkta Türkiye'de zaman zaman ithalat yaşadığımız oluyor. Bakanlığın başından beri doğru dürüst ithalat yapmadık. Tedbirler, 3 yıl içinde Türkiye ithalattan bağımsız hale getirebilir. Türkiye bugün 80 milyon nüfus, 5 milyon mülteci, 40 milyon da turist. 80'lerin 40 milyonluk ülkesi değil. Nostaljik 'kendi kendine yeten ülke' deyip de gerçeklere bakmadan yürümemek lazım. Küçükbaş ve büyükbaş ile ilgili; küçükbaşta Türkiye yeterli bir ülke ama büyükbaşta da yeterli ülke haline gelecek" dedi.
'ÜRÜNDE ŞÜPHE VARSA 174'Ü ARAYIN'
Pakdemirli, konuşmasını söyle sürdürdü:
"Tarım ürünlerini sadece üretip satmanın, tüketmenin ötesinde, işlenmiş gıdaya çevirip marka yüklememiz lazım. Bir şeylere anlam yüklememiz lazım. Tarımdaki başarımızın işlenmiş gıda sanayinde aynı olmadığını söyleyebilirim. Daha yürüyecek çok yerimiz var. Özel sektörün büyük ve yeni markalar oluşturması büyük sermaye gerekiyor. Bir çatı Türkiye markası oluşturup altına lokum, incir, zeytinyağı, ürettiğimiz ürünleri koyalım. İyi çerçeve ile hızlı dünyada pazarlamaya gidebiliriz, atma değerini artırırız. Lisanslı depoculuk çok önemli. Tarımın finansal enstrümanlara ulaşması açısından son derece önemli. Bir şekilde finansal enstrümanlara ulaşmamız lazım. Ürünleri denetlemiyoruz gibi bir şey var. Alo 174 hattımız var. Bir hanımefendi bir ürünü açmış, sıcak suya atıp 'renk verdi' diyor sosyal medyada. Kıyma sıcak suya atıldığında renk verir. Üründen şüphelenmek normal ama şüphe varsa 174'ü arayın."
'TARIMSAL ÜRETİM İHTİYACI 13,5 MİLYAR TONA ÇIKACAK'
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri de, yaptığı konuşmada Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO), 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 30 artacağına ve buna paralel olarak tarımsal üretim ihtiyacının 8,4 milyar tondan 13,5 milyar tona çıkacağını ön gördüğünü aktardı. Fadıl Sivri, "Oysa tarım, sadece artan ihtiyacı karşılamaya değil, aynı zamanda kısıtlı arazi, azalan su ve enerji kaynakları için artan rekabet ve iklim değişikliğinin yaratacağı etkilerin de üstesinden gelmek durumunda. Zira sadece son 50 yılda, daha fazla gübre ve su kullanımı, tarımsal mekanizasyon, zirai mücadele ilaçları ve yanlış tarım uygulamaları su kaynaklarının tüketilmesine ve kirletilmesine, toprağın bozulmasına, biyoçeşitliliğin kaybına, bitki ve hayvan hastalıklarının hızlı biçimde yayılmasına yol açabiliyor ve riskler barındırıyor. Üretimi yetebilir seviyelere çıkartmak, tarım ve gıda sistemlerinde önemli değişiklikler yapmadan mümkün görünmüyor diye konuştu.
'KARBON AYAK İZİMİZİ HESAPLAMA ÇALIŞMALARINA BAŞLADIK'
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, yaptığı konuşmada Küresel Ayak İzi Ağı tarafından her yıl açıklanan dünya limit aşım günü hesaplamasına göre, insanoğlunun, yer kürenin bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi 2018 yılında 1 Ağustos tarihi itibariyle tükettiğini belirterek, "İnsanoğlu, 1 Ağustos'tan 2018 sonuna kadar olan 5 aylık süreçte 2019'un kaynaklarından borç aldı" dedi. Kestelli, İzmir Ticaret Borsası olarak kendilerinin de bir takım çalışmalar yaptığını açıkladı. Kestelli, şunları söyledi:
"2019 yılı itibariyle karbon ayak izimizi hesaplama çalışmalarına başladık. Tarihi borsa binamızda ve yaptığımız tüm çalışmalarda kaynak israfını önlemek için tedbirler alıyoruz. Sadece kendimiz için değil, kentimiz, ülkemiz ve yaşlı dünyamız için çaba sarf ediyoruz. Türkiye'de son 10 yılda tarım alanlarının yüzde 8'i kaybedildi. Günümüzde dünyada üretilen gıdanın yüzde 30'u çöpe gidiyor. Yeryüzündeki her 9 kişiden biri açlık çekiyor. Çocuk ölümlerinin yüzde 45'i yetersiz beslenmeden kaynaklanıyor."
Yapılan konuşmaların ardından, konferans sunumlarla devam etti.

Görüntü Dökümü
-----------
-Konferanstan görüntü
-Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin konuşması
-Genel ve detay görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Mücahit BEKTAŞ/ İZMİR, (DHA)

====================

3)Şehidin kabri ailenin isteğiyle şehitliğe taşındı

Afyonkarahisar'ın Sandıklı ilçesinde şehir mezarlığındaki Şehit Jandarma Er Kazım Çetin'in kabri, ailesinin isteği üzerine aynı mezarlıktaki şehitliğe taşındı.
Hakkari Uludere'de 1997 yılında şehit olan Jandarma Er Kazım Çetin'in kabri ailesinin isteği üzerine Sandıklı Şehir Mezarlığındaki şehitliğe taşındı. Taşıma işlemi bu sabah şehidin ailesinin katılımıyla gerçekleşti. Şehit Jandarma Er Kazım Çetin'in kabri, Şehit Uzman Jandarma 3 kademeli Çavuş İbrahim Çetin'in kabrinin yanına yerleştirildi.
Şehidin babası Mustafa Çetin (74), "Oğlum Hakkari Uludere mevkisinde 1997 yılında şehit oldu. Sandıklı'da oturduğumuz için buraya defnettirdik. Kabri de halk kabirleri arasında kaldığı için devletimiz yardım etti. Şehitliklerin arasına aynı hizaya konmasını istedik. Onlar da bize yardım etti. Şimdi ise kabrini şehitliklerin arasına aldırıyoruz. Sağ olsun devletimiz yardım ediyor bize. Devletimizden çok memnunuz" dedi.

Görüntü Dökümü
--------------
- Sandıklı şehir mezarlığı girişinden görüntü
- Taşınacak mezarlık yerinden görüntü
- Taşıma çalışmalarından görüntü
- Şehitlikten görüntü
- RÖP: Mustafa Çetin (Şehit babası)
- Mezarlıkta şehit taşıma çalışmalarından görüntü

237 MB /// 02.08"

HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA)

================

4)Elvan: 'Ne yaparız da Erdoğan'ı yerinden ederiz' arayışı içerisindeler

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, dünyanın çok önemli bir süreçten geçtiğini, ekonomik alanda da Türkiye'nin önünün kesilmeye çalışıldığını belirterek, "Ne yaparız da Recep Tayyip Erdoğan'ı yerinden ederiz arayışı içerisindeler" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ile birlikte ‘Memur-Sen Mersin Buluşması’na katıldı. AK Parti milletvekilleri, memur sendikaları temsilcileri ve üyelerinin katıldığı toplantıda konuşan Elvan, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın çok önemli bir süreçten geçtiğini belirtti. Elvan, "Artık tüm dünyada birçok hadise, kapalı kapılar ardında gizli hesaplar yapma yerine açıkça yapılmaya başlandı. Bu nedenle artık her şey, tüm çıplaklığıyla rahat bir şekilde görülüyor. A grubunu destekleyip, B grubunu kırdıran bir yaklaşım. Bunu çok açık bir şekilde yapıyorlar artık ve yapmaktan da çekinmiyorlar. Müslüman dünyaya baktığımızda yeraltı zenginlikleri, petrolleri, madenleri var. Zenginler ama o ülkelerde fakirlik, kargaşa diz boyu. Avrupa ülkelerinde binbir çeşit insan yaşıyor, ama bu ülkelerde insanların bir birleriyle kavga etmediklerini, birbirine düşürülmediğini görüyoruz. İşte bu oyunu bozan tek bir ülke var, o da Türkiye. Türkiye'yi bölmeye, parçalamaya, sınırda bir terör devleti oluşturmaya yönelik çok sayıda girişimler oldu. Ancak Türk milleti tüm bu girişimlere karşı dimdik ayakta durdu" dedi.
Siyasi alanda değil, ekonomik alanda da Türkiye'nin önünün kesilmeye çalışıldığını ifade eden Elvan, "Ne yaparız da Recep Tayyip Erdoğan'ı yerinden ederiz arayışı içerisindeler. Her bir kardeşimizin, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında durması gerekir. O güçlere karşı dimdik ayakta duran, mücadele eden, dünyada başka bir örneği yok. Hepimizin Cumhurbaşkanımıza sahip çıkması gerekir" diye konuştu.
Ardından söz alan Genel Başkanı Yalçın, 27 yıl önce kurulan Memur-Sen’in, hak özgürlük ve emek mücadelesinde Türkiye’nin en büyük örgütlü gücüne ulaştığını söyledi.

Görüntü Dökümü
--------------
-Salonda bulunanlar
-BMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Lütfi Elvan'ın konuşması
-Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın'ın konuşması
-Genel ve detay

(BOYUT:491,55 MB) (SÜRE:4,23 DK)

Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA)

====================

5)BBP Genel Başkanı Destici'den mezarlık ziyareti

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 10 yıl önce Kahramanmaraş'ta meydana gelen helikopter kazasında Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte hayatını kaybedenlerin mezarlarını ziyaret etti.
Kahramanmaraş'ta 25 Mart 2009'da meydana gelen helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin ölümlerinin 10'uncu yılı anısına düzenlenen anma programına katılmak üzere Sivas'a gelen BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, mezarlık ziyaretinde bulundu. Sabah saatlerinde Yukarı Tekke Mezarlığı'na giderek kazada hayatını kaybeden BBP Eski İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, belediye meclis üyesi adayı Murat Çetinkaya ve gazeteci İsmail Güneş'in mezarlarını ziyaret ederek dua etti. Destici daha sonra Muhsin Yazıcıoğlu'nun annesi Fidan Yazıcıoğlu'nun mezarını da ziyaret etti.
Burada açıklama yapan Destici, Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte ölenlere rahmet diledi. Pazar günü yapılacak olan yerel seçimler hakkında da açıklamalarda bulunan Destici "Aynı zamanda bir seçim sürecindeyiz. Ben 31 Mart'ta yapılacak mahalli idari seçimlerin de ülkemiz, milletimiz ve devletimiz için seçime katılacak siyasi partiler için hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah birlik beraberlik içerisinde kardeşçe bir seçim geçireceğimizi ümit ediyorum. İnşallah partimiz için, adaylarımız için, hareketimiz için güzel bir seçim olacak. Sivas ve ilçeleri başta olmak üzere inşallah Büyük Birlik Partimiz bu seçimden başarı ile çıkacak" dedi.
'EN FAZLA OY ALDIĞIMIZ SEÇİM OLACAK'
Büyük Birlik Partisi'nin kurulduğu günden bugüne kadar girdiği seçimlerdeki en yüksek oyu alacaklarını ifade eden Destici "Bu yerel seçimler partimizin inşallah kurulduğu günden bugüne kadar en yüksek oy aldığım seçim olacak, onu görüyorum ve en çok belediye kazandığımız seçim olacak inşallah. Tabi Sivas bizim için çok önemli. Rahmetli başkanımızın bize emanetleri var, bizim üzerimizde hakları var, tabi onlardan bir tanesi de Sivas. Dün olduğu gibi bugün de yarın da sahip çıkacağız. Bütün Sivas halkının da Büyük Birlik Partisi etrafında, Doğan Ürgüp etrafında, Muhsin Yazıcıoğlu sevdasıyla birleştiğini, bütünleştiğini görüyoruz. Bu da bizi ziyadesiyle memnun ediyor. İnşallah 31 Mart'ta da sandıklara tecelli edeceğine inanıyoruz. Sahada bu son 1 ay içerisinde 3 tane çalışma yaptırdık. Bu çalışmalarda da bunu gördük. Sivaslının Büyük Birlik Partisi'ne ve adayımız Doğan Ürgüp'e büyük bir teveccühünü gördük. Sadece Büyük Birlik Partililer değil, Sivas kazanmış olacak. Biz geçmişteki 2009-2014 arasındaki Sivas Belediye Başkanlığı döneminde bütün Sivaslı bunu gördü asla ve kata bir ayrımcılık olmadı. Dolayısıyla hayırlı bir şekilde Pazar gününü atlatacağımıza inanıyoruz. İnşallah Pazartesi'den sonra rahmetli genel başkanımızın bize emaneti olan Sivas'ta birlikte olacağız ve Sivas'ı birlikte yöneteceğiz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü
---------
-Mezarlık ziyareti ve dua edilmesi
-Destici'nin açıklamaları

Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)

================

6)Rus turistler Kekova'ya yazı getirdi

Antalya'nın Demre ilçesinde yatla denize açılan Rus turistler serin havaya rağmen denize girdi.
Demre'nin en önemli çekim noktalarından Kekova'ya gelen Rus turistler, önce ilçe merkezindeki Aziz Nikolaos Anıt Müzesi'ni ve Myra Antik Kenti'ni gezdi. Öğle yemeğinin ardından Çayağzı Limanı'ndan yatlarla Kekova turuna çıkan turistler, çok sakin ve masmavi denizde seyreden yatın üzerine çıkarak güneşlendi. Turistler turda önce Batık Kenti ve Simena Antik Kenti'ni gezdi, yatın üstünde bol bol fotoğraf ve video çekti.
Yat, dünyanın en güzel doğal limanlarından biri olan Gökkaya Koyu'nda mola verdi. Molada denizin ve havanın güzelliğini gören bazı Rus turistler, serin havaya rağmen kendilerini Akdeniz'in mavi sularına bıraktı. Ardından arka arkaya yatın üstünden denize atladılar. Yüzme molasının ardından tur Çayağzı Limanı'nda sona erdi.
Tura katılarak yüzen Rus Maria Bogodukhova, "Rusya'dan geldim. Bizim oralarda hava daha buz kesiyor. Gündüz bile eksi derecelerde. Bu güzelliği görünce denize girdim. Bu mevsimde benim için denize girmek harika bir anı. Deniz çok güzeldi" dedi.
Aleksander Kosuinikov, "Bu tur çok harikaydı. Burası tarihi ve doğası ile bir cennet. Mart ayında denize girmek benim için bir rüya. Yazın bile bu hava benim ülkemde yok" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-------------
-Yat limanı
-Yata binenler
-Yatta yol alan turistler
-Batık Kent ve Simena'da turistler yatta
-Denizde yol alan başka yatlar
-Denizde yüzenler
-Yattan inen grup
-Röportajlar

724 MB /// 06.28"

Haber-Kamera: Ahmet ACAR/DEMRE (Antalya), (DHA)

====================

7)Kayseri sucuğu yüzyıllardır lezzetini koruyor

Evliya Çelebi'nin, seyahatnamesinde övgüyle bahsettiği Kayseri’nin yöresel lezzetlerinden sucuk, yüzyıllardır lezzetini koruyor. Kayseri sucuğunu, diğerlerinden ayıran en büyük özelliği yüzde 10 civarında baharattan oluşması.
Kayseri'de tüketilen yiyeceklerin başında sucuk geliyor. Kayseri sucuğu, tarihten günümüze dünya çapındaki ününü sürdürüyor. Kentte 30 yıldır kasaplık yapan Mustafa Tokluman, sucuğun özellikle kış aylarında yoğun olarak tüketildiğini ve hediye olarak gönderildiğini söyledi. Toktluman, beyaz etin sucuğa girmesine karşı olduklarını dile getirerek vatandaşlara dana etinden yapılan sucuğu tavsiye ettiklerini ifade etti. Tokluman, şöyle konuştu:
"Biz Kayserililer sucuğa 'İrişki' diye adlandırırız. Üretimi ağırlıklı olarak evlerde başlamıştır. 1970'li yıllarda fabrikaya intikal etmiştir. Bugüne kadar da böyle gelmiştir. Kanunlarımızda yer almakla beraber aslen etten olur. Endüstriyel olarak piliç etinden de olmak üzere sucuklar imal ediliyor. Tavsiye ettiğimiz ise yüzde 100 dana eti olan sucuktur. Maalesef tavuk ve piliç eti normal tüketimin haricinde fabrikalarda yapılıyor. Tavuk etinden imal edilen sucuk, 15 TL ile 30 TL arasında değişkenlik gösteriyor. Dana eti dediğimiz sucuk 50 TL ile 70 TL arasında değişir."
'YÜZDE 10 BAHARAT'
Türkiye’de üretimi yapılan sucuklarda baharat oranının Kayseri sucuğundan farklı olduğunu vurgulayan Tokluman, "Bütün Türkiye'de sucuk yapılır; ama Kayseri sucuğunun en büyük özelliği baharattır. Etin karakteri de önemlidir. Kayseri sucuğu bunun hakkını verir. Yüzde 10'a isabet eden oranda baharat karışımı vardır. Kayseri dışında yapılan diğer illerde ki sucukların içerisine katılan baharat oranı bizimkinden az olduğu için biz ona sucuk demiyoruz. Baharatsız isteyenler de onu tercih ediyor. Bizim geleneksel klasik sucuğumuzda ete yüzde 10 civarında baharat girer ve o da Kayseri sucuğunun en büyük özelliğidir" dedi.
'KISIK ATEŞ ALTIN KURAL'
Tokluman, sucuğun kısık ateşte kendi yağında pişirilmesinin altın kural olduğunu da dile getirerek şunları söyledi:
"Biz sucuk pişirmede ev hanımlarına karışıyoruz. Sucuk yuvarlak değil, yan ve çapraz doğranmalıdır. Kısık ateşte yapılmalı ve hiç yağ ilave edilmemelidir. Yuvarlak doğranan sucuk tavada yanar. Çapraz doğranın ise tava ile tam orantıda olur. Hiç yağ ilave edilmemelidir. Kendi yağı ile yapılırsa sucuğun tadı ortaya çıkar. Altın kural kısık ateşte yan ve çapraz doğranmalıdır. Bize müşterilerimiz sorduğunda biz bir bilgilendirme notu hazırladık. Sucuğun pişirilme tarifini biz gelen müşterilerimize gönderiyoruz."

Görüntü Dökümü
----------
-Sucuklardan detay
-Esnaf Mustafa Tokluman ile röportaj
-Sucuğun nasıl pişirilmesi hakkında bilgi
-İşletmeden genel görüntü
-Diğer detaylar

Süre:6,30 Boyut:728 MB

Haber: İsmet KÖZELO-Kamera: Muhammed KISIR/KAYSERİ, (DHA)

==================

8)Karalar'ı meşaleli karşılama

CHP'nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Sarıçam ilçesi ile Misis Yakapınar'da toplantı yaptı.
Zeydan Karalar'a toplantılarda CHP ve İYİ Parti Adana Milletvekilleri, ittifakın il ve ilçe başkanları ile Yüreğir Belediye Başkan Adayı Kamuran Karaca ve Sarıçam Belediye Başkan Adayı Mehmet Koca da eşlik etti.
Başkan Zeydan Karalar yaptığı konuşmalarda Sarıçam'ın Adana'nın nefes alacağı ve hızla büyümekte olan bir ilçesi olduğunu belirterek, "Adana nefes alacaksa Sarıçam'dan alacak. Bu bölgenin büyümesi gerekiyor. Mehmet Koca'nın Sarıçam Belediye Başkanı olması benim de Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmamız durumunda el birliğiyle burayı çağdaş yaşanılabilir bir ilçe haline getireceğiz. Sarıçam'ın kimselere peşkeş çekilmesine izin vermeyiz. Sizlerden isteğim Millet İttifakı'nın adaylarını milletçe yönetimlerin başına getirmenizdir" diye konuştu. Yakapınar'da da Yüreğir Belediye Başkan Adayı Kamuran Karaca ile birlikte toplantıya katılan Başkan Zeydan Karalar, 31 Mart'ta yerel seçimlerin Adana için bir fırsat olacağını söyledi.

Görüntü Dökümü
---------
- Zeydan Karalar'ı meşale yakarak karşılayan kalabalık
- Zeydan Karalar'ın konuşması
- İlçe Belediye Başkan adayını tanıtması
- Diğer bir mahalledeki kalabalık
- Zeydan Karalar'ın konuşması

SÜRE: 02'53" BOYUT:319 MB

Haber-Kamera: ADANA,(DHA)

==================

En Çok Aranan Haberler